Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ENERJİ 12 Elektrik Elektrik Piyasası Piyasası Yasası’nda Yasası’nda değişiklik değişiklik yapan yapan tasarı tasarı ile ile enerji enerji alanında alanında serbest serbest piyasanın piyasanın çöktüğü çöktüğü belgelendi belgelendi Yeni nema dağıtım düzeni getiriliyor Musa ÇEÇEN EMO Yönetim Kurulu Başkanı KP Hükümeti’nin 2002 yılından bu yana “serbest piyasa” mantığı ısrarıyla sürdürdüğü neoliberal politikalar, ülkeyi karanlık açmazıyla karşı karşıya bırakmıştır. TBMM’de görüşülmekte olan tasarı, aslında uygulanmaya çalışılan serbest piyasa modelinin çöküşünün itirafıdır. Bu itirafa karşın adı “serbest piyasa” olan, kamuya yatırım yaptırılmayan ama şirketlere kamunun kaynak aktardığı bir enerji piyasası büyütülmek istenmektedir. Elektrik Piyasası Yasası’nda değişiklikler öngören tasarı, ne serbest piyasa mantığı içerisinde, ne de kamu eliyle yatırım yapma anlayışı kapsamında değerlendirilebilir. Gelinen nokta ne yazık ki açmazların yeni açmazlarla çözülmeye çalışılmasıdır. AKP Hükümeti bir dönemin çok eleştirilen tüm uygulamalarını daha da genişleterek yeni bir nema dağıtım düzeni getirmeye çalışmaktadır. Son noktada kamunun yükü üstlenerek yatırım yapmasına izin verilmesi ise yalnızca bir görüntüdür. Tasarıyla kamu engelleniyor Öncelikle kamunun yatırım yapabilmesi açısından mevcut duruma bakmak gerekmektedir. Elektrik Üretim A.Ş’nin (EÜAŞ) yatırım yapabilmesi için mevcut yasal düzenlemede açık bir yasak bulunmamakta, hatta hükümetin sehven yaptığı bir yanlışlık itirafına karşın “kamunun gerektiğinde yatırım yapmasına” yönelik sınırlandırma da kaldırılmış bulunmaktadır. Bu nedenle kamunun acil yatırım yapması için siyasi bir kararlılık gösterilmesi yeterlidir. Ancak hükümet yeni tasarıyla 4628 sayılı Yasa’nın başlangıcında yer alan “gerektiğinde yatırım yapma” anlayışından daha dolambaçlı, daha uzun bir süreç öngörmekte, açıkçası “kamu yatırım yapmasın” anlayışını benimsemektedir. Üstelik bu “kamu yatırım yapmasın” anlayışı, kamu kaynaklarının firmalara aktarımı yoluyla, teşvikli ve kar garantili ihalelerle, bir dönemin çok eleştirilen modellerine geri dönüşü de içeren yapılanmaya kadar uzanmaktadır. A Elektrik Piyasası Yasa Tasarısındaki arz güvenliği düzenlemesi ile TEİAŞ, Enerji Bakanlığı, EPDK üçgenine Bakanlar Kurulu eklenmektedir. Farklı kurumların düzenleyeceği ve farklı kurumların da onaylayacağı 5 ayrı rapor prosedürüyle elektrik açığının tespit edilmesi, bunun üzerine TEİAŞ’ın kapasite, Bakanlar Kurulu’nun ise merkezi yarışma denilen özel sektörün santral kurması için maliyetleri kamunun bir biçimde üstleneceği görülen ihaleler düzenlenmesi öngörülmektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) üçgenine Bakanlar Kurulu eklenmektedir. Farklı kurumların düzenleyeceği ve farklı kurumların da onaylayacağı 5 ayrı rapor prosedürüyle elektrik açığının tespit edilmesi, bunun üzerine TEİAŞ’ın kapasite, Bakanlar Kurulu’nun ise merkezi yarışma denilen özel sektörün santral kurması için maliyetleri kamunun bir biçimde üstleneceği görülen ihaleler düzenlenmesi öngörülmektedir. Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt A.Ş’nin (TETAŞ) iç piyasadan alım yapmasına ilişkin geçici bir düzenleme ile 2012 yılına kadar süre tanınan ihale olanakları da bu kapsamda değerlendirilebilir. Tüm bunlara rağmen elektrik açığı giderilemezse kamu yatırım yapacaktır. Yani düzenlemeler, kamunun nasıl yatırım yapmayacağını açıklamaktadır. Bu tanımlanan süreçlerin arz güvenliği sağlamaktan ne kadar uzak olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Tasarının arz güvenliğiyle ilgili düzenlemelerinin bir yüzünü, enerji kurumlarının ihaleci konumuna taşınması oluşturmaktadır. TEİAŞ, rüzgar santralı ihalesinden, kapasite ihalelerine kadar uzanan ihaleci bir kuruluş olacaktır. TETAŞ iç piyasadan alım yapmaya yönelik ihaleler yapacaktır. Elektrik açığı sorunu nedeniyle Bakanlar Kurulu kararıyla merkezi yarışma adı altında ihaleler yapılabilecektir. Özelleştirme İdaresi, EÜAŞ ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş’nin (TEDAŞ) kuruluşlarını satmaya çalışacaktır. ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ İhaleci kuruluşlar dönemi Tasarıdaki arz güvenliği düzenlemesi ile Türkiye Elektrik İletim A.Ş (TEİAŞ), Enerji Bakanlığı, Fon kredi faizleri siliniyor 96 sayılı Yasa çerçevesinde alım garantileri verilen YapİşletDevret modeliyle imtiyazlı olarak yaptırılan santrallara Elektrik Enerjisi Fonu’ndan kullandırılan krediler için faiz tahsilatı ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Uygulama, anapara ve faizleriyle bu kredinin tarife yoluyla halktan tahsil edildikten sonra şirketlere aktarılması, bu aktarımın ardından şirketler tarafından fona tekrar geri ödenmesi biçiminde yapılıyordu. Kaldırılan faiz, tarife yoluyla tüketicilerden tahsil ediliyorsa yapılan işlem şirketlere yönelik bir af olarak değerlendirilemese de uygulamanın yanlışlığı açıktır. Uygulamanın baştan yanlış yola girdiği Sayıştay raporuyla tespit edilmiş ve TBMM’de rafa kaldırılan bu raporda şu saptama yapılmıştı: 30 “Fon anlaşmaları eki ‘Ödeme Talimatları Formu’nda şirketler EEF (Elektrik Enerjisi Fonu) tarafından kendilerine verilen kredilerin tarifeye yansıtılmak suretiyle fona geri ödenmesi işleminin, doğrudan doğru TEAŞTETAŞ tarafından yapılmasını, bu nedenle şirkete herhangi bir ödemede bulunulmayacağını kabul etmişlerdir. Ancak Fon Yönetim Kurulu, FA’da (Fon Anlaşmaları) yapılan düzenlemeye aykırı bir karar alarak EEF’ye yapılacak geri ödemeler için tarifelere yansıyan miktarın TEAŞTETAŞ tarafından doğrudan kesilerek Fon’a yatırılması uygulamasından vazgeçmiş, ilave tarifenin şirkete ödenmesi ve fona kredi geri ödemelerinin şirket tarafından yapılması yönünde bir uygulama başlatmıştır. FA’ya aykırı olan bu karar, şirketlerin fondan alacaklı olduklarını öne sürerek kredi geri ödemeleENERJİ ENERJİ ENERJİ rini yapmaktan kaçınmaları gibi bir olumsuzluğa yol açmıştır.” Görüldüğü gibi sorun yalnızca faiz değil, şirketlere fon aracılığıyla yapılmış aktarımların halktan yapılacak tahsilatının da şirketlere kalması gibi bir duruma kadar uzanmaktadır. “Halktan bu kredilerin faiziyle tahsil edilmesi” ile “Ocak 2008’de olduğu gibi doğrudan elektrik fiyatlarına zam yapılması” arasında tüketicilerin faturası açısından bir farklılık yoktur. Farklılık bu tahsilatın kim tarafından yapıldığından kaynaklanmaktadır. Eğer hakikaten madde gerekçesinde yazıldığı gibi elektrik fiyatlarını artıran bir uygulama olarak faizden vazgeçilmek isteniyorsa, Hükümet zam kararını gözden geçirebilirdi. Tüketiciler açısından sonuç değişmezdi. Bu durum sonucun tahsilatı yapan şirketler açısından farklılık yaratacağını göstermektedir. ? ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ ENERJİ