01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 “Bu akşam,” demiş herkes, “bu akşam pırıl pırıl parlayacak!” Hepsi sevinç içindeymiş. “Ah, bir an önce akşam olsa!” diye düşünmüş ağaç. “Mumlar yakılır tabii! Sonra ne olur acaba? Ormandaki ağaçlar beni görmeye gelirler mi? Serçeler pencerelerin önünde uçuşur mu? Ben burada böyle kök salar, yazkış böyle süslüpüslü durur muyum?” Evet, öyle olacağını çok iyi biliyormuş! Ama kabuğundaki ağrı da, duyduğu özlemden daha fazla canını yakıyormuş; biz insanlar için baş ağrısı neyse, ağaçlar için de gövdelerindeki ağrı aynı şeydir. Derken mumları yakmışlar. Ne güzellik, ne parıltı o öyle! Ağaç sevinçten öyle bir titremiş ki, dalları mumlardan birine değip tutuşuvermiş. “Aman Tanrım!” diye bağrışmışlar hizmetçiler ve hemen söndürmüşler alevi. Ağaç artık kıpırdayamaz olmuş. Bütün bu güzellikleri kaybedeceğinden öyle korkuyormuş ki... Derken salonun iki kanatlı kapısı açılmış, bir sürü çocuk içeri öyle bir doluşmuş ki, ağacı devireceklermiş neredeyse. Onların peşinden büyükler gelmiş yavaş yavaş; çocuklar birden seslerini kesmişler, ama sadece bir an, sonra yine ortalığı birbirine katarak, sevinçle bağrışmaya başlamışlar. Ağacın çevresinde hoplayıp zıplıyorlar, hediyeler birbiri ardına koparılıyormuş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle