Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bir kamuflaj ustasıyla üç gün Gölköy'deki üç günümüz dolduğunda, "bukalemunumuz"u yanımızda İstanbul'a getirmeyi düşündük.Ama sonra.özel hayatına müdahale etmek istemedik. Feyyaz Tandoruk m stanbul'un kargaşasından, uç gıınluğune de olsa u/aklaşa bilmek, tcmız hava, lcmiz deniz, genellikle bir bakışta bir kaç kilometreyı bulan görüş mesafesi kazanmak gibi doğal ihtiyaçlarımızı gıdermek üzcrc, Bodrum'un Gölköy'une kaç/ırladığımı/ yere koydıık. Bu arada ilk dıkkatimi/i çeken, elleıınııı, kuyruğunun kavranıa veleneğı ve duyarlılığı oldıı. Ondan aldığımız ıkınci mesaj, sııratle davraıup kaçamayacağı idi. Bira7 da kış uykusuna hazırlanmanın mahmurluğundan olacak, oldukça sakın hareket ediyordıı... İkınci gün, naylon sinek leliyle üzerinı örttüğümüz "leğen evi" ne, bırkaç çckirge yakalayıp attık ve beklemeyc başladık. Tüm arzuınuz, ok gibi fırlatabildıği dilını görcbilmek, başarabilirsek tık. Evimizin kapısını aearkeıı bu uç günlük kaçışı, kış uykusuna yatmaya hazırlanan bir bukalemun ilc yaşayacağımızı bılmiyordıık tabii... Oııa ilk defa; arka bahçedc, ocağı tutuşıurmak için çalı çırpı (oplarken rastladık. Öııce (oprakta oldukça düzgün, silindirik, aşağı yukarı bilek kalınlığında bir delik, ionra da dcliğin içinde, Akdeniz ve Ege'de sık rasllanan iıi kerlenkelelerinkini andıran kuyruğu fark ettik. Nc var ki ilk anın heyecanını üzerimizden atıp, daha dıkkatlı incelcdiğimizde, delikteki yaratığın kertenkeleye ait olamayacak kadar yavaş harekctlcrle deliği derinleştirdiğini, ön ayaklarıyla kazdığı toprağı arka ayaklarıyla delikten dışarı attığını gördük. Kış uykusuna yatınak içın kcndine yuva yapan bir bukalemun idi bu. Fotoğraf çekme isteğimiz artık karşı koyulmaz bir hal almıştı. Hem fotoğraf çekmek hem de orada kaldığımız üç gtln içerisinde onunla beraber olmak ve çocukluğumuzdan beri bilip merak ettiğimiz bu kamuflaj usıasını, bir el gibi kullandığı kuyruğuyla, 360 derece birbirinden bağımsız hareket edebilen gözlcriyle, neredeyse kendi boyunda olan diliyle ve değişebilen rengiyle her marifetine şahit olmak mümkUn olacaktı... Büyükçe plastik bir leğene toprak, (aş parçaları, kısa dallar yerleştirip ona kalacağı yeri hazırladık. Sonra ne olur ne olmaz diyerek lastik bulaşık eldiveni giyip, kuyruğundan tutarak ha Bukalemunuınuz. rndsaya hernen uyuın sağlıyor o anı fotoğrallamaktı. Ne var ki vekirgelcr, burnunun dibine k; dar gittiği, hatta başına çıktığı halde lııc oıalı olınadı. Ya bi, den utanıyordu ya da loktu. Aynı anda bir gözuyle aşağı, diğeriyle yukarı ya da bırıyle oıı öburüyle arkaya çok rahat bakabıliyorcİu. Onun bıı şeyleı yı nıeye niyeti yoktu, ama biz atıkııııştık. Hem ycınek hem cle h raz başka şeylcrle ilgilcnmck içııı kııçuk dosturnu/ıı valnız bı raktık. Ertesi iabah ilk iş olarak yanına koştuğuınuzda çekirge lerin yerinde yeller estiğinı gördıık. Deınek ki gece vakti acık mıştı ya da yalnız yemeyı scvıyordu. Sıra, en merak etliğimiz marıi'ctlerinden renk dcğiştırmeyc gcl mişti. İlk işitildiğinde, renginin olduğu gibi değışmesi şeklind algılanan bu değişinı olavı, aslında hıe de öyle deAıldı. Aikerle rııı arazi giysileri gibi hareli olan derisi, rcnk tonlarını değiştire rek kendini kamufle ediyordıı. Örncğin, onu turuncu plaslik bi faraşın üzcrine koyduğumuzda karşımızda tupturuncu bir hay van görmüyorduk. Rcngi turuncuya doğru ton alıyordu, am< üzerindeki hareler hiçbir zaman kaybolmuyordu. Yani asıl be cerisi, doğanın grafik düzenini, renk armonisini laklit etmekt ve bunda oldukça başarılıydi. Bir de deliğinde ııyıırken kartondan yapılmışçasına beyaz olduğunu gördük.. Ciölköy'deki üç gunümüz dolduğunda, "hııkalemııııumuz'u yanımızda Istanbul'a getirmeyi düşündük. "Terrariuın" denilen, akvaryum gibi nem, ısı ve hava dengcleyici cihazlarla doııatılmış düzeneklerde kertenkele, iguana, bukalemun gibi hayvanların evde beslcndiğini biliyorduk. Fakat karşı cins sorununu çözmemiz olanaksız görünüyordu. özel hayatına müdahale etmek istemediğimizden, tckrar bulduğumuz yere bırakmaya karar verdik.lyi uykular ufaklıklBaharda sendenönce uyanırsam.oraya gelip uyanışını izleyeceğim...LJ Ancdk nıavı'yı gorunce hıç dayanamıyor Yere ındırınce de arabeskleşmeyı Dirakıyor. DÜNYA ÇİÇEKÇİSİ Dünya Çiçekçisi zor beğenenlerin çiçekçisidir. Özellikle tüm Türkiye'de şubeleriyle ve dünyada çiçek gönderemeyeceği yer yoktur. Çiçekle mutluluklar diler, çiçek emirlerinizi bekler, saygılar sunar. Dünya Çiçekçisi: Merkez Güzel Bahçe Sok. No: 9/A NişantaşıİST Tel: 141 65 43131 24 85 Ankara 271 178tzmir 223 019Adana 23 351Kocaeh 138 73 Gaziantep 104 05Samsun 32 329Bursa 226 163Sivas 14 352Kıbns Lefkoşe 72 958 Burdur 12120 Isparta 17978 Mersin 20453 Antalya 123682 Gıresun 10313 Aianya 2931