Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
kokaine düşman kesilmelerinin pekâlâ mümkıln olduğunu söylüyorlar. Kısacası, "lnsan ve toplum sağlığı" adına ılan edılcn savaşların bin bitmeden diğeri başlıyor; insanlar da bu savaşları f'a/la sorgulamadan "topyekün" benimseyiverıyorlar. Eylül ayında Ronald Reagan'la eşi bır TV programında yer alarak kendi evlerinden Amerikahlara seslendiler, restni sözcü, bu progranıııı özellikle, "Ailevi bir çağrışım yapacak biçimde" ta.sariandığını, böylece uyuşturucu sorununun, "evden eve" kurulan iletişim yoluyla gtındemde tutulacağını bildirnıişti. Bu programda Bayan Reagan, lnsan Hakiarı Evrensel Bildirisi'ni hatırlatan bir üslupla, uyuşturucu kullanımının ırk, parti ve gelir farklılıklarının ötesinde bır sorun olduğunu vurguluyordu. Uyuşturucu konusu evlerin oturma odalarına sızadursun, ABD kentlerinde kokaının yeııı bir türü olan "crack" ı satmaya çalışan birtakım kişilerin, "çatlatın" şeklindeki fısıltıları, işlck caddclerin ve ınsanla dolup taşan parkların gürültüsüne karışıyor. Kokainin pişirilmesiyle elde edilen ve kullanımı hızla yaygınlaşan bu madde, ısıtma işlemi sırasında çatlaıııa sesine benzer bir ses eıkardığı için "crack" adıyla anılıyor. ABD yönetiminin geçen temmuz ayında Bolivya'nın askeri güçleri ve polis örgütüyle birlikte Bolivya'da giriştiği temizlik harekâtı da " c r a c k " üretilen yerleri hedef ahyordu. Uyuşturucu madde satışı ve kullanımını eııgellemeye yönelik olarak ABD smırları içinde alınan önleınlerin başında, kıyı vc sınır denetımınin arttırılması gelıyor. Ne var kı bu tılr önlemleri uygulamakla yükümlü olan alt düzey görevlileri, sorunu bu yoldan çözmeye çalışmanın "iğneyle kuyu kazma"ya benzediğini söylüyorlar. Bu olanaksızlığın çok basit bir nedeni var: Kıyı şeridi ve sınırlar, denetlenemeyecek kadar uzun. Örneğın Güney Amerıka'dan gelen uyuşturucu maddeler için en yoğun şekilde kullanılan yer, Florida kıyıları ve tahminlere göre tum kaynaklar seferber edilse bile luı bölgede en iyi olasılıkla " m a l " ı n yarısı elc ^cçirilebilir. Bir diğer önlem, yaygın tutuklama ve cezalandırmalar. Ama hapishaneler zalen öylesine dolu ki her uyuşturucu satıcısı, kesin bir cezaya çarptmlması için en az üçdört kez yakalanıp serbest bırakılması gerektiğini biliyor ve pervasız davranıyor. Ustelik yargıç sayısının azlığı yüzünden, yakalananların yargılanma talepleri de karşılanamıyor ve dava düşuyor. Her eyalet uyuşturucu satışı ve kul Eski düşmanla yeni savaş > On dokuzuncu yüzyıhn sonlannda, kokain katkılı Coca Cola'larını içemeden duramayan Amerikalılar, şimdi kokaini bir numaralı "halk düşmanı" ilan ettiler. uyuşturucu maddclere karşı, ülkenin sınırlarını aşarak önce Bolivya'da, sonra da daha uzak diyarlarda sürdürmeyi hedeflediği "seferberlik", her türlü kitle iletişim aracının kullanılmasıyla, gündelik yaşamın önemli bir parçası haline gelmiş durumda. Nükleer savaş tehlikesi ve açlık sorunu pek düşünillmezolmuş... Milyonlarca insan, "Philadelphialı saygın dişçi"nin borsa sinısarı ve avukatlardan oluşan bir örgüte 5.5 milyon dolar değerinde kokain satarken nasıl yakalandığını; Houston'da yaşayan 74'luk ninenin nasıl olup da evinde valium, kodein ve marihuana pazarladığını; Boy Cîeorge'un eroin bağımlılığının nasıl tedavı edileceğini; önemli kanııı görevlilerine uygulanan idraı testlerinden ne gibı sonuçlar alındığını tartışıyor... Ama gözlenen, insanların uyuşturucu konusuyla yalnızca haber duzeyinde ilgilenmedikleri: Başta çocuklar olmak uzere, giderek daha fazla insan, düşnıanlığını uyuşturucu üreticilerı ve satıcılarına yöneltiyor; ihbarlar artıyor. New York'ta, Harlem sakinlerı, içinde kokain satışı yapılan terk cdilmiş binalara ve kokain sattığı bilinen kişilerin bulunduğu mekânlara kırmızı boyayla " X " işareti koyuyorlar. Duvarlarda gençleri uyaran, uyuşturucu satıcılarını mahkum eden slogan ve resimlere oldukça sık rastlanıyor. Bir süre önce New Mexico'da iki çocuk marihuana içen anne ve babalarını polise ihbar ettiler; Californiah bir kız da ailesini kokain kullanırken yakalattı. Washington'da ise, başta Reagan olmak üzere, Beyaz Saray görevlilerinin birçoğu vatansever bir edayla, idrarlarından alınan örneklerin incelenmesini, böylece son birkaç gün içinde uyuşturucu kullanıp kullanmadıklarının bütuıı dünyanın gözü önündc ortaya çıkmasını istcdiler. Gözlemciler, bu tablonun ABD toplumu için alışılmışın dışında bir şey olmadığını, XIX. yüzyıl sonlannda kokain katkılı CocaCola'dan içmeden duramayan Amerikalıların bir anda ABD'de "Uyuşturucuya Hayır!" Kampanyası DIŞ HABERLER SERVtSl ir grup polis, içlerinde beyaz bir toz bulunan çuvalların önünde dikiliyor; genç bir kadın, arkası kameraya dönük olarak oturmuş, eroine nasıl alıştığını anlatıyor; Ronald Reagan, ABD toplumunun başına gelen felaketi darbir sokakta duvara yaslanmış, ağzına garipbir şey sokuyor; birbiri ardından sayılar, tablolar, grafikler beliriyor; aşırı miktarda uyuşturucu alarak ölen ünlü basketbolcu Len Bias ve komedyen John Belushi'nin fotogranarı gözüküyor; Kolombiya'nın yeşil tarlalan alabildiğine gözler önüne seriliyor... Uyuşturucunun " B i r Numaralı Halk Diişmanı" ilan edilmesinden bu yana ABD insanı, her gün TV'sini acar açmaz bu tur görüntülerle karşılaşıyor. ABD yönetiminin B lanımını engellcmek üzere farklı yöntemler geliştirebiliyor. örneğin uyuşturucu trafiğinin en yoğun olduğu New York eyaletinin Belediye Başkanı, ordu, donanma ve hava kuvvetlerini yardıma çağırmış. Reagan'ın, toplumsal açıdan önemli işlcrde çalışanların idrar testinden geçirilmesi şeklindeki önerisi, ulkenin dört bir yanında tartışılıyor. Ordu içinde yapılan testlerin sonuçlarına göre, uyuşturucu alışkanhğı 1980'de "7o27' iken 1985'te "7o9'adüşmüş. Resmi kuruluşların hemen tümünde idrar testi zorunlu. Üstelik "bireysel özgurlük" türünden bir savunmayla bu testten geçmeyi reddetmek, işten atılmayla sonuçlanıyor. Bazı özel kuruluşlar da biraz daha "aklanmak" için, çahşanlarının uyuşturucu kullanıp kullanmadıklarını sınıyorlar. Söz konusu testlerin zorunlu tutulmasının "bireysel özgürluk ilkesi"ne aykırı düştüğU şeklindeki muhalif duşünceler bir yana, bunların a/o2O oranında yanlış sonuç verdiğini bilmeyen yok. Ustelik idrarı incele rlO