17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Siemens özel çalışmasıdır Siemens özel çalışmasıdır Sağlıkta sürdürülebilirlik deyince... Elde edilen çevre odaklı faydalara kısaca bakarsak; son mali yılda Siemens ürün ve çözümlerini kullanan firmalar 270 milyon tonluk karbondioksit salınımını engellemeyi başardı ki bu da Türkiye’nin toplam karbondioksit salınımından daha yüksek bir değeri ifade ediyor. Yine aynı dönemi baz aldığımızda Siemens’in çevreci ürünlerinden faydalanan işletmeler yüzde 10’un üzerinde tasarruf elde etti. Bugün teşhis ve tedaviyi bir arada sunarak hem zaman hem de maliyetlerden tasarruf edilmesini sağlayan cihazlarımız, yakın geleceğin hibrid ameliyathanelerinin başrol oyuncularından biri olacak. Artık bir ameliyathaneyi sadece tedavinin yapıldığı yer olarak değil, içindeki cihazlarla teşhis ve tedavinin aynı anda yapılabildiği ortamlar olarak göreceğiz. Siemens AG Sağlık Sektörü Görüntüleme ve Tedavi Sistemleri Dünya CEO’su Dr. Bernd Montag, Sağlıkta İnovasyon ve Sürdürülebilirlik etkinliğine katılmak için Türkiye’deydi... Siemens, Türkiye’de her ne kadar farklı alanlardaki uzmanlıklarıyla tanınsa da sağlık sektöründeki en önemli oyunculardan biri. 1939’da ilk seri üretim elektron mikroskobunu üreten Siemens’in ayrıca 1958 yılında ilk kalp pili implamantasyonunu gerçekleştirilmesini sağlayan firma unvanı da bulunuyor. En son olarak 2010 yılında dünyanın ilk ve tam entegre tüm vücut moleküler simültane MR & PET görüntüleme teknolojisini sunan Siemens, tüm dünyada en son teknolojileri sağlık sektörünün hizmetine sunuyor. Siemens tarafından üçüncü kez gerçekleştirilen “Sağlıkta İnovasyon ve Sürdürülebilirlik” etkinliğine katılan Siemens AG Sağlık Sektörü Görüntüleme ve Tedavi Sistemleri Dünya CEO’su Dr. Bernd Montag ve Siemens Türkiye Sağlık Sektörü Direktörü Ufuk Eren ile görüştük. Siemens Sağlık Sektörü’nünde ilkleri gerçekleştiren şirketlerden biri. Bu ilklerden biraz bahsedebilir misiniz? Siemens olarak 1800’lü yıllardan bu yana faaliyet gösteriyoruz. 1939’da ilk elektron mikroskobunun seri üretimini gerçekleştirme, 1958’de ilk kalp pili, 1962’de ilk gerçek zamanlı ultrason görüntüleme, 2004’de MAGNETOM Avanto isimli ilk tüm vücut tarama cihazı, 2006’da çift tüplü Bilgisayarlı Tomografi ve en son olarak 2010 da dünyanın ilk ve tam entegre simültane görüntüleme yapabilen MR&PET görüntüleme cihazı gibi ilklere imza attık. Endüstrinin ve şehirleşmenin gelişimine paralel olarak insanların sağlık sorunları da değişim gösteriyor. Biz de gerek yatırımlarımızı gerekse ArGe harcamalarımızı bu değişime ayak uyduracak şekilde, insanların sağlık sorunlarını daha hızlı ve etkin çözebilmeye yönelik ürün ve teknolojiler geliştirmeye ayırıyoruz. Sağlıkta sürdürülebilirlik önemli parametrelerden biri. Sizin sürdürülebilirlilik yaklaşımınızın temelinde neler bulunuyor? Bizim sürdürülebilirlik yaklaşımımız iki ayrı prensibi içeriyor. Bunlar verimlilik ve fayda. Bir sağlık işletmesinde verimliliği sadece yeni nesil tıbbi cihazlarımızla değil, o işletmenin tüm süreçlerine katkı sağlayacak hizmetlerle sağlıyoruz. Bu süreçleri örneklemek gerekirse kullanılan cihazların daha verimli olması, süreçlerin daha hızlı ilerlemesini sağlayacak yazılım dahil iş akış yöntemlerinin uygulamaya geçirilmesi, o hastanenin geleceğin ekolojik standartlarına uygunluğunu sayabiliriz. Elde edilen çevre odaklı faydalara kısaca bakarsak; son mali yılda Siemens ürün ve çözümlerini kullanan firmalar 270 milyon tonluk karbondioksit salınımını engellemeyi başardı ki bu da Türkiye’nin toplam karbondioksit salınımından daha yüksek bir değeri ifade ediyor. Yine aynı dönemi baz aldığımızda Siemens’in çevreci ürünlerinden faydalanan işletmeler yüzde 10’un üzerinde tasarruf elde etmeyi de başardı. Sağlık sektöründe yeni trendler nedir. Siemens bunlara nasıl çözümler geliştiriyor? Dünyamız, daha doğru teşhislerin daha hızlı tedavilerle birleşimine doğru gidiyor. Siemens olarak geliştirdiğimiz tüm ürün ve teknolojileri bu kavramı hayata geçirecek güç ve ölçekte tasarlıyoruz. Bugün teşhis ve tedaviyi bir arada sunarak hem zaman hem de maliyetlerden tasarruf edilmesini sağlayan cihazlarımız, yakın geleceğin hibrid ameliyathanelerinin başrol oyuncularından biri olacak. Artık bir ameliyathaneyi sadece tedavinin yapıldığı yer olarak değil, içindeki cihazlarla teşhis ve tedavinin aynı anda yapılabildiği ortamlar olarak göreceğiz. Türkiye’deki sağlık sektörünün yapısı dışarıdan nasıl görünüyor? Türkiye, 2010’da elde ettiği yüzde 8.2’lik büyüme ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi ünvanını elinde tutuyor. Elde ettiği bu büyüme oranıyla geldiği noktada sadece 6 Avrupa ülkesi Türkiye’yi geçebiliyor. Üstelik bunu 2006’dan 2011’e yaklaşık yüzde 10 artan nüfusuyla elde etmiş durumda. 30 milyonun üzerindeki genç nüfus bunda en önemli etkenlerden biri. Türkiye ile Siemens’in merkezinin bulunduğu Almanya arasında güçlü bir ticari yapı bulunuyor. Bugün Türkiye, tıbbi ekipmanlarının yüzde 75’ini ithal ediyor ve Almanya bu alanda yüzde 20 ile ilk sırada yer alıyor. Ama önemli bir diğer konu ise Türkiye’nin her geçen gün daha etkin olduğu sağlık turizminde yaşanıyor. Gerek mevcut hastanelerin ihtiyacı olan ekipmanlar, gerekse yeni açılacak hastanelerin pek çoğunda Siemens ürün ve çözümlerinden faydalanılıyor. Sağlık turizminde büyük potansiyel… ürkiye, Siemens’in ArGe çalışmaları arasında önemli bir yere sahip. Bugün Türkiye, çevresindeki 10 ülkedeki ArGe faaliyetlerinin koordinasyonunu ve liderliğini yürütüyor. Sahip olduğu uzman isimler ve mühendisler, medikal görüntüleme teknolojileri alanında Türkiye’nin hem yerel hem de küresel ölçekte başarılı, yenilikçi uygulamalara imza atmasını sağlıyor. Bir diğer nokta ise Türkiye’deki sağlık işletmelerinin küresel yatırımcılar tarafından da yakından takip edilmesi ve çeşitli ortaklıklara gidilmesi. Bugün baktığımızda Acıbadem Sağlık Grubu’nun Harvard Medical International ile Anadolu Sağlık Merkezi’nin Johns Hopkins Medicine ile ortaklıkları bulunuyor. T Türkiye’nin coğrafi konumunun avantajı, turizm potansiyeliyle birleştiğinde başarılı sonuçlar elde etmek de kolaylaşıyor. Bugün bir bypass ameliyatının bedeli ABD’de 80 ila 130 bin dolar arasında değişirken, Türkiye’de son teknolojilerle aynı operasyonu 9.500 dolara mal etmek mümkün olabiliyor. Sağlık turizminde öne çıkan işletmelerin ürün seçiminde tercihlerini Siemens’ten yana kullanmaları, kuşkusuz bizim bu alandaki başarımızın en önemli kanıtlarından biri. Siemens Türkiye’nin ArGe çalışmalarında rolü ve üniversite işbirlikleri ne aşamada? Siemens, Türkiye’deki ArGe faaliyetlerini farklı üniversitelerle işbirliği içinde yürütüyor. Bunlar Hacettepe, Bilkent ve Boğaziçi Üniversitesi olarak sıralanıyor. Bu kurumlarla anjiyografi, manyetik rezonans ve bilgisayarlı tomografi üzerine odaklanmış çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca radyoloji, nöroloji, onkoloji ve kardiyoloji üzerine çeşitli uygulamalar üzerine de geçmişte çalışmalarımız oldu. Üniversiteler haricinde çeşitli kurumlarla da farklı projelerde başarılı işbirliklerine imza attık. Türkiye, Siemens’in ArGe çalışmaları arasında önemli bir yere sahip. Bugün Türkiye, çevresindeki 10 ülkedeki ArGe faaliyetlerinin koordinasyonunu ve liderliğini yürütüyor. Sahip olduğu uzman isimler ve mühendisler, medikal görüntüleme teknolojileri alanında Türkiye’nin hem yerel hem de küresel ölçekte başarılı, yenilikçi uygulamalara imza atmasını sağlıyor. Şimdi Yeşil+ Hastaneler Dönemi taneler eşil+ Has liliklerini in Y Siemens’ staneler verim ha dostu özümüyle la kalmıyor; çevre apısına ç artırmak ilir bir sağlık alty leceğe e b sürdürüle yor. Hastaneleri g hir e u da kavuş ayan bu çözüm, ş larından hazırl unsur geçilmez arına yeni bir n vaz yaşamını ağlık kuruluşl s r. biri olan zyon kazandırıyo vi ağlık sektörüne yönelik ürün ve çözümlerde dünyanın önde gelen firmalarından biri olan Siemens, Yeşil+ Hastaneler konseptiyle bir sağlık kurumunu binasından tıbbi cihazlarına ve sağlık IT altıyapısına, havalandırma sistemlerinden enerji tüketimine kadar pek çok başlık altında değerlendirerek daha çevreci, geleceğe daha hazır hâle getiriyor. Sürdürülebilir sağlık kavramının savunucularından biri olan Siemens, geliştirdiği bu özel konseptle hasta konforunu artırırken kurumların verimliliklerinin de artmasını sağlıyor. Hastaneleri özel tasarlanmış araçlarla analiz eden Siemens, Yeşil+ Hastaneler altındaki çözümlerini Çevre, Verimlilik ve Kalite başlıkları altında topluyor. Öncelikle, Yeşil+ Değerlendirme programı ile hizmet verilecek hastanenin “sürdürülebilirlik endeksi” belirleniyor. Yeşil+ Değerlendirme, uygulandığı kurum hakkında net bir portre çizmesinin yanı sıra kurumun diğer hastanelere göre kıyaslaması hakkında da bilgi S veriyor. Kurumun güçlü ve zayıf noktalarının belirlenmesini sağlayan bu detaylı analiz çalışması sonucunda, Siemens hastanelere sürdürülebilir gelişme için atılması gereken adımlarla ilgili kapsamlı bir rapor ve çözüm önerileri sunuyor. ÇEVRE DOSTU OLMANIN ÖTESİNDE Siemens, bir adım daha ileri giderek bir hastaneyi bütün olarak değerlendiriyor. Çevre başlığı altında geleneksel enerji tasarruf konseptlerinden gaz salımını azaltma tedbirlerine, değerli hammadde ve kaynakların sürdürülebilir ve sorumlu bir şekilde kullanımına yönelik tümleşik çözümlere uzanan geniş bir ürün ve hizmet yelpazesine sahip olan Siemens, bu çözümleri akıllı ısıtma, havalandırma ve klima sistemlerini barındıran bina otomasyon teknolojileriyle destekliyor. Yeşil+ Hastane’nın bu çözümüyle enerji maliyetleri yüzde 40’a varan oranlarda azaltılabiliyor. Klinik performansları ve enerji kullanımı açısından verimlilikleriyle de güçlenen cihazlar önceki modelleriyle kıyaslandığında daha az malzeme kullanımı ve doz azaltımları sayesinde ikna edici bir seçenek oluşturuyorlar. Geçtiğimiz yıllarda Sağlık Sektörünün “yeşil” portföyü satış hacmi açısından da düzenli bir büyüme gösterdi. 2008 yılında satışların yalnızca yüzde 8’ini oluştururken, 2010 yılında yüzde 12’ye ulaştı. Siemens’in danışmanlık hizmeti sayesinde 22 saatte tedavileri tamamlanmış bir şekilde hastaneden ayrılabiliyor. Bu da yüzde 50’ye varan bir verimliliğe ulaşılması anlamına geliyor. HASTA MEMNUNİYETİ ARTIYOR, KALİTE YÜKSELİYOR Hastaların gerek teşhis, gerekse tedavi sırasındaki işlemlerinin hızlanması, yenilenen bina ve ekipmanların da desteğiyle hasta memnuniyetini üst seviyeye çıkarıyor. Artan hasta memnuniyet oranı ise o hastanenin kamuoyundaki imajının yükselmesinin önünü açıyor.. Binalarda yangın koruma sistemlerinden bina otomasyonuna, enerji tedariğinden aydınlatmaya, güvenlik sistemlerinden, tıbbi atık gazların idaresine, hibrit ameliyat odası ve görüntüleme teknolojilerine varan pek çok ürün ve çözümün yanı sıra hastanenin bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik farklı hizmetler de sunuyor. VERİMLİLİĞİN SINIRLARI ZORLANIYOR Verimlilik başlığı altında ise bir hastanın hastane kapısından girdiği andan itibaren başlayan, tüm teşhis ve tedavi süreçlerini kapsayan ve hastanın tedavi sonrası hastaneden ayrılmasına kadar olan tüm aşamaları kapsayan iş akışlarını optimum hale getirmek için de çözümler sunuyor. Hastanenin hizmet ömrü boyunca oluşan maliyetlerinin de değerlendirildiği bu sistemle büyük bir hastanede klinik prosedür için ortalama 48 saat kalan hastalar,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle