23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 Temmuz 2011 Cumartesi 15 Beslenme tercihleri ve ekoloji şağıda bir araştırmasını aktardığımız EWG (Environmental Working Group) ABD’de 1993’te kurulmuş bir örgütlü toplum (sivil toplum) kuruluşu. Amacı, doğal kaynakları ve çevreyi tahrip eden hükümet politikalarının yerine, koruyucu, sürdürülebilir kalkınma hedefli politikalar getirilmesini sağlamak. Kuruluşla ilgili bilgi şu adreste görülebilir: http://www.ewg.org Aşağıda sözü edilen araştırmanın ayrıntılı raporunu da aynı adreste bulabilirsiniz.] EWG beslenmeyle ve özellikle et yemeyle ilgili bir araştırma yürüttü. Bunun sonuçlarını “Meat Eater’s Guide to Climate Change and Health” adıyla yayımladı. Çalışma, beslenme sırasında yapılan tercihlerin bıraktığı çevresel izleri ve neden olduğu sağlık sorunlarını anlamaya yardımcı oluyor. Hayvancılığın (özellikle sığırların saldığı metan gazının) aşırı sera gazı salımı yarattığı biliniyordu. Ama bu yeni çalışma çok ayrıntılı ve karşılaştırmalı bilgi sunuyor. Araştırma yürüttüğü analizlerinde yalnızca besin maddesinin (ilaçlama, gübreleme, hayvanlara normal beslemenin dışında yapılan müdahaleleri de içeren) üretim sürecini değil, daha sonraki paketleme, nakliye gibi diğer süreçleri de incelemiş. Bu süreçlerde aşırı su sarfiyatının da olduğuna işaret ediliyor. Yandaki tablo değişik besin maddelerinin bıraktıkları “çevresel iz”i sergiliyor. Bu tablodaki değerler ürünün çiftliği terk etmesi noktasına kadar olan işlemlerin tümünün ve ayrıca paketlemenin, nakliyenin, satışın, pişirmenin ,vb.nin yarattığı gaz karboniği içeriyor. Tablo, sığır eti tüketiminin tavuğa göre 4 misli, sebzelere göre de 13 misli sera gazı salımına neden olduğunu belirtiyor. EWG, ABD’deki herkesin haftada bir gün et ya da peynir yemekten vazgeçmesinin bir yılda yaratacağı sera gazı kitap Slow Food Devrimi Carlo Petrini / Sinek Sekiz Yayınları “Slow Food Devrimi”, 1986 da talya da küçük bir grup olarak başlayıp, bugün 132 ülkede yaklaşık 100 bin üyesiyle etkili bir gastronomi hareketine dönüşen Slow Food un hikayesini anlatıyor. Slow Food hareketinin sembolü “salyangoz”. Sürekli yiyen ama bununla birlikte yavaş, temkinli ve kararlılıkla ilerleyen salyangoz, cüssesinden beklenmeyecek mesafeler aşar; geçtiği yerlerde izini bırakır. Tıpkı simgesi salyangoz gibi, Slow Food hareketi de yola çıktığından beri büyük mesafeler kat etmiş.Vandana Shiva ve Defne Koryürek in önsözlerinin de olduğu kitapta, “temiz, adil, sağlıklı gıda” prensibiyle endüstriyel gıdalar ile beslenme biçimlerine karşı mücadele veren ve unutulmaya yüz tutan yeme içme geleneklerinin, tarım yöntemlerinin, biyoçeşitliliğin korunması için çalışan bu hareketin macerasını okuyabilirsiniz A Hastalık Üreten Yaşam Tarzımız Nasıl Değişir? Kemal Yeşilçimen/ Hayy Kitap Yaşam tarzı olarak sunulan sanal bir hayatı yaşıyormuş gibi yapıyoruz. Aslında yaşadığımız bizim kimliğimizi ve kişiliğimizi silen, ne olduğu belirsiz dış dünyanın bitmek bilmeyen istekleri... Bizleri balık sürüsüne çeviren bu küresel akvaryumda, benliğimizi ve sağlıklı yaşam arzusunu kaybetmeden yaşamak mümkün değil mi' Bizim irademizi hiçe sayan küresel iradenin sağlıksız yaşam tarzına teslim mi olacağız' Bu yaşamda kaybolan kendi irademiz ve bizim hayatımız ne olacak? azalmasının, 7,6 milyon otomobilin trafikten kaldırılması anlamına geleceğini söylüyor. Öte yandan da, ilaçlamaya, yapay yemlere maruz kalmadan normal beslenmiş hayvan etini tercih etmenin de ekolojik yararı olduğunu belirtiyor. Ayrıca kimyasal müdahaleye uğramış eti tüketmenin toksinlere maruz kalmaya, kalp rahatsızlıklarına, kansere, obeziteye ve dolayısıyla diabete yol açtığını da hatırlatıyor. [EWG, 18.7.2011] Tohum Takas Şenliği bu kez Bayramiç'te Bayramiç Belediyesi, “Köylü Pazarı ve Yerel Tohum Takas Şenliği”bugün yapılıyor. Tohum takas Şenliği ile ilgili yapılan açıklamada “Bayramiç’in doğal kaynakları ve coğrafi zenginlikleri, Türkiye’nin tüm bölgelerine ve hatta diğer ülkelere hizmet verebilecek güce sahip. Buna karşılık, artan karbon salınımları ve daralan petrol kaynakları, “yerel üretim ve yerel tüketim” anlayışını her geçen gün daha önemli kılıyor. Bu topraklarda emek veren köylümüzün ıslah ettiği yerel tohumlar fidelenerek her yıl yeniden boy veriyor. Bölgeye ait yerel tahıllar, farklı yağış rejimlerine karşın daha dayanıklı, sağlığımız açısından daha besleyici. Ninelerimizin, dedelerimizin yıllarca odun ateşinde pişirdiği salçayı, pekmezi, meyve reçelleri şenlikte unutulmayacak” deniliyor. Her bir köyün kendi reçetesiyle hazırladığı tarhana, turşu, ekmek bereketli sofraların yanında, meyve ve sebzeler pazar tezgâhlarına taşınacak. Özel zarflar içinde şenlik kapsamında yerel tohumlar takas edilecek. Yerel tohum takası ve köy ürünleri satışı için 30 Temmuz günü düzenlenecek şenlik, çevre bilinci, gıda güvenliği ve biyoçeşitlilik için önemli bir çaba. Nükleerin Doğa ve nsan çin Bedeli Başak Ertür, Ebru Kılıç, Tuncay Birkan /Metis Yayıncılık Bu kitaptaki fotoğraflara bir bakın, nükleerin ölümcül mirasını hemen kavrayacaksınız. Mayak, Çernobil, Semipalatinsk ve Tomsk: Resmedilen bu dört bölge, dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir zamanda olabileceklerin sadece bir örneği. Nükleerin yıkıcı ve kirletici gücü büyük bir küresel risk; nükleerin etkileri "ulusal sınır" tanımıyor. Anlatılanların sahnesi eski Sovyetler Birliği olmasına rağmen, aslında nükleer endüstrisini başta ABD olmak üzere G8´ler finanse ediyor. Tam bir ırkçılıkla, bu felaket bölgelerini bütün dünyanın nükleer çöplüğü olarak kullanmak istiyorlar.Nükleerin bedeli hakkındaki bu kitap aslında bizim sorumluluğumuzla, kendimizi başkalarının yerine koyabilme kabiliyetimizle ilgili.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle