04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

I 'Kavga çıkacaksa taviz veririz' 8 c "Tartışılan on kelime yüzünden Turkiye*de kavga çıkacaksa, biz taviz veririz. Ama TRT'ye yaklaşım biçiminde de, biz aynı hoşgörüyü bekliyoruz." rinci Kanal için ytızde yüz yedekli bir sistcm uygulanıyor. Tek bir kanalı olan bır TV'de bu kaçınılmazdı. Biz, lkinci Kanalın ihalesini de yuzde yü7 yedekli olarak yaptık. Sonra ben arkadaşlarımı topladım, lkinci Kanal için yuzde yuz yedekli sisteme ıhtiyaç var mı dıye tarlıştık. Kuçuk bir arı/a rizikosu ıçın çok buyuk bır yatırım gerektiriyor bu... Büyük bır yatırımın yaklaşık yarısını, sigorta olarak kullanıyorsunuz. Bu bi/e çok akıllıca gelmedi. Biz dedik ki, antenlerimizi değiştirelim. Ve İkincı Kanal'ııı yedeği olarak kullanacağımız sistemi, bır Uçüncu Kanal için kullanalım. Bu, şu dcmek oluyor: Biz şu anda lkinci Kanal'ı kurdıığumu7 her yerdc, hemen bir Üçüncu Kanal'a geçmek imkânına sahibiz. Bu kanalın ne şekilde kullanılacağını kururn politikası olarak oluşturmaya çahşıyoruz. Bu, çok yeni bir gelişmedir. İlk ısmarladığımız 7 buyuk, 3 ufak vericinin antenlerini de bu yönde değiştirmek uzere firmaya talimat verdik. Şu anda bu kanalı da lkinci Kanal'la birliktc düşünüyoruz. Ve belki de Eğıtim/Kultur ağırlıklı bir program anlayışını orda gerçekleştirebiliriz. Sayın Toskay, bu yeni kanallar, sizin de dediginiz gibi program uretiminde buyuk artış gereklirecek. Diger yandan yakında uydulardan başlayucak olan yabancı yayınlara açık bir hale gelecek Turkiye ve (am anlamıyla bir yabancı kultur saldırısına uğrayacak. Bu çerçevede, ulusal küllıirün korunması konusundu TRT'ye de buyuk gorev duşuyor sanırız. Ne dersiniı? Bu gerçekten uzerinde çok durulması gereken bir koru... Ancak takdir edersiniz ki, dünya uzerinde TV yönetimleri, o ülkede üretilen ürunleri halka yansıtma görevinı yaparlar öncelikle. Söz konusu durum, toplum çapında bir sorundur, toplum çapında geniş olarak tartışılması, çareler araştırılması, öniemler ahnması, sorunlann toplumun ilgi'ı kesimlerinde çözülmesi gerekir. Biz ise bı;nu Ulkenin en uzak köşelerine kadar yayrnakla yukumlüyilz. Ancak diyeceksiniz kı, Türkiye"nin şartlan dikkate alındıHemen her ulkede durum böyle... Acaba TRT bizdeki uygulamada, hep kendi seçtiği konulan, kendi hazırladıgı projeleri kendi islediği yonetmenlere vererek ve bu yapıtlar Uzerinde taın bir denetim hakkı kurarak mı bu katkıyı uygulayacak? Yoksa, en azından bclli bir zaman sonra, elbette bir on denetim ve onay olmak koşuluyla, kimi projelere daha ho^gorulu, sanalçıya daha çok o/.gıırluk, serbesllik tanıyıcı bir tavır or(aya çıkabilecek mi? 7aman içındc dcdığınız tarzda bir yaklaşım olabilir. Ama v u anda bizım temel amacımı/, kcndı ıhtıyaçlarımıza karşılık verecek f'ilmler, dızılcr urelmek ve buııun için de, bizim dışımızda birtakım uretım kaynaklaımı hareket geçırmek... Bi7, Türk sanatına bu tur biı hareket getirmek, ivme kazandırmak açısından tek kurum da değıli/. Bir Kültür Uakanlığı var, bır Tanıtma Fonu oluşturuldu. Onlar da bu konularda destek olmak zorundalar... Samımi olmak gerekirse, bizım ilk aşamadakı arzumuz, sinema sanayii ile işbirliği yaparak kendi ihtiyaçlarınıızı karşılamak... Ayrıca bir altyapı oluşturmak, sineına sanayii için ciddi bir altyapı oluşturmak, setler, itudyolar, laboratuvarlar kurmak için de yatırım yapmayı ilke olarak kararlaştırmış bulunuyoruz. Sayın Toskay, yine kullur konulan iistüne bir sonı... Turkiye, sanınm ki, çok fazla sanatçı yeüştirmis, bunların bazılarını harcamak, unutmak, gozardı etmek luksune sahip bir ulke değil. Buna karşılık bugiin TRT'de yasak bazı isimler oldugu, bazı sanatçıların eserlerinden uyarlama yapılmak şöyle dursun, isimlerinin bile anılmasının mumkun olmadığı bir gerçek. Aynı biçimde, bazı sozcuklere uygulanan yasakların ben gunümuz Turkiye'sinde aydınları ve toplumu birleştirici bir çaba oldugu kanısında degilim. Ne dersiniz? Şımdı... Söylediklcrınizle bizim duşundüklerımız arasında çok büyuk bir fark olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebılinm. Türkiye'de bize duşen en önemli görev, geçirdiğimiz tecrübelerden de ders alarak, ayırıcı, bölucu, kavgaya yoneltıci olmak değil, birleştirici, hoşgörülu, sevgiyi ön planda tutan bir tavır içinde olmaktır. Farklı düşünen, ama bu farklı düşüncelerı karşılıklı sevgi içinde, anlayış içındc ifade etmesıni bilen bir toplum yaratmak... Hareket noktamız bu fikir ayrılıklarına saygı duymak, ama bıze pahalı biı maliyeti ödetecek biçimde bu aynlıkları kızıştıracak politikalar gıitmemek... Ancak dığer yandan, birtakım aşırılıkların öncüluğünü TRT'nın yapması da milmkün değil. Hiçbir TV/radyo kurumunun dilde önculük yapması, radikal bir dıl politıkası izlemesi düşunuleme7. Bİ7 dil konusunda öncülük yapmaya nivetli değilİ7. Şu anda Türkiye'de dıl, ciddı bir problemdir. Dil konusunda sıkıntılarımi7, problemlerimız var. Biz, dili şu anda herkesin anlıyabıldıği iyı veya kötü, ama belli bır düzeyde tutmak çabasındayı?. Ne geriye doğru götürmek, ne de aşırı ileriye doğru götürmek... Yasaklar filan, bunlar sembolik şeylerdir. Bır 'ulusal' kelımesı var, uzerinde çok duruldu. Anayasa yapılırken baştan sona taranmış, bu 'ulusal' kelimesi her yerdcn çıkarılmış. Yerine 'milli' konnuış. Başbakanlığın ısc cylul 1984 tarihli bir genelgesı var. Kamu kuruluşlarının genelde anaya.sa dilini kullanması, ölçu olmasını istiyor. Demek ki, devlctin dil politıkasında, anayasanın dilini bir çÖ7üm, bir orta yol olarak benimsemek, Turk Dil Kurumu nihaı sözlüğünü yapıp çıkardıktan sonra da oturup yenıden düşuntnek... Biz bu kararı verdik. Dil konusunu şu anda belli bır noktada tutmak istedik. Eğer üstünde tartışılan bır 10 kclıme yüzünden Türkiye'de kavga çıkacaksa, kı en istcmediğimiz şeydir, biz o konuda da taviz veririz. Ama TRT'ye yaklaşım biçiminde de, o a I 6 nümüzdeki ckim ayında, Türkiye Radyo ve TV Kurıımu, bır İkinci Kanal açmaya hazırlanıyor. Bu, kuşkusuz Turk toplumsal ve kultürel yaşamında yenı kapılar açacak önemli bir olay. Bu ve başka konularda uzun zamandır TRT Genel Müdürü ıle yapmak ıslediğimiz bir konuşmayı, kendi ülkemizde değil de, Sovyetler Birliğı'ni ve Taşkent şenliğini ziyaret etmekte olan Tunca Toskay başkanlığındaki beş kişilik bir TRT ckıbıyle birliktc birkaç gün geçirdiğimiz Taşkent'te yapabildik. önümüzdcki aylarda ulkemizde buyuk yankılar yapacak, tartışmalar açacak konularda ön bilgiler getiren bu konuşmada, Tunca Toskay, bir Üçüncii Kanal'ı da haber vermek gibi, ilk kez kapsamb biçimde kamuoyuna açıklanan önemli bilgiler verıyor. Sayın loskay, Ikinci Kanal yaklaştı. Bu konuda basında çok degişik haberler, yorumlar çıkıyor. tkinci Kanal için belirlenmiş bclli bir yayın politikamz var mı, varsa ilkeleri neler? Bizim kanunumuzda, "topluma seçim iınkânı saglayan çok kanallı bir TV kurmak" ıbaresi var. Vatandaş, birınci ka nalda beğenmediğı, hoşlanmadığı bır programla karşılaşırsa, onun yerine ikâme edebileccği bir alternatif bulabilmeli. Bundan yola çıkarsak, lkinci Kanal'ı küçük, azınlık oluştııran bir grubu hedef olarak düzen lemcmiz mütnkun değil. Kanunun âmir hükmüne göre, mümkun değil. Onun için, hemen hemen bırincı kanal gibi, seyredilebilirliği yüksek ve vatandaşa birinci kanalla çok iyi koordine edilerek alternatif sağlıyan bir kanal oluşturmak niyetındeyız. Peki, tkinci Kanal için oluşturulan kimi beklentiler, örnegin kullur, sanal, eğitim agırlıklı bir program anlayışının bu durumda sözıi edilemiyecek bir şey mi? Atillâ Bey, şimdi şunu açıklamak isterinı. Turk toplumu çok hızlı gelişen bir toplum... Tüm kuruluşların, müesseselerın de bu hıza ayak uydurması gerekiyor. Toplumun bıc TV kanalını yüzde 88 oranında İ7leyebilmesini şağlamak için 1015 yıllık bir zaman gerekti. Artık bir lkinci, hatta bir Üçuncü Kanal için bu kadar bekletemeyiz toplumu... Hızımızı artırmak zorundayız. Birinci Kanal için çok dar bir banttan yayın yapıyoruz. Teknik olarak daha geniş bir bant sistemine geçmeye mecbur olduk... Bi ize, TFT olarak bırakılmış oyun sahasını yavaş yavaş genişletmek durumundayız. Dikkatli gözler bunu yayınlarımızda müşahade ediyorlardır. ğında TV yalnızca bir araç olma göreviyle yetinebilir mi? Yetinemez, ben de bu kanıdayım. Bu durumda biz TV olarak kabuğumuzu kırıp, uzun vadelı olarak, kendi dışımızda, toplumumuzun önemli noktalannda birtakım üretim birimlerinin oluşmasına katkıda bulunmak zorundayız. Biz bu yola girmiş bulunuyoruz. Türkiye'nin film endüstriiiyle ilişki içindeyiz. Baştan beri bu konuda i^birlıği için istekli olduk. Ve bazı urünlerı de alnıaya başladık. Bunlar bir başlangıçtır. Birçok dı$ festivalde göriiyorum, gerçekten de sanat degeri olan birçok filmde o ulkenin TV kurumunun katkısı oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle