22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Rusya gerçek Havana'yı bilmez Kübalılar, iyi birpuroyla alelâde bir puro arasındaki farktan haberi olmayan Rusları "barbar" olarak görüyorlar. ARTHUR SCHLESINGER JR* Bu alışkanlığın iğrenç ve savunulamaz bir şey olduğuna dair en ufak kuşkum yok. Dört yüzyıl soiıa bile olsa, Britanya K^alı I. James'in tütüne Karşı sert tepkisinde ıit kadar haklı olduğunu kabul edebiliyoruz: "Tiitün içmek, gözler için liksinti veren, burun için nefrel doğuran, beyin için zarerlı, akcigerlcr için de tehlikeli bir alışkanlıktır," demiş James). Bu yolda çahşan bütün cesur savaşçıları Richard H. Overholt, Dvvight Harken, John Banzhaf, Joseph Califano, VVilliam Cahan, Alan Blum, Everett Koop'u ve insanları alarma geçirip güçlü tütün endüstrisine diz çöktüren, şimdi de Amerika'nın "sigarasız bir ülke" olma çabalarına yol gösteren herkesi selamhyorum. Umuma açık yerlerde tütün içmeyi yasaklayan her türlü hareketi alkışlıyorum. Uınannı karım da sigarayı bırakır, çocuklanm ise hiç başlamaz. Kapalı mekânlarda sigara içilmemesi için çalışan bir derneğe üyeyim ve açık havada sigara içilmemesi için çalışanlan da destekliyorum. The Economist dergisine göre, Norveç, bu yüzyılın sonuna kadar tütunden kurtulmayı hedefliyormuş; büttın kalbimle kutlarım Norveç'i... Cîeçen baharda halkın kullandığı bütün kapalı mekânlarda sigara içilmesini yasaklamayı öneren, ustelik bu öneriyi, sigara içenlerirı içmcycnlerden fazla olduğu (17'ye 13) ve başbakanın da ıçenler arasında yer aldığı bir kabineye sunan ttalyan Sağlık Bakam'na da güçlü olmasını dilerim. New York Belediye Başkanı Koch'la ilk kez bir konuda aynı fikir1 deyim: Kentteki işyerlerinde sigara içmeyi kısıtlama programı konusunda tabii. Ahlaki dengc artık haklı olarak, sigara içen insanın aleyhine dönmüştür. 20 yıl önce Cote Basque'ta bir puro çıkarıp yaktığımı hatırlıyorum. Karşı kanepede oturan adanı itiraz edince, nefis bir "Romeo ve Juliet" içmekte olduğumu söylemış ve o ilahi dumanı adamın yüzune uflenıiştim. Oysa bugün, bir lokantada ya da başka herhangi bir yerde, puro içmeyi hayal bile ederrıiyorum. v i kulu bir puronun verdiği engin zevki başka ne verebilir? Bu konudaki düşüncelerim, Kübalı romancı G. Cabrera Infante'nin yeni yayımlanan harika kitabıyla büsbütün zenginleşti. Kitabın adı "Kutsal Duman", ön kapağmda Groucho MarVın bir resmi yer alıyor: Onunla eş tutulan, herkesin sevgilisi T. S. FJİot'ın dediği biçimde, "tütün transı"na geçmiş; ağzında bir puro, yüzünde derin anlamlı bir ifade var. Cabrera Infante, kitabını Ingilizce yazmış. Üstelik kelime oyunları açısından, Vladimir Nabokov gibi lngili?ceyi sonradan öğrenmiş başka yazar larda gördüğümüz türden bir zenginlikle kullanıyor yeni dilini. Nabokov'vari bir dolu nükteli kelime oyunu arasında, edebiyat ve sinema anılarından oluşan harikulade birpanoramayla süsleye rek, "tütunün yükseliş vc laşmazlıklar cstctik yargıları etkilemez. O da doğruluğu elden bırakmayarak Küba'nın "Cohiba"sı için şunları söylüyor: "Dünyanın en iyi purosu. ...mükemmel şekilde yapılmış, yuvarlak ve muntazam biçimli, alt ucu düzgiin kesimli, üst ucuysa bir perilla: Keci sakalı gibi uca dogru incelen, dıımnnın tinsel helezoniligini hazırlayan bir kıvrım..." Bu yüzden ben de, geçen yılki iki Havana ge zisinde aldığım Cohiba kutularını hazine olarak saklıyorum. Kanımca CIA, Küba'nın puro ihracatını çözümleyerek çok şey öğrenebilir. Moskova'da dövizle satış yapan dükkânlarda, Romeo ve Juliet, Monte Cristo, Upmann gibi soylu ad ları olan kutular dolusu Küba purosu var. Ama bu purolardan satın alan gafil Batılı, bunlann, aynı etiketler altında Batı Avrupa'da pazarlanan purolara pek de benzemediklerini keşfediyor. Kuşkusuz Kübalılar da Rıısla dada; puro ateşleriyle lekelenmiş derin akşam karanlıgında duran Lord Jim'i hatırlamaktadır." Cesaretin Kızıl Nişanı'nda ise şunlar anlatılır: "Doğan güneşin ayakları altına serilmis bir halı gibi sarı bir tarla; knrşısında da, dev bir atın üzerindeki albayın uzaklan siyah ve kalıp gibi gozuken dev endamı... Adı, hayvanı mahmuzladı ve dört nala uzaklaşırken başını arkaya çevirip bağırdı: 'Puroları unutmat'... Gençler bir kulu puronun savaşla ne ilgisi olduğunu duşunup durdular." Hepsinden önemlisi, J. M. Barrie'nin geleceği gören, rapsodik "My Lady Nicojine"inden söz edilebilir. Bu kitap geleceği görmüştü, çünkü evlenmek için sigarayı bırakan bir bekârın şaşkmlık dolu anılarından oluşuyordu. öyküyü anlatan, 'Şimdi sigaraya karımın gözüyle bakmaya başladım," diyordu. "Ama kimi zaman akşam yemeginden sonra yine de biraz bunaldıgımı hissediyorıım, kimbilir neden? Eger kanm yanıında degilse, bir şeyin özlemini çeken insanlar gibi hiç duraıadan odayı arşınlıyorum." Hüzünlü bir şarkı TUtün çağının sona ermekte olduğunu umut etmeliyiz, bunun iyi bir şey olacağını da. Arl Buchwald puroyu bırakmış. Plerre Salinger bırakmak üzereymiş. VVilliam Paley'nin aile serveti, 1920'lerin tutulan purolarından olan La Palina'ya dayanıyor; ama Paley, yıllardır bir kez bile elinde puroyla görülmemiştir. Fidel Castro ile en son 1985 ekiminde bir konuşma yapmış ve puro içtiğine dair hiçbir belirti görmediğim için, ona puroyu bırakıp bırakmadığını sormuştum. Oldukça sert bir biçimde, "42 giindur puro içmiyonım," yanıtını vermişti. Bu yılın temmuz ayında ise bir gazeteciye, "Geçen 26 ağustostan beri tek bir nefes çekmedim," dedi, o korkunç tarihi hatırlıyordu hâlâ... Babam, puroyu da seven, ama onu özel dıı rumlar için saklayan bir pipo tiryakisiydi. Pi yano çalmaktan da hoşlanır ve ara sıra, puroiarını tükctmiş bir gezginin şarkısını çalardı tlk dize şöyleydi: "Mavi Kanarya Adalan'ndan çıktım yola, son puromu da içtim..." Ne hüzünlü şarkı. Cabrera Infante, Somerset Maugham'dan bir alıntı yapmış: "Son nefesi çekip biçimsiz izmariti bıraktıktan sonra, cevrenizi saran havada yavaş yavaş kiiçülen son mavi duman bulııtıınu izleyin; eger ki duyarlı bir mizacınız varsa, belli bir hüzne kapılmamanız olanaksızdır..." tlerleme için söylenecek çok şey var, örneğin kimi zaman melankolinin kaynağı olduğu bir gerçek. fl Bir itiraf Mantık vc ilerleme yanlısıyımdır. Yine de, yine de... Tarihçi olarak bir çağın sona ermekte olduğunu hissetmekle yükumlüyüm... "Tarihçi olarak" mı yazmışım? İtiraf edeyim, "Puro içcn biri olarak" demek istemiştim. Bu konuda hiç kimse bazı itiraflarda bulunmadan dişe dokunur şeyler yazamaz. Sigarayı 1950'lerin başında, sigara ve kanser konusunda ilk istatistikler yayımlandığı zaman bıraktım. Hemen keşfettim ki, o kayıtsız günlerimde başıma bela kesilen ağrılar içkinin değil, sigaranın ürünüydü. Yaşamım boyunca verdiğim kararların ardından hep pışmanlık duymuşumdur; ama bu kez pek öyle olmamıştı. Sigara, tabutun çivisidir bence; o icat edilmeseydi dünya daha güzel oluıdu. Sonra pipoya başladım. Ama Adlai Stevenson'la çalıştığım sırada başlatılan 1956 Başkanlık Kampanyası sonucu, piponun boğazımı yaktığını farkettim ve böylece onu da bıraktım. Derken puroya döndüm. Başlangıçta alçakgönüllü davranarak Bock panetelalarından içiyordum. Bir süre sonra buyük yayıncı ve puro U7manı Alfred A. Knopf'tan aldığım eğiliıııle, Küba purolarının verdiği, anlatımı olanaksız zevki tattım. Istatistiklere göre puro sigaradan çok daha az oldürücu. Üstelik çok daha fazla doyum sağlıyoı. Hoş bir yemeğin üstüne içilen rnis ko Küba Uderi Fldel Castro, dünyanın en azıh puro tiryakilerlnden. duşüşunun tarihi"ni anlatıyor. Görünuşe ba rı, iyi bir puroyla alelâde bir puro arasındaki kılırsa şimdiye kadar hiç kimse Cabrera Infan farktan haberi olmayan barbarlar olarak göte'nin haberi olmadan bir kitap ya da filmde rüyorlar. puro içmemiş. Karl Marx da puroya tutkundu, ama sadeCabrera Infante, bir zamanlar Fidel Casf ce ucuz purolardan içebiliyordu. Tütün kullanro'nun dostuydu, ama artık değil. Kitabında mayan dostu Wilhelm Liebnecht, "Bitirdiği betimlediği bir sahnede, önderlerin en büyü her kiiçük kutuda tam bir şilin altı pens 'biğu Fidel Castro, Infante'nin gömlek cebinde riktirlyordu', böylece puro içtikçe parıı fcalmış son dört puronun dördünü de art arda 'birikllrmiş' oluyordu," diye yazmıştı içiyor. Infante, kuşkusuz daha önemli nedenTütün edebiyatı, zevk verir insana. Conradlerle sonradan Castro'ya karşı tavır aldı ve yıl ın Marlovv'u, "Yemekten sonra; kımıltısız yaplarca Londra'da yaşadı. Ne var ki siyasal an raklarla örtiilmuş, çiçeklerle süslü bir veran Çeviren: GÜZİN ÖZKAN (k)Nev/ York Şehir Ümversitesı Beşeri BilimlerB0lümü'nde Albert Schweitıer üzerine ders vermekte olan ArıhurSchlesinger Jr, tarih vebiyografı dalmdaPulitzerödülüalmıştır. KEMAL CAMMAMALLEVe GÖKHAM BERİ 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle