23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 Haziran 2013 Salı 3 Hessel: Kayıtsız Kalmayın Mücadeleye Katılın! Demişti Bir 21. yüzyıl manifestosu idi Fransız filozof Stephane Hessel’in 30 sayfalık “Öfkelenin!” kitabı. 94 yaşında yazmıştı. “Öfkelenin”den 4 ay sonra, bir söyleşi kitabı olan “Kayıtsız Kalmayın/ Mücadeleye Katılın!” ile insanları, toplumları bir davaya sahip çıkmaya, somut hedefler etrafında mücadeleye davet etmişti. Yayınlanır yayınlanmaz okumuştum kitabı (1.5 yıl kadar önce); içimde büyük bir acı ile. İtiraf etmeliyim ki, Türkiye’de halkın üzerine ölü toprağı serpilmişti; ne öfkelenecek ne de mücadele edecek en küçük bir esinti bile yoktu ufukta. Dünyayı tehdit eden risklerden birinin de “umutsuzluk” olduğunu söylemişti Hessel “Artık çok geç, yapacak bir şey yok...” söyleminin tehlikesine dikkat çekmişti. ÖZLEM Aynen öyleydi tablo... 20 gün içinde YÜZAK ise rüzgârlar bir anda tersten esmeye başladı. Direnişçilerin elindeki “Öfkelenince çok güzel oluyorsun ey halkım!” pankartı bunu çok iyi anlatıyor. Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmemesi için başlayan küçük bir eylemden geldik bugüne... Biber gazları, tazyikli sulardan Duran Adam’lara... Direniş her gün farklı bir evreye giriyor, mizahla güçleniyor. Direnişin öncüsü gençler kendi mahalle forumlarında kendi gelecekleri hakkında söz sahibi olmaya hazırlanıyorlar. Gezi Direnişi artık dünya halklarının gündeminde, ilgi ile izleniyor. Sadece çevre ve ekoloji yok artık gündemde, sadece orantısız şiddet ve baskıya karşı direnmek de değil artık konu. Neoliberal ekonominin yarattığı vurgun düzenine, aşırı tüketime, çocuk işçiliğe, aşırı yoksulluğa, istihdama insanca yaşama yansımayan büyümeye de karşı söylem geliştiriliyor. Anlayacağınız Sürdürülebilir Bir Yaşamın yeni taşları döşeniyor yavaşca. Tabii birden gelmeyecek değişim. Buna karşı çıkacak onlarca ses olacak. Ama başladı bir kez değişim. Seyirciler sahneye indiler.. Kendi kaderlerini kendi ellerine almaya. zaman içerisinde bunu anlar hale geldik. Parktaki eksiklerimizi mail yoluyla birbirimize anlattık, bilgilendirdik. l Peki, Müştereklerimiz’in oluşumunu biraz daha açabilir miyiz? Kimdir Müşterekler? Müşterekler içerisinde; Ekolojik Kolektif, Göçmen Dayanışma Ağı (GDA), Lambdaistanbul, Tarlataban Kolektifi gibi gruplar barındırıyor. Bu oluşumdaki bir çok kişi, birden fazla gruba dahil. Gezi Parkı; kapitalist sistemin kendi düzenini meşru kılmak için insanların kafalarında oluşturduğu bütün argümanların birdenbire kırıldığı bir yaşam alanı oldu ve bunu halk yaptı. Böyle bir şeyi örgütlemeye kalksanız örgütleyemezsiniz. aldığı için nerede ne olduğunu biliyordu. Bu grupların varlığından haberdardı. Birbirimizi tanıyorduk. Kimin ne için mücadele verdiğini biliyorduk. Bu durum bir zaman sonra sinerji oluşturuyor. Baktık ki biz aslında bu ilişkinin içerisine girmişiz. Bunu daha derli toplu, bütünlüklü yapalım, daha genel bir tanışma noktasına taşıyalım dedik. Şu anda Müşterekler’in 300400 üyesi bulunuyor. l Gruplar nasıl birleşmeye karar verdi? Bir kişi genelde tek gruptan fazla oluşumda yer l Siz hangi gruptan dolayı Müşterekler’e girdiniz? Tarlataban Kolektifi’nden girdim. Tarlataban’la başladık Müşterekler’de buluştuk Tarlataban üyeleri ekim yaparken. l Tarlataban Kolektifi nasıl bir oluşum, amacı nedir? Bir kaç sene önce Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri, öğrencileri ve ÇiftçiSen’in katkılarıyla Boğaziçi Tüketim Kooperatifi kuruldu. Tarlataban da ekolojik üretim yapmaya çalışan Boğaziçi Üniversitesi’nde kurulmuş bir kolektif. Kooperatifin amacı; küçük çiftçilerin, ailelerin ürettiği ürünleri aracı olmadan doğrudan tüketiciyle buluşmasını sağlamak. Tüketiciler aldıkları ürünlerin nerede nasıl koşullarda yetişiğini bilmeden satın alıyordu. Bu sürece baktığımızda ciddi bir politika var. Büyük ülkeler artık dünyayı ‘Gıda Politikası’yla yönetme yoluna hazırlanıyor. Gıdaya sahip olan insanın hayatına sahip olabilir. Bunu gerçekleştirmek için yapılan en büyük hamle de tohumu patentlemek. Tohumu şirketler patentliyor ve bu şirketler de devletlerle çalışıyor. Şirketler, üreticilere ancak bu domates tohumunu yetiştirebilirsin diyor. O tohum GDO’lu, Hibrit olabiliyor. Üretici her yıl şirketlerden tohum almak zorunda kalıyor. Halbuki tohum kendi kendini yeniler. Dünyada bunun için verilen bir mücadele var. Bunun farkına varan küçük çiftçiler ya da bu senaryonun içinde bulunmak istemeyen tüketiciler kendi sistemlerini oluşturuyor. l Tarlataban Kolektifi’nin bundaki rolü ne? ‘Katılımcı Sertifikasyon’ ile tüketici ve üreticiyi buluşturup tanıştırıyoruz. Üretici, ürünleri nasıl yetiştirdiğini tüketiciye anlatıyor. Üretici tüketiciye isterseniz benim yerime gelip ziyaret edin diyor. Tüketiciler, ürünleri gelip kooperatiften alıyor. Sisteme karşı ufak yarıklar açıyoruz. Başka türlü bir hayatın denemelerini yapıyoruz. Şehirliler olarak sadece tüketmeye mahkum değiliz. Üretmeye imkanımız var. Tarladan sofraya olan sürece tanıklık edebiliriz. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya Yayın Yönetmeni: Özlem Yüzak Görsel?Yönetmen: Tutku Talınlı Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Ayla Atamer Tel: 0 212 251 98 7475 Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC?Doğan Medya Tesisleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle