Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lermiş boğalarla. Ama tiyatroda düzenlenen güreşler kansız bir oyun niteliğındeymiş, ölüm korkusunun duyulmadığı yarış sonunda güzel kızlar sevgiyle kucaklarmış güreşcileri. Sanat tarihçileri Oirit duvar resimlerindeki hareketliliğin bu güreşlerden kaynaklanmış olabileceğini yazıyor. Yüksek bir yerden tilmüne bakıyorum sarayın. Eskimeyen eski doğayla kendi arasındaki uyumu bize kadar getiriyor. "El Greco'ya Mektuplar"ında Knossos'u anlatırken şöyle yazar Kazancakis: "... Yan yıkılmış, yarı ayakta duran saray binlerce yıl sonra panldıyor, Girit'in erkek güneşinden çokça tat aldıgı belli oluyordu. Bu sarayda insan Yunanistan'ın huzuru Ue geometrik mimarisini bulamaz. Burada hayalin, hazzın ve İnsan yaratıcı giıciiniin özgttrce oynaşması egemendir. Bu saray, zamanla canlı bir organizma, bir ağaç gibi biiyüyüp yayılıyordu. Önceden tasarlanmış, saglam bir plana uygun olarak yapılmamışü. Zamanın yenilenen gereklerine göre oynayıp kendi uyumunu yaratıyordu." (Çev. Ahmet Angın, s. 162) Binlerce yıl sonra binlerce yıl önceyi duymak, insanlığımızı kazandıracak eşi bulunmaz öğeler taşıyor içinde. Kalıcı olanı öğretiyor bize. Kanla: Akdeniz'in tadını çıkaran liman * Girit'in ikinci büyük kenti olan Kania'ya (Hanya) Eraklion'dan y.anm saatte bir otobüs kalkıyor. Yüz elli kilometrelik yolun büyük bölümü kıyı. Kumsalı buldukları yerde yazlık evleri, motelleri kondurmuş Giritliler. Yanınız yöreniz yeşil. Göz alabildiğine bahçeler uzanıyor. Sık sık kücuk yerleşim birimlerinden geçtiğimiz için, inip binenlerin sayesinde köylerin, kasabaların çarşı alanlarını, kiliselerini görebiliyoruz. Tüm yapılar beyaz. Kania, imparatorluk döneminde Türklerin, Rumca konuşan Müslüınanların yoğun bulunduğu merkezlerden. Otobüs terminalinden çıkınca küçuk içkili kahvelerle, pastahanelerle karşılıyor bizi. Kırk elli metre yürüdükten sonra geniş bir alana çıkıyorsunuz. Kent içi otobüsler buradan kalkıyor. llk bakışta oturmuş bir ticaret kenti izlenimi bırakıyor Kania. Alandan aşağıya vurdunuz mu gazinoları, lokantalan ile karşınızda liman. Akdeniz'in tadını çıkarmayı başarmış bir liman bu. Çevrede Ayvalık'taki Cunda Adası'nın rıhtımını çağrıştıran binalar görülüyor. Kıyıda eski "tskele Camisi" var. Minaresiz. Kanialılar şimdi "turizm bürosu" olarak kullanıyorlar. Yan sokaklarda da "Osmanlı işi" küçük yapılar kalmış. Eraklion denizden yukarı kaçmış gibiydi. Kania denizin, limanın tadını çıkarmaya bakıyor. Bir gece kalabildiğim Aya Nikolas ise, tam anlamı ıle denız kent. Birkaç küçük koyun çevresinde kurulduğu içın, hangi sokağa girseniz deniz çıkıyor karşınıza. Kıyılar teıniz ve kumsal. Ayrıca limanın hemen yakınındaki göl de özgün bir güzellik kazandırmış Aya Nikolas'ya. Her yer gazino, kahve. Doğasal renklerin bclırginleştiği akşam saatlerinde Ege'nin koynunda emzirdiği büyulerin etki alanına giriyorsunuz. Gece tüm çevre çengi kıyamet. Girit'e geıırken okuduklarımdan belleğimde kalanlar çeşitliyordu düşlerimi. Şimdi gerçeğin yarattığı resimlerle doluyum. Insanlar gördüm. Esmer, siyah saçlı. Kara gözleri. Hemşerisi Kazancakis'i Türkçeye çeviren Ahmet Angın'a beıuiyorlardı. Insanlar gördüm. Sarışın. Gözleri Akdeniz mavisi. Benzerleri tzmir'de, Ayvalık'ta karşınıza çıkabilir. Denizler gördüm. Beni Aya Nikolas'dan Rodos'a götürcn gemide. Gene görmek ıstiyorum. D Bodrum'dan Bodrum Kalesi'nln görüntüsü deflil üsttekı görüntu Glrit Adası'nda benzer görurttulere çok sık rastlanıyor Knossos Sarayı'nın kalıntıları Eraklıon'da Burada krallarla, prenslerle btrtıkte ınsanlar da yaşadı ve bu güzellıklerı yarattı Girityaşammda tarihler B İ.Ö. 29002200 Madenlenn kullanılmaya başlandığı erken Mınos donemı İ.Ö. 22001600 Tunç kullanımının gelışımı İ.Ö. 1450 Yunanıstan ana karasından gelenlenn adaya leşmelerı . 67IV Roma egemenlığı IVXII. Doğu Roma Imparatorluğu 12971669 Venedıklıler 16691897 Osmanlılar 18971912 Ozerkhk dönemı 1912'd«j Yunanıstan'a katılma Kitaplığımızda Girit Hüseyin Nesimi / Gırıt Meselesı, Hanya 1896 I! ve III cıltler Vıyana, 1897 Ali Haydar Emir / Gırıt Ihtılalı, 1931 Hayrettin MehmetBehçet Kemal Çağlar / Prof.Dr. Münir Aktepe / Girıt Meselesr 18661869 bas 1967. Tahmiscizade Mehmet Macıt / Gırıt Hâtıralarım, 1977. Girit'in Tarıhı,1933 Knossos Sarayı'nda yaratıtan uygarlık, Mıken Uygarlığı gıbı uygarlıklarm doflmasına neden oldu 11