Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S A 6 L I K Erdal Atabek Hastalıklar yaşamaya engel değil İster geçirilmiş olsun, ister süreğen, hastalığımızı yaşamaya engel kılmamak bizim elimizdedir. • Hastalık geçirenler için tatil Hastalık geçirenler ya da süreli bir hastalığı olanlar için tatil yasak değildir, sanıldığı kadar dar sınırlı da değildir. Aslında, dikkat edilmesi gereken noktalar, bir anlamda herkesin, özellikle, yaşlıların, bünyelerı biraz dayanıksız olanların dikkat etmesı gereken öğelerdir. Doktorunuz ayrıca yasaklamadığı takdirde şu noktalara dikkat ederek tatilinizı rahatça geçirebilirsiniz: • Gideceğiniz yere rahat bir araçla gitmeyı yeğleyın. Düzenjı servisi olan bir otobüs uygun olabilir. Özel otoyla gidiyorsanız, sıkışık oturmamak doğrudur. Araba kullanıyorsanız yorulmadan, uygun molalarla, orta bir hızla, yolculuğu hiç tehlikeye sokmadan aracı sürmeniz doğrudur. Yolunuz açık olsun. • Tatil yerini seçerken, çok gürültülü, aşırı hareketli bir yer seçmeyin. Dinleneceğiz diye sessiz sedasız, neredeyse dağ başını anımsatan bir yere gitmenize de gerek yok. isterseniz diskoya da gidin. Ama, break dansı gençlere bırakın. Siz slovvlarda ya da tangolarda sıranızı bekleyin. Bunları çalmıyorlarsa zarar yok. Bu şarkıları içinizden geçirin. Eşinizin elini tutmayı da unutmayın. az ayları gelince herkes çeşitli şeyler düşünür, ama bazı hastalıkları geçirenlerin düşüncesi ortaktır ve tektir: "Ben neleri yapabilirim, neleri yapamam?". Tansiyonu yüksektir, onikipartnak bağırsağında ülseri vardır, koroner yetmezliği bulunmuştur, romatizmadan gördüğü tedavisi yeni bitmiştir, arasıra kendini gösteren bir idrar yolları yangısı vardır. Bu insanlar şu soruların yanıtını duşUnürler, sorarlar: "Ben yazın ne yapmalıyım? Otobiis yolculuğu yapabilir ıniyim? Araba kullanabilir nıiyim? Denize girebilir miyim? Güneşte kalabilir miyim? Gurultü bana zarar verir mi? Diyelte biraz daha rahal davranabilir miyim? Yoksa, bütiın bunlar saglığıma /arar verir de hiçbir yere gitmeden evde mi kalmalıyım?" . Hastalıkların bir yola sokulup da hayata yeniden karışıldığı kavşakta, ne yazık ki, insanlarımızı yalnız bırakıyoruz. Sağaltımın bitip ya da süreğen aşamaya gelip, insanın artık evine, işine dönmesi gerektiği zaman uygulantnası gereken "rehabilitasyon" (yeniden alıştırma), ülkemizde önerni pek kavranmamış bir önemli dönemeç. Hastalar herşeyi soramaz; çekinir, sıkılır, hekimlerinse her şeyi söylemek akıllarına gelmez; zamanları yoktur, gereğini pek anlamamış olabilir. Tıp biliminin sessiz dönemeçlerinden birisi, "haslalık geçirmiş insanın artık sınırlı yaşaması gerektigi" düşüncesinin yerine, Y "hastalık geçirmiş insanın normal hayatını yaşaması" amacını koymasıdır. Kuşkusuz, "normal hayatını yaşamak", hiçbir sınırı olmayan, hiçbir ölçüsü olmayan hiçbir sorumluluk duymayan bir yaşama biçimi değildir. "Normal hayatını yaşamak", bedenine saygı duyarak yaşamaktır. Bedeninin yaşama kapasitesini dikkate alarak, bedeninin geçirdiği yıpranmaları dikkate alarak, bedeninin daha uzun yıllar kendisine gerekli olduğunu dikkate alarak yaşamaktır. Aslında, böyle bir dikkatin hasta olmadan da gösterilmesi gerekir. Ne ki, bizim sağlık kültürümüz içinde böyle dikkatlerin gösterilmesi bilinci yer almamaktadır. öyle olduğu için de, sağlığımıza hiç göstermediğimiz özeni, bir hastalık geçirdiğimizde ya da bir hastalığa yakalandığımızda "aşırı özen" durumuna sokarak yaşamanın keyfini kaçırırız. Böylece, hastalığımız bizim için başlıbaşına bir "stres" olup çıkar. Daha da yoğunlaşıp, hastalığını bir "nöroz" durumuna getirenlerimiz de vardır. Bu durumların kökeninde de, çevremizden beklediğimiz ilgiyi göremeyişimiz, çevremizin şefkatini çekme isteğimiz, gerçekleşmeyen beklentilerimiz olabilir, ama bugunkü konumuz bu değil. Bugünkü konumuz, sizinle, bu sorularınız üzerinde konuşmak. Bu konuşmanın amacı da, sizi gündelik hayatın içine sokmaya yardımcı olmak. 1. Hastalığı ya geçirdiniz ya da hâlâ bazı ilaçlan sürekli kullanıyorsunuz. Hastalığınızı sürekli bir sorun olarak aklınızda taşımayın. Unutmayın, hayatınızı "sınırlı" değil, "normal" yaşayacaksınız. 2 . Hastalığınmn tanısını öğrenin. Belki biliyorsunuz. Hastahğınızın derecesi, aşaması, durumu hakkında genel bir bilgi sahibi olmanız yararlıdır. Bunu hekiminizden sorarsanız, birçok soruyu . sizin yanıtlamanıza.ansiklopedilerden bilgi aramanıza gerek kalmaz. Ayrıca,sizin değerlendirmeleriniz objektif olmayacaktır, kendinizi büyük olasılıkla yanlış yönlendireceksiniz. Hekiminize sorun, size doğruyu o söyleyecektir. 3 . Aklınızdaki her soruyu not edin. Otobüs yolculuğu yapabilir misiniz? Araba kullanabilir misiniz? Uçağa binebilir misiniz? Bu durumlarda nelerle karşılaşabilirsiniz?Böyle bir durumda yapmanız gerekenler nelerdir? Güneite kalabilir misiniz? Hangi saatler ve ne kadar süre kalmanız sizin için uygundur? Denize girebilir misiniz? Yüzebilir misiniz? Ne kadar süre sizin için uygun olacaktır? Günlük yürüyüşler yapmanız gerekiyor mu? Nasıl bir yürüyüş sizin için uygundur? Yapabileceğiniz spor türleri nelerdir? Nasıl bir iklim sizin için uygundur? Aşırı sıcak havalarda nelere dikkat etmeniz gerekir? Nemli sıcak havanın üzerinizdeki etkisi ne olur? Günlük 24 saatlik yaşamınızda uyku saatleri gibi, yemek düzeni gibi konularda dikkat etmeniz gerekenler nelerdir? Bunları sormanız, aklınızın içinde bir soruyanıt listesiyle dolaşmanız için değil, aklınızda yanıtı bilinmemiş sorularla dolaşmamanız içindir. 4 . lşinizle ilgili soruların yanıtlarını da bilmelisiniz. Yaptığınız işi sürdürmeniz uygun mudur? lşinizi yaparken dikkat edeceğiniz şeyler var mıdır? 5 . Cinsel hayatınızda değişiklik yapmanız gerekiyor mu? Çoğu kez utanıhp sorulmayan bu soru, insanın hayatını tatsız kalmaya yeter. Bir insanın hekimine soramayacağı hiçbir soru yoktur, unutmayın. Hastalıklar yaşamaya engel değildir. İster geçirilmiş olsun, ister süreğen, hastalığımızı yaşamaya engel kılmamak bizim elimizdedir. Çoğunlukla, hastalığı yaşamaya engel kılan, bizim kendi kendimize yarattıgımız korkulardır. Bu korkuları aşmanın yolu, hekimimize sormak ve onu dinlemektir. D Hastalık geçirenler için güneş ve deniz Hastalık geçirenler için güneş ve deniz hep sorun olur. Kışın geçirilmiş bir bronşit, ılkyazda kendini göstermiş bir romatizma, arasıra ortaya çıkan bir sistit (idrar yolları yangısı) hep aklı kurcalar. Gene, doğru yol, hekiminize sormaktır, onun görüşünü almaktır. Ama, hekiminız ayrıca dikkatinizi çekmediyse, şunlara dikkat etmek doğrudur: • Güneşte kalma sürenizi uzatmayın. insan, güneşin ışınları altında gevşer, yayılır, zamanı unutur. Siz böyle yapmayın. Güneşte kalma sürenizi on dakıkayla başlatın, otuz dakikaya kadar çıkarın Otuz dakikayı da geçırmeyın. • Denize elbette gırebılırsınız. Hastalığınız süreğense, denızde kalma saatınızi uzatmayın. Yüzme orta derecede güç harcamayı gerektıren bir spordur. lyı yüzme bilıyorsanız az güç harcamavla ,.* yüzmeyı de bilırsinlz. • Sabah yürüyüşleri, akşam yürüyüşleri herkes gibi sizin için de V k i y ! i d i r S a b a h ı n »"'" saatlerinde, akşam günbatımında ne güzel * yürüyüşler yapılır. Yorgunluk duydunuz. Ourun. Hatta uzanın. Tatildesiniz. Spor yarışmasında değil. Keyfinize bakın. Ne "Adam s*n de", ne de "Aman ölecok miyim?". Rahat yaşamak, ortalama çizginın üzerındedir. Insanız, günün birinde ölürüz. Her gün ölmeye ne gerek var? D • Uyku saatinizi biraz geçirebilirsiniz, ama çok değil. Televizyonda dişe dokunur bir şey olmaz, merak etmeyin. Tatlı bir muhabbet varsa oturun, nöbette değilsiniz. Ama, her günkü laflar için de uykunuzu feda etmeyin. Bunları nasıl olsa yarın da konuşacaksınız. • Yemekleriniz evdeki gibi düzenli değilse, o kadar zararı yok. Tatilde her şey pek düzenli olmaz. Zaten yiyeceğiniz ne ki? Kamu kampındaysanız tabldot yiyorsunuz, özel bir yerdeyseniz az yemenin keseye yararı büyük. Üstelik, sizin "diyet yapıyorum" diye bir mazeretiniz olur. • Fırsat bu fırsattır diye kendinizi içkiye vermeyin. ölçülü giderseniz daha çok fırsatınız olur. ölçüsüzlük insanın önündeki fırsatları kaldırır, unutmayın. • ilaçlarınızı düzenli alın. İlaç almaktan ne çekinin ne de dünyanın en önemli oiayı yapın. Milyonlarca insan hem ilacını alıyor hem de gündelik hayatını sürdürüyor, unutmayın. D 22