Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 263/17 Temmuz 2009 Rüya Taner Erol Erdinç Umman Senfonisiyle Arap Sultanlık Orkestrasında TürkŞefve Solist... Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com ir yılbaşı gecesi, ekranın karşısında uydu üzerinden gelgeç yapıyordum. Yabancı kanallarda klasik konser yakaladığımda durup izliyor, sonra aramaya devam ediyordum. Birden karşıma tuhaf bir orkestra çıkıverdi. Özellikle kırmızı başörtülü kadın üyelere gözüm takılmıştı. Kimi trompet, kimi keman çalıyordu. Batı klasik müziğini de fena icra etmiyorlardı doğrusu. Kanala çakılıp kalınca, bunun bir Arap orkestrası olduğunu ve bir İngiliz şef tarafından yönetildiğini hayretle gördüm. Umman (Oman) Sultanlığı’nın başkenti Muskat’ta, Sultan Kâbus tarafından kurdurulmuş “Royal Oman Symphony Orchestra” yılbaşı gecesi Umman TV’sinde ekranlardaydı! Meraklanıp araştırdığımda Umman Sultanlığı Senfoni Orkestrası’nın, tıpkı bizim eski Muzıkayı Hümayun gibi bir eğitim kurumu olarak da çalıştığını ve Ummanlı Arap çocukların burada yabancı hocalar tarafından müzisyen olarak yetiştirildiğini, orkestranın da her ay düzenli konser verdiğini görmüştüm. Doğrusu, günün birinde bu orkestranın bizden bir solistle şefi ağırlayacağı hiç aklımın köşesinden geçmemişti. Ama ne zaman ki, Engin Türker Muskat’a büyükelçi olarak atandı, akıldan geçmeyen pek çok etkinlik Umman Sultanlığı’nda boy gösteriverdi. Büyükelçi Kemal Gür’ün Pakistan’da ulaştığı 700’ü aşkın Türk sanatçıyla yüzlerce konseri kapsayan “rekor”a ulaşmak mümkün değildi ama, sadece 2.5 milyon nüfuslu ve modernleşme çabası içindeki bu Arapİslam ülkesinde Engin Türker, sanatçı kişiliğinin de katkısıyla geniş bir yelpazede Türk sa B Engin Türker sergisi natı ve sanatçısını tanıtım bağlamında önemli etkinliklere imza attı. ‘DURGUN SUDA SALINAN KUĞU’ Geçtiğimiz haziran ayında Kıbrıs Türk kökenli piyanist Rüya Taner ile şef Erol Erdinç, Umman Senfoni’nin konuklarıydı. Başkemancılığını Saif bin Süleyman bin Marhun el Miahi’nin yaptığı orkestra önce Ferit Tüzün’ün (1929 – 1977) “Esintiler”ini, ardından Rüya Taner Norveçli besteci Edvard Grieg’in (1843 – 1907) o ünlü piyano konçertosunu seslendirdi. İkinci yarıda ise Antonin Dvorak’ın (1841 – 1904) “Yeni Dünyadan” başlıklı 9. Senfonisi seslendirildi. Konserle ilgili Dr. Patricia Groves imzalı övücü bir yazıyı internette bulup okudum, bir Umman gazetesinde yayımlanmıştı. Yazar, Tüzün’ün yapıtını beğenmiş “üç bölümlü küçük bir senfoni” olarak nitelendirmişti. Erol Erdinç için “seçkin bir şef” nitelendirmesini yapıyor, Rüya Taner’in konçertoyu “durgun suda salınan bir kuğu gibi” çaldığını söylüyordu. Taner, yoğun alkışlar üzerine “bis” olarak Ulvi Cemal Erkin’in (19061972) “Zeybek”ini seslendirmişti. Muskat’ta Arapça ve İngilizce gazetelerde konser haberine “Umman Senfoni Türk şef ve piyanistle büyüledi” türünden başlıklar atıldığını gördüm. Elime ulaşan İngilizceArapça konser kitapçığını inceledim. Büyükelçi Türker sunuş yazısında kısaca Türkiye’deki çoksesli müzik tarihine de yer vermiş, yapıtlar hakkında yeterli bilgi de sunulmuştu. “Al Bustan Saray Oteli”ndeki salonun bizdekilerin çoğundan iyi koşullara sahip olduğuna da kuşku yoktu! Bu “petrol geliri” meselesi değil, bir “zihniyet” meselesi... Kahire’deki opera binası da yok bizde! Oysa istese Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önünde Hüsnü Mübarek’i de, Sultan Kâbus’u da sollama fırsatı var! Opera ve konser salonu binalarının yerleri de, projeleri de yıllardır hazır, sadece “emir” ve “para” bekliyor! GELENEKSEL DE VAR, ÇAĞDAŞ DA... Engin Türker ressamdır, heykel yapar, şiir de yazar. Umman’da ekonomik işbirliği ve karşılıklı ticaretin arttırılmasının yanında kültürsanat alanında çok “dengeli” bir etkinlik gösterdi. Buradaki “denge”den kastım, bizim geleneksel ve halk sanatlarımızla, çağdaş sanatımız arasında oluşturulan denge... Türker, Muscat’ta tasavvuf ve ud konserleri, Mevlevi ayinleri de düzenledi, Mozart’ın Saraydan Kız Kaçırma operasını içeren “Mozart in Turkey” filmini de gösterdi. Türk filmleri haftası düzenleyip, uluslararası cazcımız piyanist Kerem Görsev’e trio olarak konser verdirtti. Umman’da konser verenler arasında İsis Beşlisi de yer aldı. Devlet Halk Dansları ile Hacettepe Çocuk Halk Oyunları Grubu’nu davet ederek, güzelim folklorumuzu tanıttı. Çini, hat ve ebru sergileriyle geleneksel işlerimizi tanıtırken, kendi yapıtlarından oluşan büyük bir sergiden sonra, Gencay Kasapçı’nın çok ses getiren bir sergisiyle çağdaş sanatımızdan da örnekleri sunmuş oldu. Sultanın orkestrasının Türk şef ve solistle konseri tüm etkinlikleri taçlandırdı. Son etkinliği ise Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes ödüllü “Uzak” filminin gösterimi... Son etkinlik diyorum çünkü Engin Türker, yaş haddinden emekli olarak sonbaharda Türkiye’ye dönmüş olacak. Büyükelçilerimizin bulundukları başkentlerde, siyasal ve ekonomik konulardaki çalışmalarının yanı sıra, kültürsanat alanına da “dengeyi gözeterek” ağırlık vermeleri, hem Türkiye’nin tanıtımı, hem de halklar arasında köprü oluşturulması açısından son derece yararlı. Ayrıca öteki kordiplomatik mensupları da bu tür etkinliklerle bilgilenmiş ve kimileri kafalarındaki “Türkiye imajı”nı değiştirmiş oluyor. Engin Türker Sultan Kâbus 18