02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 256/29 Mayıs 2009 ¦ Cadde ortasında boyacılar: Bayındır Sokak ile Sakarya Caddesi’nin kesiştiği yerde boyacılar var. Boyacılar caddenin ortasındalar. Onlara yeni bir yer yapılmalı. ¦ Ruhsat fazlalığı: Bu bölgede ruhsatlar Çankaya Belediyesi’ne geçtikten sonra, yerli yersiz çokça işyeri ruhsatı verildi. Bu kaliteyi bozdu ve buradaki pasta çokça paylaşır hale geldi. Siz zemin katta daha fazla kira veriyorsunuz; üst katlardakiler ise daha az veriyorlar. Sizin onlarla rekabet etme şansınız ortadan kalkıyor. Bunların bir şekilde disipline edilmesi, denetlenmesi gerekir. İçkili yer ruhsatı, eğlence ruhsatı olmadan çalışanlar da var. ¦ Gürültü kirliliği: Belli bir saatte sokaklarda çok büyük bir gürültüye tanık oluyoruz. Bütün katlardaki işyerleri camlarını açar gürültü dışarı yayılır. İşyerleri kapılarının önüne çığırtkanlar bulunuyor. Hem görüntü hem de davranış olarak çok çirkin. ¦ Semt meclisi kurulmalı: Bu bölgedeki bütün esnaf; çiçekciler, balıkçılar, dönerciler, içkili işyerleri, kebapçılar, lokantalar, bürolar, dersaneler aralarıdan birer temsilci seçerek bir meclis oluşturmalı. Ama bunların da bölge sorunlarını iyi bilmesi gerekiyor. ¦ Sorun ve önerilerini bu şekilde sıralayan Ahmet Tan, “İnsanlar buraya sahip çıkmazlarsa bu simgeyi kaybederiz. Ankara’nın simgeleri ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Çağdaş başkentimizin merkezi Kızılay’dır. Burayı Ulus’tan Bentderesi’nden daha kötü bir yere dönüştürme çabası var” dedi. YazarMustafaYıldırım,CKM’dekiCumartesiSöyleşileri’nekatıldı NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yazar Mustafa Yıldırım, geleneksel “Cumartesi Söyleşileri” kapsamında Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) başkentlilerle bir araya geldi. “Sivil Örümceğin Ağında” başlıklı söyleşide gündemdeki konulara değinen yazar Mustafa Yıldırım, yazamadığı konuların içinde biriktiğini söyledi. Söyleşiye, yaşadığı bir olayı anlatarak başlayan Yıldırım, “Taraflı gazetelerden birtanesinin yazarı Atilla Oğur’un ilginç bir yazısı vardı. Yazısını uzun uzun yazmış, bağlantılar kurmuş... Sonunda da ‘Mustafa Yıldırım da istihbarat raporlarıyla sivilleri fişledi’ demiş. Ben de düşündüm kimi fişledim diye. Elimde istihbarat raporu yok. Olsa da kullanmam. Keşke istihbaratçılar Merve Kavakçı’yı izleselerdi. Onun nereden geldiğini yazıp, dosya hazırlasalardı. Ben istihbarat raporu kullanmadım ama CIA operatörlerini bilerek ya da bilmeyerek fişledim. Dedim ki iyi bir iş yapmışım. Taraflı gazete yazarlarının adı bir kere geçiyor. Ama yeni kitabımda daha çok geçsin istiyorum” dedi. Türkiye’ye bölünme paranoyası hissinin dayatıldığını kaydeden Yıldırım, bölünmüş olmayı kabullenmediğini ifade etti. Kabullenememesinin nedenlerine de açıklayan A ‘ABD, projelerine hoşa giden isimler koyuyor’ Yıldırım, şöyle devam etti: “Cumhuriyet tarihi kitaplarında, Sevr Antlaşması için çizilen haritalar var. Şimdiki haritalarda ise o tarih kitaplarındaki çizgiler yok. Öyleyse Sevr hâlâ gerçekleştirilmemiş. Bizim toplulumumuz gördüğü şeye çabuk inanır. Çizilince olay bitmiş olacak. Ülkemizde Sevr’le ilgili bir başka konu da bu bölünmenin niteliği. Kurtuluş Savaşı döneminde olduğu gibi İngiliz parasıyla satın alınan ‘Ali Kemal’ler şimdi de satın alınmıştır. Bu adamlar, hem ulusal devleti yıkıyor hem de haritayı oluşturuyorlar. Oysa durum böyle değil. Bu iş üç beş ajanın işi olsaydı, kolaydı. Biz toplanıp o üç beş ajanı ikna ederdik. Ama ortada bir sistem olayı var. Bu sistem yalnızca Türkiye’ye yönelik değil. Dünyanın 92 93 ülkesine yönelik bir operasyon. Tabii ABD’nin uzmanları bizden daha akıllı. Onlar stratejik konuşuyor. Projelerine, insanların hoşuna giden isimler koyuyorlar. Örneğin Demokrasi Projesi. Demokrasi Projesi deyince insanların aklına kötülük gelmiyor. Biz bu ülkede, baskı dönemlerini, sıkıyönetim dönemlerini yaşadık. Onun için bu isimler çok iyi gibi geliyor. Mesela Ortadoğu Projesi. Burada da proje olunca sanki işgal değilmiş gibi geliyor.” “Dinlerarası diyalog sözü bir boyadır” YILDIRIM, demokrasiyi geliştirmek adına çok sayıda dernek ve vakfın kurulabileceğini, var olanlara da yardım edilebileceğini kaydetti. İnsanlara dünyadaki savaşın sona erdiğini inandırmak gerektiğini kaydeden Yıldırım, “Dinlerarası diyalog sözü bir boyadır. Bütün dünyada çatışma olabilir. Yeni bloklar oluşabilir. Örneğin Kurtuluş Savaşı’nın ardından Balkan Paktı’nın oluştuğu gibi. Şimdi Balkan değil, Güneydoğu Avrupa diyorlar” dedi. 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle