Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 GÖRÜNÜM A. Celal BİNZET 22 Nisan 2011 Cuma 355 Misket karakterinin kopyalanmasına, karikatür sanatçılarından tepki: EĞİK DÜZLEMDE SANAT ergilerin açılıp kapanmasını bir yana koyarsak, ortak bir kaygının öne çıktığını görmezlikten gelemeyiz. Sanatçının bin bir çabayla tamamladığı yapıtlarının, özenle hazırlanmış yerlerinde görücüye çıkmasının nasıl bir coşku içerdiği bilinmez değil. Birbirinden ayrı kişiliklerin elinden çıkma çalışmalar, karşılarında kendilerini inceleyecek, haklarında yorumlarda bulunacak izleyicisini bekler durur. Galerilerin birincil işlevi budur zaten. Son dönemlerde açılan birkaç tanesini de eklediğimizde, sayıları oldukça artan galerilerin kentimiz için bir kazanç olduğu gerçektir. Bir anlamda eğitim işlevi de gören bu yerler buluşma yeri gibidir. S ‘Emek hırsızlığı’ A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhuriyet Ankara’nın okurlarla buluşturduğu karikatür “Ankara Kedisi Misket”in Anakent Belediyesi tarafından Dünya Çocuk Oyunları’nın maskotu yapılması, karikatürcülerin tepkisine neden oldu. Gazetemiz yazarı Işık Kansu ile çizeri Murat Sayın tarafından her hafta farklı konularla karşımıza çıkan karikatür dizisindeki kedi Misket, Anakent Belediyesi tarafından kopyalandı. Dünya Çocuk Oyunları’nın maskotuna dönüştürülen Misket, yarından itibaren organizasyonda kullanılacak. Yaşananların ardından yapılanlara tepki gösteren Karikatür Vakfı Başkanı Nezih Danyal, karikatür kopyalayıcılığının yaygınlaştığına dikkat çekti. Bu işin Türkiye’de yıllardır yapıldığını, sanatçıların eserlerinin çalındığını vurgulayan Danyal, “Devletin katkı verdiği yayınlarda bile kopyalanmış karikatürler var. Bunun önüne geçilemiyor ve artık yasal düzenleme yapılmalı. Türkiye’de Telif Hakları Yasası var ama mahkeme müracaatında uzun bir bekleme süresi söz konusu. Tabii mahkeme sürecinin para boyutu da var. Benim de karikatürlerimi kullanıyorlar. Hatta çevremdekiler ‘Senin karikatürünü kullanmışlar’ diyorlar. Herkes her şeyi alıyor” dedi. Karikatürleri alınan sanatçılara en azından saygı gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Danyal, “İzin alsınlar. Kullandıkları karikatürler için hiç olmazsa kaynak göstersinler. Bu yapılan tamamen emek hırsızlığı ve saygısızlık. Tabii insanlara da saygısızlık söz konusu. O karikatürlerin ne zaman yayınlandığını ve kimin yaptığını biliyorlar” diye konuştu. Sanatla buluşma yeri Orada, yapılanların neden ve nasıl yapıldığından başka, her yapıttaki çözümleme mantığının izleri sürülerek bellek alıştırmalarının önü açılmış olur. Sanatı sanat yapan da bu yönüdür. Yoksa, yalnızca bakılıp geçilen herhangi bir nesne değildir o. Sürekli değişmesinin nedeni de budur. İşte bu özelliği, sanatı, donmuş düşünce kalıpları dogmalar karşısında bir alternatif yapar. Çünkü şablon düşünce yayıcılarının önündeki en büyük engel bu tür bir düşünce sistemidir. Örnek almaya çabaladığımız batı düşüncesinin gerisinde yatan neden böyle bir anlayışa sahip olmalarıdır. Eğer sahip olduğumuz toplumsal değerler ve onun tarihsel yapısı atlanıyorsa, bu noktada bir kopukluk yaratılmaya çalışıldığı açıktır. Yönetimlerin, egemenliklerini sürdürme gayreti, geçmişin aydınlanmacı yönüyle bağlarını kopararak toplumu kendi kurguladıkları bir hedefe eklemleme girişimlerini doğuruyor. Ne yazık ki bazı sanatçılar da günlük geçici çıkarların peşine takılarak bu oyunun içinde yer almaya çalışıyorlar. Yıllardır yapıtları izlenen bir sanatçının birden bire “Kutlu Doğum Haftasında Mührü Şerif Resim Sergisi” açması başka nasıl açıklanabilir yoksa? Ya da tuğralar, eski yazıların eklendiği tuvaller, dönen derviş figürleri gibi konuların ardı ardına işlenmesini başka hangi nedenlere bağlayabiliriz? Mevlit Kandili olarak anılan doğum günü dışında bambaşka bir tarihe yeniden doğum günü/haftası konularak etkinlikler düzenleniyor. Ardından, son yıllarda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın belleklerden silinmesi için birçok yollar denenmeye başlanmıştır. Şu günlerde cadde ve bulvarlara asılan afişlere iyi bakalım. Yalnızca çocuk şenliğine değinilmesinin ardında yatan neden, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetle ilgili değerleri geriye itme çabası yatmaktadır. Sanatçı, günlük politikaların uzağında, yalnızca sanatın kuralları doğrultusunda çalışmalarını yaptığı zaman kalıcı olacağını bir kenara not etmelidir. Çünkü Atatürk, “alnında ışığı ilk hisseden kişi”yi tanımlarken o yaratıcı insandan başkasını göstermemiştir. ‘Çizeryoksayılır’ Karikatürist Murat Özmenek ise belediyenin tavrını eleştirdi. Özmenek, şunları söyledi: “Böyle bir tavır, çizeri yok saymak ve çizilene el koymak anlamı taşımaktadır. Olayın saygısızlıktan çok daha vahim bir ahlâki durum olduğunu düşünüyorum. Yapılan iş bilerek ve isteyerek bir makaslama ve tahrif etme eylemi olduğuna göre, mutlaka hukuk yoluyla karşılığının verilmesi gerektiğine inanıyorum. Bugün karikatüre ve karikatür sanatçısına karşı ortaya konan bu tavır, farklı biçimlerde diğer sanat alanlarında da gündeme gelmektedir. Bu tavır, özü itibarıyla insana özgü birikimin ve estetik zenginliğin sanat yoluyla dışa vurumundan hiç de hoşlanmayan bir anlayışın kaba biçimde dışavurumudur.”.