28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 256/29 Mayıs 2009 Üstgeçit değil‘Süs geçit’ ? Ali ÖZTÜRK eşrutiyet ve Mithatpaşa caddeleri üzerine yapılan yaya üstgeçitleri kullanılmıyor. cadde esnafı tarafından“süs geçit” olarak nitelendirilen üstgeçitler, yalnızca üzerinde oturup sohbet eden gençlerin işine yarıyor. kızılay’daki, Meşrutiyet ve Mithatpaşa caddelerine, ankara anakent Belediyesi tarafından yapılan yaya üstgeçitleri,“işlevsiz”olduğu için kullanılmıyor. Yayalar, karşıdan karşıya geçerken köprüler yerine caddeleri tercih ediyor. Meşrutiyet caddesi’nin sonundaki üstgeçitin altında trafik lambalarının bulunması da,“Üstgeçit buraya neden yapılmış?” sorusunu gündeme getiriyor. akay kavşağı’ndan kızılay yönüne trafik akışını rahatlatmak amacıyla yapılan üstgeçitler, kızılay’daki gençlerin oturup sohbet ettikleri birer “kafe”ye dönüşmüş durumda. cadde esnafı da üstgeçitlerin neden yapıldığını anlamadıklarını vurgulayarak, “Bunlar üstgeçit değil, süs geçit”benzetmesini yapıyor. Meşrutiyet caddesi ile Mithatpaşa caddesi’nin kesiştiği kavşakta yapılan üstgeçitte, basamakların farklı yüksekliklerde ol M ‘Yayaönceliği düşünülmeliydi’ TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şube Sekreteri İlknur Urkun, sorunun sebebinin kent merkezlerinin “araç öncelikli tasarlanması” olduğunu belirterek, “Dolayısıyla yaya geçitlerinin kullanım dışı kalması genel kanının aksine halkın bilinçsizliği yüzünden değildir. Üstgeçitler şehirlerarası ve yüksek hızlı yollarda yaya geçişi için bir çözümdür. Kent içinde ticari faaliyetin yoğun olduğu alanlarda yayaların öncelikli olması gerekliliği ve araçların erişiminin kısıtlanması bütün dünyada uygulanan bilimsel bir yaklaşımdır. Çünkü kent merkezleri insanların bir araya gelme ve etkileşim kurma alanlarıdır ve bu alanlarda dolaşım teşvik edilmelidir” diye konuştu. Urkun, geçitlerin yıkılarak yayalara belirli kavşaklarda hemzemin geçiş hakkının verilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Ancak, Ankara kent yönetimi; engelli, yaşlı ve çocuklar, yahut ağır yük taşıyanları mağdur etmekle kalmamış, bu üstgeçitleri stadartlara uygun bir biçimde yapmadığından hayati tehlike yaratmış, görüntü kirliliği oluşturmuştur.” ması, özellikle yaşlı yurttaşlar için sorun oluşturuyor. Şehir plancılarının ve sivil toplum örgütlerinin tüm itirazlarına karşın yıllar önce yapılan üstgeçitlerin, merdiven basamaklarının farklı yüksekliklerde olması sıkıntı yaratıyor. Bazı basamaklar 10 santimetre iken bazıları ise 20 santimetre. Yüksekliği nedeniyle çıkmakta zorluk çekilen köprünün altında da trafik lambalarının olması yurttaşların, karşıya geçerken caddeyi kullanmamasına neden oluyor. Tarihetanıklıkedenokul: CumhuriyetİlköğretimOkulu ? Selda GÜNEYSU ulucanlar’da bulunan Cumhuriyet İlköğretim Okulu, tarihe tanıklık ediyor. Ümidi Teceddüt Medresesi adıyla 1897 yılında dar bir sokak içinde, iki katlı 6 derslikli ahşap bir bina olarak hizmete açılan okul, Kurtuluş Savaşı sırasında hastane ve yatakhane olarak da kullanılmış. Cumhuriyet İlköğretim Okulu ilk kez 1897 yılında ‘Amacımız Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemek’ Okul Müdürü Yusuf İpekli, okulun kurulduğu ilk günden bu yana Atatürk ilke ve devrimlerinin savunuculuğunu üstlendiğini dile getirdi. İpekli okulun, çalışma ilkelerini şöyle sıraladı: “Atatürk’ün gösterdiği yolda hiç durmadan ilerlemek; sevinci, mutluluğu, hüznü paylaşmak; insanları yönetmek değil, insanlarla yönetmek; elde olanla yetinmeyip, hep daha iyiyi istemek; ülkesine ve milletine faydalı bireyler yetiştirmek için eldeki tüm olanakları sonuna kadar kullanmak; zamanın bir mücevher olduğunu öğretmek; sadece bil Ulucanlar’da, Ümidi Teceddüt Medresesi adıyla hizmete açıldı. O dönemde, iki katlı 6 derslikli ahşap bir bina olarak tasarlanan okulun adı 1910 yılında, Numune Mektebi olarak değiştirildi. Kurtuluş Savaşı sırasında hastane, TBMM’nin açılmasıyla birlikte de uzun süre milletvekillerince yatakhane olarak kullanıldı. Ancak bu süre zarfında okulda, eğitim ve öğretime devam edildi. Cumhuriyetin ilanı ile de okul, Türkiye Cumhuriyeti’nin ku rucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla, Cumhuriyet İlköğretim Okulu adını aldı. Okul, 1960 yılına dek, iki katlı taş mektep olarak hizmet verdi. 1960 yılından sonra da okulun çevresi sit alanı olmasına karşın istimlâk edilerek genişletildi. Okulun tarihine ilişkin flamalar, fotoğraflar, öğrenci kütükleri ile Cumhuriyet dönemi ve öncesine ait ders kitapları bugün okulun müzesinde başkentlilerin beğenisine sunuluyor. giyle değil, bildiklerini uygulamayla başarılı olunacağını öğretmek; hiç kimsenin bir diğerine üstünlüğünün olmadığını bilmek ve ona göre davranmak; karşılıklı sevgi ile her türlü görüşü dinlemek ve tartışmak; kimden geldiğine bakmadan tüm doğruları kabullenebilmek.” 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle