28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 270/4 Eylül 2009 ÖNCE SAĞLIK Prof.Dr.NejatAKAR ÇocukSağlığıveHastalıklarıUzmanı email: makar@mesa.com.tr 1 1937YılındaOyuncaklar 935 yılında Hitler rejiminin devlet görevinden çıkardığı “ari ırktan olmayanlar” arasında yer alan Ord. Prof. Dr. Albert Eckstein’ın, Anadolu’da geçirdiği 15 yılın öyküsünü yazdığım “Bozkır Çocuklarına Bir Umut” isimli kitabım için araştırma yaparken, 30 Kasım 1937 tarihli Ulus gazetesinde Nasuhi Baydar imzalı bir manşetle karşılaşmıştım: “Oyuncaklar: Halkevinde güzel bir sergi açıldı.” (1,2) Sergi genç oyuncak üreticisi Cevad Örnek tarafından gerçekleştirilmektedir (2). Baydar yazısına “Bu sergiyi görmek, çocuğu olanlar için bir zevktir” cümlesiyle başlar ve devam eder. “İnsan yavrusu, henüz yürüyüp konuşmaya başlamadan, dünyayı avuçları içinde hapsetmeye kalkışır; bundan dolayıdır ki onun ilk oyuncağı olan top, bir yuvarlaktır.” Filozof, bu sözleriyle, beşerde ihtirasının ne zaman ve nasıl başladığını anlatmak istemiştir. Fakat çocuğa böyle kusurlar atfetmiyelim. Ve edebiyat yapmak (tefelsüf) lazımsa Anatole France’la bir olarak: “Çocuklar oyuncaklarından, çocuk zihniyetindeki büyüklerin ilahlardan daima istemiş oldukları neşe ve nisyanı isterler” diyelim; oyuncakları karşısında çocuğun yüzü güler ve bütün teessürleri kaybolmaz mı? Oyuncağın ilk vazifesi çocuğu sevindirmek ve ona acılarını unutturmaktır. Kırpıntıdan yapılmış olsa bile bir bebek; bir mukavva kutunun kenarına ip bağlanarak meydana getirilmiş de olsa bir araba; birkaç zıpzıp, üzerine at gibi binilmek için kalın tarafına kınnap geçirilmiş basit bir değnek çocuğu saatlerce avutabilen oyuncaklardır. her sene, o otomobil ve otobüsler altında eziliyorlar! Bir oyuncak olan bu maket onlara şehir sokaklarında nasıl yürüyeceklerini öğretmektedir.” Bu gibi oyuncaklar okullarda büyücek çocukların müşterek oyuncakları olabilir. Fakat evinde yalnız kalan kız çocuğa ilerideki ev kadınlığı vazifelerini öğretecek pembe yanaklı bir bebek; küçük iskemleleri, kanapeleri ve masalarıyla bir oda eşyası; mini mini çanak ve çömlekleriyle bütün bir mutfak takımı verebilirsiniz. Erkek çocuğun en güzel oyuncağı delikleri, vidaları ve ölçüleri gayet doğru hesap edilmiş parçaları ile köprüler, vinçler, otomobiller, lokomotifler kurabileceği mekânıdır. Ufacık bir piyano, sesleri doğru bir armonika veya bir armonyum, vezin hakkında az çok fikir veren bir trampet çocuğun musiki öğretmenleri sayılmaz mı? Her çocuk istikbali ile oynar Seçtiği veya hoşlandığı oyuncaklara bakarak çocuğunuzun istidadını keşfedebilirsiniz: Her çocuk oyuncaklarıyla sanki biraz da istikbali ile oynar. Kurşun askerlerden, atlardan, tüfek ve tabancadan haz eden çocuk ileride mutlaka asker olacak değildir; fakat, muhakkak ki, bir pısırık da olmayacaktır. Bebeğini ve mutfak takımını bir tarafa bırakıp anasının kitaplarını karıştıran kız, belki bir çalışan kadın olmaya namzeddir; ancak bundan dolayı onun şefkatsiz bir ana olacağına da hükmedemezsiniz. Maharet, çocuğun hakiki meylini bulup, kabilse ona oyuncakları vasıtasıyla, ileride gideceği yolu gösterebilmektedir. Asrın çocukları olmalı Çocuk oyuncakları vasıtasıyla bir devrin tarihini okuyabiliriz. Mesela, oyuncaklarıma dair en canlı hatıram, 19041905 RusJapon muharebelerini tasvir eden bir kartpostaldı. Bir kömür ateşinin ucu ile bu kartın bir tarafına dokundurdunuz; kartta gizlenmiş barut zerreleri hızla gider bir zırhlıya veya Port Artur Kalesi’ni patlatırdı. Bugünün çocukları otomobiller ve tayyarelerle oynuyorlar; uçurtmanın yerini küçük planörler tutmuştur. Bunun böyle olması da iyidir; zira çocuklarımız asrımızın çocukları olmalıdır. Ateşli kartpostallar, otomobiller ve tanklar, işte bütün zamanımız… Prof. Eckstein’ın özel notlarında yer alan Amasya Sarayözü’nü özellikle belirterek, burada çocukların sanatsal yeteneklerini ortaya koyan kerpiç içinde çamurdan yapılmış oyuncaklar ve heykeller yaptıklarını notlarına yazıyor ve aynı anda da fotoğraflıyor. Eckstein’ın çektiği Anadolu görüntülerinin içinde oyuncaklarla ilgili iki fotoğraf daha var (3,4). Cumhuriyet döneminde Anadolu çocuklarının yaratıcılıklarını hayranlıkla yazanfotoğraflayan bir Alman çocuk doktoru; aynı aylarda oyuncağın çocuk için ne kadar gerekli olduğu vurgulanarak Halkevi’nde açılan ve gezilmesi hararetle önerilen bir oyuncak sergisi ve bir oyuncakçı. Tümü birer Cumhuriyet öyküsü. Oynamak küçük yavruların hakkı Küçük yavruların hakları oynamak, vazifeleri gülmektir ve oyuncaksız bırakılan çocukların bu haklarına tecavüz edildiğini, vazifelerini yapmaktan menedildiğini düşünmek gerekir. Oyuncaksız çocuk, mahlukların en bahtsızıdır. Kedi ve köpek yavrularını aklınıza getiriniz: Bunlar hiçbir şey bulamazlar kendi kuyruklarıyla oynarlar; tek başına kalan insan yavrusunun ancak psikanalize göre böyle bir tesellisi olabilir. Zamanımız pedagolojisi avutucu oyuncağa bir vazife daha vermiştir: Öğretmek. Yirminci asır çocuğunun ilk öğretmeni oyuncaklarıdır. Bir dostum, Berlin’de bir oyuncak mağazasında gördüğü bir şehir maketinden bahsediyordu: “Akşamüstü okul kapısından fırlayan, yahut caddelerde bir yaya kaldırımından ötekine geçmek için koşan çocuklardan kaç tanesi, Bu sayfa Mesa Hastanesi tarafından hazırlanmıştır. / www.mesahastanesi.com.tr 292 99 00 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle