22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 Kasım 2011 Cuma 386 15 YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com SÖYLEŞİ Geçen yıl yitirdiğimiz gazetemiz çizeri Turhan Selçuk’un Abdülcanbaz tiplemesini bilmeyeniniz yoktur. Oğuz Aral’ın Avanak Avni, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam tiplemelerini de... Ya da Murat Sayın’ın Ankara ekimizde yarattığı Kedi Misket’i... Cumhuriyet Ankara olarak sizleri karikatürlerin “hem zorlu hem de eğlenceli dünyasında yolculuğa çıkaracak” bir söyleşiye davet etmek istiyoruz. Bugün “başına gelmedik kalmayan” karikatürlerin ve sanatçılarının durumunu konuşmaya... Çizerimiz Semih Poroy, sizlerle yarın saat 14.00’te, gazetemizin Ankara Temsilciliği binasında yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM), “Basın Tarihi Boyunca Başı Derde Girmiş Karikatürler” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirecek. Bu söyleşi kaçmaz, bizden söylemesi. (442 30 50) Kıbrıs ve Portekiz’den İki Yeni Yapıt... ir müzik yapıtını ilk kez dinleyecek olmak heyecan vericidir. Acaba dinleyeceğiniz yapıt beklentilerinizi ne denli karşılayacak ya da sizi nasıl şaşırtacaktır? Geçen hafta, biri Kuzey Kıbrıs, diğeri Portekiz’den iki yapıtı canlı olarak ilk kez dinlemekten mutluluk duydum. 2011 Türkiye’de KKTC yılı ve CSO, Ankara Devlet Konservatuvarı mezunu Kıbrıslı besteci Ali Hoca’ya bir yapıt sipariş etmiş. Böylece Türk beste dağarına “Kıbrıs Orkestra Süiti” kazanılmış oldu. Kıbrıs’taki bir köy düğününü özgün akışına uygun olarak canlandıran Ali Hoca’nın yapıtı, birbirine bağlı olarak çalınan bölümleriyle pek çok konserde “uvertür” olarak çalınabilecek nitelikte. Renkli bir orkestrasyonu var. Kıbrıs’ın halk çalgısı keman ön planda ancak üflemeli çalgılara verilen rollerle zurna ve dilli düdük renkleri de elde edilmiş, ayrıca darbuka vurma çalgı takımında yer alıyor. Bestecinin köy kemancılarının “ciyak” tınılarını da yerleştirdiği yapıtta, başkemancı Jülide Yalçın Dittgen, soloları amacına uygun biçimde çaldı. Bugüne kadar pek çok Türk yapıtının ilk seslendirmesini gerçekleştiren şef Rengim Gökmen, böylece listesine bir yapıt daha eklemiş oldu. Konser programında Kıbrıslı piyanist Rüya Taner’in Liszt’in Macar Fantazisi’ne getirdiği zarif yorumun ardından Kıbrıslı besteci Sayram Akdil’in 6 numaralı piyano parçasını seslendirmesi, konserin amacına ek bir katkı oldu. Konser, Adnan Saygun’un 2. Senfonisi’nin dinamik yorumuyla sona erdi. Portekiz rüzgârı ise Bilkent Senfoni’de esti. AB üyesi 10 milyon nüfuslu Portekiz’in bir yıllık Ankara Büyükelçisi Luisa Bastos de Almedia sıkı bir sanatsever. Ülkesinin önde gelen şeflerinden Cesario Costa’nın BSO’ya konuk olmasında ve Braga Santos’un (19241988) 3 Nolu Senfonik Uvertürü’nun ülkemizde ilk kez seslendirilmesinde Büyükelçi’nin çabalarının payı büyük. Sağlam ve renkli bir orkestrasyonu olan uvertür bize âdeta Atlantik’ten gelen bir rüzgârın, dağlara doğru güçlenerek yükselişini taşıdı. Ülkesinde pek çok orkestranın şefliğini yapan ve ders veren, uluslararası dolaşımda da kariyerini sürdüren 41 yaşındaki Cesario Costa, Faure ve Grieg’in yapıtlarında, dirayetli ve müzikal bir şef olduğunu gösterdi. Genel provada ilk kez bir araya gelmelerine karşın, Costa, konserin solisti piyanist Muhiddin Dürrüoğlu’yla da gayet iyi anlaştı. Bu konser bende, Braga Santos’un altı senfonisinden birini de Costa yönetiminde iyi bir orkestradan canlı olarak dinleme arzusu uyandırdı. Büyükelçi Almedia’nın iyi niyetli çabalarıyla, bakarsınız gelecek sezon bu da olur... B CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi SÖYLEŞİ Başkentliler, bu hafta CKM’de gerçekleştirilecek bir başka söyleşi ise ekonomi ile ilgili. Ülke ekonomisindeki son durum nedir? Sorunlar nelerdir? Tüm dünyayı etkisi altına alan hatta Yunanistan gibi ülkelerin içinden çıkamadığı ekonomik krizin Türkiye’ye faturası ne olur? Eğer siz, bu gibi soruların yanıtlarını merak ediyorsanız, 30 Kasım’da, saat 18.30’da, CKM’deki Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un “Ekonomideki Güncel Gelişmeler” başlıklı söyleşisini dinlemelisiniz. Söyleşiye gazetemiz yazarı Işık Kansu da sorularıyla katkıda bulunacak. (442 30 50) SERGİ SERGİ Ressam Nazan Akpınar’ın “Renkli Düşler” adını verdiği kişisel resim sergisi, Ziraat Bankası Mithatpaşa Sanat Galerisi’nde bir süredir sergileniyor. Sergi, Akpınar’ın son iki yılı kapsayan, başta İstanbul’un değişik mekânları olmak üzere doğayı konu alan 37 adet yağlıboya tablolarından oluşuyor. Realist tarzda çalışan sanatçı, doğayı stilize ederek, eserlerinde kendine özgü bir duygusallık yaratmış. Sanatçı sergisi için, “Eski uygarlıklara olan ilgim nedeniyle konularımı Anadolu’daki antik şehir harabelerinden seçerek, kavramsal nitelikte kompozisyonlar çalıştım. Açık hava peyzaj çalışmalarımın yanı sıra İstanbul’un tarihi mekânları ile ilgili belgesel denebilecek manzara resimleri ve duvar panoları resmettim” yorumunda bulunuyor. Sergi, bugün son kez siz sanatseverlerin beğenisine sunulacak. (417 84 58) Sevgili başkentliler, Çankaya Belediyesi Galeri Kara, Hacettepe, Gazi, Çanakkale 18 Mart ve Eskişehir Anadolu üniversitelerinde akademisyenlik yapan 18 sanatçının açtığı “Bellek” isimli resim sergisine ev sahipliği yapıyor. Akademisyen sanatçıların böyle bir sergi açmalarındaki amaçları, “insan ve çevre konusunda işledikleri eserlerle bellekleri güncellemek ve gelecek kuşaklara aktarmada sanatın işlevini kullanmak.” Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık da, Galeri Kara’daki sergi için, “Günümüzde birçok bellek çeşidi olduğu gibi bir de toplumsal bellek kavramı var. Toplumsal belleğimizin geleceği aydınlatmada çok önemli bir işlevi bulunuyor. Yaşadıklarımızı doğru zamanda hatırlayıp önümüze ışık tutacak biçimde algılayabilirsek, edilgen toplumlar olmak yerine geleceklerini kuran toplumlar olma şansını elde ederiz” yorumunu yapıyor. Farklı üniversitelerden akademisyenlerin eserlerinden oluşan sergi, 7 Aralık’a dek görülebilecek. (433 12 35) KİTAP Sizlere bu hafta yazar Gülcan Ergül’ün bir ay önce Küresel Yayınevi’nden çıkan “Seviş Merasimi” adlı kitabı tanıtmak istiyoruz. Kitap, her geçen gün kocası tarafından ya şiddet gören ya da öldürülen kadınlara gönderme yapıyor. Yazar Ergül kitabında, olayları kadın penceresinden şekillendiriyor. Haliyle kitabın kahramaları da kadınlardan oluşuyor. Ergül, kitap için şu yorumda bulunuyor: “Erkek egemen bir dünyanın bakış açısıyla bilinçlenmeye maruz kalan kadınların penceresinden şekillenen bu hikâye, Doğu ile Batı, kadın ile erkek, cesur ile korkak, sermaye ile proleter arasındaki uçurumları daha da derinleştirmek için yazılmadı elbet. Fakat iki genç kızın hayatı tanıma çabalarının başlangıcında yaşamış oldukları can acıtan tecrübeler, bahsedilen toplumsal olguların gün geçtikçe ne kadar da ayrıştığının bir göstergesi sanki.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle