28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 263/17 Temmuz 2009 irne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu’nda 1999 yılından bu yana oyunculuk yapıyor Derman Atik. Daha önce, 3 yıl kadar Kıbrıs Devlet Tiyatrosu’nda da görev yapan Atik’in, tek bir amacı bulunuyor: Türkiye’deki “kaliteli” tiyatro yapımlarını Kıbrıslı izleyici ile buluşturmak. Atik bu nedenle sık sık, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün en fazla tiyatro sahnesine sahip kent olma özelliğini gösteren başkente geliyor. Oyunları izliyor, bu oyunlardan beğendiklerini not edip, çeşitli festivaller kapsamında Kıbrıs’a davet ediyor. Atik, ülkesinde tiyatro sanatını geliştirmek adına, Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı’nın (TOBAV) çeşitli illerde düzenlediği festivallere de katılıyor. Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu oyuncusu Derman Atik ile Kıbrıs’taki tiyatro sanatını, Kıbrıslıların tiyatroya olan ilgisini ve Kıbrıs’a konuk olan başkent tiyatrolarını konuştuk: Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? I Tiyatroya amatör olarak başladım. Zamanla bu amatör ruh, profesyonel bir hal aldı. 1980’li yıllardan bu yana Kıbrıs’ta tiyatro yapmaya çalışıyorum. Üç yıl kadar Kıbrıs Devlet Tiyatroları’nda görev DERMANATİK, tiyatrooyunlarını KKTC’yetaşıyor G ? Selda GÜNEYSU yaptım. 1999 yılından bu yana da, Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu’nda meslek yaşamımı sürdürüyorum. 1999 yılında kuruldu Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu. 10 yıldan bu yana tiyatromuzda 22’ye yakın oyun sahneledik. Yani nereden baksanız her ay ortalama iki oyunu izleyicilerin beğenisine sunuyoruz. Şu günlerde de biri çocuk oyunu olmak üzere iki farklı oyun üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Kıbrıs’taki tiyatroların nasıl yapılandığını anlatır mısınız? Kıbrıs’ta kaç tiyatro var? I Kıbrıs’ta ödenekli iki tiyatro var. Bunlardan ilki Kıbrıs Devlet Tiyatrosu, diğeri de Kıbrıs Devlet Tiyatrosu’ndan ayrılan arkadaşların kurduğu Lefkoşa Belediyesi Tiyatrosu. Bu iki tiyatro da bugüne dek çizgisinden asla ödün vermemiştir. Bir de Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu, yani bizler varız. Biz kendimizi, “ödeneksiz profesyonel tiyatro” olarak tanımlıyoruz. Dekor, kostüm ve ışık ile ilgili giderlerimizi Girne Belediyesi karşılıyor. Bizlerin dışında da iki, üç tane küçük “sözde” özel tiyatro ve 15, 20 tane “sözde” amatör tiyatro bulunuyor. Yalnız altını çizmek istediğim bir konu daha var. O da Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki tiyatroların, KKTC’ye oranla daha iyi kurumsallaştığıdır. Ancak nitelik olarak baktığınızda, KKTC’deki tiyatrolar daha iyidir, profesyoneldir. KKTC’nin ekonomisi Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ne oranla daha kötü olsa da... ‘Ortakuşağıkaybediyoruz’ İleriye dönük projeleriniz nelerdir? I Kıbrıs’ta Batılı anlamdaki tiyatro sanatının izleri, Türkiye’de olduğu gibi 1900’lü yıllara dayanıyor. Ancak ne yazık ki henüz bizim arzu ettiğimiz düzeyde değil. Bizim en büyük sıkıntımız şu: Devlet Tiyatroları ve diğer tiyatrolar, ilkokul çağındaki çocuklara yönelik pek çok oyun sahneleyebiliyorlar ancak orta kuşağa yönelik, yani ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik gençlik oyunları çok fazla yapılamıyor. Biz bu nedenle orta kuşağı kaybediyoruz. Böylece ilkokul çağında tiyatroya ve sanata bağlı olarak yetişen çocuklar, daha sonra sanattan kopuyorlar. Üniversiteye gittiklerinde belki tiyatro izleyebiliyorlar ya da sanatsal faaliyetlerle ilgilenebiliyorlar. Oysa ki bu durum bir devlet politikası olmalı. Ancak ne yazık ki bugüne kadar hiçbir hükümet böyle bir projeyi yaşama geçiremedi. Bizim en büyük amacımız ve gerçekleştirmek istediğimiz en büyük proje, erken yaşta insanları sanatla buluşturmaktır. Kıbrıslı izleyicilerin tiyatro sanatına bakışı nasıl? I KKTC’de, Türkiye’deki kadar olmasa da bir tiyatro geleneği var. Ancak yerine oturmamış bir gelenek bu biraz. Neden mi? Çünkü bizim insanımızın tiyatral anlamdaki değer yargıları çok doğru noktada değil. Biraz önce o nedenle ülkede “sözde” amatör ve “sözde” özel tiyatro var dedim. Bazı tiyatrolarda sahnelenen oyunlarda genellikle belden aşağıya espriler yapılıyor. Halkı özensizce güldürmeye çalışıyorlar. Halk da bunu kendisine yakın hissediyor, kolay kabulleniyor. Bunun doğru tiyatro olduğunu düşünmeye başlıyor. Eğer bizler daha doğru ve özenli yapılan işleri yurttaşlarımızla buluşturumazsak, doğru tiyatronun yapılabilmesi için de verilen mücadelede bir yere varamayız diye düşünüyorum. O anlamda bize çok iş düşüyor. ‘Biz tiyatroculara çok fazla iş düşüyor’ Siz çok sık Türkiye’ye, özellikle de başkente gelip, buradaki oyunları izleyip, bu oyunları KKTC’ye davet ediyorsunuz. Böylelikle Türkiye’deki tiyatro sanatını KKTC’ye de taşımış oluyorsunuz... I Çünkü iyi yapımların Kıbrıslı izleyici ile buluşmasını istiyorum. Başkentte tiyatro sanatını çok iyi icra eden insanlar var. Bu kişileri Kıbrıslılarla tanıştırmak çok önemli. Başkentte de çok beğenilen bir oyun, “Fosforlu Cevriye” geçen ay, Girne’ye konuk oldu. Yaklaşık iki yıl önce açılan ve 2500 kişilik Girne Amfi Tiyatro’da oyunu, 1500 kişi ilgiyle izledi. Bu ay da Ankara Deneme Sahnesi Girne’ye geldi, aslında bizler için yabancılaşan bir kültürü “Misafir” adlı oyunla izleyicilere aktardı. Kıbrıslılar da İngiltere gibi ülkelere göç ediyorlar ancak bu Türklerin Almanya’ya gerçekleştirdiği gibi bir göç değil. Göstermeci bir oyundu “Misafir.” Bu nedenle Kıbrıslı izleyici ilk kez böyle bir oyun izleme olanağına sahip oldu. Kıbrıslı seyirci ustaları bir kez de kendi sahnelerinde gördü. Sanıyorum bundan sonraki aylarda da pek çok oyunu davet edeceksiniz... I Elbette. Gelecek ay, 6 Ağustos’ta İstanbul Şehir Tiyatroları, “İstanbul Efendisi” adlı oyunla konuk olacak Girne’ye. Ayrıca bu yıl ülkemizde 8’incisi yapılacak olan “Uluslararası Tiyatro Festivali” var. Bu festival kapsamında da Türkiye’den pek çok tiyatro ekibi gelecek. 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle