Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 Nisan 2011 Cuma 356 11 TADIM NOTLARI ERTAN ANLI Üç şehir plancısı bilirkişi, dünyadaki uygulamaları Ankara ile kıyasladı Kentsel dönüşüm dersi SİNAN TARTANOĞLU KalecikKarası:BirAnkaraKlasiği aşkent Ankara’nın ya da, eski adıyla Ancyra’nın en önemli geleneksel tarımsal ürünleri nelerdir? Kuşkusuz “Ankara keçisi”, “Ayaş domatesi” ve “Kalecik Karası üzümü” ilk akla gelen ürünler. “Kalecik Karası” sadece Ankara’nın değil, Türkiye’nin en değerli şaraplık kara üzümü. Olası tarihi Hititlere kadar uzanan bir Ankara klasiği. Değeri maalesef sonradan anlaşıldı. Eğer 1970’li yıllarda önlem alınmasaydı geçtiğimiz yüzyıl bütün Avrupa bağlarını yok eden filoksera (asma biti) zararı nedeniyle yok oluyordu. Son anda, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi imdada yetişti ve kaybolmaya yüz tutan bu güzelim çeşidi yeniden hayata döndürdü.“Kavaklıdere Şarapları A.Ş.” de 1989 yılından itibaren “Kalecik Karası”ndan Türkiye’nin en prestijli kırmızı şarabını üretti. Kalecik Karası tahtını uzun süre kimseye bırakmadı ve Türkiye’nin en pahalı şarabı oldu. Ancak, 1990’ların sonlarından itibaren dünyaca tanınan ve hemen her şarap ülkesinde üretilen Fransızların soylu çeşitleri “Cabernet Sauvignon”, “Merlot” ve Güney Fransa’da “Syrah”, Yeni Dünya’da “Shiraz” olarak bilinen üzümlerin Türkiye bağlarına girmesiyle biraz sarsıldı. Ancak, kendisini hemen toparladı ve prestijli yerini günümüzde kadar korudu. “Kalecik Karası” günümüzde Kapadokya, Trakya, Ege, Doğu Anadolu gibi farklı bağ bölgelerinde de deneniyor. Ancak, en değerli örnekleri Ankara/Kalecik’ten çıkıyor. Fransızların deyişiyle “şarabı şarap yapan terroir” yani, “toprak” ve “iklim”. Kalecik Karası şarabı; ön burunda, çilek, kiraz, kırmızı erik, kara dut ve muz aromalarının yoğun olarak algılandığı, damakta tatlımsı, ancak yüksek alkolün asitlikle çok iyi dengelendiği, tanen oranı düşük, zarif bir şarap. Izgara kuzu eti ve kanatlı etleriyle çok iyi uyum sağlıyor. Orta düzeyde yağ içeren keçi ve koyun peynirleri, eski kaşar ve çedar peyniri ile de uyumu mükemmel. Şarapsever dostlarımız için bazı örneklerini yorumlayalım: I Kavaklıdere Prestij Kalecik Karası 2008: Meşe fıçılarda olgunlaştırılmış, kuru erik, karadut ve vanilya aromalarının damakta güçlü olarak algılandığı zarif bir şarap. Meşe fıçıda 12 ay olgunlaştırıldığı için damakta yumuşak ve zarif. İdeal içim sıcaklığı 17 santigrat derece. I Vinkara Mahzen Kalecik Karası 2009: Ön burunda kırmızı meyveler, özellikle kiraz ve frambuaz aromalarının algılandığı genç ve zarif bir şarap. Kalecik Karası üzümünün zerafetini yansıtan bir örnek. Özellikle ızgara kuzu eti ile denemelisiniz. İdeal servis sıcaklığı 16 santigrad derece. I Tomucukbağ Trajan Rezerv Kalecik Karası 2009: Kalecik’teki butik üretim. Aromatik zenginlik yanında çok iyi dengelenmiş, ön burunda muz, kiraz ve toprak aromalarından oluşan zarif bir şarp. İdeal servis sıcaklığı 16 santigrad derece. I Mey Leona Blush Rosé 2010: Kalecik Karası’nın güçlü aromatik özelliğini çok iyi yansıtan, ön burunda, yaban gülü, kırmızı erik ve turunçgil aromaları algılanan, asitce zengin, diri, çok zarif bir örnek. İdeal servis sıcaklığı 7 santigrad derece. A NKARA – Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi için açılan iptal davasında hazırlanan bilirkişi raporu, kentsel dönüşüme ilişkin bilimsel bir ders niteliğini taşıyor. Rapora göre, Avrupa ve ABD’de kentsel dönüşüm projeleri, Türkiye’de olduğu gibi belediyeler tarafından değil, devlet ya da özel sektör eliyle “Köhnemiş, terk edilmiş ve artık kullanılmayan” alanlarda yürütülüyor. Anakent Belediyesi tarafından etaplara bölünerek yürütülen Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi’nin 3. etap sınır kararına ilişkin açılan iptal davasında, 3 şehir plancısının hazırladığı bilirkişi raporu Cumhuriyet Ankara’da kapak konusu olarak gündeme taşınmıştı. Aralık 2010 tarihli raporun, tüm Türkiye’ye yayılması planlanan kentsel dönüşüm projelerine ilişkin dersler içermesi dikkat çekiyor. B ‘Yeniden canlandırma’ Kentsel dönüşüm kavramının “Bir bozulma, çökme durumunda yeniden canlandırma” anlamına geldiğinin belirtildiği bilirkişi raporunda, kentsel dönüşümün tanımlarından birisinin “Gecekondu bölgeleri, yüksek yoğunluklu kaçak apartmanların bulunduğu alanlar, doğal yıkım riski yüksek alanlar, kent özeklerindeki çöküntü alanlarıyla, tarihsel kent çekirdekleri ile ekonomik ömrünü doldurmuş görünen kent bölümlerin, dönüştürme etkinliklerine konu alanlardır” ifadeleriyle yapılabileceği belirtildi. Dünyada belediye yapmıyor Avrupa ve Amerika’daki kentsel dönüşüm projeleri ile Türkiye’de yürütülen projelerin karşılaştırmasını yapan bilirkişi heyeti, “Avrupa ve Amerika’da kent sel dönüşüm, köhnemiş ve terk edilmiş depolama ve sanayi bölgelerinde ya da artık kullanılmayan tersane ve liman gibi kıyı yapılaşmalarında yer alır” denildi. Kentsel dönüşüm projelerinin dünyada doğrudan devlet tarafından, sadece özel sektör tarafından ya da kamuözel sektör işbirliği ile yürütüldüğüne dikkat çekilen raporda, “Ülkemizde ise belediyeler Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile birlikte veya doğrudan kendileri yürütüyor” denildi. Raporda, bir alanın kentsel dönüşüm alanı olarak belirlenmesi için sorulması gereken sorular sıralandı. Buna göre projeye başlamak için “Yoğun kentsel yoksunluk durumu var mı, geriye kaçış, terk etme söz konusu mu, alan, yapılaşma koşulları ve sosyoekonomik koşullar açısından değersiz, niteliksiz bir mevcut üstyapıya sahip mi” sorularına bilimsel yanıtların verilmesi gerektiği vurgulandı. Raporda, bir alanın kentsel dönüşüm projesi alanı olarak ilan edilebilmesi için, “Eskiyen konut dokusu, konfor koşullarının eksikliği, onarım ve mevcudu sürdürme durumu, genel görünümün sefilliği, çok kullanıcılık ve yüksek oranda kiracılık durumu, kirlilik, sanayi ve konut karışımı yerleşme dokusu, işlevsiz hale gelmeye başlamış, az işleyen okullar” gibi pek çok özelliğin incelenmesi gerektiği belirtildi. Raporda dava konusu Mamak bölgesinde bu özelliklerin birçoğunun bir arada olduğu söylenerek, “Bölgenin sosyal ve teknik altyapı yetersizliğinin bulunduğu, 12 katlı eskimiş ve niteliksiz bir konut yapısına sahip olduğu belirlenmiştir” denildi. Bilirkişi, kentsel dönüşüm alanındaki bölüşümün adaletsizliğini gerekçe göstererek, projenin iptal edilmesi yönünde görüş bildirmişti.