Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Kasım 2010 Cuma 332 münü şöyle anlatıyor: “Sana istediğin ücreti verelim, burada çalış dediler. PTT’yi bırakmak istemiyordum ama kabul ettim. Netaş Türkiye için eşi benzeri bulunmaz bir okuldu. Türkiye’nin başarı yakalayabileceği bir şirketti. Netaş, 1990’lı yıllara kadar Türkiye’deki telefon şebekesinin tamamını yaptı. Bununla birlikte Türkiye’deki ilk ARGE’yi de kurdu. Netaş ARGE’sinde genç mühendisler çalıştırdı. Teknoloji üretti. Çalışanlar Netaş kampusundan içeri girdiklerinde dünyanın en çalışkanı oluyordu. Netmon’da da durum böyledir. Bizde verimsiz kimse yoktur. Firmamızdaki herkes çok çalışkandır. Bizim sistemimiz böyle işliyor.” 07 İlk 50 firma içindeyiz’ Özelleştirmeyle birlikte Netaş’ın Ankara Bölgesi’ndeki 63 personelle ayrıldığını, o dönemde yapılan grevin yanlış olduğunu, yapılanlara hâlâ sıcak bakmadığını söylüyor Kurt ve şunları ekliyor: “Netaş o dönem ender teknoloji üreten firmalardan biriydi. Netaş’ı alanlar kurumu üretim yeri olarak kullanmadı. Özelleştirilmesine o dönem de karşıydım. Türk Telekom 3 yıl önce haberleşmede bu ülkenin hafızasıydı. Bugün aynı durumdan bahsetmek olanaklı değil. Bu durum Netaş ve Teletaş için de geçerli. Netmon ise iletişimin her alanında var. Şu an Türkiye’deki ilk 50 firma içindeyiz. Sabit hatlar ve sistemlerle ilgili işleri yapıyoruz. Yeni jenerasyon network sistemler, sabit telefonlar, ADSL ve bunu destekleyen sistemleri yapıyoruz. Montajlarını, kurulumlarını yapıp, işletmeye hazır hale getiriyoruz. Kısacası teknoloji montajlıyoruz” dedi. Kurt, PTT’de göreve başladığı yıl kendisinin kurumda tanınmasını sağlayan bir gelişmeyi şöyle anlatıyor: “PTT’de göreve başladığım yıl, Adana’daki PTT santralinde bir sorun oluşmuş ve çözülememişti. Adana’nın Türkiye’yle olan haberleşmesi kesilmişti. Bana ise santraldeki çözümü gidermem yönünde görev verildi. İlk kez uçağa binerek, Adana’ya gittim. Orada PTT başmüdürünün yanına gittim. İlginçtir başmüdür bana “Sen kimsin. Kim gönderdi seni” dedi. Ben de ona “Başteknisyenim. Sorunu çözmeye geldim” dedim. Bana inanmadı ve dışarı çıkmamı istedi. Çıkarken de alay etti. Ben de ona sorunu çözebileceğim za Sorun çözen teknisyen man aralığını da vererek odasından çıktım. Çok kısa bir zamanda sorun ortadan kalktı. Sonra benim çalışmalarım dalga dalga yayılmaya başladı. İbrahim Tatlıses’in Türkiye’de ne kadar hayranı varsa, benim de PTT’de öyle bir hayran kitlem oluştu. Şirketini10yılda18katbüyüttü Kurt, Netmon’u devraldıklarında yıllık cirosunun 1 milyon dolar olduğunu, 10 yılda ciroyu 18 milyon dolara çıkardıklarını söylüyor ve ekliyor: “Şirketimizde 232 personel çalışıyor. Bu dönemde 160 kişiye iş imkânı sağladık. Memleketim Zara’da da 90 kişiye istihdam sağlıyorum.” Kurt, küresel rekabetle taşmasını ise şu sözlerle ifade ediyor: “2004 yılında Portekiz başbakanı geldi, beraberinde gelen ve bizimle aynı işi yapan firma yetkilileriyle görüştük. Bir baktık ki, aynı işi yapıyoruz, ama onlar bizden daha kaliteli, daha uygun yapıyorlar. Güzel bir yemek verdik ve onları uğurladık. Sistemimizi gözden geçirdik, şimdi biz onlardan daha daha kaliteli, daha uygun işler yapıyoruz. Rakibimiz Türkiye’deki firmalar değil, dünya firmaları. Sahalin Adası’nda bile iş yapıyoruz...” Bir kulağıZara’da Kurt, kendi yaşam tarzına özgü bir de siyasi deneyim yaşamış. İki dönem önce doğduğu yer olan Zara’da CHP’den belediye başkan adayı olmuş. “Siyaseti sevdim” diyor ve önümüzdeki dönemde de yeniden deneyebileceğini anlatıyor. Zara’daki propaganda döneminde ilçeye yönelik birtakım vaatlerde bulunmasına karşın seçimleri kazanamamış. Kurt, sonraki gelişmeler şöyle anlatıyor: “Siyaset olmadan hizmet olmaz, her zaman ilgiliyim. Vaatlerimden vazgeçmedim. Firmamızın bir anlamda yedek ofisini ilçeye kurdum. Doğu bölgesindeki faaliyetlerimizi buradan yürütüyoruz, buradaki büromuzun da yedeği durumunda. Seçimi kazanamadım ama sözümü tuttum. Geçen seçimlerde ben aday değildim ama CHP seçimi Zara’da kazandı.”