Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÜNLÜK Salâh Birsel Bir ressam . 28 Şubat 1988 Myak lakımı Arasında (Maksım Gorkı) oyunu nun kışılerınden Kleşç şöyle bağırır Akşama yıyecck bır şey bulamadıktan sonra gervek neme yarar! 26 Mart 1988 I ıllanmıs arkadaşlar Sabrı Berkel, Naım Tıra lı, Sabahattın Batıır, Halıt Lskışar Taksım de bır kahvcdc <,ay ı,ayladık, vay vjvUdık Sabn'ye dedım kı Bır elınde f ırça, bı clınde palet Ve de bır tablo karşısındasın Ne yaparsın 9 Yanı sencc rcsım nedıı» Bence sanat bır yorumlamadır banatı nas'l yorumluyorsunu/'' Sanat kavramından ne anlıyorsunu7 9 Nasıl bellemışsını/' Hangı yanıyla daha ya kınlık kurmuşsıınu7') Kendı gucünüzü bılerek mı sanatın ıçındesınız' llkın bunları saplamak gerek Çünkü ıkı türlü sanal yapılıyor Bır, gö7 yoluyla sanat yapmak var Bır de katayla Eıı lyısı, her ıkı sını bır arada yıuütebılmektır Onun ıçın ne gra doda göz, ne gradoda'kata kullanılacak omı ke<tırmek gerck Uıı ı>ı cn lyı Cez.anne Baba bılır O, yapılacak resmın durable, yanı uzun ömürlu olması gereğıne ınanır Ondan <,ok öncelerı Leonardo söy le demıştır "La pıltuıa una taıısa mantale/Resım sanatı kafa ışıdır" Ne ölçüde kafa, o da ayrı Sabrı daha sonra Leonardo'nun karşısına 17le nımulen v'kardı Onların kafaya pck aldırmadık larına dcğındı Onların elınde bıı revete var Açık havada rc sım yapılacak Rcnkler bırbırıne karıştırılmayacak Pure, katışıksı/, lemız komılatak Ne kı, ış bununla bılmıyor Bır de gözun gücü üzennde durulmalı dır Ce/annc'a ızlcnımcılerın yol açıcısını sorrnus lar ' Claude Monet'yı nasıl buluyorsunuz 7 " Kar sılığı su "C'est un oeıl, maıs quel oeıl/O bır göz dür, ama ne gö/ " Sabıı, Bonnard'ın valışmasının da ı/lcnımcıle rınkıne ben/tdığını ekledı C) da kulusuını alarak dı,ık havada, veşıllıklerın karşısına kurulurmuş Kendıne uygun bır molif (konu) yakalayınca da fır çasını sürmeye baslarmış Berkel, daha sonra, yıllar yılı öğretraenlığın kcdısıne kazandırdığı becerıyle sözlerını Bonnard'ın ağzıyla sürdurdlı Resım lyı gıdıvor, lyı gıdıyor Bır yeıde bakı yorıım, kölülemeye yıı/ tıılmus Doğa benı elıne alıpsıkıyor Doğau ressam olmaya ıtclıyor (,ün kü ben gıKsüzüm Doğa ıse gılıjüdür Anıan ye nılmeyeyını deyıp pılınıı pırtımı lopluyor alelyeme dönuyorıım Orda renklen, bı<,ımlcrı yenıden ka famla yokluyor (Leonardo'nun ıstedığı de budur), venı eklenıeleı yapıyonım Berkel'ın son sö/ü dt su oldıı Beıı yalııi7 tek bır ressam tanıyorum Tablo suna doğa karşısında baslıyor, onıı doğa karşısında bıtırıyur O da l e/arme'dır Doğd onu ycnc nııyor O, doğayı yenıyor Bır de Van Gogh var O da tuvalını bayılıp, avılıp boyuyor nuta vardırılmak ıslenmıştır Gerçı bı;, Rönesans' tan gelen bır polımdır, ama Sabrı'nın lıııyu hıısu da bundan başkası değıldır Onun resınılerındc ras lantının yerı yoktur Bu, son resımlerınde daha da belırgınleşmıştıı Ren'> konusıında aynı şey söylenebılıı Ondakı renk, cılvesı ucuz ve savruk olmaktan <,ok u/ak tır Sabrı, rengın değışmcyen yanına dcğışcn va nını da eklcyerck kendı renk dunyasıııı yaıatınıştıı 11 DUnya Savaşı'nı ı/leyep yıllarda soyul rt. me yöneldıkten sonra Nurullah Bcrk'le bırlıkte bıı Turk Sanatı vapınak düşunLCsıne de ağırlık venı Artık resımlen mımarıvı, yazı saııatmı, halılarla çı nılerın arabcskını kutaklıyordur Doğru'u Bcıkel, resım yapar, ama ıgne mımanyı de heykelı de sokar Çunkü bu ü<, sanal Berkel'ın düşüntesıdır bu iv ıı,edır Bırbırınden ayrı lamaz 13 Mayıs 1988 1 Taksım'de bır kahvede " dlyor Salâh Birsel çayçayladık Fotoğrafta Birsel ın Yıllanmış arkadaşlar" dıye sözünü ettıfiı Sabahattın Batur, Naım Tıralı (ayakta) Sabrı Berkel ve Halıt Eskışar aysar muhayyelesınde. Lal madeninde Ku<,uk, gumus bır yıltlızın yurcgiyle dagladılar ve ucurdulur heni de of! Üzf(un gogumden akıyorum karanlık sulara. ugullunn .ınu kralı<,ryı b»j>a/laclıkları, sarp kayalıklarda şehvelini dındiren karanlık sulara akı>orum kendi uıgun üogıınıdf n mıl (.ekilmiş, capaklı gozlerımden (ŞttR ATI. Kıtap/4, s 106) 12 Nisan 1988 I em Sanal Caleri'sınde Sabrı Berkel'ın resım ser gısı 1930'lu yıllarda Floransa'da yaptığı gerçekı,! re sımlerden son yılların geometnk soyullamalarına değın u/anan yetmışı aşkın yağlıboya, suluboya, gravur ve dcsen Berkel daha ılk yapıtlannda elütlerın ıçındckı dısıplın, konuyu gerçekleştırme gütu ve doğaya sa ııatsal bakışıyla dıkkatı çekmıştır Denılcbılır kı, Rönesans resmının Berkel üzerınde guıbüz bır elkısı olmuslur Ne kı, 1900 yıllarından sonrakı res samlaıın, yanı resmın sınırlarını lyıden lyıyegeım leıen, resme tam bır özgıırlük kazandıran ressamların da (Pıeasso, Braque, Matısse, Chagall, Malt hıeıı) \andim Paris havası unutulmamalıdır Yal nız bu etkıler dosdop değıl, dolaylı bır etkıdır Sanalvının doğaçlama yoluyla bulup ortaya ı,ıkardı ğı, ıvınc kendı serılvenını de katlığı bır etkıdır Ya ralılan bır etkıdır Sabrı, resmın sadece gö/ ışı olmadığına, o göz ün yanı sıra bııtakım bılgılere gerek bulunduğuna da ınanır Goz antak o vakıt dolacak, antak o vakıt boş değıl, dolu bakacaklır Bu da şıı anlama gclır kı, Berkel'ın lesmıne eğıldığıni7 vakıt, her şeyı sağlam görürsunuz Bıçım, hareket, rıtm, santımet resıne varınca, hesaplanmıştır Aynakoynak ve plastık anlamdan yoksun hıçbır ı,ı/gıye, ruvbır forma raslayama/sını? Her şey absolu (kesın) bır so 1 Nlsan 1988 Naım Tıralı nın I954'teyayımlanan Aşka Kıtakse adlı öyku kıtabının ıkıncı baskısı Son zamanlarda yazdığı " B ı r Mckıubu Okurken" ıle "Cafe I ULO" da onlata eklenmış Denılcbılır kı bu son ıkı öyku, Aşka Kıtaksc've adı nı veren öykunun bıı uzantısı Uçünde de scvmekten korkan, duvduğu askın bır yanılmanın sonu cu olup olmadığını arai)tıraıı bır adam lezgâhlanıyor Sevıyor, sevmıvor Sevıyor, sevmıyor Yınc de kıza duyduğu askın sureceğıne ınanmayan adam o buruk acıyı yollar boyu gonlünden atamıyor "Cafe Luı.o"da baska bır altın gülücük de var Sevgılı, bu artık Parıs'lckı mangapludur yıllar son ra aranıp bulupuı Ne kı, kız çoklan evlenmış, çoktan (.olıık vocuğa karışmıştır Ger(,ı bır suıe sonra koca, bır tralık kazası sonuuı ölür, ama ıkı sevgı lının vıllarııı uslunden hır araya gelmesı eskı günlerı bılgeı.e yonımlamaktan öıeye gnmc/ Bundan anlaşılmalıdır kı, erkeğın sevgılısını kota daha vaşıyoıdur telefonla araması bıle ko cada, karısına olanaskı kann,ılamıştır Bu da se\gılının öyküdekı şu so/lerıne Oykunün tadını an tıran da budur mcydan verır Yenıden bınlın.e ke/ leşekkuı ederım Dünvanıı/daıı erken avnlan kocam adına da Yoksa o, yıllar sonra parlayan bır aşkın gu/ellığını tatmadan olmü^ olacakd Ben de kendısı tarahndan ne denlı seuldığınıı, hıı, ama hıı, öğrenemeye cektım Aşk Dedıgın'de "Olduğu Gıbı" başlığı allında toplanmış sekız anı öykııyle "Bır Adayın Nolları" adını lasıyan, Naım'ın 1957 yılında Manısa ve do laylarında mılletvekılı adavı olarak gevırdığı 18 günün öyküsü de bov boylanıış Bana o dustını.e gclır kı, bu yazıların ayrı bır kı tapla, gunluk adı altında yaymılanması daha uygun olurdu (.üııku bıınlar öyku olmaktan vok günluklıır öyküde, romanda, denemede yazarın karşısın da okurlar vardır Ya/dıklarını onların gozıı onun de yazarlar Günlükte ısc gunlukvü odasının tcrhasındadır Yanı başında kımsecıkler yoktur Naım'ın bu bolumdckı ya/ıları d>i sanınm bu nı telıkte Insanlar ı,ok gelıp vok gıtse de ortada yalmzta Naım'ın nabzı atıyor I stanbul 2 Aslıye Ceza Mahkemesı'nın açık sa vık bularak yok edılmesıne karar verdığı Hcnry Mıller'ın Oglak Donencesl adlı kıtabı 39 yayıne vınce yenıden basılmış Basılır basılmaz da yıne toplatılmıs Kıtap yasaklamakla, kıtaplann okurlara ulaşmasını engcllemckle nereye varılmak ıstenıyor' Bu aynak ve oynak gıdıs mutlıı sonlaı kapısı nın ıpını çekmese yarasaydı kıtap yakmayı bır ya şam ve polıtıka bi(,ımı sayan Na/ıler, şımdıleıde yokluk ufkunun ardına ıtelenmış olmazlardı Tarıh satrancı kıtaptan ve rcsımden korkan ve korkulannı yenmek 1 , 1 onların lambasına ufleven 11 1 devlet benbencılerının kötü renktı ışlerıyle dolııdııı Gregory Abu'l I arac tanhınde şöyle der AbdülMelık oğlu Ye/ıd'ın (ölümıl 726) bıı\ ruğuyla duvaılaı, tnlıt.ıl.ır, taşlar ve kıtaplardakı tanlı varlıkların resımlen yok cdıldı Roma hukııın darı Lco da aynı bı^ımde davıandı O da azı/lerın ve kralların resımlerını kılıselerden, evlcrdcn kal dırttı Şu var kı, Leo tam bır dclıbaltadır Kalkedon (Kadıköy), Kılıscsı'ııııı veıdığı kararları tanımayan herkesı menıleketten kış kış etmıştır Yahudılcıe de rahat yüzü göstcrmemıs, ı,oğunun boynuna val tız boyunduruğu geçırmıstır Abu'l Farac, Halıfe Mutemıd'ı dc kıtaplardan ürken bır kışı olarak lanıtır Mutcmıd S92 yılında gerek gezgmcı oyuncuların, gerek munectım ve bıl yuuılenn sokak kıyılarında oturmalarını yasakla mış Kıtapçılaıa da felsefe deneysel bılım ve dınsel tartışmalarla ılgılı kıtap satmayacakları üzcrı ne ağır yemınler etttrmış n Aşk Dediftln. 27 Mart 1988 U ü n Sabrı Berkel'e ılk resımlennın fıgüratıt (be tısel) olııp olmadığını sordum I ıgüralıt Ama bu demek değıldır kı tıguras yon (betıleme) ıı,ınde soyullama yok Bana oyle ge lıyor kı, resım sanatının eıı ı.an alaıak, en yaldıryıldır yanı soyullamadır Soyutlama bır şeyı yenı dcn vapmakiıı Soyuilamaya cl atmak zorundasın 7orunda değılsın elbct Ama soyut ıster ısteme7 rcsnıın ıçındc ytr alıyoı Soyullama ressamı anlatan bır ddvranıs, bır lutunı oluyor Doğrusu, şıır dc ne dedıgını kımı aklı başında dızeleııyle verır, ama şıırı şıır yapan, onu kağam kağşak yürüten daha <,ok soyuta yaslanan dızelerdır Seyhan Erözçelık Sonru, heymmı yıyen heykcllerıını savaşlıkça bakırlasmıs yıı/lcrıne ufledigimde yenı pullar buyulen o kanatıcı alıntılar binlerıe kusu uçuruyorlar bır cocugıın Sabrı Berkel ın bır yapıtı ' Istanbul'dan ' 15