23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İstanbul devasa bir canlı şantiyeye dönüşmüş durumda... Kentin birçok noktasında aceleyle yapılan “yeni kentler”, “siteler”, yol çalışmaları... Zeytinburnu, Küçük Çekmece, Kartal, Tarlabaşı, Sulukule’de “kentsel dönüşüm” adı altında gerçekleştirilen yıkımlar ve hukuksuzluklar... Mera alanlarında toplu konut üretmek, Haydarpaşa Limanı ve Garı'nın olduğu çok özel bir yere yoğun yapılaşma önermek... Toplumun önemli bir kısmı bunu “ne güzel biz de modernleşiyoruz, mezbelelikler temizleniyor, yeni gelir kaynakları oluşuyor” diye algılıyor, duyarlı ve bilinçli bir kesim ise ekonominin kentsel ranttan beslenmesine yönelik politikaların uygulaması olarak.... Biz de konuyu, TMMOB Mimarlar Odası Afet Komisyonu ve İstanbul Büyükkent Şubesi Kentleşme, Afet Komitesi ve Çevre Etki Değerlendirme Kurulu üyesi Mücella Yapıcı ile masaya yatırdık.ÖZLEM YÜZAK “Kentsel Dönüşüm” kavramı ilk kez ne zaman kullanılmaya başlandı? Kentsel dönüşüm aslında İngiltere kaynaklı bir kavram. Ortaya çıkışı 1980’lerde...Sanayinin esnekleşmesi, fabrikaların ve üretim merkezlerinin doğuya kayması ile gündeme geldi. Büyük kentlerde sanayi bölgeleri ve limanlar atıl kalınca bir dönüşüm yapılması gerekiyordu ve bu şekilde başladı. Bize gelmesinin nedeni ise ekonominin kentsel ranttan beslenmesine yönelik politikaların uygulanmaya başlaması. Üretime dayanmayan tüketimin örgütlendiği bir kentte, kentsel rantın uluslararası pazara sürülmesi ile başlayan ve bunu “küresel ekonomiye eklemlenmenin olmazsa olmaz koşulu” gibi gösteren bir ideolojik yanılsama ya da algı bozukluğu yaratarak toplumda başlayan bir süreç... Biz ilk kez bu kavramı 1999’da Ali Müfit Gürtuna döneminde duyduk. Hatırlarsanız, " 2023'e doğru İstanbul'un misyonunu tespit ettik buna göre vizyon projelerimizi hazırladık " diye müthiş bir çıkış olmuştu. Bu çıkışın öncesinde zaten Dünya Bankası'nın da hazırladığı bir rapor vardı: İstanbul'un, küresel hiyerarşide kentlerle yarışmak için hazırlanması gerektiğini belirten ve bu anlamda kendisini uluslararası sermayeye açması gerektiğini vurgulayan bir rapordu bu. İstanbul finans merkezi olması başta olmak üzere bir sürü proje sıralandı... Sonra depremi yaşadı İstanbul. Bu arada bir de Bölge Kalkınma Ajanslarının önerildiği OECD raporu çıktı, “mega kentsel dönüşüm”ün başına Deprem Odaklı lafı eklendi. Ve bir de baktık ki İstanbul ilk kez Dünya Gayrimenkül Fuarını katılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2004’de 20’yi aşkın proje ve büyük bir şaşaa ile katıldı. Biz o projeleri ancak 10 Kentsel dönüşüm... Ke Ama nasıl? fuar ile birlikte öğrendik: Galataport, Haydarpaşa, Haliç, Balat, Sütlüce, İETT garajı, tersaneler, Kartal'daki Büyük dönüşüm projesi, Küçük Çekmece'de Florya Köşkünün önüne dikilen 70 katlı gökdelen. Yani şu anda hukuk savaşı verdiğimiz projelerin hepsi orada ...Bu yatırımların ekonomiye hiçbir şekilde geri dönüşü yok, üstelik bize çok ciddi maliyetlere de neden oluyorlar. Neden geri dönüşü olmayan projeler? Örneğin İETT'nin Levent'teki arazisine dikilmesi planlanan Dubai kulelerinin olduğu yer, bölgede tek boş kalmış yeşil alan. “ 6 milyar dolar kazanacağız” yutturmacası ile korkunç bir trafik yükü getiriyorsunuz, onu çözmek için dünyanın kavşağını, alt yapı yatırımını yapıyorsunuz. Bunları bedelini kim ödüyor? Bizler. Tersinden baktığınızda, ekonomin sıcak para arayışı içinde kentsel rantı kullanışına dönü şüyor. Ama gelişmiş ülke kentlerinde bunu görmüyorsunuz; çünkü orada ciddi bir demokrasi var. New York'un Central Parc'ına siz gökdelen dikebilir misiniz? Hukuk savaşından bahsettik az önce.. Hukukun kentsel dönüşüm projelerine karşı açılan davalara yönelik tutumu ne? Evet, işin en acı tarafı şu: bu işin hukuku yaratılmaya başlandı. Bizim hukukumuz kıyı kanunu , eski eserleri koruma kanunu, çevre yasaları, imar kanunu gibi hakikaten planlamaya dayalı ve sosyal devleti gözeten kanunlar ama 1980'lerden itibaren 12 Eylül yasaları ile birlikte delinmeye başlandı. Bugün gelinen noktada, limanlar fabrikalar falan bitti şimdi satılan sizin kentsel yaşam alanlarınız. Hem de bunların iç hukuktaki engelleri de birer birer kaldırılmaya başlandı:Haydarpaşa için çıkan 5234 sayılı yasa hemen akabinde 5335 sayılı yasa, onlardan sonra kıyı kanununda Cruise limanları için yapılan değişiklik.. Enteresan bir örnek vereyim: Kuşadası'nda sahilde Ofer'in yerli ortağı Kutman ile birlikte yaptırdığı alışveriş merkezi. Bizim hukukumuza göre kıyıda böyle bir alışveriş merkezi inşa edilemez. Bu yüzden Antalya ofisimiz dava açtı. Danıştay’dan bu madde anayasaya aykırı bulunarak iptal edildi. Kutman "ben bunu yıkmam gerekirse kanu çıkartırız dedi ve gerçekten kanun çıkardılar. Şimdi o kanun Galataport projesinin işine yarayacak... Burada anladığım kadarı ile “kamu yararı kavramı” üzerinde de oynanan bir oyun söz konusu... Evet, daha doğrusu “Kamu yararına” kavramının yalnış algılanması söz konusu. Tüm bu projelerin önüne kamu yararına sözcüğü oturtuluyor. Örneğin bir ormanın yapılaşmaya açılmasında, “devlete para kazandıracağı için kamu yararı vardır” deniliyor. Halbuki o ormanın orada olmasının kamu yararı çok daha fazladır. İğdiş edilen bir kamu yararı kavramı ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla hukuk da kendini ona göre şekillendirmeye başladı. Sonuçta hukuk da bir üst yapı kurumudur. Bu sefer davalar kaybedilmeye başlandı Bu aslında neoliberal politikaların kente bakışını da gösteriyor değil mi? Neoliberal ideolojinin kente bakışı, planlı kent bakışı değil. Haydarpaşa garı endüstriyel bir miras ve de halen çalışan ve üreten bir miras. Kentin belleğini oluşturuyor. Ama şu deniyor. “Aman canım orası mezbelelik mi kalsın, Londra’da da falan gar müze yapılıyor ...” Ama üretim gidiyor. Ortada üretime dayalı bir ideoloji kalmadığı için bilimsel ve akademik bakışlar da sanki buna doğru bir bükülme içinde . Yeni ve başka bir bakış açısı da şu: “çözüm üretmiyorsan eleştirme”. Bu çok tehlikeli. Zaten benim eleştirimin içinde alternatifi var ama bu o kadar ince bir eleştiri ki...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle