Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
06 28 Ocak 2011 Cuma 343 Yekta Kara 5 yaşında müziğe başladı, adı dünyaya ulaştı Büyük eserlerin yönetmeni SELDA GÜNEYSU NKARA Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) bünyesinde sahnelenen sayısız eserin rejisörlüğünü üstlenmiş bir isim Yekta Kara. Müziğe henüz 5 yaşında başlamış. Ankara’yı “sanatın kalbinin attığı yer” olarak nitelendiren Kara, A başkenti “yuvası” olarak da görüyor. Sanatçı, uluslararası ününün başlangıç noktası olan Ankara’da yıllar sonra, ilk rejisini yaptığı eseri, “Saraydan Kız Kaçırma”yı yeniden sahneye koymanın heyecanını yaşıyor. Yekta Kara, İstanbul Belediye Konservatuvarı Piyano Bölümü’nde müzik eğitimi almaya başladığında henüz 5 yaşındaymış. 1970 yılında müzik eğitimini yurtdışında tamamlayamaya karar vermiş ve Almanya’ya gitmiş. Almanya’daki Münih Devlet Müzik Akademisi’nin Opera ve Şan Bölümünde, Prof. Marianne Schech ile şan, Prof. Hermann Reuter ve Erik Werba ile lied, Prof. Erich Bohner ve Richard Holm ile opera çalışmış. Opera rejisi öğrenimini 5 yıl süreyle Prof. Günther Rennert ile sürdürüp tamamlamasının ardından, 19781980 yıllarında Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde solist sanatçı ve dramaturg olarak çalışmış. Türkiye, Yunanistan, Almanya ve Polonya’da 50’yi aşkın resital ve konser gerçekleştirmiş. Ödüllü devlet sanatçısı Saraydan Kız Kaçırma operasının prömiyer gecesinden... Kara, halen Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Başreji sörü ve Uluslararası İstanbul Opera Festivali Sanat Yönetmenliği görevlerini sürdürüyor. ADOB için, opera tarihinde ayrı bir yere sahip olan “Saraydan Kız Kaçırma”, “Cosi Fan Tutte”, “Macbeth” gibi yapıtları hazırlıyor. Türk Operası’nın önemli değerlerinden olan Kara’nın, yurtiçinden ve yurtdışından birçok ödülü bulunuyor. Türkiye’den “Kültür Bakanlığı En İyi Opera Yönetmeni Ödülü”, “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü”... Yurtdışından “İtalyan Cumhuriyeti Şövalye Nişanı”. Kara’nın rejisörlüğünü yaptığı eserler Sanatçının rejisörlüğünü üstlendiği eserlerden bazıları şöyle: “Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma, Sihirli Flüt, Don Giovanni, Cosi Fan Tutte, Zaide; Verdi’nin Macbeth, Otello, Aida, Nabucco, La Traviata, Il Trovatore; Puccini’nin Turandot, La Boheme, Madam Butterfly, Tosca; Rossini’nin Sevil Berberi, Cezayir’de Bir İtalyan Kızı, II. Mehmet; Donizetti’nin Don Pasquale, Belisario; Bellini’nin I Capuleti e I Montecchi; Giordano’nun Andrea Chenier; G. Bizet’nin Carmen; J. Offenbach’ın Hoffmann’ın Masalları; SaintSaens’ın Samson ve Dalila; Weber’in Ebu Hasan operaları; Fall’in İstanbul Gülü opereti.” ‘Hoşgörüyeihtiyacımızvar’ Kara, bu sezon yeni bir heyecan yaşıyor. Sanatçı, 30 yıl önce ilk kez sahneye taşıdığı “Saraydan Kız Kaçırma”yı yeniden sahneliyor. Kara, “Mozart’ın en sevdiğim operası bu. Çünkü eser, insanlara her şeye karşın hoşgörülü olmaları gerektiğini öğütlüyor. Bu öğüt Selim Paşa karakteri üzerinden aktarılıyor. Çünkü esere konu olan Selim Paşa, kendisine en büyük kötülüğü yapan birinin oğlunu bağışlıyor. Bugün içinde bulunduğumuz koşullarda hoşgörüye ihtiyacımız yok mu?” diyor. Türkleri konu edinnesi nedeniyle Saraydan Kız Kaçırma operasının ayrıca ilgisini çektiğini anlatıyor Kara. Ve Ankara’ya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Her şeyden önce başkent, kim ne derse desin sanatın kalbinin attığı yer. Ankara’nın izleyicisi de her zaman sanata sahip çıkmıştır. Ankara yuvamdır, benim için yeri çok özeldir. Bugün Ankara’da rejisini üstlendiğim her eseri yurtdışında da sahneye taşıma olanağına sahibim. Çok sevdiğim, insanlığa dair söyleyecek çok sözü olduğuna inandığım bu eseri yeniden sahneye koymak için Ankara en önemli yerlerden biri.”