24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 25 Haziran 2013 Salı Palamut Takibinde Denizlerin Derinliklerinde o AYLİN ÖNEY TAN K arekin Deveciyan acaba tahmin etmiş miydi boğazın bugünkü halini diye düşünmeden edemiyor insan. İstanbul’un efsanevi Balıkhane Müdürü Deveciyan 36 yıl boyunca Düyunu Umumiye’de görev yaptı, 1910’da İstanbul Balıkhanesi Merkez Müdürlüğü’ne, 1917’de Balık İşleri Başmüfettişliği’ne, 1922’de Balıkçılık Başkontrolörlüğü’ne atandı. Karekin Efendi tam bir İstanbul aşığı idi, emeklilik sonrası sık sık evinin bulunduğu Ortaköy’de deniz kenarına çıkar, ufak bir tabure üstünde boğaza nazır oturur, akşama kadar balık tutar, boğazı ve boğaz balıklarını hiçbirşeye değişmezdi. Bu sevgisini, İstanbul başta olmak üzere Türkiye deniz zenginliklerini belgelediği “Türkiye’de Balık ve Balıkçılık” adındaki müthiş çalışmayı yaparak ispatladı. Öncelikle 1915 yılında Fransızca yazılan bu dev eser 2006 yılında Aras Yayıncılık tarafından Türkçe olarak yayınlandı. Karekin Deveciyan ömrü boyunca Anadolu yakasına hep deniz yoluyla gitti geldi, Boğaz köprüsü Deveciyan’ın ölümünden sonra inşa edildi. Cep telefonu ve interneti duymadı bile ama bugün bile zor yapılabilecek inanılmaz bir çalışmayla boğazın balıklarını belgeledi. Karekin Deveciyan kitabında boğaz balıklarının sadece türlerini, cinslerini değil nereden, nereye, ne zaman gelip gittiklerini, mevsimine göre özelliklerini veriyor, hatta nasıl saklanacaklarını bile anlatıyor. Balık avlanma alanları kadar boğazın dalyanlarına da yer veriyor, hatta detaylı bir haritada boğaz dalyanların yerlerini işaretliyor. Ne yazık ki Deveciyan’ın işaretlediği 52 dalyandan bugüne sadece 3 adet kalmış. Bunlardan biri olan Beykoz Dalyanı, geçtiğimiz haftalarda denizlerin geleceği için umut veren bir çalışmaya ev sahipliği yaptı. Metro Cash & Carry ile TÜDAV ortaklığı ile yürütülen “Palamutlar Nerede?” projesinin ilk yılının tamamlanması Balıkçı Barınağında kutlandı. Balık türlerinin yok olmasına karşı yürüttüğü çalışmalar ve kampanyalarla bilinen Metro Toptancı Market ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) 2012 yılı 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde güçlerini birleştirmiş ve “Palamutlar Nerede?” projesini başlatmıştı. Proje tanıtımının yapıldığı Beykoz Balıkçı Barınağı bu nedenle çok anlamlı bir seçim. Denizlerin gerçek emekçisi balıkçılar olmadan balıkçılığın sürdürülebilirliği, deniz ürünlerinin korunması düşünülemez. Nitekim proje balıkların yıllık göç hareketlerini saptamak kadar balıkçıları desteklemeyi de amaçlıyor. TÜDAV başkanı Prof. Bayram Öztürk’ün yürüttüğü projenin ana hedefi Akdeniz ve Karadeniz ülkeleri arasında göç eden ve stokları bilinmeyen palamut balığının korunması için uluslararası bir koruma anlayışı geliştirilmesi olarak saptanmış. Yeni bilgilere ulaşmak, sürdürülebilir avcılığa bilimsel katkıda bulunmak ve sadece avlayan değil, tüketenlere de bilgi aktarımında bulunmak hedefleniyor. Proje ile Akdeniz ve Karadeniz’deki palamut balıklarının göç yolları güncellenecek, balığın ne zaman, hangi ülkenin sularını dolaştığı ortaya çıkarılacak, kirlenme, iklim değişikliği ve aşırı avcılık sonucu stoklarındaki değişim tahmin edilmeye çalışılacak. Proje bitiminde, araştırma sonuçlarını kapsayan ve palamut balığını anlatan bir kitabın çıkarılması da planlanıyor. Bu kitapta, balığın korunması ve sürdürülebilir avcılığı ile ilgili, ulusal ve uluslararası birimlere av yasakları ve koruma tedbirlerinin bilimsel verilere göre konulması için tavsiyelerde bulunulacak. Projenin ilk yılı boyunca toplam 974 palamut işaretlenip Sürdürülebilir Balıkçılık için Ekosistem Temelli Yönetim Şart A denize salınmış, bunlardan 16 tanesi ile tekrar kavuşmak nasip olmuş. Samsun açıklarında markalanıp 324 km uzaklıkta BartınKuruçaşile mevkiinde bulunan palamut en uzak yolculuk yapan balık olmuş, balıkçılar tarafından bulunarak Marka ID numarası, bulunduğu yer, tarih, balığın boy ve ağırlık bilgileri ve fotoğrafı ile birlikte TÜDAV’a bildirilmiş. Projenin paydaşı olabilecek göç yollarında kıyısı olan tüm ülkelerden destek alabilmek için 9 farklı dilde (Türkçe, İngilizce, Bulgarca, Ukraynaca, Gürcüce, Rumence, Rusça, Arapça ve Yunanca) posterler ve broşürler hazırlanmış ve ilgili fakültelere, enstitülere, balıkçı barınaklarına ve Tarım İl Müdürlüklerine dağıtılmış. Kuşkusuz denizlerimiz ve boğaz Karekin Deveciyan kitabını yazdıktan bu yana özellikle son 3040 yılda büyük bir hızla değişti, pek çok balık ve deniz ürünü bu sulardan tümüyle kayboldu. Zamanı geri çevmek imkansız, denizleri korumak için daha nice projelere ihtiyaç var. Proje 3 yıllık bir zaman dilimini kapsıyor. Umarız Deveciyan kitabının 100. yılı olan 2015 yılında denizlerimizin ve balıkçılığımızın geleceği ve sürdürülebilirliği için olumlu bir adım atılmış olur. aylinoneytan@yahoo.com Proje bilgisi için: http://www. palamutlarnerede.org kdeniz Havzası’ndaki balık stoklarının yüzde 50’si aşırı sömürülmüş durumda. Yüzde 35’i ise tamamen tükendi. WWFTürkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), yasa dışı ve kayıt dışı avcılık yüzünden tehlike altında olan balık stoklarına dikkat çekiyor. Sekiz Haziran Dünya Okyanus Günü için açıklama yapan WWFTürkiye, Akdeniz Havzası’nda tehlikeli bir şekilde azalan balık stoklarının toparlanması için ekosistem temelli yönetimin benimsenmesi gerektiğini belirtiyor. WWFTürkiye’nin yayımladığı ‘Sürdürülebilir Balıkçılık için Ekosistem Temelli Yönetim’ kitapçığı Akdeniz’de ve Türkiye’de balıkçılığı geçmişten günümüze incelerken, balık stoklarının gelecekte var olması için karar vericilerin ve tüketicilerin üzerine düşen sorumluluklara dikkat çekiyor. Buna göre, tüm dünyada olduğu gibi Akdeniz Havzası’nda balık stokları yasa ve kayıt dışı, düzenlemesi olmayan avcılık sebebiyle tehdit altında. Sanayi balıkçılığının daha az çabayla daha fazla ürün toplamaya yönelik büyük balıkçı tekneleri ve av araçları, balık stoklarının gelişmesine engel oluyor. Uzun dönemde balık miktarını korumak için balıkçılık sahalarının biyolojik kapasitesinin artırılması gerekiyor. WWFTürkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem, balık stoklarındaki düşüşünü engellemek için ekosistem temelli yönetimin benimsendiği bir balıkçılık anlayışının yaygınlaşması gerektiğine dikkat çekiyor. Kalem, “Akdeniz Havzası’ndaki tüm balık stoklarının yüzde 50’si aşırı sömürülmüş durumda. Yüzde 35’i ise tamamen tükendi. Gelecekte de balık avlanabilmesini güvence altına almak için bunun bugünden doğru planlanması ve düzenlenmesi gerekiyor. Ekonomik açıdan değerli olan orfozun 20022011 arasında yüzde 90 oranında düşüş gösterdiği KaşKekova bölgesinde ekosistem temelli yönetimin benimsendiği bir balıkçılık anlayışının yaygınlaşması için çalışmaya devam ediyoruz” diyor. WWFTürkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise dünyada yaklaşık üç milyar insan hayvansal protein ihtiyacının en az yüzde 15’ini balıktan karşıladığımı söyleyerek şöyle konuşuyor: “Tüm tedarik zinciri boyunca balıkçılığın sürdürülebilirliğini sağlamak için üreticinin yanı sıra deniz ürünleri satın alan kurumların ve tüketicilerin de sorumlu hareket etmesi gerekiyor. KaşKekova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yürüttüğümüz Deniz Koruma Alanı Projesi kapsamında sürdürülebilir balıkçılık için başarılı bir uygulama örneği ortaya koymayı amaçlıyoruz.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle