17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

29 Temmuz 2014 Salı 9 gelip bisiklet haritası çıkaranların, bir uçakla gelip bisiklet turuna katılanların yanında biz epey gerideyiz. Almanlar geliyor, bisiklet turuna çıkıyor Karadeniz’e. Japonlar geliyor, Çanakkale’ye gidiyor. Ama Türkiye’den katılım oldukça az.” Suyabatmaz, Amerika’da yaşayan Türkiyelilerin, topladıkları bağışlarla aldıkları kışlık giyecekleri yüksek köylerde yaşayan çocuklara ulaştırmasına yönelik kampanyaya destek verdiklerini dile getiriyor. Bisikletliler Derneği üyelerinin “Umuda Pedal Çeviriyoruz” diyerek yaptıkları bin 600 km yol çok önemli. Hopa İstanbul arasında bir sosyal sorumluluk projesi için çevrildi pedallar. Hava kirliliğinin önlenmesi için... Ulaşımda alternatif yöntemler, çevreye duyarlı yaklaşımın önemli bir parçasını oluşturuyor. Araçlarda tek kişi seyahat etmekten, toplu taşımayı kullanmamaya, entegrasyona her uygulamanın önemi büyük. Çünkü özellikle son yıllarda artan petrol ve türevleri fiyatı ile yükselen çevre bilinci, insanları otomobil dışında arayışlara yöneltiyor. Son 10 yılda özellikle motosiklet kullanımındaki artış bir çok markayı Türkiye pazarına çekmeye devam ediyor. Son üç yıldır da Türkiye’de bisikletseverlerin ve özellikle çevreye duyarlı kişilerin bisiklet yolları için mücadeleleri, bisikletin spor dışında da bir ulaşım aracı olarak da sürekli kullanımını özendirdi. Gençlerin, ailelerin hafta sonu keyfi olan bisiklet, artık insanların hayatına ulaşım aracı olarak da yerleşmeye başladı. İstanbul, Ankara, İzmir gibi mega kentlerde trafik sorununu aşmak için kullanılan bisikletler, şimdilerde insanların yeni ilgi odağı. Farklı sektörlerden birçok firma tanıtım ve markalaşma adına bisiklet parkurlarında bisiklet kiralama uygulaması bile yapıyor. Hava kirliliğinin önlenmesi için çalışmalar yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediyeler de bisiklet kullanımının yaygınlaştırılması için bisiklet yolları projelerine destek veriyor. Örneğin, 1946’da Fransa’da üretilmeye başlanan Solex markası da Türkiye’deki bu potansiyeli görerek pazara girdi. Özellikle elektrikli bisiklet modellerinde iddialı olan marka, katlanabilir modelleriyle de bisikletlerini belli yerlere taşımak isteyenlere büyük bir kolaylık sağlıyor. Tasarımı ve cep telefonu gibi şarj edilebilen hafif bataryası ile fark yaratan Solex, 70’den fazla ülkede milyonlarca insana ulaşıyor. Solex bisikletleri Türkiye’deki bisikletseverlerle buluşmak için ilk olarak distribitörler aracılığıyla satılacak. Şimdilik 5 farklı modelle piyasaya sunulan Solex bisikletlerinin fiyatları bin ile 2 bin 500 EUR arası değişiyor. Ferrari’nin tasarımını yapan İtalyan tasarım firması Pininfarina’nın tasarladığı modelleriyle fark yaratan marka, elektrikli bisikletin en iyisine ulaşmak adına sürekli geliştiriliyor ve son teknolojiyle donatılıyor. Nostaljik tasarımları ile ‘old school’ stilini de yaşatan Cible Grubu’nun markası olan Solex her türlü arayışa cevap vermeyi planlıyor. Cible Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Jean Pierre Bansard, Türkiye’yi ve insanlarını çok sevdiğini belirterek, “Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde ilk etapta malzemelerin yurtdışından geleceği , ikinci aşamada ise A’dan Z’ye ye bütün parçaların Türkiye’de üretileceği ve aynı zamanda Türk tüketicisine adapte edilmiş modellerin tasarlanacağı bir fabrika kurmayı planlıyoruz” diyor. Şehir yayalaşırsa... Ulaşımda çevreci uygulamalar, kaliteli bir kent yaşamı, sağlıklı bir gelecek için büyük önem taşıyor. Örneğin yayalaştırma çalışmaları... Tarihi Yarımada’da sürdürülebilir ulaşımı mümkün kılmak, yaşam kalitesini yükseltmek ve Tarihi Yarımada’yı herkes için kolay erişilebilir hale getirmek için 2010 yılında 22 sokakla başlayan yayalaştırma projesi, 295 sokağa yayılarak bölgenin çehresini değiştirdi. Projenin yol güvenliği denetimlerini yapan Sürdürülebilir Ulaşım Derneği Embarq Türkiye’nin “Tarihi Yarımada Yayalaştırma Projesi Mevcut Durum Değerlendirmesi 2014” raporu da bu yüzden dikkat çekici. Yayalaştırma, özellikle kent merkezlerinde yaşanabilirliği artıran güvenli, sağlıklı ve ekonomik canlılığı da etkileyen bir yaklaşım. Yayalaştırma projelerinde çevresel anlamda iyileştirme sağlandığı bir gerçek. Yapılan anket çalışmasında yüzde 68’lik oranla sokakların yayalaştırma projesi sonrası daha güvenli hale gelmesi olmuş. Bunu yüzde 58 ile görsel kalitenin artması, yüzde 56 ile tarihi yapıların dikkat çekici hale gelmesi, yüzde 52 ile yürünebilirliğin artması takip etmiş. Kentlilerin yürünecek yollarının artması büyük önem taşıyor. Bu hem çevre hem de toplumsal yaşam değerli bir kazanım. Bisiklet kullanımı için imkanların artırılması gerek. Ayrıca bisiklet, yaya ve toplu taşım bütünleştirilmesi de bir gereklilik. Bisiklet yolları, park alanları geliştirilmeli. Yayalaştırma çalışmasında Tarihi Yarımada önemli bir örnek. Sürdürülebilir ve çevreci bir ulaşım mantığını tüm şehre yaymak, önemli merkezlerde uygulamak şart.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle