02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28 ŞUBAT 2007 Ener ji ve Yaşam C İNSAN VE ÇEVRE İnsanoğlu gizli tehdit ünya ticaret hacmi son 50 yılda 20 kat büyüdü. Rakamlarına ve büyüme oranlarına bakıldığında yaşlanan dünyamızda her şeyin pembe bulutlarla çevrili olduğu görülüyor. Bu rakamların yaşam koşullarımızı daha iyiye götüreceği söyleniyor. Büyüyen ticaret rakamları, iştah açıcı büyüme oranları ve gelişen ekonomiler insanoğlunun tüm sorunlarını çözebilecek mi? Daha doğrusu insanların tüm sorunları ekonomi merkezli mi? Her şey ekonomilerin iyi gitmesi için göz ardı edilebilir mi? Bize söylenenler doğru ise, büyüyen ve gelişen ekonomilerin var olan sorunlara çözümler önermesini beklemek insanoğlunun en doğal hakkı. Ancak öyle olmuyor; artan rakamlar ve oranlar yıllardır süren küresel ısınmaya bir çözüm üretemedi. İnsanoğlunun da bu olumsuz tablo karşısında tüm dikkatini maddi olanaklar yaratmaya harcaması, gelişen ekonomilerin işine geliyor. Sonuç olarak; insanlar ekonomilerin öncelikleri dışında geri kalan her şeye ciddi bir kayıtsızlık göstermeye başlıyorlar. Tehlike tam olarak buradan kaynaklanıyor. D İşte dünyamızın ekonomi odaklı gazetelerde görülmeyen ekolojik yüzü Yapılan bir araştırmaya göre uluslararası ticarete konu olan malların virüs ya da zararlı bir mikroorganizma taşıyıp taşımadığının sadece yüzde 2’si kontrol edilebiliyor. İthal salgın hastalıkların ve biyoistilaların en önemli nedeni bu kontrolsüzlük. Yapılan araştırmalara göre ABD, biyoişgalcilerin neden olduğu tarım ürünlerindeki yeni hastalıklarla mücadele için her yıl 120 milyar dolar harcıyor. Sadece ABD’de her yıl 50 bin yeni bitki hastalığı ortaya çıkıyor. Hindistan, İngiltere, Avustralya, Güney Afrika ve Brezilya’da tahıl ve bitki hastalıklarına geçen yıl 228 milyar dolar harcandı. Biyoişgalcilerin zararları, fakir ülkelerde doğanın yok olması, tarımın yapılamaması ve açlık olarak ortaya çıkıyor. ABD’nin Hawaii Adaları ise, iki yüz yıl önce adaya farelerle mücadele için getirilen yılanlarla bir türlü baş edemiyor. Filipinler’in, sivrisineklerle mücadele için getirdiği balıklar ise, göl ve sahilleri kaplamış durumda. Neredeyse deniz ve akarsulardaki tüm balıkları yok eden sivrisinek katili balıklar için Filipinliler, şimdi tüm canlıları yok etme pahasına sularını zehirliyor. Çin, ülkeye gelen Amerikan güvesinin yok ettiği 1.3 milyon rektar bambu ve ormanlık alanı nasıl kurtaracağını düşünüyor. Çinlilerin bu yılki karabasanları ise, Filipinliler gibi sivrisinekle mücadele için ithal ettikleri kontrolden çıkan egzotik balıklar. Biyoistilâ tehlikesi Bilim adamları, insanlığı yakın gelecekte bekleyen en büyük tehlikenin kolay para kazanma hırsı ve ithal edilen bitki ve hayvanların yol açtığı ‘biyoistilâ’ olduğu uyarısında bulunuyorlar. Newsweek dergisi, son sayısında “biyoistilâ tehdidi”ni kapak konusu yaptı ve geldikleri yerde önü kesilemez bir şekilde doğayı yok eden canlı türlerinin binlerce yeni hastalığın ortaya çıkmasına da neden olduğunu vurguladı. Newsweek’in haberine göre, birkaç yıl öncesine kadar dünyanın en güzel sahillerine sahip Brezilya, şimdi kumları kaplayan milyonlarca dev Afrika salyangozu ile mücadele ediyor. Afrika salyangozları, 19 yıl önce 1988’de ekonomiye katkı sağlanması amacıyla ithal edilmişti. Brezilyalı salyangoz üreticileri, kısa sürede bir kiloya ulaşan ve her bir seferinde 2 bin yumurta veren dev Afrika salyangozlarını büyük bir keşif ve mucize olarak değerlendirerek ithal etmiş ve tüm dünyaya ithal ederek iyi de para kazanmışlardı. Ancak doğal düşmanlarının bulunmadığı ortamda kısa sürede çoğalan dev sal yangozlar, fare artıklarından çöplere varıncaya kadar her şeyi yemeye başladılar. Fare artıklarından alınan parazitler ise, içme suyu ve bitkiler aracılığıyla insanlara menenjitin en ölümcül türlerini bulaştırıyor. Önce bir eyalete gelen salyangozlar, şimdi Brezilya’nın 27 eyaletinin 23’ünü kaplamış durumda. İçme suyuna da karışan salyangozların yarattığı tahribatın büyüklüğü maddi olarak hesaplanamıyor. Cornell Üniversitesi öğretim görevlilerinden biyoloji uzmanı David Pi mentel, bulundukları doğal ortamlarda, düşmanları olması nedeniyle kontrollü bir şekilde çoğalan binlerce tür hayvan ve bitkinin, ithal edildiklerinde, yeni geldikleri ülkelerde dengesiz bir şekilde çoğaldığına dikkat çekiyor. Arizona Üniversitesi çevre ekonomisti Charles Perrings ise, biyoişgal tehdidinin büyüklüğünün tahmin bile edilmediğini belirterek “Küreselleşmenin kaçınılmaz sonucu, maalesef tam bir kıyamet senaryosu” yorumunu yapıyor. 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle