Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 Eylül 2011 Salı 11 İnternet ekoloji düşmanı mı? nternet ortamına açıldığımız zaman “sanal” bir dünyanın içine girdiğimizi düşünüyoruz, ama bu ortam hiç de sanal değil; çünkü yaptığımız her “tıklama“ fiziksel bir sonuç üretiyor ve belli bir “kirlenme”ye neden oluyor. Tıklamalarımız bir veri tabanına, bir hizmet merkezine ulaşınca enerji kullanmış oluyoruz, ısı yaratıyoruz. Örneğin Google’da basit bir arama mı yaptık, bilelim ki bir lambanın bir saat boyunca yanmasına, bir otomobilin 60 metre gitmesine eşit enerji harcıyoruz. Avrupa’daki veri merkezlerinin bir yılda 40 milyar kilovat saat enerji harcadığı hesaplanıyor ve 2012’de bunun iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Hizmet merkezlerinin enerji giderleri donanım bütçelerinin ve diğer masrafların çok üstünde. Bu nedenledir ki, Greenpeace konuya ciddi ağırlık vermeye başladı. [Eko Gazete’nin 31inci sayısında sözünü ettiğimiz ve verilerin çok uzaklardaki büyük merkezlerde depolanmasına dayanan] “Cloud Computing” uygulamaları bu nedenle ciddi eleştiri kaynağı. [Jérome Fenoglio, Le Monde, 8.4.2010] I Elektrikli otomobille otobölüşüm uébec otobölüşüm girişiminde ön planda gelen bir kent. Otobölüşüm, yani kendinizin olmayan, kentin hizmete sunduğu ve sizin de başkalarıyla bölüştüğünüz bir otoyu kullanım sistemi. Yıllık bir abonman ödüyorsunuz. Sonra da belli istasyonlardan bindiğiniz herhangi bir otomobili kullanıyorsunuz ve arabayı bambaşka bir istasyonda bırakıyorsunuz. Size maliyeti kullanım sürenizle orantılı olarak ödediğiniz makul bir miktar. Hepsi bu. Arabayı kendi otonuz gibi kullanıyorsunuz, ama “park ettim, benzin koydum, bakım Q yaptırdım” dertleriniz yok. Bu sistemin dört Kanada kentinde, şimdilik kaydıyla 25.000 abonesi var. Yıllık abonman 26 avro. Sistem 370 değişik istasyonda toplam olarak 1.150 arabayı hizmete veriyor. Québec önümüzdeki aylarda elektrikli otomobil sunmaya başlayacak. Bunların bataryaları 160 km.lik kesintisiz kullanım olanağı sağlayacak. Elektrikli sistemin büyük ekolojik yararı olacağı gibi, kullanıcı için de toplam maliyet düşecek. Durum böyle olunca niye kendiniz için otomobil satın alacaksınız ki? [Anne Pélouas, Le Monde, 18.8.2011] Benzin sarfiyatında yeni standartlar (ABD) detiyle Yeşil vergiye öncelik vrupa Birliği Komisyonu, ülkelerin vergi sisteminde önceliği çevresel endişelere kaydıracak bir düzen önermeye çalışıyor. 20 Eylül’de ayrıntıları gündeme getirilecek olan bu önerinin temelinde ulaştırmada, enerjide, su gibi doğal kaynakların kullanımında çevreye zarar veren girişimlere verilen sübvansiyonların kaldırılması ve getirilecek yeni vergilerle bu kaynakların çevresel çabalara aktarılması yatıyor. “Yeşil” öncelikli vergilendirme bugün AB ülkelerinde ortalama olarak %6,3 dolaylarında. Bunun 2020’de %10’a çıkması isteniyor. Danimarka’nın bu düzeye bugünden ulaşmış olduğunun altı da çiziliyor. Oysa bu tür vergilerde neredeyse bir gerileme var. Hollanda, Bulgaristan, Avusturya, Romanya, İsveç gibi ülkelerde olumlu bir gelişme yaşanırken Fransa, İspanya ve İtalya’da gerileme gözleniyor. Öte yandan Almanya (otomobil endüstrisini zorlamamak isteğiyle) ve Polonya (büyük kömür kaynaklarını tehlikeye sokmamak düşüncesiyle) direniyor. [Philippe Ricard, le Monde, 17.9.2011] A A i bütün şid BD’nin bütçe açığı krizin e nlerde olumlu bir gelişmeyl yaşadığı bugü tığı bir a yap karşılaştık. Başkan Obom standartlar l otomobillerle ilgili yeni açıklamayla öze ar gereken önlemleri 5’e kad tanımladı. İmalatçılar 202 .de 4,3 litre benzin tecekleri araçların 100 km alarak üre r r. Kamyon ve diğer araçla yakar olmasını sağlayacakla ak. Araçlar yakında açıklanac için de benzeri standartlar tin bu yakıyor. Federal hüküme bugün iki katı benzin re konusundaki oma’nın çev kararı büyük bir adım. Ob alatçıları (uzun sını vurguluyor. Araç im en önemli başarı , şiddetle direnmişlerdi. ısrarla yıllar boyunca) bu konuda ullenmiş bu gelişmeyi gönülden kab Ama şimdi a açıklamayı yaparken om görünüyorlar. Nitekim Ob er yöneticileriyle, Toyota General Motors ve Chryl Ford, nla onunla beraberdiler. Bunu ve Honda’nın temsilcileri varan artış 2 bin dolara birlikte araç maliyetlerinde ştırma ve al hükümet teknolojik ara bekleniyor. Feder vik mekanizmaları bazı teş gelişmeyi pompalamak için billerinin sera Böylece Amerikan otomo oluşturacak. olacak. CO2 salımının lmış gazı salımı yarı yarıya aza in petrol bu araçların yarattığı, girişim %20’sini ağı ve ayrıca Amerikan dışalımını da %20 azaltac ün artacağı düşünülürse endüstrisinin rekabet gücün York ranabilir. [Başyazı, New kararın önemi daha iyi kav Times, 29.7.2011]