Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 TEMMUZ 2008 CUMA ‘Yeni Sahne’nin adı yaşatılıyor Selda GÜNEYSU ncülüğünü Ankara Devlet Tiyatrosu (ADT) oyuncularından Zafer Güllü, Tolga Tuncer, Erdinç Gülener, Leyla Gülener ve Yunus Emre Bozdoğan’ın üstlendiği “Yeni Sahne” tiyatro oluşumu, bu sezon ilk kez “Titanik Orkestrası” adlı oyunla perdelerini açacak. Bundan yaklaşık 7 ay önce kurulan “Yeni Sahne” tiyatro oluşumundaki en büyük amaç, çok değil, birkaç yıl önce tüm tepkilere karşın yıkılan “Yeni Sahne”nin adını yaşatabilmek ve tiyatro sanatına hizmet etmek. Oluşumun henüz kurulu bir sahnesi yok ancak ilerleyen yıllarda kurulu bir sahneye sahip olmak, oluşumun öncülerinin en büyük hayali. Yunus Emre Bozdoğan’la, “Yeni Sahne”nin oluşumunu ve yeni sezondaki projelerini konuştuk: Başkente “Yeni Sahne” adıyla bir tiyatro grubu kurdunuz.Yeni sezonda da perdelerinizi açacaksınız. Grubun adına “Yeni Sahne” demenizin ayrı bir anlamı var mı? Birkaç yıl önce yıkılan “Yeni Sahne”nin yarattığı boşluğu doldurmak gibi bir amaç mı güdüyorsunuz? Çok değil, bundan birkaç yıl önce yıkılan “Yeni Sahne”, Ankara’nın en sıcak ve en samimi sahnelerinden birtanesiydi. Sahnenin seyircisiyle kurduğu iletişim başkaydı. Bu nedenle “Yeni Sahne” yıkıldığı zaman bizler, oyuncular, çok üzüldük. Yıkılmaması için de gerekli girişimlerde bulunduk diye düşünüyorum. Ancak siz de tahmin edersiniz ki her sahnenin kendisine özgü bir enerjisi, bir özelliği vardır. Bir yapıyı diğerlerinden ayıran en önemli özellik de budur. Biz de yıkılan “Yeni Sahne”nin adını yaşatalım istedik. Şu an için bizim bir sahnemiz yok, ama ileride neden olmasın? Şimdilik, başkentteki bütün sahneler bizim. Bize “Yeni Sahne”yi anlatır mısınız? “Yeni Sahne”, özel tiyatro mantığı ile kuruldu. Bu sahnenin kapıları, tiyatro sanatına gönül veren bütün oyuncu arkadaşlarımıza açık. Biliyorsunuz bizler DT’ye bağlı olarak çalışan oyuncularız. Dolayısıyla bu oluşumda, kendi görevlerimizi aksatmamak koşuluyla varız. Tiyatroya hizmet etmek için varız. Gecemizi gündüzümüzü var ettiğimiz bir oluşum bu. Bizim kurduğumuz “Yeni Sahne”nin 7 aylık geçmişi var. Biliyorsunuz bugün pek çok arkadaşımız, yine asli görevlerini aksatmamak koşuluyla dizilerde oynuyor. Oyunculuğu seviyorlar çünkü. Biz de dizilerde oynamak yerine böyle bir oluşum içinde var olalım istedik. Çalışmalarımızı da gönüllülük esasına göre yürütüyoruz. Ekim ayından sonra da perdelerimizi açmak istiyoruz. Ö i l i d o r t a y i T ı l a m l o ı l k r fa Amaç tiyatro sanatını her yere taşıyabilmek... Elbette. Sınırları zorlayabilmek biraz. Yaşamın içinde olan sanatı, yaşanılan her yere taşımak. Bu sokak da olabilir, fark etmez. Belki seyirci sayımız az olur ama bizim için ne anlattığımız önemlidir her zaman. Ne tür oyunları sahnelemeyi düşünüyorsunuz? Yeni sezon için birkaç proje üzerinde duruyoruz. Biz perdeleri “Titanik Orkestrası” isimli oyunla açmayı istiyoruz. Farklı bir oyundur “Titanik Orkestası.” Tarz olarak biraz gerçekçi tiyatro yapmak istemiyoruz. Çünkü izleyici artık gerçekçi tiyatroya pek ilgi göstermiyor diye düşünüyorum. Neden diye sorarsanız, bugün pek çok dizi var televizyon ekranlarında. Örneğin Yaprak Dökümü. Romandan uyarlama. Şimdi siz bunu tiyatro sahnesine aktardığınızda seyirci ilgi göstermeyecektir. İzleyici zaten televizyonlarda izliyor. Farlılık arıyor tiyatro sahnesinde. Tiyatronun artık kendi anlatım dilinin olması gerekiyor. Biz buna inanıyoruz. Gerçekçi tiyatro olmasın derken, saçma sapan, gerçek üstü olsun da demiyorum. Yalnızca tiyatro dilinin artık biraz farklı olması gerektiğine inanıyoruz, hepsi bu. Başkentteki sanatsal faaliyetleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Ankara’da ne yazık ki DT haricinde çok fazla tiyatro yok. Ankara Sanat Tiyatrosu, Çağdaş Sahne, Ekin Tiyatrosu gibi oluşumlar var ama bu oluşumların sayılarının artırılması gerekiyor. Biz bir yanda DT’deki görevimize devam ederken, diğer yanda bu oluşumun içinde var olmaya çalışacağız. Başkentte sanatsal faaliyetler ne yazık ki günden güne azalıyor. Daha fazla etkinliğin düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu sanat adına çok gerekli. “Yeni Sahne”nin oluşumunda sizden başka hangi isimler var? Benim dışımda, Zafer Güllü, Tolga Tuncer, Erdinç Gülener ve eşi Leyla Gülener var. Şimdilik kadromuz bu. Ama DT’ye girememiş, herhangi bir tiyatroda görev almayan arkadaşlarımız da kadroya dahil. Onlar da bu oluşuma destek veriyorlar. Bizim kesinlikle çok para kazanma gibi bir kaygımız yok. Biz yalnızca tiyatro adına bir oluşumun içinde var olmak ve bu oluşumu devam ettirmek istiyoruz. Birileri gelir bir oluşumun içinde var olur, sonra bu oluşum başka şekilde devam eder. Hep böyle olmuştur. Bir de biz “Yeni Sahne” adının karşılığını verebilmek istiyoruz. Sahne bizim için, her zaman kurulu bir salon, koltuklar ve perdeden ibaret değil. Sahne dinamiktir. “Yeni Sahne”de de o dinamiği yakalayıp, izleyiciyle farklı iletişim kurmak ve çeşitli ortamlarda da oyun oynayabilmek istiyoruz. Bir tren garında, bir futbol sahasında örneğin... 12