Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 Haziran 2013 Salı 7 Demokrasi, Yerel Park Forumları ve Sürdürülebilir Yaşam Üzerine o BURCU BAŞAK ULUÇAY R herkes doğanın bir parçası. Adını yazdıran herkes istediği her *Hukuk öğrencisi. 22 yaşında konuda görüşünü ve önerilerini ousseau, kelimenin tam açıklayabiliyor, hayatla, siyasetle anlamıyla gerçek bir demokrasi olan derdini anlatan da var, doğayı hiç bir zaman varolmadı ve ve çevreyi korumaya davet eden, varolmayacaktır diyeli neredeyse 300 sürecin çözümü için önerilerde yıl geçti ama buna artık Rousseau’nun bulunan da... Karar alınacaksa bu ileri görüşlülüğü mü yoksa insan demokratik bir şekilde oylamayla doğasının değişmezliği mi dersiniz, yapılıyor. Çevreye zarar vermemek asırları devirse de bu sözler hâlâ ve semt sakinlerini rahatsız geçerliliğini koruyor. Dünyada etmemek birinci kural. Her ne olduğu gibi ülkemizde de sorunlu kadar bazen insanlar heyecanlanıp demokrasi örneklerinden biri yaşanıyor, alkışlasalar da hemen moderatör sürekli yüzdelerden ve çoğunluktan uyarıyor parklarda alkış yapmak bahsedilirken, demokrasi ne yazık ki yok elini havaya kaldırıp sallayarak “çoğunluğun sınırsız gücünü” temsil yapılan sessiz alkış var. Forumlar eden bir sisteme dönüşüyor. Her sona erdiğinde de yine hep bir ne kadar politikada çoğunluk kuralı elden çöpler toplanıyor ertesi gün haklılaştırılsa da, bu çoğunluğun mutlak buluşmak üzere parklar diğer doğru olduğunu göstermediği gibi, sahipleri hayvanlara bırakılıyor. Bir Y kuşağı olan Başak Uluçay anlatıyor: Parkta çoğunluk iradesi aynı zamanda diğer Parkta olmak Antik Yunanı olmak Antik Yunanı yaşamak gibi, semtte yaşayan insanlar ve azınlıklar üzerinde baskı yaşamak gibi, semtte yaşayan herkes meclisin bir üyesi. Tabii bu, yumrukların oluşturmasıyla çoğunluğun tiranlığına herkes meclisin bir üyesi. da dönüşebiliyor. havada uçuştuğu meclis tv görüntülerinden çok farklı Tabii bu yumrukların İşte Gezi Parkı’nda olanda buydu havada uçuştuğu meclis tv bir ortam. Burada tek kural var: Farklı görüşlere saygı baskı altında kalan, yaşam tarzlarına görüntülerinden uzakta ,farklı ve hoşgörü. Sonuç ne olur bilinmez ama çıkarılan müdahale edilen, özgürlükleri görüşlere saygının ve herkese kısıtlanan diğer yüzde ellinin bir şekilde ortak sonuç şu “farklı bir dünya mümkün”. hoşgörünün olduğu herkese kucak patlaması, biz de varız bizi de duyun açan, her görüşe açık bir meclis. demesi ve en masumane,en pasif ve en Bu süreç hakkında herkes çok olmakla ve olanlara seyirci kalmakla suçlanan Y etkili haliyle bunu ağacına, parkına ve doğasına kuşağının çoğunluğunu oluşturduğu semt sakinleri heyecanlı ve çok umutlu. Bir kaç günde başarılan sahip çıkarak yapmasıydı. Bu hareketin en büyük çok şey var . Burada parklarda olan doğrudan her akşam saat 21.00’de kendi parklarında kazanımlarından biri ise parkta ortaya koyulan demokrasinin en güzel örneği, kalıplara sıkıştırılan toplanarak parkına ve semtine sahip çıkıyor. forum pratiğiydi. Şimdi ise bu pratik birkaç farklılaştılan demokrasinin yeniden değer Kürsünün etrafında toplanan binlerce kişi hep gündür Türkiye’nin bir çok noktasındaki yerel kazanması. Sonuç ne olur bilinmez ama çıkarılan birlikte konuşmacıları dinliyor. Burada hiyerarşiye parklarda uygulanmaya başlandı. Yıllarca apolitik ortak sonuç şu “farklı bir dünya mümkün”. yer yok, herkes eşit bu parklarda, bir canlı olarak Artık söz gençlerin Bakın ne anlatıyorlar? Türkiye tarihinde ilk defa kent meclisleri aktif olarak kuruluyor ve çalışıyor üstelik bunu yapan gençler. Binlerce insan, yaşamlarına dair talepleri konuşmak için akşamları parklarda buluşuyor. İlk başta İstanbul’da başlayan park forumlarına her gün yeni bir şehir ekleniyor. Ankara, Eskişehir, Samsun, Adana, Sakarya..Forumlara katılan kişiler iki dakikalık bir konuşma yapıyor. İsteyen direniş boyunca yaşadığını isteyen Gezi hareketinde doğru ya da yanlış bulduğu şeyleri dile getiriyor. Ama konuşmalar çoğunlukla ‘Bundan sonra ne yapılabilir’in etrafında dönüyor. İnsanlar bir arada oturup, birbirlerinin fikirlerini dinliyor. Mahalledeki insanlara rahatsızlık vermemek için fazla gürültü yapılmamaya çalışılıyor. Alkışlamak yasak. Onun yerine eller hava kalkıyor. Konuşmalar bittikten sonra parklar, el birliğiyle temizlenerek ertesi günkü misafirlerini beklemeye başlıyor. Bakın neler anlatıyor gençler: 4 Bu direniş, yok sayılanların direnişi olarak basladı. Sosyal fobilerimizi yenmeye basladık. Herkes artık çıkıp kendini sözünü söyleyebiliyor 4 Yalnızlaşmanın ilk defa bittiğini görüyoruz. Birbirine konuşan bir toplum olduk 4 80 öncesinde yaşanan politik durum sadece darbeyle bitmedi; sendikalar partiler cözüm üretemedi. Şimdi bizim çözüm üretmemiz lazım. 4 Düşüncelerimizu paylaşırken sanatımızı da birbirimizle paylasalım. 4 Özgürüm, yeşili seviyorum, başkalarının hayatına saygı gösterilmesini istiyorum onun için buradayım. 4 İnsanları ötekileştirmek üzerine yapılan siyaset artık geçti demek için buradayım.