23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 255/22 Mayıs 2009 Çocuk ve Gençlik Günleri sona erdi Doludolugeçen25gün NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz Ankara Temsilciliği tarafından, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağanı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile gençlerearmağanı19MayısAtatürk’üAnma Gençlik ve Spor Bayramı’nın önemini en iyi şekilde genç kuşaklara aktarmak amacıyla düzenlenen “Çocuk ve Gençlik Günleri” etkinliği dolu dolu geçen 25 günün ardından sona erdi. Etkinlikler kapsamında gerçekleştirilen şiir yarışmasında Ruken Asya Çiftçi, öykü yarışmasında da Cansu Balku birinciliğe değer görüldü. Ahmet Rasim Sokak, numara 14, Çankaya adresinde yer alan Ankara Temsilciliğimizdeki Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) gerçekleştirilen “Çocuk ve Gençlik Günleri” etkinliğinde geçen hafta, çeşitli üniversitelerde öğrenim gören gençler, “Gençler Siyaseti Konuşuyor” isimli panele konuk oldu. Paneli, CHP’den Ankara Anakent Belediye Başkanı Adayı olan Murat Karayalçın, eski Cumhuriyet Senatörü Ekrem Kabay, eski Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necdet Adabağ, eski CHP Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay, DSP’den Çankaya Belediye Başkanı Adayı olan tiyatro oyuncusu Turgay Yıldız, CHP’den Çubuk Belediye Başkan Adayı Salih Er de izledi. Panele konuşmacı olarak katılan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğrencisi Onur Çeçen, üniversiteyi kazandıktan sonra en büyük isteğinin CHP Genel Merkezi’ni ve Cumhuriyet gazetesini gezmek olduğunu dile getirdi. Her iki isteğini de bugün yerine getirdiğini belirten Çeçen, daha sonra gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’la nasıl tanıştığını anlattı. Konuşması sırasında üniversitede bağlı olduğu gruplarla, gençlere yönelik ne gibi çalışmalar yaptıklarını içeren bir slayt gösterisi de sunan Çeçen panelde, “Biz, yerel seçimler öncesi, siyasi parti amacı gütmeden, Genç Ankara Gönüllüleri’ni kurduk. Bu oluşum içinde özgürce düşüncelerimizi ifade ettik. Ben gençlerin ihtiyaçlarını karşılayan bir siyasi yapının her zaman başarılı olacağına inanıyorum” dedi. A pıldı. Bu darbe, gençlerin önünü kesti. 12 Eylül 1980 darbesiyle de gençler tamamen politikadan uzaklaştırıldı. Siyasi partiler kapatıldı...” Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Öğrencisi Onur Günaydın, siyasi partilerin bugün gençleri yalnızca bildiri dağıtan ve bayrak asan kişiler olarak tanımladıklarını belirtti. Gençliğin siyasette aktif olarak görev alması gerektiğini vurgulayan Günaydın, “Dedemiz yaşındaki siyasetçiler, sahip oldukları koltukları gençlere bırakmadıkça gençlerin siyasete ilgi göstermesi de beklenemez” dedi. Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Aslan Aktaş, görüşlerini şöyle dile getirdi: “Köy Enstitüleri’nin kapanmasıyla birlikte, bugünkü eğitim sistemimizle, her şeyi bilen değil, sadece bilmesi gerekeni bilen gençler yetiştirildi. Kalitesiz ve becerisi olmayan insanları yetiştiren bir eğitim politikasının içinde yoğruluyoruz. Bugün okullarda verilen eğitimle üniversite sınavını bile kazanmak mümkün değil. Öğrencilerin yaşamları dersanelerde geçiyor. Cemaatler de parası olmayan öğrencilere kapılarını açıyor, öğrencileri kullanıyor.” ‘Aşk üzerine sayısız şiir yazılabilir’ ETKİNLİKLER kapsamında gazetemiz yazarı Ataol Behramoğlu okurlarla bir araya geldi. Okurlarla yazdığı şiirler üzerine söyleşi gerçekleştiren Behramoğlu, aşk üzerine sayısız şiirlerin yazılabileceğini vurguladı. Behramoğlu, “Aşk üzerine çok şiir yazılmış ama aşkın iki kişilik olduğunu yazmak kimsenin aklına gelmemiş. Çok basit bir şey ama akıllara gelmemiş. Örneğin Karacaoğlan bunu anlatmış ‘Yiğit sevdiğinden soğur, sarılmayı sarılmayı’ sözleriyle. Karacaoğlan bu dizelerle aslında ‘aşk iki kişiliktir’ demek istemiş. Benim de ‘Aşk İki Kişiliktir’ isimli bir şiirim var. Yani aynı şeyi farklı biçimlerde söylemişiz. Sanat işte böyle bir şey” dedi. Behramoğlu şöyle konuştu: “Geçtiğimiz günlerde bir oyun izledim. Oyunda okula bir müfettiş gelecek. Öğretmen de müfettiş geleceği için çocuğa tarihle ilgili konuları ezberlettiriyor. Ama müfettiş kimya dersine giriyor. Böyle olunca her şey birbirine giriyor. Bu oyunu, kafamızın da karma karışık olduğunu belirtmek için anlattım. Kendi kendime bunu çok düşünüyorum. Ben şair olacağım diye bir çaba sarf etmedim. Tabii ki bazı şiirler armağan gibi geliyor. Ancak ‘ben şairim’ diye övünmek son derece yanlış. Şiir yazmak içten gelen bir görev, misyon gibi. Ancak Türkiye’de şair sadece şair olarak da kalamaz. Şairlerin de sorumlulukları vardır. Ben insanoğlunun sorunlarıyla alakalıyım. Varoluş yokoluş... Çünkü ülke elden girdiyor.” Şiir yazarken, şimdiki zaman olgusunun önemli olduğuna dikkat çeken Behramoğlu, kendi şiirlerinde de şimdiki zamanı algılatmaya çalıştığını kaydetti. Şairlerin belli kavramları ele alarak şiir yazdıklarını belirten Behramoğlu, “Şiirin biliçaltı ve yaşanmakta olan şimdiki zamanla ilgili olduğunu hep düşünmüşümdür. Hayatı da öyle algılamaya çalışıyorum. Her ana yeniden başlama duygusu” diye konuştu. ‘Yeni fikirler demektir’ Çankaya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğrencisi Emir Cömert de, gençliğin Türkiye için umut olduğunu belirterek, “Gençlik demek yeni fikirler demektir. Ancak biz ne yazık ki gençlerin fikirlerine Türkiye’de önem vermiyoruz” dedi. Siyasi partilerin gençlik kollarının bulunduğunu ancak bu kolların da siyasi oluşum için yeterli düzeyde olmadığını dile getiren Cömert, “Türkiye’de gençlik kolları yalnızca yardımcı unsur olarak görülüyor. Siyaset, toplumu yönetme ve ortaya çıkan duruma bir çözüm getirme, netice alma sanatıdır. Biz bu sanatı icra etmek istiyoruz” diye konuştu. Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Derman da geçen hafta “Ergenlik Döneminde Gelişim ve İletişim” konulu söyleşi gerçekleştirdi. ‘Devrimleri özümsenmeli’ Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Sezgin Kaya, panelde Türkiye’deki siyasi yapılanmayla ilgili olarak görüşlerini şöyle dile getirdi: “Türkiye 3 darbe döneminden geçti. 27 Mayıs 1960 darbesinin bana göre amacı, daha özgürlükçü bir gençlik ortaya çıkarmaktı. Sorgulayan, düşünen bir gençlik... 1960 darbesinin hemen ardından, 12 Mart 1971’de bir darbe daha ya Ceylan sualtında yolculuğa çıkardı Fotoğraf sanatçısıTahsin Ceylan etkinliklerkapsamında,“SualtındaGençlerleYolculuk” isimli bir sinevizyon gösterisi sundu. Özellikle gençlerin yoğun ilgi gösterdiği gösteride Ceylan, katılımcıları sualtının gizemli dünyasında yolculuğa çıkardı. Tiyatro Pembe Kurbağada“AliNihatileSihirliYolculuk”isimliilizyon gösterisini başkentli çocukların beğenisine sundu. Etkinlikler kapsamında ayrıca geçen hafta, Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencileri SerçinYatkın veYusuf Çelik, viyolonsel dinletisi gerçekleştirdiler. Tiyatro BeReZe de geçen haftaki etkinliklere konukoldu.TiyatroBeReZe’ninoyuncularıhazırladıkları oyunları miniklerin beğenisine sundu. Ayrıca etkinliklerin son gününde yazar Turgut Özakman,“19 Mayıs 1919”konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle