Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 22 Nisan 2011 Cuma 355 VİZYONDA BU HAF TA Daha İyi Bir Dünya İstila MutluluğunPeşinde Kimliksiz Tür: Dram Yönetmen: Susanne Bier Oyuncular: Ulrich Thomsen, Trine Dyrholm, Birthe Neumann Anton, Afrika göçmen kampında çalışan bir doktordur. Büyük oğlu on yaşındaki Elias, okulda serserilerce rahatsız edilmektedir ancak bu durum, Christian’ın Elias’ı korumasıyla sona erer. Elias, annesi kanserden vefat etmiş olan Christian ile kısa zamanda sıkı bağ kurar ve arkadaş olur. Christian, Elias’ı bir intikam olayına karıştırınca hayatları tehlikeye girer. Film zıt kavramları karşı karşıya getiriyor; sevgi nefrete, geçmiş günümüze, hayal gerçeğe, gençlik yaşlılığa, erkek kadına karşı geliyor. Tür: Gerilim Yönetmen: Gareth Edwards Oyuncular: Whitney Able, Scoot Mcnairy, Fernando Lara 6 yıl önce güneş sistemimizde yeni bir yaşam kaynağı keşfeden NASA, bu yeni kaynaktan örnekler toplamıştır. Fakat bu örnekler Orta Amerika’da bir kazada dağılır. Kazanın ardından, olayın gerçekleştiği yerde yeni yaşam formu büyümeye ve gelişmeye başlar. Çok geçmeden Meksika’nın tamamı yasak bölge ilan edilmiştir bile... Hikaye de bundan sonra başlar, Amerikalı bir gazeteci; patronunun kızını, işte bu yasak bölgeden kurtarmaya çalışır ve macera başlar... Tür: Dram Yönetmen: John Cameron Mitchell Oyuncular: Nicole Kidman, Aaron Eckhart, Dianne Wiest Mutlu bir evlilikleri olan Becca ve Howie Corbett’ın yaşamı, oğulları Danny’nin bir trafik kazasında ölmesi ile alt üst olur. Çift karşılaştıkları bu yoğun acıyla baş etmeye çalışırken, bir taraftan da kendi ilişkilerinin çıkmazları ile karşılaşır. Howie’nin acısı onu tuhaf bir nostaljiye kaptırır ve geçmişini yeniden sorgulatırken, Becca’nın yas süreciyle başa çıkma yöntemi çok daha farklı olacaktır. Becca oğlunun ölümünden sorumlu olan Jason adlı genç ile dostluk kurar ve onun dünyasını anlamaya çalışır. Acı Corbett çiftini farklı seçimlere sürüklerken, tehlikeli ve sürprizlerle dolu bir kendini keşfetme süreci onları beklemektedir. Tür: Gizem Yönetmen: Jaume ColletSerra Oyuncular: Liam Neeson, Diane Kruger, January Jones Dr. Martin Harris, Berlin gezisi sırasında bir trafik kazası geçirir ve komaya girer. Komadan çıktığında ise, karısının bile onu tanımadığını görür. Dr. Harris, bir başka kişinin kendi kimliğini çaldığını ve yerine geçtiğini görünce daha da büyük bir şoka uğrar. Kaza öncesinde tanıdığı herkes, artık onun Harris olduğuna inanmamaktadır. Kendi kimliğini ispatlama mücadelesinde yalnızdır, yorgundur ve umutsuzdur. Bilmediği sebeplerden ötürü Gina adlı genç bir kadın ona yardım etmeye başlar. ELEŞTİRİ Eren AYSAN ıl 1951… Devlet Tiyatrosu’nda Cevat Memduh Altar dönemi… Genel sanat yönetmeninin inisiyatif kullanamadığı(!) dönemlerde, hep tatsızlıklar olur. Thorton Wilder’ın “Ramak Kaldı” piyesinin genel provasında oyuncular arasında anlaşmazlık baş gösterir. Bir anda Oğuz Bora, Nuri Altınok ve Yıldız Kenter aksesuar nedeniyle kavgaya tutuşur. Genel provada baş gösteren bu kavga gazete manşetlerine taşınınca, disiplin soruşturması gündeme gelir. Verilen cezayı beğenmeyen oyuncular bu kez hukuki süreç başlatır. Sonuçta mahkeme, Devlet Tiyatrosu’nun, 5441 sayılı kuruluş yasasında da belirtilen tüzük çıkarılamadığından oyuncuların cezasını kaldırır. Şimdi okur, ister istemez tüzüğün ne zaman çıkarıldığını soracaktır? Hiçbir zaman… Devlet Tiyatrosu’nun altmış yıldır tü Devlet Tiyatroları... ‘Ramak Kaldı...’ züğü yok. Neden mi? Tüzük her zaman yasal düzenlemeyle yöneticileri de bağlar. Bu zamana kadar, genel müdürler, tüzüğün çıkarılmasına engel olarak aslında iktidarlarını güçlendirme yoluna gitmiş, “yaşasın kral” denmesini istemiştir. Son günlerde acemi bir seyircinin 177 defadır aynı estetik anlayışla oynanan “Genç Osman”da çıkardığı arbedenin sonucu olarak, Devlet Tiyatrosu üzerine tartışmalar başladı. Kültür ve Turizm Bakanı, önce “Devlet Tiyatroları’nı kapatalım” açıklamasını yaptı. Seçim yatırımını engellediğini düşündü herhalde… Bu defa da “Devlet Tiyatroları’nda sistem değişikliği” yapma arzusunu ağzından kaçırdı. Ne acıdır ki, kurulduğu günden bu yana siyasi irade Devlet Tiyatrosu üzerinde oyunlar oynayarak, “Devletin tiyatrosu olur mu?” söylemini destekleyici tavırlar almıştır. Hemen söyleyelim, tiyatro geleneğinin yerleştiği ülkelerde devletin tiyatrosu olur. Ancak hükümetlerin tiyatrosu olmaz. Kültür ve Turizm Bakanı yanlış bilgilendiriliyor sanırım. Sürekli olarak Devlet Tiyatrosu’na benzer bir modelin dünyada olmadığını yineleyip duruyor. 1949’da kurulan tüzel kişiliği haiz, yarı özerk kurumun emsali vardır. Hatta, İngiltere, Fransa gibi ülkelerde buna benzer ödenekli kurumların devletten aldığı pay daha da fazladır. Bakanın, giderlerin azaltılması için yaptığı açıklamalarını Avrupalı bir ti Y yatro genel sanat yönetmeni duysa şaşkınlıktan küçük dilini yutar. Tekrar başa dönersek, eğer Devlet Tiyatroları’yla ilgili bir yeni atılım yapılacaksa, 5441 sayılı son derece modern yasa sını destekleyecek tavırlar alınmalıdır. Hemen tüzük çıkarılmalı, bir an önce Devlet Tiyatroları’ndaki merkeziyetçi yönetim anlayışı demokratik, katılımcı bir yapıya dönüştürülmelidir.