Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
02 İkizdere Ankara’yıdavuruyor A SİNAN TARTANOĞLU AOÇ, Abdi İpekçi Parkı, Güvenpark, Papazın Bağı tehlike altında 19 Kasım 2010 Cuma 333 NKARA İkizdere’deki Hidroelektrik Santral (HES) inşaatlarına ilişkin çıkarılmaya çalışılan Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasası’ndan Ankara’nın doğal SİT alanlarının da etkilenceği ortaya çıktı. Atılım Üniversitesi öğretim görevlilerinden Yrd. Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin, tasarının yasalaşması durumunda “Atatürk Orman Çiftliği, Abdi İpekçi Parkı, Meclis bahçesi, Güven park, Kuğulu Park, Kurtuluş Parkı, Papazın Bağı” gibi 27 doğal SİT alanının tehlike altına gireceğini tespit etti. Atılım Üniversitesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Şahin, hazırladığı çalışmada, son günlerde yoğun olarak tartışılan HES inşaatlarının önünü açmak amacıyla çıkarılmaya çalışılan Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasası’nın sadece HES’lerin inşaat alanı olan SİT alanlarını değil, tüm SİT alanlarını kapsadığını ortaya çıkardı. Tasarıya göre, doğal SİT alanlarına ilişkin hüküm ve tasarruf hakkı, alanında uzman bilim insanlarından oluşan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan alınıp, Çevre Orman Bakanlığı tarafından oluşturulacak kurullara bırakılıyor. Bakanlığın doğal SİT alanları üzerinde tasarruf hakkı vereceği Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu’nda 14 bürokrat yer alırken, yalnızca 2 akademisyen ve 2 sivil toplum örgütü temsilcisi bulunuyor. Şahin çalışmasında, “Tasarı ile birlikte daha önceden doğal SİT alanı statüsünde olan alanlar eğer tasarıda belirtilen şartları taşıyorsa korunacak, girmiyorsa artık doğal SİT alanı olmaktan çıkarılacak” değerlendirmesini yapıyor. Şahin, bu hükmün Ankara için çok ciddi sonuçlar doğuracağını belirtiyor. Sit alanları korunmayacak Son 10 yılda başkentte gerçekleştirilen tartışmalı projelerin neredeyse tümünün doğal SİT alanları üzerine kurulu olduğunu belirten Şahin, çalışmasında, “Bu alanların doğal SİT alanı statüsünde olması rant hesaplarına konu olmalarını da engelliyor. Tasarının yasalaşması durumunda bu alanların koruma statüleri sona eriyor” saptamasında bulundu. Tasarının yasalaşması durumunda başkentteki 27 doğal SİT alanından birçoğunun tehlike altına gireceğini belirten Şahin, bu alanlar içinde özellikle “Atatürk Orman Çiftliği, Abdi İpekçi Parkı, Keçiören Bağ evleri, TBMM bahçesi, Güvenpark, Ku ğulu Park, Kurtuluş Parkı, Papazın Bağı” gibi, koruma altındaki doğal SİT alanlarının koruma statülerinin sona erme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirledi. OKUR MEKTUBU Yazan: Hadi İLBAŞ nkara Anakent Belediye Başkanı Sayın Melih Gökçek, Ankara’yı uçuracağını söylüyor. Merak edip, nasıl uçuracağını öğrenmek istiyoruz. Sayın Gökçek önce Ankara’ya yaptığı hizmetleri sayıyor. Bu konuda şöyle diyor: “Dünyanın tek bir kentini göstersinler ki, 8 rekreasyon alanı olsun. Ankara’ya Mogan, Mavi Göl, Gençlik Parkı, Altınpark, Harikalar Diyarı, Göksu, 150. Yıl Parkı ve Dikmen Vadisi’ni kazandırdık.” Sonra ekliyor: “Eskişehir Yolu üzerinde TOKİ’ye bir arazi aldık. Oraya bir Disneyland kuracağız.” Bunun yanında, Berlin Hayvanat Bahçesi ayarında mevcut hayvanat bahçesini değiştireceklerini, ayrıca bir inanç merkezi kuracaklarını söylüyor. Ankara’nın tarafik yönünden en rahat kent olduğunu da... Sayın Gökçek, dünyada görülmemiş bir ilki ortaya atıyor. Ankara’da ulaşım sorununu kökten çözecek “tünel yollar” projesini uygulamaya koyacağının müjdesini veriyor. Nedir bu “tünel yollar” diye sorarsanız, Sayın ‘Ankara Uçacak’ Bunlar batı kentlerinde olduğu gibi, kendilerine ayrılan duraklarda bekleme yerine, caddelerde serseri balıklar gibi, sağa sola yalpa vurarak seyrediyorlar. Trafik kuralları onlara vız geliyor. Sayın Gökçek’e Ankara’da oturan bir yurttaş olarak soruyorum: Kendisinden önceki belediye başkanının kısa sürede yaptığı raylı sistemi neden projelendirildiği gibi tamamlama yoluna gitmedi? 2001 yılında BatıkentEryamanSincan Sanayi Bölgesi yoluna başlamış, onu tamamlamadan; 2002’de Çayyolu projesini başlatmış, onu tamamlamadan; 2003’te Keçiören projesini başlatmış... Bugüne kadar hiçbirini bitirmemiştir. Hangi uzağı gören bir yönetici, bir işi bitirmeden benzeri bir işe daha başlar, onu da bitirmeden üçüncüsüne soyunur? A Başkan bu yolların, “Ankara’nın bir başından girip, öbür başından çıkan yeraltı yolları” olduğu yanıtını veriyor. Bunların bildiğimiz ve Ankara’nın beklediği raylı sistemle bir ilgisi yok. Trafik kuralları vız geliyor Sayın Gökçek’in söylediklerinden sıyrılarak yaşadığımız Ankara’ya dönüyorum. Öyle bir kent ki, yaya kaldırımları arabalarca işgal edilmiş. Ana caddelerde seyreden her 10 araçtan neredeyse 4’ü taksi. Vergiler gösterişe harcanıyor Bir kentte ulaşım birinci planda gelir. Parklar, Disneyland gibi eğlence yerleri o kentin süsüdür. Birinci planda yer almaz. Sayın Gökçek’in, övünerek saydığı parklardan önce Ankara’nın ulaşım sorununu çözmesi gerekmez miydi? Ulaşım sorununun çözümü, çağımızda raylı sistemden geçer. Sık sık Avrupa’ya gittiğini söyleyen Sayın Belediye Başkanı, oradaki kentlerin ulaşım sorununun raylı sistemle çözülmüş olduğunun farkına varamadı mı? Gerçek bu iken, Sayın Gökçek, çağdaş hiçbir kentte örneği görülmemiş bir “tünel yollar” projesinden söz ediyor. Toprağın altına girecekseniz, raylı sistemi kurmak için girersiniz. Öbürü çağdışıdır. Yoksa, tarihi Atatürk Bulvarı’nı “rezil” edersiniz. Akay Caddesi’ni “utanç yolu” haline sokarsınız ama ulaşım sorununu raftan indiremezsiniz. Sayın Gökçek’e önerimiz: Siz kent plancısı değilsiniz. İlgili kuruluşların görüşünü almadan tek başınıza “Ben bilirim” cinsinden “bilgiçlik” taslayarak projeler üretmekten vazgeçin. Yoksa Ankaralının verdiği vergiler gösterişe harcanıyor. Ankaralı sorunların içinde bunalıyor.