01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 ANKARA AKKARA Talât HALMAN 100 Gün Kala 2 Haziran 2011 günü yapılacak genel seçimlere tam 100 gün kaldı. Şimdiden kampanya harareti, meydan nutukları hiddeti, demeçlerin hakareti, eleştiri şiddeti seçmenlerin asabını bozuyor. Seçimden bir gün önce propaganda yasağı uygulamaya girer ya... Ah, ne olurdu yasak, yüz gün önce başlayıp yüz gün yürürlükte kalsa. Ama, yüz günlük sürede, partiler kendi programlarını, kampanya vaatlerini, seçim önerilerini yazılı/basılı olarak dağıtsalar ve radyo/TV aracılığıyla seçmenlere açıklasalar... Sadece kağıt üzerinde veya ekran üstünde yazılı öneriler, plan ve programlar, tasarı ve projeler... Hangi işleri yapacaklar? Reformlar? Bunları nötr ve nazik ifadelerle anlatsalar... Kavgasız bir seçim kampanyasını toplumumuz hak etmiş değil midir? Ülkemize en büyük yararları sağlayacak düşüncelerin ve projelerin sessiz sedasız, rasyonel yarışması daha hayırlı olmaz mı? Uygar bir gelecek için uygar bir seçim değil midir bize yakışan? Kibar, yapıcı, yaratıcı bir seçim? Partiseverlik yüzünden kavga patırtı değil, vatanseverlik için sakin ve akılcı öneriler? Seçimlerden önce 100 gün avaz avaz bağırmasak, memleketin hayrına olacak tasarıları düşünüp düşünüp 12 Haziran’da soğukkanlılıkla makul oy versek? 1 Bale Tanrıçası 17 Şubat 2011 akşamı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “efsane balerin” Meriç Sümen’den “Allah’ın insanlığa verdiği bir lütuf” diye söz etti. Sümen’in 50. Sanat yılı için Ankara’da Devlet Opera ve Balesi tarafından düzenlenen törendeydi bu. Bizde bale sanatının gelişmesine “prima balerina”, koreograf ve rejisör, öğretmen, birkaç yıl önce de Devlet Opera ve Balesi’nin Genel Müdürü olarak büyük katkılarda bulunmuş olan Meriç Sümen, Türkiye için bir “ideal”, bir “ikon” ve bir “idol”dür. Balede ilk ve tek “devlet sanatçısı” ünvanını almış olması, boşuna değil. Yarım yüzyıldır, Meriç Sümen Türk balesinin en güçlü “ilham kaynağı”... Bu anlamlı töreni düşünüp düzenleyen Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen, programa üslup bakımından çok farklı iki eser koymuş: Beethoven’in 7. Senfonisi’nin balesi “Denge” ile Astor Piazzolla – Jacobo Gade müziğini kullanan ironik ve çok eğlenceli bir modern dans: “Bu Senin Yaşamın”... Devletin vefa jesti alkışlanmaya değer. Ülkemizde de, İngiltere, Rusya, İtalya, Polonya, ABD, Almanya, Danimarka gibi önemli bale merkezlerinde de ün kazanan Sümen her kutlamaya lâyıktır. Gel gör ki eğitim bürokrasimizin havsalaya sığmaz bir ayıbından şikâyet etmemek olmaz: Hem sanatçı, hem eğitmen olarak ülkemizin eşsiz bale üstadının İstanbul’da bale okulu açmasına izin verilmiyor. 50 yıllık görkemli deneyimi ile yüzlerce öğrenciyi balemize kazandırabilecek olan Meriç Hanım’ı âtıl bırakıyorlar. Yazıktır, günahtır. Onyıllarca bir ikinci Meriç Sümen gelmeyebilir ülkemize. Okuluna izin verilmemesi affedilmez bir hatadır. Yetkililerin olumlu ilgi göstererek Sümen Bale Okulu’nun hayata geçmesini sağlamaları, önemli bir kültür, eğitim ve sanat görevidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle