27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 30 Ekim 2010 Cumartesi Geri dönüşümde bilinç artıyor mu? Çevko uluslararası “Yeşil Nokta” markasının Türkiye’deki kullanım hakkını 2002 yılında aldı. “Yeşil Nokta” işareti taşıyan ambalajlar, “bu ambalajın sorumluluğu bu ülkedeki Yeşil Nokta örgütüne yani ÇEVKO’ya devredilmiştir” anlamını taşıyor. Ç öpe atılan kağıtlar, piller, plastiklerin yokolması yüzyıllar sürüyor. Dünyada her beş dakikada 2 milyon pet şişe üretiliyor,30 saniyede 106 bin kutu içecek tüketiliyor ve her yıl 20 milyon ton lastik üretiliyor. Soframızdaki gıdalardan, kullandığımız araçlara, çantalardan, deodorantlara kadar yaşamın her alanında bunların hepsi. Kullanıp çöpe atıyor, arkamızı dönüp yeni tüketim ürünlerine yöneliyoruz. Atıkların yok olmaları ise yüzlerce yıl alıyor. Bu yüzden geri dönüşüm, kaynağında ayrıştırma gibi kavramlar giderek öne çıkıyor. Belçika’nın başkenti Brüksel’de 2 hafta önce gerçekleştirilen ‘Yeşil Nokta 20101: Yeşil Ekonomi Eylemde’ ana temalı Pro Europe Konferansı’nda geri dönüşümün geleceği masaya yatırıldı. Bu yıl 5. si düzenlenen ve 2 gün süren konferansta 37 ülkeden 700’ü aşkın katılımcı geri dönüşümde üreticilerinin sorumluluğunu, hükümetler nezdinde oluşturulan politikaları, çevre bilincinin geliştirilmesinde eğitimin rolünü ve yeni teknolojileri tartıştılar. Pro Europe aralarında Türkiye’den de Çevko’nun (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) bulunduğu 33 ülkenin üye olduğu ve Yeşil Nokta sisteminin sorumluluğu üstlenen bir şemsiye yapı. Bugün Pro europe’un üye sistemi içinde 170 bin şirket bulunuyor. 2009 yılında üye ülkelerde toplam 32 bin ton ambalaj atığı geri dönüştürüldü, 25 milyon ton eşdeğer Karbon Dioksit oluşumu önlendi. Yeşil Nokta sistemi Yeşil Nokta sisteminin sorumluluğu üstlenen bir şemsiye yapı olan Pro Europe'a aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 33 ülke üye. Sistemin içinde 170 bin şirket bulunuyor. 2009 yılında üye ülkelerde toplam 32 bin ton ambalaj atığı geri dönüştürüldü, 25 milyon ton eşdeğer Karbondioksit oluşumu önlendi. Yeni bir model: Beşikten Beşiğe Pro Europe Konferansı’nın özel konuğu kimyager Prof. Michael Braungart idi. Braungart “Beşikten Beşiğe/Cradle to Cradle” başlıklı bir sunumunda tüm dünyanın artık farklı bir tasarım ve üretim zihniyetine geçmesi gerektiğini vurguladı. “Beşikten Beşiğe” mimar William McDonough ve kimyager Michael Braungart tarafından yazılan ve 2002 yılında yayınlanan bir kitabın adı olduğu gibi bir tasarım ve üretim yaklaşımının da adı aynı zamanda. Beşikten Beşiğe her ürünün tasarım aşamasında tüm yaşamını ve kullanım ömrü sonunda ürünün nasıl ilk olarak 1991 yılında Almanya’da özel toplama sistemine giren ambalajların belirlenmesi için kullanıldı. 1993 yılında, Fransız sistemi EcoEmballages, Avusturya sistemi ARA ve Belçika sistemi Fost Plus, aynı üretici sorumluluğu sembolü olan Yeşil Nokta’yı kullanmaya karar verdiler. Böylece, Yeşil Nokta Avrupa’da bir sembol haline geldi ve 1995 yılında kurulan Pro Europe ile önemli bir noktaya taşındı. Çevko ise uluslararası “Yeşil Nokta” markasının Türkiye’deki kullanım hakkını 2002 yılında aldı. “Yeşil Nokta” işareti taşıyan ambalajlar, “bu ambalajın sorumluluğu bu ülkedeki Yeşil Nokta örgütüne yani ÇEVKO’ya devredilmiştir” anlamını taşıyor. değerlendirileceğini dikkate alan bir Çevko yaklaşım. Ürünün tüm malzemelerinin ve Başkanı Mete tüm üretim aşamalarının insan ve çevre İmer sağlığını korumasını şart koşan, doğaya ve İstanbul’da insana az zarar vermeyi değil tamamen günlük yararlı olmalarını şart koşan bir sistem. ortalama 15 bin Beşikten Beşiğe ürünlerinin kullanım konteyner çöp ömürleri sonunda atık olmamaları üretildiğini gerekiyor. Bu kavrama göre atık esasında kendilerinin de Çevko olarak 2005 yılında yürürlüğe giren ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ çerçevesinde ambalaj üreticilerinin yetkilendirilmiş kuruluşu olarak görev yaptıklarının anlattı. Bugüne dek, 76 Belediye ile "Kaynağında Geri Kazanım" konusunda pilot projeler gerçekleştirdiklerini belirten İmer Çevko olarak , bini aşkın okulda, ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması konusunda bilinçlendirme eğitimleri düzenlediklerini de belirtti. Ancak Türkiye’de geri dönüşümde atıkların toplanması konusunda eksiklikler hala sürüyor. Zira ana sorun kaynağında ayrıştırmada yaşanıyor.Geri dönüşümden sonra işlenen malzemeler birbiri ile karıştığı içim hammadde özelliklerini yitiriyorlar. Eski arabaların araba çeliği, boyalardan ve diğer malzemelerden tam olarak ayrılamadığı için tekrar araba çeliği olarak kullanılamıyor; onun yerine örneğin binalarda kullanılan çelik hammaddesi olabiliyor. Plastikler birbirleri ile karışarak kimyasal özelliklerini gittikçe yitiriyorlar. Er ya da geç ömürlerini bir dolgu sahasında tamamlıyorlar. Burada çevre zararına ek olarak büyük bir ekonomik kayıp meydana geliyor. bir besin, aynen doğada olduğu gibi. Nasıl doğada bir ağacın ürettiği her şey geri dönüşebiliyor ve doğa için besin oluyorsa, bir ürünün tüm üretim aşamaları da doğa için besin üretmeli ve ürün de atılacağı zaman ya doğada ayrışmalı ve doğal sistemler için besin olmalı ya da üretim hatları için hammadde olmalı. Çöplerin Hiçbir fire söz konusu olmamalı, yani yok oluş yılları beşikten beşiğe bir ürünün hiçbir parçası dolgu sahasına giden bir atığa dönüşmemeli, doğaya kesinlikle zarar vermemeli. Üretim sisteminde geri dönüşüme tabi tutulacak olan malzeme ya hammadde özelliği %100 korumalı ya da doğada tamamen çözülmeli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle