Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 283/4 Aralık 2009 ÖNCE SAĞLIK DR.FERDA AYDOĞDU FizikTedaviveRehabilitasyonUzmanı email: faydogdu@mesa.com.tr 2 3 Aralık:‘Dünya Özürlüler Günü’ 0. yüzyılda dünya savaşları toplumlara sarsıcı etkiler göstermiş, özürlü/engelli kişilere bakışı, destek ve hizmetleri olumlu yönde değiştirmiştir. 1948’de İnsan Hakları Bildirgesi’nde özürlülük sorunu dile getirilmiş, çok sayıda çalışma sonrasında 1992’de Birleşmiş Milletler, her yıl 3 Aralık gününün “Dünya Özürlüler Günü” olmasını kararlaştırmıştır. Birleşmiş Milletler’in öncülüğünde yürütülen “Özürlüler için Dünya Eylem Programı”nın amacı, özürlü bireylerin toplumsal yaşama ve kalkınma sürecine tam ve etkin katılmaları, özürlülere sağlanan hakların ve onurlarının korunması, eğitim, istihdam, bilgi edinme, ürün ve hizmetlere erişimlerinin arttırılmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre (WHO), dünya nüfusuna oranla tahmini özürlü oranı yüzde 10’dur (200 milyonu çocuk olmak üzere 600 milyon). En sık nedenler kronik/uzun süreli (kalp, solunum, kanser ve şeker gibi) hastalıklar, yaralanmalar (trafik kazaları, çatışmalar, düşmeler, kara mayınları, şiddet) zihinsel hastalıklar, beslenme bozukluğu, bulaşıcı hastalıklar (HIV/AIDS vd.), doğumsal sorunlardır. selli olsun diye sağa sola serpiştirilen dik rampalarla yetinmemelidir. Hizmetler toplumsal yaşamda da sürdürülebilmeli Rehabilitasyon hizmetleri; özürlülüğün önlenmesi, tedavisi, en az düzeye getirilmesi ve özürlü bireyin topluma etkin katılımını hedefler. Rehabilitasyonun kısa bir tanımı; “herhangi bir nedenle kaybettiğimiz sağlığımızdan geriye ne kaldıysa onu en iyi düzeye getirmektir”. Sağlık kurumlarında başlayabilen hizmetler, sokakta, işyerinde, evlerde, tüm toplumsal yaşamda sürüdürülebilmelidir. Herhangi bir engelimiz olduğunda tedavi uygulamalarına son yıllarda sık sık duyduğumuz deneysel ameliyatlar eklenmektedir. Kök hücre ameliyatları umut vadetse de henüz felç gibi önemli fiziksel engellilik sorunları için deneysel olmaktan öteye geçememiştir. Robot benzeri gelişmiş sistemlerle birçok özür için cihaz araştırmaları sürmektedir ancak halen yaygınlaşamayacak kadar pahalı, laboratuvarlar dışında kullanımları zordur. İyi bir sağlık sistemi gerekli Özürlü olmanın önlenmesi, erken tanı, tedavi ve rehabilitasyonu, öncelikle iyi bir sağlık hizmeti sistemi gerektirmektedir. Toplumun tüm bireyleri, bir gün özürlü ve muhtaç olma riski olduğunu bilmeli, toplumsal yaşam bu olgunlukla, tüm kamu hizmetlerini kapsayacak şekilde düzenlenebilmeli, sağlık hizmeti; yaygın, güvenilir, ulaşılabilir, sürekli, yeterli ve çağdaş olmalıdır. Bir insanın sağlıklı yaşayabilme olasılığı, anne ve babasının genetik özellikleri ile başlar. Annenin hamilelik öncesi ve hamilelikteki sağlık sorunları bebeği etkilediğinden anne ve çocuk sağlığı hizmetleri toplum sağlığının ilk kritik aşamasını oluşturur. Örneğin genetik ve kromozom anormallikleri, zor ve riskli doğum bebeğe travma, oksijensiz kalması, erken doğum, doğum sonrası kan uyuşmazlığı, şeker hastalığı, hipotiroidi vd. Bir arada mutlu yaşayabiliriz Tıp teknolojisi, mimari ve endüstriel tasarım alanlarında gelişmelerin hızlanması ve yaygınlaşması hem “adı normallerin” hem de özellikle fiziksel engeli olanların günlük yaşamını kolaylaştıran birçok malzeme, cihaz, mekan düzenlemesi, kamusal yerlerde yaşamın kolaylaştırılmasını sağlamaktadır. Felçli veya şiddetli romatizması olan hastaların bir konserveyi veya kapıyı rahatça açmasını sağlayan malzeme, yürüme zorluğu olanlar için tutamaklar, lüzumsuz süsleme ve engebelerin kaldırılması, kaldırım yüksekliğinin azaltılması aynı zamanda tüm bireylerin yaşamını rahatlatmaktadır. Evimizi, sokağımızı, işimizi, şehrimizi, dünyamızı oluşturuken evrensel tasarım ilkeleri ile yaşlı, genç çocuk, engelli olsak da farklılıklarımızla bir arada mutlu, güvenli ve birbirini tamamlayarak yaşayabiliriz. Önlenebilir (!!) özürlülük nedenleri için bazı çözüm önerileri: I Doğal, katkısız gıdalara yönelmek, I Canlı/hareketli yaşam biçimi, sigara ve bağımlılıklardan uzak olmak, I Temiz, sağlıklı ve tüm canlılar için yaşanabilir bir çevre, I Trafik kazaları,her türlü şiddet ve savaşı önlemek, I Toplumun her kesimini kapsayan güvenilir, ulaşılır ve çağdaş sağlık ve toplumsal güvence hizmetleri. Sağlığımızı korumak hem zor hem kolay, ne dersiniz? Hepimize güzel, mutlu yaşanabilir, engelsiz bir dünya dileğiyle... 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü nedeniyle bu hafta yayımlayacağımızı söylediğimiz Dr. Şen Ilgın’ın yazısı bir sonraki hafta yayımlanacaktır. Tarama testleri uygulanıyor Toplumda en sık görülen ve en sık sakat bıraktığını bildiğimiz hastalıklar için tarama testleri uygulanmaktadır. Bu testler normal muayene değerlendirmelerine eklenebilmekte ayrıca evlerde, okulda ya da iş ortamında yapılabilmektedir (genetik, metabolik, kan vd. hastalıklar, sağırlık ve körlüğün tespiti vd.). Koruyucu sağlık hizmetleri, erken tanı ile ya da hastalık oluşmadan önlemlerle ağır sakatlıklara yol açan hastalıkları yok edebilmektedir. Örneğin: çocuk felci aşısı felçlerden; sıkı kundak geleneğinin değiştirilmesi ise kalça çıkığına bağlı topallamalardan kolay ve ucuz yoldan bizleri korumuştur. “Kaza” dediğimiz zaman trafik ve iş kazalarını kolaylıkla akla getirebiliyoruz ancak özellikle yaşlı ve çocukları tehdit eden ev kazalarını önlemek için alınabilecek basit önlemleri (halı kenarları, eşikler, kaygan yüzeyler, merdiven, tutamaklar, elektrikli aygıtlar vb.) göz ardı edebiliyoruz. Ev içi ve dışı alınabilecek kaza önlemleri, ilk yardıma yönelik eğitim programlarına katılmak kendimizi ve yakınlarımızı birçok önlenebilir özürlülük nedenine karşı koruyacaktır. Doğal afetler ön sırada Deprem ve sellerle yaşamayı öğrendiğimiz bu günlerde doğal afetlerin önlenebilir özürlülük nedenlerinde ön sıralarda yer aldığını bilmemiz gerekmektedir. Çevre kirliliği, iş ortamındaki zehirli maddeler, sağlıksız beslenme, katkı maddeleri, uyuşturucu sorunları yine sağlığımızı tehdit eden özürlülük nedenleri arasında yer almaktadır. Birlikte düşünmek gerek Hem sağlık bütçelerinde en büyük pay kalpdamar hastalıklarına ayrılmakta hem de damarları bozduğu bilinen sigara, suni, katkı maddeli yiyecek üretimleri gelişen yatırım sektörlerini oluşturmaktadır. Beyin felçlerinin, ilk sıradaki nedenlerinin kalp hastalıkları olduğunu düşünürsek suçu kimde bulacağımızı birlikte düşünmek zorundayız... Engelli/özürlü olmak kişiye ait bir şansızlık olarak görülürken artık toplumsal sorumluluk göz ardı edilemez boyutlara ulaşmıştır. Savaşlar, salgın hastalıklar, kazalar geriye birçok genç sakat bırakmakta, yaşlı nüfusun artışı kendine bakamayan kronik hasta sayısını arttırmaktadır. Eğer sokağa çıktığınızda tekerlekli sandalye ile gezen, işaret diliyle konuşan ya da gözü görmeyen bir kişiyle karşılaşmıyorsanız bunun nedeni özürlü sayısının azalması değildir. Özürlülerin evden çıkamadığı için görünmez olması hepimizin ayıbıdır ve bir gün herhangi birimiz onlar gibi eve mahkum olabiliriz. Adı “normal” kişilerin kullanmakta zorlandığı yollar, kaldırımlar, binalar, toplu taşıma araçları... yeni bir anlayışla düzenlenebilmelidir. Belediyeler, kamu yetkilileri, tüm hizmet ve mimari düzenlemelerde farklı özellikleri dikkate alan/ayrımcı olmayan, tüm özürlü/özürsüz bireyleri kapsayan bir uygulama anlayışı edinmeli, te Bu sayfa Mesa Hastanesi tarafından hazırlanmıştır. / www.mesahastanesi.com.tr 292 99 00 21