Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 Temmuz 2014 Salı 5 Acil Su Tasarrufu Şart! u Susuzluk kapıda. Acil su tasarrufu yapılmazsa, etkili yöntemler uygulanmazsa sonuç çok vahim olacak. Peki siz bu konuda ne kadar duyarlısınız? Sürdürülebilirlik için ‘7e Paradigması’ 2012 Mart’ında yitirdiğimiz Dr. Mühendis Sedat Özkul’u tanır mıydınız? Toplumcu aydın tarihimizde (izleyicisi olduğu Dr. Hikmet Kıvılcımlı gibi) özgün çalışmalarıyla iz bırakmış bir inşaatendüstri mühendisiydi. Şirket eğitimleriyle ilgili iş ortamlarında ve TÜKODER gibi kitle örgütlerinde yolumuz kesişmişti. Sn. Özkul ‘7e Paradigması’ adlı tasarım çalışması ile Birleşmiş Milletler Mükemmellik Ödülü almıştı. Bu isimle Maltepe Üniversitesi’nde bir dersi olan Sn. Özkul, 30 yıllık uğraşsal birikimi bağlamında tasarladığı modeli aslında tarihimizden, gelenek ve göreneklerimizden, değerlerimizden, inançlarımızdan bize kalıt olan 6e bileşenine 7. bileşen olarak elektronik bileşeni ekleyerek oluşturduğunu belirtiyor. Bu paradigmanın sektörlerden, ölçekten, kamuözel ayrımından, zaman boyutundan bağımsız olan ve bütünsel bir bakışa dayalı bir alaşım, üst yapılanma olarak görülmesi gereğinin altını çizmiş Özkul. Bu paradigmaya(*) bakalım şimdi de: 7e ? Etik + Ekolojik + Ergonomik + Estetik + Elastik + Ekonomik + Elektronik Bunları teker teker ele alalım: 4 Etik: Her kurum ve kuruluşun tüm etkinlik ve tüm sosyal paydaşlar ile ilişkilerinde bir kurumsal etik (ahlak felsefesi) değerler sistemiyle çalışması; bu amaçla örgütsel yapılanması; BM Küresel İlkeler Sözleşmesi çerçevesindeki iş etiğine uyumlu çalışılması. 4 Ekolojik: Doğa ve haliyle insan dostu yeşil üretim, yeşil teknoloji ve çevreci ürüne odaklanılması; ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ile çalışılması. 4 Ergonomik (İşbilimsel): İşgörenlerin iş ortamındaki koşullar bağlamında rahat, konforlu ve verimli çalışmasının sağlanması; TSE 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi ile çalışılması. 4 Estetik (Güzelduyusal): Kurumsal iletişim Doç. Dr. ortamındaki yaşam kalitesinin tanımlanması MELİH ve geliştirilmesi için her şeyin estetik tasarımı, örneğin estetik bina, estetik yerleşim, estetik BAŞ demirbaşmobilya, estetik giysi vb. 4 Elastik (Esnek): Kurumun yapısal özelliklerinin ve unsurlarının değişen iç ve dış koşullara uyum sağlayabilmede yenilikçi, sonradan değil önsel etkin, çatışmacı değil uzlaşmacı nitelikte olmasının sağlanması (yeniliberalizmin iş hukukundaki esnek çalışma düzeni ile hiçbir ilişkisi yok!) 4 Ekonomik: Girdilerin kullanımındaki etkenlik (standartlara uygun nicelik ve nitelikte kullanım), çıktılarda etkililik (planlanan ve bütçelenen nicelik ve niteliklere uygun üretim) ve giderek bu ikisinin bileşimi olarak verimlilik esaslı çalışılması; faydamaliyet analizinde hem kurum açısından hem de toplum ve ülke açısından fayda/maliyet oranının 1’den büyük olmasının sağlanması; kurumun sosyal paydaşlara ekonomik katma değer sağlaması. 4 Elektronik: Sosyal paydaşların tümüne dost ve aynı zamanda çevre dostu yeşil teknolojinin kullanılması; bütünleşik bilişim ve iletişim teknolojileri stratejisinin kullanılması; yalın yönetime hizmet eden eşdeyişle katma değer yaratılmayan süreçlerin ortadan temizlendiği bir elektronik teknoloji kullanılması; kağıtlı ortamdan kağıtsız ortama geçişin sağlanması; zaman kayıplarının ve hız yavaşlatıcı durumların elektronik olanaklarla ortadan kaldırılması Sonsöz Özkul, ‘ölçemediğini yönetemezsin’ ilkesini de içselleştirmiş modelinde. Her bir bileşen için değerlendirme bileşenleri de tasarımlamış. Örneğin, etik için kurumun sosyal bilançosu; ekolojik için tasarruf; ergonomik için iş kazaları ve meslek hastalıkları sayı ve oranları vd. Özkul ayrıca, her bir bileşen için de atasözleri ve özdeyişler derlemiş. Örnekse, ekonomik için, ‘bin ölçüp bir biçmeli’ imiş! (*): Paradigma: Belirli bir alanda çalışan bilim insanlarının paylaştığı ortak değerler ve anlayışlar dizisi; model; karmaşık bir süreci, düşünceyi veya bir veri setini açıklamakta etkili olduğu için, entelektüel topluluktakilerin çoğu tarafından bilim gibi genel kabul gören kavram. Kaynak: Dr.Müh. Sedat Özkol, Mükemmelliğe Ulaşmak İçin 7e Paradigması, İstanbul, Hayat Yayınları, 2007. Y aşadığımız kuraklık, su kaynaklarının yanlış kullanımıyla birleşince, tüm Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un su kaynakları tükenme noktasına yaklaştı. Ayrıca Türkiye’nin pek çok yöresinde çiftçiler ürünlerini sulayacak su bulamıyor. Orta ve uzun vadede yapılması gereken çok önemli altyapı çalışmaları var, ancak kısa vadede yapılabilecek tek şey günlük su tüketimini azaltmak. Bu şekilde su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltıp, suyun sonbahar yağmurlarına kadar yetmesine destek olabiliriz. Peki neler mi yapabiliriz? Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin önerilerine kulak verin... Evlerimizde uygulayabileceğimiz birkaç yöntemle suyu daha etkin kullanabiliriz. Örneğin yağmur suyunu hasad edebiliriz. Lavabo, banyo ve duştan gelen su, gri su olarak adlandırılır. Bu su, tuvalet rezervuarına yönlendirilerek yeniden değerlendirilir. Günlük su harcamamızın yüzde 40’ı banyodadır. Sifon ve musluk kaçakları, su tüketiminin önemli bir kısmını oluşturuyor. Hemen tamir ettirmeniz şart. Tuvalet rezervuarının su depolama kapasitesi 16 litredir. Dört kişilik bir aile, 16 litrelik rezervuar ile ayda tuvalette 7 ton su tüketir. Bunun yerine 7 litrelik rezervuar ile 2.53 tona düşürmek mümkün. Tuvalet rezervuarı 16 litrelik ise bu durumda rezervuara ağırlık koyarak, su tüketimini yüzde 20 azaltabilirsiniz. Çamaşır makinesini haftada bir kez az çalıştırarak yılda 9 ton su tasarrufu sağlanabilir. Banyo yerine duş yapın. Duş alarak su tüketimini yüzde 25 azaltabilirsiniz. Bir kişi günde bir kez ortalama üç dakika boyunca suyu kapatmadan tıraş olursa, yılda 10 ton su harcar. Bir kişinin günde iki kez bir dakika boyunca suyu kapatmadan diş fırçalaması yılda 8 ton su israfına neden olur. Mutfak da su tüketiminde önemli bir konumda. Bulaşıkları makineye koymadan önce ön yıkama yapmak yerine peçeteyle silin. Sebze ve meyveleri elde yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkarsanız çok daha az su tüketirsiniz. 4 kişilik bir aile, bu yöntemle, yılda ortalama 20 ton su tasarrufu yapabilir. Elde bulaşık yıkarken, mümkün olan en doğal temizleyiciyi kullanın, durulanması daha kolay olduğundan daha az su harcarsınız. Yıkama sularını daha sonra çiçeklerinizi sulamak için kullanabilirsiniz. Bahçenizde de çok su isteyen bitkiler yerine, iklime uygun, kuraklığa dayanıklı bitkiler ekmeye özen gösterin. Toprağı temizleyin. Geniş yapraklı ağaç dikerek gölge alanlar yaratın ve bahçenizi verimli sulamak için sabah erken saatleri tercih edin. Bahçenizdeki bitkilerin yapraklarını değil, saplarının dibini sulayın. Çok gerekmedikçe arabanızı yıkamayın, nemli bezlerle silerek temizleyin veya bir kova suyla yıkayın. Kısa mesafelerde de yürüyün veya bisiklete binin. Herkesin yapabileceği bir şey var. Adım atılmazsa yarın çok geç olabilir. Atık suya muhtaç hale geldik Kuraklıktan en fazla etkilenen kentlerden biri İstanbul. Her ne kadar yetkililer durumun vehametini göz ardı etse de uzmanlar İstanbullulara susuzluk ve kanser uyarısı yapıyorlar. Çevre Mühendisleri Odası’na göre (ÇMO), Melen Çayı’ndan alınan ve içme suyu arıtma tesislerinden arıtılan su ciddi boyutta tehliteler içeriyor. ÇMO İstanbul Şube Sekreteri Cevahir Efe Akçelik, 2071’e kadar İstanbul’un sigortası olarak gösterilen Melen’in su sorununu çözemeyeceği ortaya çıkınca Sakarya’dan Melen’e su verilmeye başlandığını vurgulayarak “Melen Çayı üzerinde Düzce Kentsel Atıksu Arıtma Tesisi ile eski ve yeni çöp döküm alanları suyu kirletiyor. Melen’den alınan su İstanbul’daki içme suyu arıtma tesislerinde arıtılıyor. Ancak bu arıtma tesisleri organik madde, azot, fosfor, ağır metal gibi kirlilikleri gidermek üzere tasarlanıp işletilmediğinden bu kirleticilerin suda kalma ihtimali yüksektir” dedi. Akçelik, Ankara, Eskişehir, Sakarya ve 824 km. boyunca nehir kenarında bulunan ilçelerin atık sularının arıtılarak, kimi ilçeler ve organize sanayi tesislerinin de arıtmadan doğrudan Sakarya Nehri’ne verildiğine dikkat çekerek İSKİ’nin evsel, endüstriyel ve tarım kaynaklı kirleticilere maruz kalmış bu suları çekerek İstanbul’a verdiğini kaydetti.