Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 30 Ekim 2010 Cumartesi Kentsel dönüşüm kıskacındaki J BAHADIR EYÜP BİLGE öçle büyüyen İstanbul'la birlikte Kayışdağı'nın eteğindeki alana sığamayarak, 1980’li yıllarda çorak dağ yamaçlarına doğru yayılmaya başlayan Maltepe'ye bağlı Başıbüyük’te kentsel dönüşüm projesi mahalle halkını büyük direnci nedeniyle yıllardır tam olarak yaşama geçirilemiyor. Bölgedeki evlerin tümünün yıkılması söz konusu. TOKİ, mahallelilerin ‘milli park’ olarak adlandırdıkları bölgeye, altı tane blok inşa etti ama bu inşaatların yapıldığı sırada bölge savaş alanına döndü. TOKİ yetkilileri ile birlikte bölgeye gelen polis, kontrolsüz güç kullanarak birçok Başıbüyüklü’yü mağdur etti. Yaşanan olaylar sonucunda birçok kişi yaralandı, sakat kalanlar oldu. Başıbüyük’te hem devlet hem de Başıbüyüklüler için, kentsel dönüşüm projesi kangren halini almış durumda. Başıbüyüklüler, kentsel dönüşümün ne olduğunu, ne getirip ne götürdüğünü anlamaya Bir yandan da İstanbul Büyükşehir çalışıyorlar. kimisi planlar uygulansın Belediyesi 2004 derken, kimisi de evini kurtarmak için polisle yılından beri Başıbüyük’te kentsel çatışıyor. Polisler ne zamandır gitmez olmuş dönüşüm projesini şimdilik rahatlar, uygulamaya çalışıyor. huzurlarını bozan kimse yok. Ama bir gün evlerinin Amaç bölgeyi yıkılacaklarının farkındalar. siteleşmeye açmak. İktidarın hedefi; Ancak oradaki Başıbüyük’te oturanları, Başıbüyüklüler’in ‘milli insanlarla birlikte parkımız’ dedikleri bölgeye yenilemek değil, yapılmış olan TOKİ onlardan ayrı olarak evlerine veya Silivri, Tuzla bölgelerine taşımak ve tamamen bölgeyi siteleşmeye açmak. değiştirmek. İşte Yani bölgeyi oradaki Başıbüyüklüler buna insanlarla birlikte yenilemek değil, onlardan karşı çıkıyor ve ayrı olarak tamamen yıllardan beri değiştirmek. Başıbüyüklüler direniyor. buna karşı çıkıyor. Evlerini korumaya çalışıyorlar. İktidar, çözümü evlerin yıkılmasında ve insanları borçlandırılarak yeni evlere taşımakta görüyor. Ama mahalleli, belediye tarafından önlerine konulan koşulların maddi açıdan kendilerini zorlayacağını, asgari maaşla bu yükün altından kalkılamayacağını söylüyor ve eğer evlerimizi yıkıp bizi borçlandırmadan yeni evlere taşırlarsa bunun sorun olmayacağını; böyle bir durumda evlerini kendi elleriyle bile seve seve yıkabileceklerini söylüyor. Bu projenin uygulanmasını isteyenler de yok değil; ‘TOKİ’nin yaptığı evlerde, bir düzen içinde yaşamayı biz de isteriz’ diyorlar. Bunun bir rant alanı yaratacağına dikkat çekmek isteyen muhalefet partileri, bunun ‘kentsel dönüşüm değil rantsal dönüşüm’ olduğu yolunda ifadelerde bulunuyor. Maltepe Üniversitesi’ne giderken her gün önünden geçtiğimiz Başıbüyük’ü Başıbüyüklüler’den dinlemek amacıyla mahallede polislere ve TOKİ’ye karşı verilen G Başıbüyük’te hızlı gecekondulaşma 1980’lerden sonra başladı. mücadelenin baş aktörü; Çevreyi ve Tabiatı Koruma Derneği eski başkanı Adem Kaya ile bir görüşme yaptık: Sizin ilk kez nasıl haberiniz oldu? İlk protokol 24 Şubat 2006 tarihinde yapıldı. Bu üçlü protokol ise Erdoğan Bayraktar, Kadir Topbaş ve o zamanki belediye başkanı Fikri Köse tarafından imzalandı. Fikri Köse bize tapu sözü verdiği “Başıbüyük’ün kentsel dönüşüm alanı ilan edildiği; evlerin yıkılacağı” sözlerine inanmak istemedik. Ancak gerçek olduğunu anlayınca harekete geçtik ve ilk adım olarak bir dernek kurduk. Biz derneğin kuruluşunu valilikten beklerken bu arada Büyükşehir Belediyesinde 11 Ocak 2007 tarihinde Başıbüyük‘ün tamamı, oy birliği ile, kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenmiş. Ama oy birliği bizim kafamızı bulandırdı. CHP Maltepe’de Başıbüyük’ün kentsel dönüşüm alanı kabul edilmesine ‘ret’ oyu verirken bunun üst organları Büyükşehir Belediye Meclis üyeleri ‘kabul’ oyu veriyor. Burada bir tezat var: ilçe ile il birbirine uymuyor. Sonra kentsel dönüşüm uygulanan başka yerlere araştırma yapmaya gittik ve gördük ki hiç kimse memnun değil. Ayrıca protokolü yaptığınız zaman belediye aradan çekiliyor işinizi banka ile halletmek zorunda kalıyorsunuz ve 3 taksiti ödemediğiniz zaman banka o eve el koyuyor; çünkü ipotekli. Tabii biz bunları halka anlattık ama AKP’ye bağlılıklarından dolayı bize inanmadılar. Daha sonra il meclis üyelerini CHP’ye şikâyet etmek için Ankara’ya gitme kararı aldık. Ocak 2007'de 350 kişiyle beraber Ankara’ya gittik. Parlementonun önüne geldiğimizde evlerimizden telefonlar gelmeye başladı, TOKİ 1500 tane çevik kuvvet ile gelmiş zemin etüdü yapıyormuş. Sonra Deniz Baykal ile görüştük, görüşmemizde de şu an Başıbüyük’e polislerin girmeye çalıştığını direniş olduğunu söyledik. Deniz Baykal’da sağ olsun hemen dönemin İç İşleri Bakanını arayıp polislerin bölgeden çıkmasını rica etti ama bakan olayı inkâr etti. Sonra bize ilgileneceklerini yanımızda olduklarını söylediler, diğer partiler de bizimle beraber olduklarını belirttiler. Peki AKP? Görüşmediler, AKP grubu ile görüşmek istedik ama bizimle görüşmediler. Aradan geçen zaman içinde bizim üye sayımız 600’den 1297’ye çıktı. Ama her evden bir kişi olduğu düşünüldüğünde, hemen hemen 6.000 kişi artık hareket halindeydi. Dernek faaliyetleri nasıldı? Polisler devamlı geliyor muydu Başıbüyük’e? 2007'de 7 defa kuşatıldık. Yedisinde de başarılı olamadılar. Sonra müteahhit bize geldi dedi ki; “ben de ekmek yediriyorum, benim de çoluk çocuğum var. TOKİ bana her geciken gün için ceza kesiyor”. Biz de acıdık tabi. Kendi evlerimizi düşünmüyoruz, müteahhidi düşünüyoruz. Sonra bir komisyon kurarak TOKİ’ye gittik ve belediye ile sorunlarımızı çözemediğimizi ve müteahhit arkadaşın bir suçu olmadığını anlattık. Müteahhit sonra bize teşekkür etti. Ama sabah bir baktık ki müteahhit yine 3.000 polis ile birlikte gelmiş. Yine sokmadık tabi. Bunun üzerine ne yaptınız? Bundan sonra sizin sıkıntılarınız bitti mi? Biz bu konuda 22 tane dava açtık ve bu davaların bir tanesinde mahkeme, ‘yerinde keşif’ kararı verdi, hâkimlerle profesörler bölgeye geldi ve belediyenin bir yanlışını ortaya çıkardılar. Sonra hâkim TOKİ yetkililerine neye göre plan yaptıklarını, TOKİ’nin buraya plan yapma