Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Plaklarıyla dinleyenleri yıllar öncesine, anılar dünyasına götürüyor Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya Tel: 442 30 50 Batı’nın Yeni Türkiye Politikası Erol Manisalı CUMA PARASIZ EKİ AliOlcay,namıdiğer için gayret sarf ediyorum. Sizin de bildiğiniz gibi, taş plak toplamak hali zor. Çünkü piyasada artık taş plaklar, 45’lik plaklar ve long play plaklar bulunmuyor. Bugün kendime ait 6 bine yakın plağım var. Ben ayrıca bu işin ticaretiyle de uğraştığım için 6 bin plağın 4 bini satılık. Bu nedenle bugün herhangi bir yerde gramofon dinletisi gerçekleştireceksem, Muammer Yüksel, Ahmet Aydoğan ve Süleyman Durdağ gibi koleksiyoncu arkadaşlarımdan destek alıyorum. Onlar bana ellerindeki plakları ulaştırıyorlar. Bu nedenle onlara her zaman minnet duymuşumdur. Günümüzde plak koleksiyonu oluşturmanın hayli zor olduğundan bahsettiniz. Siz bu plakları nereden ediniyorsunuz? I Aslına bakarsanız benim için bu plakların toplanması değil, kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor. Çünkü bu plaklar dinlenilmediği takdirde bir amaca hizmet etmiyor. Her bir plak bir dönemi betimliyor, bir dönemin anıları bu plaklarda yaşıyor çünkü. Gramofonlardan bir dönemin sesi yükseliyor. Ben aslında bir döneme sahip çıkmak için de plakları topluyorum. Bunun için il il, karış karış Anadolu’yu dolaşıyorum. Anadolu’daki antikacılardan gramofon ve plak topluyorum. Sonra bu plakları yurttaşlarla buluşturuyorum. Gerçekleştirdiğim dinletilere konuk olan yurttaşlar, her şarkıda kendisinden bir şeyler buluyor. Çoğu kez duygulanıyor, maziyi anımsıyor, çoğu kez de mutlu oluyor. Cumhuriyet’in geçen haftalarda düzenlendiği “Cumhuriyet ve Ankara Günleri”nde gördüm ki gençler de plak dinletilerine önem veriyorlar. Bu beni hayli mutlu etti. GramofoncuAli ? Selda GÜNEYSU ğne plak üzerinde dolandıkça, gramofondan bir dönemin unutulmaz şarkılarının sesi yükseliyor. Zeki Müren “Ağla Gitar Çal Gitar”ı, “Agora Meyhanesi”ni, Safiye Ayla “Sallasana Mendilini”, “Bu Akşam Buluşalım”, “Ben Melamet Hırkasını”, Aliye Akkılıç “Yeşil Ördek Gibi”yi seslendiriyor. 1990’lı yıllardan bu yana antikacılık ile uğraşan ve o yıllardan beri plak koleksiyonu yapan Ali Olcay, namı diğer Gramofoncu Ali bugünlerde unutulmaya yüz tutmuş şarkıları yeniden yurttaşlarla buluşturmanın heyecanını yaşıyor. Bugüne değin başkentin çeşitli yerlerinde 20’nin üzerinde gramofon dinletisi gerçekleştiren Gramofoncu Ali, her bir plağın bir dönemin ruhunu yansıttığını dile getiriyor. “Benim için bu plakların toplanması değil, kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor. Çünkü bu plaklar dinlenilmediği takdirde bir amaca hizmet etmiyor. Her bir plak bir dönemi betimliyor, bir dönemin anıları bu plaklarda yaşıyor” diyor. Gramofoncu Ali ile gramofonlara olan merakını, gerçekleştirdiği gramofon dinletilerini ve gramofonların ruhunu konuştuk: Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Gramofona olan merakınız nereden geliyor? I 1974 yılında Yozgat’ta doğdum. 1985 yılında ilkokulu bitirdikten sonra Ankara’ya yerleştik. Ankara benim yaşamıma farklı ufuklar da açtı. 1990 yılında antika mobilya restorasyonu işiyle ilgilendim. Tabii söz konusu iş antikacılık olunca gramofonla da tanışmış oldum. Bir yanda dekorasyon işiyle ilgilenirken diğer yanda gramofon dinliyordum. Gramofondan dinlediğim ilk plak da ünlü halk ozanı Aşık Veysel’in “Atatürk’e Ağıt” isimli plağıydı. Plaktaki ses beni çok etkiledi. Hiç bilmediğim yerlere götürdü o ses beni düş dünyamda. Sonra ben dekorasyonculuk işinden haz almadığımı hissetmeye başladım. 1990’lı yıllardan itibaren gramofonla haşır neşir oldum. Askerlik döneminden sonra da tamamen gramofona ağırlık verdim. 45’lik plakları ve taş plakları biriktirmeye başladım. O dönemlerde de gramofon dinletileri gerçekleştiriyor muydunuz? I O dönemlerde gramofon dinletileri gerçekleştirmesem de çeşitli plakları topluyordum. Bir koleksiyon oluşturmaya çalışıyordum. Hâlâ da bu koleksiyonu oluşturmak İ ‘Dijitallerinruhuyok’ Gramofonlar bugün dijital müzik çalarlara yenik düştü. Bize biraz da gramofonun tarihinden bahseder misiniz? I Ne yazık ki öyle gerçekten. Gramofonlar, günümüzde dijital müzik çalarlara yenik düştü. Ancak ben çok hoşlanmıyorum dijital müzik çalarlarda şarkı dinlemekten. Çünkü dijitallerin ruhu yok. Oysa gramofonlar öyle değil. Her bir gramofonda, her bir plakta bir doğallık gizli. Gramofonun tarihçesine gelince, sizin de bildiğiniz gibi plaklara ilk ses kaydı 1877 yılında gerçekleşmiş. 1900’lü yılların başında da Anadolu insanı tanışmış gramofon ve plakla. Bizim 1900’lü yılların başındaki kayıtlarımıza baktığımızda daha çok Hafız Yaşar, Hafız Kemal, Hafız Arif gibi isimlerin yaygın olduğunu görürüz. Çünkü 1900’lü yılların başında Müslüman ülkelere plaklar, hafızlar aracılığıyla sevdirilmiş. O dönemin Müslüman ülkelerinde gramofonlar “şeytan icadı” olarak bilinmiş çünkü. Hatta halk o dönemde, sesi güzel olan insanların plaklara kayıtları yaptırıldığı vakit seslerini yitireceklerine inandırılmış. Avrupa ülkeleri de Müslüman ülkelere plakları sevdirmek için hafızların seslerini kaydetmişler. Tabii sonraları da Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla gibi çok önemli isimlerin ses kayıtları yapılmış. Bugün bende Zeki Müren’in ilk plağı “Muhabbet Kuşu” mevcut. Dinledikçe ürperirim. Peki gramofon ve plak fiyatları nasıl? Bu işin ticareti ile de ilgilendiğinizi söylemiştiniz... I Belli bir fiyat vermek gerçekten zor, çünkü gramofonların ve plakların fiyatları çok değişken. Kalitesine göre değişiyor gramofon fiyatları. Ben gramofon almak isteyen yurttaşlara imitasyon gramofon almalarını önermem. Çünkü imitasyonlar gerçek gramofonların yerini asla tutmaz. ‘Dükkânım PirinçHan’da’ “Cumhuriyet ve Ankara Günleri”nden önce nerelerde gramofon dinletileri gerçekleştirdiniz? I Benim dükkânım Samanpazarı’ndaki Pirinç Han’da bulunuyor. Dolayısıyla yurttaşlar bana çok kolay ulaşabiliyorlar. Ben bugüne değin farklı farklı yerlerde 20’yi aşkın dinleti gerçekleştirdim. Her bir dinletiye olan ilgi de yoğundu. En son Kale Festivali’nde başkentlilerle buluştum. Cumhuriyet de benim Kale Festivali’ndeki dinletilerimi beğenmiş. Beni etkinliklere davet etti. Çok büyük bir keyif aldım bu dinletileri gerçekleştirirken çünkü Cumhuriyet gerçekten de düzenlediği bu etkinlikle kültürsanatın destekçisi olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Bugün başkentte sizin dışınızda gramofon dinletileri gerçekleştiren başka isimler de var mı? I Maalesef çok yok. 3, 5 kişi ile sınırlı.