21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Eylül 2011 Cuma 376 15 ANKARA AKKARA Talât HALMAN Gelenekselleşen etkinliğin tarihinin değişmesi olumsuz sonuç getirdi Beypazarıfestivali sönükgeçti İKLİM ÖNGEL NKARA Ankara’da turizmin en geliştiği ilçe olan Beypazarı’nda gelenekselleşen festival bu yıl da gerçekleştirildi. Ancak genel seçimler nedeniyle haziran yerine eylülde yapılan festival beklentileri karşılamadı. Etkinlikten beklediklerini bulamayan Beypazarı esnafı, en çok “kuru” satıldığını dile getiriyor. Her yıl haziran ayında gerçekleşen Beypazarı ve Yöresi Festivali, bu yıl 12 Haziran seçimleri nedeniyle sonbahara ertelendi. Cumhuriyet Ankara olarak 91011 Eylül tarihlerinde 3 gün boyunca süren festivalin 2. gününde ilçeyi gezdik. Cumartesi günü protokol konuşmalarının ardından Türk halkoyunlarıyla başlayan festivalin gösteri bölümü, Sırbistan ve Bulgaristan gibi farklı ülkelerden gelen halkoyunları ekiplerinin de katılımıyla daha da renklendi. Ziyaretçiler ekiplerin gösterilerinin ardından çarşı boyunca iki yana kurulan tezgâhları dolaştı. Tezgâhlarda her biri el yapımı olan yöreye özgü erişte, tarhana, damat tatlısı ve Beypazarı kurusu ilk sıradaydı. Tarhananın diğer A Türkiye Ürkek Biat Akademisi doğmak üzere diye kaygılar var. TÜBA, bağımsız ve tarafsız bir bilim kuruluşu olarak yaratılıp öyle çalışmıştı. Şimdi can çekişiyor. Bilimin haysiyeti ve hayatiyeti uğrunda var olduktan sonra, yakında, KHK tarafından yok edilecek. KHK, “kanun hükmünde karar”ın kısası ama, bu seferki açılımı şöyle düşünülebilir: Korkunun Haksızlık Komplosu Çünkü bu KHK, bu yanlış karar, hür düşünceden korkanlar tarafından, partizan bir komplo gibi çıkarıldı. TÜBA’yı iktidardan ürken ve biat eden bir kuruluş yapmaya çalışıyorlar. Uygar ülkelerdeki demokratik düzen, akademilerini tam bağımsızlığa sahip kuruluşlar olarak yaratır – iktidarın bürokratik bir bendesi olsun diye değil. O akademilerin varlığında bilimsel dürüstlüğe dayanan tarafsızlık, yaşamsal bir değerdir. Totaliter düzenlerde akademilere diktatörün ya da iktidarın tayin ettiği üyelerin pek çoğu ya emir eridir, ya rejimin çığırtkanıdır, ya da suskun zavallılar... Sovyet Akademisi, böyle bir ucubeydi. Özgür düşünceden korkan otokratik veya tam anlamıyla diktatör yönetimlerde akademiler varsa devlet dairesi, hatta parti organı olarak çalışırlar. Demokraside büyük bir fesat, siyasetin bilim ve düşünce özgürlüğü üzerinde vesayet kurmasıdır. Atatürk ’ün dahiyane bir öngörüyle Türk Tarih Kurumu’nu ve Türk Dil Kurumu’nu devletten ve iktidardan bağımsız olarak yaratmış ve kendi mirasını o özerkliğe bağışlamış olması, gelecek nesillere bir öğreti olmalıydı. 12 Eylül rejiminin yaptığı kültürel kötülüklerin en vahimlerinden biri, o iki kurumun özerkliğini yok etmesiydi. 12 Eylül’ün “askerî anayasa”sını kaldırmak için canla başla çalışan bugünkü iktidar, o rejimin hatasını Türkiye Bilimler Akademisi’nin canına kıyarak işlemektedir. TSK zaptu rapt altına alındı. Yürütme tümüyle iktidar partisinin elinde. Medya sadece kısmen özgür. “Yargı’nın bağımsızlığı” yeterince inandırıcı olmayan bir söylem gibi görünüyor. Muhalefetin zayıf kaldığı bir dönemde, Türk demokrasisi “normalleşme”ye yönelirken bir yandan da bazı otokrasi çabalarının sıkıntısını çekiyor. Demokratikleşmeye inanç duyduğunu sık sık söyleyen güçlü bir hükümet, bir bilim akademisinin bağımsızlığından korkmamalıdır. Bilimin ve sanatın özgürlüğüne saygı ve özen göstermeyen bir iktidar, demokrasiye sırt çevirmiş demektir. TÜBA’yı bağımsız bilimler akademisi olarak yaşatmak için, Şeker Bayramı’ndan birkaç gün önce alelacele alınan kararı değiştirmek “normal demokrasi”nin gereği ve doğal hakkıdır. Talât Halman ABD yolculuğu dolayısıyla yazılarına üç hafta ara verecektir. yörelerden farkını sorduğumuz Nurşen Yaman, “Hepsi aynı olur ama bizimkinin damak tadı farklıdır” diye yanıtladı. Köşebaşı havuç suyu Beypazarı’nın en şöhretli ürünlerinden biri havuç. Havuç suyunu ilk kez yapıp satan kişi ise 4 sene önce yaşamını yitiren Ziya Ünal. Onun işini şimdi eşi Meryem Ünal sürdürüyor. Yardımcılarıyla beraber hafta sonları ve özel günlerde seyyar tezgâhını kuran Ünal eşini, “Burada ilk havuç suyunu, dondurmasını, lokumunu eşim yapmaştı. Kış için de havuç suyundan salep yapardı. Şimdi herkes yapmaya başladı. Eşimin hayali havuç suyunu uzun ömürlü yapmaktı. Bozulmasını engellemeye çalışıyordu ama ömrü yetmedi” diye anlatıyor. ‘Tılsımsız düğün olmaz’ Beypazarı’nın dünyaca ünlü el sanatı telkarinin ustası Murat Sarımen, telkarinin sırrını özel ve ince tellerden meydana gelmesi olarak açıklıyor. Bazı atölyelerin yurtdışına iş yaptığına dikkat çeken Sarımen, müşterilerin tasarımlarını da yaptıklarını belirtiyor. Yöreye ait en ünlü modelin “Tılsım” olduğunu söyleyen Sarımen, “Gelin olacak kızlara kayınvalidesinin taktığı bir kolye ucu. Burada tılsımsız düğün olmuyor” diye sözlerine ekliyor. BULMACANIN YANITLARI 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 G A R İ B A L D İ A N Z A K Ü V E Z L A P S E K İ N A Z A K S A N A D G L A D Y A T Ö R Ö L A N T A N A R E E L R G A R D U T İ R D L O Z A N M Ü L M E M İ N E İ L K Y A Z E S K A T O L O G Y A R E T N O C O K E Y E R K U R M A M A L İ G A S T A R T P İ A N A D A L E A İ S R A F O K Z İ N D M A S Ö R O Z E R B A K A T E İ S E V İ T A M A N M E Z E S U D A R S A M L A A R M A U N Hazırlayan: Sedat Yaşayan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle