Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 270/4 Eylül 2009 Profesör Mustafa Apaydın’ın Açıklaması eğerli okurlarım, Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı OperaKoro Bölüm Başkanı ve Öğretim Üyesi Prof. Mustafa Apaydın’ın bana gönderdiği açıklamayı, uzunluğu nedeniyle Andante dergisinde yayımlayacağımı size duyurmuştum. Benim önceki iki yazımı görmek, anımsamak isteyenler www.kahramankaptan.com adresinden bu yazılarıma ulaşabilirler. Ancak Sayın Apaydın, avukatı ve noter aracılığıyla gazeteye bir “ihtarname” göndererek açıklamasının aynı köşede yayımlanmasını rica etmiş. Ben de, bu hafta köşemi kendisine bırakıyorum: * * * Sayın Kahramankaptan; Cumhuriyet gazetesinin 10 Temmuz tarihli sayısının Ankara ekinde yayımlanan “Yansımalar” başlıklı yazınızı okudum. Yararlandım. Yazıya konu olan Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Diploma Töreni’ne katıldığınız ve bu konudaki görüşlerinizi kamuoyuna yansıttığınız için ben, hem kişisel hem de başkanı bulunduğum OperaKoro Bölümü ve Koro Anasanat Dalı başkanlıkları adına size teşekkür ediyorum. Ancak söz konusu yazıda, hem Koro Anasanat Dalı Programı’na ve hem de şahsıma ilişkin olmak üzere, kamuoyunun yanlış bilgilenebilmesine yol açacak bazı anlatımlar bulunması nedeniyle, bu yazılı açıklamaya gerek duydum. Şöyle ki: “OperaKoro diye bölüm olmaz, adam gibi Şan Bölümü, bunun altında koro dersi olur! Öncelikli olan şarkıcılık tekniğinin öğretilmesidir. Şarkıcı solo da söyler, koro da! Nitekim operadan yetkin hocaların ‘kaçmadan’ önce görev aldığı dönemde yetişenlerden sınav kazanıp operaya kabul edilenler, yurtdışı yarışmalarda iyi derece alanlar oldu” şeklindeki söylemler, doğru ve bilimsel bilgiler değildir. Bilindiği gibi koro sanatı, çoksesli müzik tarihinin başlangıç ve temel sanatıdır. Missa, gregor ezgileri, organum, hoket, diskant, şanson, koral, madrigal, kantat, motet, oratoryo, opera ve korolu senfonik yapıtlar aşamalarıyla çoksesli müziğin gelişimini, günümüze kadar taşımıştır. Koro sanatının ana aktarıcısı da korolardır. Operalardaki korolar ve koro müzikleri, koro müziği türlerinden yalnızca birisidir. Her koro müziği türünün ayrı bir formu ve teknik özellikleri vardır. Ne yazıktır ki ülkemizde koro sanatı ile ilgili bilgi ve beceriler, son otuz yıllık döneme değin oldukça sığ olarak verilebilmiş ve bu sanat türü, müzik eğitimi veren kurumlarımızda bile önemsenmemiştir. Müzik sanatımızda, özellikle nicelik olarak yeterli ilerlemenin sağlanamamış olmasının, temel nedeni de budur. Özellikle belirtmek isterim ki, “koro sanatı” ile “koro şarkıcılığı” aynı şey değildir. Koro şarkıcılığı, bu sanatın içerisinde bir ayrıntıdır. Bu nedenle Koro Anasanat Dalı, bir koro dersine indirgenemez. Bu bilimsel ve sanatsal gerçeklere karşın, kamuoyunu yanıltıcı şekilde bilgiler vermeniz ve yazınızı buna göre düzenlemeniz, bu konuda yeterli bilgi ile donanamadığınız ya da böyle değilse, bilerek kamuoyunu yanıltmak istediğiniz sonucunu çıkarmaktadır ki, bu ikinci seçeneği size yakıştırabilmem bile olanaksız. Böylesi bir durum, koro sanatının ve mü D Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com zik devrimlerinin gelişmesini istemeyenlerin arzuladığı bir sonuç doğurur. ‘Bireysel ses eğitimi almak yeterli değil’ Koro sanatı; Koro Şarkıcılığı, Koro Eğitimi Yönetimi, Koro Müziği Türleri ve Biçimleri, Dünya Koro Edebiyatı (Bu arada: Türk Koro Müziği Tarihi, Opera Tarihi, Genel Müzik Tarihi de) Koro Müziği Besteleme, Bireysel Ses Eğitimi ve Toplu Ses Eğitimi gibi koro sanatına ilişkin temel bilgi ve becerilerle, müzik eğitimi için gerekli diğer temel dersleri içermektedir. Konservatuvarımızın, Koro Anasanat Dalı’nın müfredat programına bakıldığında, diğer dersler de ayrıntılı olarak görülebilir. Bu program, konservatuvarımızın kuruluşunda etkin biçimde görev alan, “Atatürk Müzik Devrimleri Eri” olarak kendini tanımlayan rahmetli Prof. Hikmet Şimşek’in çok önemseyerek açtığı bir program niteliğindedir. İnancım odur ki, 21’inci yüzyılın başında açılan Koro Anasanat Dalı Programı, ülkemiz müzik sanatı için gerekli en önemli örgün müzik eğitimi kurumu niteliğindedir. Bu programda koro şarkıcısının yanı sıra, koro eğitici ve yöneticisi, ses eğiticisi, koro kuramsal bilimi elemanı, araştırmacı ve akademisyenler yetiştirilecektir. Dikkat edilirse ülkemizdeki üniversitelerimiz ve Anadolu güzel sanatlar liselerinin hiçbirisinde, akademik ortamda, koro alanında yetişmiş bir eleman bulunmamaktadır. Konunun uzmanı olmamalarına karşın, bu eksikliği, sağduyulu ve istekli müzik eğitimcileri, kahramanca gidermeye çalışmaktadırlar. Bu bilgiler doğrultusunda bakıldığında görülecektir ki, koro dersi için, belirttiğiniz “adam gibi şan bölümüne” de gerek yoktur. Kuşkusuz ki operada doğru şarkı söyleyebilmek için şan yani bireysel ses eğitimi veren anasanat dallarına da gereksinim vardır ve bu gerçekleştirilmektedir. Unutmamak gerekir ki koro müziğinin özellikle diğer türleri için bireysel ses eğitimi almak yeterli değildir. Her solist, korist olamaz ama her korist düzeyine uygun olarak solist olabilir. Bunun için koro müziği sanatının ilerlediği ülkelerde ve anasanat dalımızda, “Toplu Ses Eğitimi” adı altında dersler de yapılmaktadır. ‘Mezunlarımız profesyonel korolara girdiler’ Söz konusu yazınızdaki, “Operadan yetkin hocaların ‘kaçmadan’ önce….” şeklindeki tanımlamanız da doğru değildir. Anasanat dalımıza, kadrolu bireysel ses eğitimi öğretim elemanları alınınca, operadan gelen öğretim elemanlarının bir bölümüne gereksinim kalmamıştır. Bölümümüz bünyesinde açılması kabul edilmiş bulunan “Şan Anasanat Dalı’na” öğrenci alındığında, yine söz konusu elamanların hizmetlerinden yararlanılabilecektir. Ayrıca (bu bir ölçü olmamakla birlikte) onlar ayrıldıktan sonraki mezunlarımız da profesyonel korolara girebilmişlerdir. Kaldı ki Anasanat Dalımızın amacı, yukarıda anlattığım gibi, yalnızca opera şarkıcısı yetiştirmek değildir ve olamaz da. Sayın Kahramankaptan, yazınızdaki, “Rektör….. Prof. Dr. Nusret Aras, ………… yardımcısı Ramazan Arslan’ın önerisiyle, koro şefi Mustafa Apaydın’ı profesör ünvanıyla müdürlüğe getirdi’ şeklindeki tanımlamanızda, maddi olarak yanlışlık bulunmamakla birlikte, yazı içeriğinden, sanki benim “daha önce yalnızca koro şefi olduğum, profesörlüğe ise beni Sayın Prof. Dr. Nusret Aras’ın getirdiği” gibi ince bir sezdirmeye ulaşılabilmektedir. Eğer böyle ise, bu da yanlıştır. Çünkü ben daha önce de profesör ünvanlıydım ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Dekan, Anasanat Dalı Başkanı ve Öğretim Üyesi idim. Profesörlüğüm de koro eğitimi yönetimi ve ses eğitimi üzerinedir. * * * “Sayın Kahramankaptan’ın bu cevabi yazıyı yayımlamayıp tam aksine, kendi üslubu ile Cumhuriyet gazetesinin 10 Temmuz tarihli Cumhuriyet Ankara ekinde, kendi düşüncelerine yer vererek cevabi yazıyı yanıtlama yolunu seçmiştir. Bu yazısında Sayın Kahramankaptan, yukarıda belirtilen yazıda hiçbir şekilde yer vermediğim ‘bilgisizce, tek doğru, bilimsel gerçek, alınganlık, vb.’ kavramlara ilişkin yorumları, benim anlatımlarımmış gibi sunmaktadır. Sayın Kahramankaptan’la bugüne kadar hiçbir kişisel ve sanatsal uyuşmazlığımız olmadı ve ben de kendisini müzik sanatına katkılarından dolayı takdir ettim ve etmeye devam ediyorum. Ancak görülüyor ki benim koro şefi olarak yetiştiğim ortama ve özgeçmişime yönelik olarak ayrıntılı ve doğru bilgiye ulaşamamış. Bu nedenle kabul ederlerse tüm iyi niyetimle kendisine özgeçmişimi göndereceğim. Bu durumda başta Gazi Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi’ndeki akademik çalışmalarım olmak üzere, TRT ve Türkiye Polifonik Korolar Derneği’ndeki koro şarkıcılığı ve koro eğitimiyönetimi konularındaki uygulama ve kuramsal çalışmalarımın tümüyle akademik çalışmalar olduğu görülecektir. Sayın Kahramankaptan’ın bu yazısının doğrultusunu neden benim akademik kimliğime yöneltmeye çalıştığını da anlamakta dahi güçlük çekiyorum. Ancak yetişmesine katkıda bulunduğum binlercenin bilinçlerine yerleşmiş çalışmalarımızın kamuoyunda yanlış algılanmasının önüne geçebilmek amacıyla bu açıklamamla birlikte Sayın Kahramankaptan’a gönderdiğim ekteki ilk açıklamanın, gazetenizin Ankara ekinin aynı köşesinde yayınlanmasını rica ederim.” Saygılarımla. 05.08.2009 Prof. Mustafa APAYDIN Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı OperaKoro Bölüm Başkanı ve Öğretim Üyesi 18