24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 31 Aralık 2013 Salı 2052 yılında dünyanın haline ilişkin öngörülerini sıralayan Norveçli bilim insanı Jorgen Randers’a göre asıl sorun gelir artışı üzerine kurulu mevcut ekonomik sistem B Amaç daha zengin değil daha mutlu bir yaşam olmalı... oğaziçi Üniversitesi’nin 150. kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında İstanbul’a gelen İklim Stratejileri Araştırmacısı ve Sürdürülebilirlik Uzmanı Jorgen Randers sıraladığı 2052 yılı öngörüleri ile alabildiğine karanlık bir tablo çizdi. “Sıcaklık 2 derece artacak, deniz seviyesi 50 santim yükselecek, iklim krizleri yaşanacak. Dünya nüfusu 8 milyarın üzerine çıkacak, gelir eşitsizliği ise azalmayacak artacak, daha fazla yoksulluk olacak...” 67 yaşındaki Norveçli bilim adamı umutlu mu dünyanın geleceğinden? “Hayır değilim” diyor ve ekliyor: “Çünkü insanlar değişmiyor; dünyanın geleceği, küresel ısınma, sürdürülebilirlik gibi konular, ülkeleri yönetenlerin kararlarının içine giremiyor. Her yıl sera gazı salımı artıyor... Uzun vadede insanların davranış biçimlerini değiştirebileceklerine ilişkin inancım azaldı.” Randers, 40 yıl önce 1973’te MİT’te bir grup akademisyen ile birlikte Roma Kulübü çalışmaları kapsamında yazılan ve büyük ses getiren “Büyümenin Sınırları” (The limits of Growth) isimli kitabın yazarlarından. Kitap dünya nüfusunda sanayileşmede, çevre kirlenmesinde, gıda üretiminde ve doğal kaynakların tüketilmesinde o tarihteki büyüme eğilimi sürdüğü takdirde gezegenin kaynaklarının sınıra dayanacağını söylüyordu. Küresel ısınmaya yol açan sera etkisi o tarihte henüz bilinmiyordu bile. Randers’ın 40 yıl sonra ve yine Roma Kulübü adına kaleme aldığı ince titiz araştırmalara dayanarak yazdığı “2052: Gelecek 40 Yıl için Küresel Bir Öngörü” kitabı bugüne kadar 100 binden fazla satmış. “Kısa dönemli politikalar ve demokrasi ile olmuyor” diyen ve maksimum kâr olgusu ön planda oldukça bunun süreceğini ifade eden Randers, gelire dayalı büyümeden vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayarak “Amaç insanları daha zengin değil, daha mutlu etmek olmalı” diyor. Randers’a göre “kapitalizm ve pazar ekonomisi” ile bu devasa küresel sorun asla çözülemez. “Tabii bu sözler bize bir diktatör gerek anlamına gelmiyor” diyen Randers, Çin’in uyguladığı politikaları günümüz dünyasının en başarılı örneklerinden biri olarak ortaya koyuyor. Zaten Norveçli bilim adamının öngörülerine göre 2052 dünyasının asıl kazananı Çin olacak. Çin’in bugüne kıyasla 5 misli daha zengin olacağını söyleyen Randers, yenilenebilir enerji için attığı adımlar ve tek çocuk politikası ile Çin Komünist Partisi’nin doğru politikalar uyguladığını belirtiyor. Randers’ın 2050’lerde daha “yaşanabilir bir dünya” için önerileri ise şöyle: Nüfus artışını düşürmek için öncelikle zengin ülkeler tek çocuk politikası uygulasın. Karbon emisyonunu düşürmek için yine önce zengin ülkeler kömür, petrol, gazı yasaklasın. Yoksul ülkelere iklim dostu enerji sistemleri (örneğin rüzgâr ve güneş) sağlansın. Zengin ülkelerin ekolojik ayak izi azaltılsın… Bu ülkelerde insanlara zorunlu tatil verilsin. Dünyanın sorunlarıyla uğraşacak devletler üstü kurumlar oluşturulsun. Gelir artışına odaklanmak yerine insanların daha az parayla nasıl mutlu olacaklarına odaklanın. Varşova’daki fiyasko neyin işareti? Polonya’nın başkenti Varşova’da geçen ay sonunda gerçekleştirilen ve büyük bir fiyasko ile sona eren BM İklim Zirvesi ne yazık ki daha karanlık bir dünyanın sinyallerini veriyor. Nedeni ise ülkeleri yönetenlerin insanlığı ve doğayı tehdit eden küresel ısınmayı geriletmek adına parmaklarını bile oynatmamaları...Varşova’da 2 hafta süren zirvede olanları ekogazete.worldpress.com sitesinden özetliyoruz... 4 Polonya başbakanı, sera gazı salımına karşı alınacak önlemlerin konuşulacağı bu toplantı sırasında en büyük sera gazı kaynağı olan kömürün üreticileri ve tüccarlarıyla dünya kömür kongresi oluşturdu Varşova’da. 4 Avustralya’da yeni seçilen başbakan ülkede daha önce yürütülen gerçekten kaliteli iklim değişimi çalışmalarını bir kalemde es geçti ve bunları neredeyse dondurdu.  Varşova toplantısına da çevre bakanı yollamadı. 4 Japonya “Vaktiyle sera gazı salımımızı 2020’ye kadar %25 azaltacağız demiştik.  Ama Fukuşima oldu.  Bu durumda salım, tersine, %3 artacak.” gibi bir bahane kullandı. 4 Toplantının laf ebeliğinden öteye gitmediğini gözlemleyen (Greenpeace, WWF, Oxfam gibi) STK’ların 800 temsilcisi durumu protesto ederek toplantıyı terk etti.  Sonuçta ne çıktı ortaya?  Muğlak birkaç şey.  Ülkeler sera gazlarını ne kadar azalttıklarını sürekli olarak rapor edecekler.  Kopenhag’da oluşturulmuş, ama aksak topal yürüyen ve gelişmekte olan ülkelere uyum sağlamada çeşitli destekler vereceği düşünülen (her yıl 100 milyar dolarlık) fon ayakta tutulacak.  (Ama bu miktarın toplanıp toplanamayacağı konusunda garanti yok.)  Öte yandan iklim değişimi nedeniyle gelişmekte olanların uğrayacağı zararları karşılayacak bir mekanizma konusu çok tartışmalı.  Bu konuda beklegör demek en doğrusu.  Ve hepsi bu!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle