Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Birliğin kurucu başkanlığına, aynı zamanda kuruluş toplantısına da ev sahipliğini yapan dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser seçilir. Birlik yönetimini oluşturan encümenin çalışmalarına ve birlik meclisine bilimsel rehberlik yapmak üzere de Prof.Dr. Metin Sözen başkanlığında Oktay Ekinci, Prof.Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Cevat Geray, Prof.Dr. Ülkü Azrak, Av.Derviş Parlak, Prof.Dr.Zekai Görgülü, Prof.Dr. Haluk Abbasoğlu, Fikret Toksöz, Kayhan Kavas gibi, yerel yönetimler, mimarlık, şehircilik, arkeoloji, sanat tarihi ve hukuk alanındaki uzmanlardan oluşan bir kurul oluşturulur... Aynı kurul, bazı yeni uzmanların da katılımıyla çalışmalarını sürdürüyor... EDİTÖR ÖZLEM YÜZAK Körelen belki de biziz... Kalbimiz... TKB'nin İstanbul'daki merkezi Şerifler Yalısı... AVRUPA'NIN “EN” ÇALIŞKANI TKB'nin 2001 yılı Nisan ayında Nevşehir’deki toplantısı, birliğin uluslararası ilişkilerini de başlatmasını sağlar. Birlik Başkanı Erdoğan Bilenser, toplantıya katılan Avrupa Tarihi Kentler Birliği Genel Sekreteri Brian Smith’e Türkiye’nin üyelik başvuru dilekçesini sunar. Birkaç ay sonra TKB Avrupa Tarihi Kentler Birliği’nin de üyesidir ve Avrupa'da bir çok ülke bu birlik için gereken ulusal örgütlenmesini tamamlayamadan Türkiye'nin temsiliyeti kesinleşmiştir. TKB o günlerden itibaren yılda birkaç kez ülkenin farklı bölgelerinde “ulusal buluşmalar” düzenleyerek üyeleri arasında “deneyimlerin paylaşılması”nı sağlıyor. Belediyelerin koruma çalışmalarıyla ilgili sergiler açtıkları, sunumlar yaptıkları, yöresel kültürlerini tanıttıkları ve hemen tüm illerden katılımcılarla yüzlerce kişilik toplantılar şeklinde gerçekleşen bu buluşmaların bazıları da “eğitim seminerleri” şeklinde gerçekleşiyor. TKB'nin ulusal buluşmalarına katılarak, çalışmalarına destek veren önceki cumhurbaşkanımızı Ahmet Necdet Sezer, bir konuşmasında özetle şunları söylemişti; “Belediyelerimizin kentlerindeki kültürel mirasa herkesten daha fazla sahip çıkması; çarpık, plansız ve çıkarcı kentleşmeye karşı tarihsel kimlik değerlerini korumaları; yerel yönetim olmanın temel yükümlülüğü, hatta varlık nedenidir. TKB'nin işte bunu kanıtlaması ise kutlanacak bir kazanımdır...” Nitekim 2002 yılından bu yana da üye belediyeleri arasında “en iyi koruma projeleri ve uygulamaları”nı ödüllendirerek kültürel mirası yaşatma çabalarını sürekli teşvik eden birlik, aynı yönde “kaynak sıkıntısı” çeken üye belediyelerine de bu amaçla oluşturdu fonundan parasal yardımlarda bulunuyor. Bugün üye sayısı 220'yi geçen birliğin yurt düzeyinde desteklediği koruma projeleri ve uygulamalarının sayısı ise 200'e yaklaşıyor... TKB'nin şimdiki başkanı ise Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki. Geçen seneki bir meclis kararıyla birliğin merkezinin İstanbul'da olmasına karar verilince, TKB'nin merkez ve sekretarya hizmetleri için Emirgan'daki Şerifler Yalısı maliyeden kiralandı... Başkan Özhaseki, “kutlu kervan” olarak tanımladığı TKB'nin işte bu gelişmesinin ardında yatan heyecanın önemli bir nedeni olarak da “pişmanlık” duygusunun altını çizerek, hemen her buluşmada şunları anımsatıyor; “Düne kadar ne yazık ki ülkede egemen olan korumaya duyarsız belediyecilik yüzünden bir çok değerlerimizi yitirdik. Şimdi kalanları kurtarmanın ve yanlışlarımızdan hızla uzaklaşmanın coşkusu içindeyiz. Çalışkanlığımızın nedeni, artık mirasımıza tüm zenginliğiyle sahip çıkarak, gelecek kuşakların da geçmişle buluşma haklarını sağlamak içindir...” TKB'YE ÜYELİK KOLAY DEĞİL TKB üyeleri arasında düzenlenen koruma projeleri ödüllerinde mimarlık ve şehircilik alanındaki akademik çalışmalar yarışıyor... TKB, özellikle amaç ve hedefleri açısından, her belediyenin hemen üye olamadığı bir birlik. Kuruluşunda ilan edilen ve bugün de geçerliliğini koruyan “üyelik kriterleri” var. TKB'ye üye olmak isteyen belediyeler, bu kriterlerden hangilerine göre başvurduklarını kapsamlı bir bilimsel raporla belirtmek; bu raporlarını belediye meclis kararıyla kabul etmek ve yine belediye meclis kararıyla “TKB'nin amaçları doğrultusundaki çalışmaları öncelikli belediye hizmeti sayacaklarını” açıkça belirtmeleri gerekiyor. Böylece oluşan başvuru dosyaları, önce danışma kurulunda inceleniyor; kurul “gerçekçi” bulursa, uygun görüşle encümene sunuyor; encümen de uygun görürse, aday belediyenin başkanı birlik meclisi toplantısına davet edilerek kenti ve koruma çalışmaları hakkında bir sunum yapması isteniyor. Bu kural da yerine geldikten sonra birlik meclisindeki oylamayla üyelik kesinleşebiliyor... TKB'nin üyelik kriterleri ise şunlar: 1. Tarihi ve doğal çevre korumasına Yerel Yönetim politikalarında önem ve ağırlık verilen kentler; bu konuda kent kültürünü, sivil toplum katılımını ve toplumsal duyarlılığı geliştirme çabaları içindeki kentler. 2. Yerleşme dokusunun önemli ve etkin bir kesimi “kentsel sit, arkeolojik sit, tarihsel sit ve doğal sit” olarak tescil edilmiş kentler; 3.Güçlü ve önemli anıtsal yapıları bulunan ve özellikle bu yapılarıyla tanınan kentler; 4.Bir ya da birkaç antik kentle üst üste ve iç içe yaşayan kentler; 5. Diğer ülkelerdeki tarihi kentlerle “Kardeş Şehir” ilişkisi kurmuş tarihi kentler; 6. Önemli, tarihsel olayların cereyan ettiği tarihsel kentler; 7.Geçmiş uygarlıklara başkentlik yapan kentler; 8.UNESCO’nun Dünya Mirası listesine girmiş kültür değerlerinin bulunduğu kentler; 9.Tarihsel metropoller. yıl önce Şanlıurfa’nın kuzeydoğusunda Göbeklitepe'de sürdürülen arkeolojik kazılarda “ yerleşik bilgileri altüst edecek buluntulara” rastlanılmıştı. 11 bin 500 yıllık bir tarihi mirası barındırıyor yaşadığımız topraklar..Kolay kolay her ülkeye nasip olacak bir değer değil bu... İnançlar, dinler, diller, ırklar, kültürler cümbüşü... Korunması, özenle dünyanın gelecek nesillerine aktarılması gereken bir miras... Göçlerin, ticaret yollarının, savaşların, sanatın tarihini barındırıyor içinde. Belleği yüklü topraklarımızın. Hepsinin ayrı efsanesi var. Ahdamar Kilisesi'nden Kaz Dağları'na, Efes'den Harran'a, eski Safranbolu Evleri’nden Nemrut Dağı'nın zirvesi'ne, sular altında Hasankeyf'den üç büyük imparatorluğa başkent olmuş İstanbul'a kadar... Yalnız mekânlar mı? Ya doğa, denizler, göller, flora?.. Ya değişik kültürlerde biçimlenen gelenekler, farklı lezzette farklı mutfaklar? Peki bu tarihi ve kültürel zenginliğe, bu eşsiz mirasa sahip çıkmada ne kadar özenliyiz? Bu sorunun yanıtını biz değil, önce UNESCO verdi. Bugün Türkiye’den 9 kültürel varlık UNESCO'nun "Dünya Mirası" listesinde. Ancak listede yer alan eserlere yönelik yeterli korumanın sağlanması da şart. Ve Türkiye bir türlü başarılı olamıyor. 9 tarihi yerden 5'inde notumuz kırık. Üstelik UNESCO İstanbul’un tarihî alanlarını korumak için acilen harekete geçilmezse eserleri ‘Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne alacağı uyarısında bulundu. Bu işin bir yönü... Plansız sanayileşme, imar rantına dayalı "kentsel dönüşüm” adına yapılanlar, doğanın bilinçsizce yok edilmesi ise diğer cephe... Aslında Türkiye tarihi ve kültürel varlıkların korunması yönünde uluslararası anlaşmalara taraf olan bir ülke. Belli ki sorun imza atmakta değil, uygulamada. Bu konuda ise toplumun her kesimine görev düşüyor. Özel sektörün artık sosyal sorumluluk projeleri kapsamında tarihi ve külterel mirasa sahip çıkmayı da ele aldığını görüyoruz. Kimi arkeolojik kazılara sponsor oluyor, kimi tarihi bir binanın yaşatılmasına... Kimi kültür elçileri yetiştiriyor, kimi doğanın korunmasına yönelik projelerin içinde....Güzel şeyler bunlar, sayılarının da artması gerek. Üstelik sürdürülebilir kalkınma için olmazsa olmaz kriterler. Öte yandan talan ve tahribat düzeni sistematik bir biçimde hâlâ sürüyor. Rant tatlı, cari açık devasa boyutlarda, imara dayalı ekonomik büyüme ise işin en kolayı? Bu mantık değişmedikce ve bu mantığı değiştirecek toplumsal baskı oluşmadıkça düzen bir şekilde sürüp gidecek. Tabii doğanın izin verdiği yere kadar.... Kim bilir belki de ünlü şair Ahmet Muhip Dranas’ın dediği gibi: Körelen belki de biziz... Kalbimiz... 2 İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yazıişleri Müdürü: Güray Öz Editör: Özlem Yüzak Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Yayın Hazırlık: Duygu AtahanPelin Ünker Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı, Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı, Tel: 212251 98 7475. Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul 3