05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 225/24 Ekim 2008 Oyum Sanatİçin Karayalçın’a... aha adaylıklar kesinleşmedi ama ben erkenden açıklıyorum: Sanat için oyum Murat Karayalçın’a... Doğalgaz, metro, ulaşım, su, temizlik gibi konulardan söz edecek değilim. Öncelikli alanım sanat olduğu için, konuya bu yönden bakarak, oyumun rengini açıklıyorum. Neden Karayalçın? Çünkü, SCAMV’nın düzenlediği Uluslararası Ankara Müzik Festivali’ne destek veren bir belediye başkanı istiyorum. Çünkü ÇAĞSAV’ın düzenlediği Ankara Sanat Buluşması’na destek veren bir belediye başkanı istiyorum. Çünkü, Ankara’nın tarihi, kültürüne gerçek ve bilimsel anlamda yaklaşan Ankara Enstitüsü Vakfı, Ankaralılar Vakfı, VEKAM gibi sivil toplum ve gönüllü kuruluşlarla işbirliği içinde bir belediye başkanı istiyorum. Çünkü, kendini sadece “geleneksel” ve “popüler” kavramlarıyla sıMurat nırlamayan, “çağdaş” ve “düzeyli” Karayalçın sanatlara da destek veren, ilgi gösteren bir belediye başkanı istiyorum. Çünkü, geçmişte olduğu gibi çağdaş bestecilerimize yapıt ısmarlayan, bunların seslendirilmesi için çaba gösteren bir belediye başkanı istiyorum. Çünkü, kenti “kitch” çaydanlıklarla değil, gerçek çağdaş sanat yapıtlarıyla bezeyecek bir belediye başkanı istiyorum. Çünkü, müze, opera gibi sanat yapılarını çeşitli bahanelerle engellemeye çalışan değil, gerçekleştirilmesi için gerekli kolaylığı gösteren bir belediye başkanı istiyorum. Kısacası “sanatın içine tükürmeyen” bir belediye başkanı istiyorum. Oyum da, bu nedenle, adaylığı kesinleş D Yansımalar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com Elif Ece ve Berfin Aksu tikten sonra Karayalçın’a olacak. Umarım kimse bu adaylık meselesinde “taş” koymaz! Alman kültür esintileri Adına “Türkiye’de Alman Kültür Esintileri” demişler ama bana sorarsanız esinti değil, haylice bir rüzgâr. Çünkü müzikten mimarlığa, tarihten plastik sanatlara pek çok unsuru, sadece Ankara değil, Eskişehir, İzmir, İstanbul, Mersin, Van gibi kentlerimizi de içeren bir kültürelsanatsal sağanak bu... Türkiye’nin Frankfurt Kitap Fuarı’nda bu yılki Onur Konuğu konumunu, Almanlar burada karşılıksız bırakmadılar. Göethe Enstitüsü Müdiresi Bayan Hageman ve ekibinin nasıl özveriyle çalıştığına yakından tanığım. ÇAĞSAV ve Çankaya Belediyesi’nin işbirliğiyle düzenlenen mimarressameğitimci Hans Pöelzig’le (18691936) ilgili sergi önemli bir çalışma ve bir dünya prömiyeri. İlk kez Ankara’da günyüzüne çıkıyor. Pöelzig, ömrü vefa etmediği için Nazi baskısından kaçıp Türkiye’ye gelemeyen bir mimar, onun yerine Bruno Taut gelmiş. Ama Pöelzig şayet Akademi’ye hoca olarak gelebilseydi ülkemizde önemli yapıtlar bırakacağı muhakkaktı. Sergide eskiz ve tasarımları çok etkileyici. Ama açılışta pek az mimar ve mimarlık öğrencisi görebildim. Mimarlıkla, kültür tarihiyle ilgilenen tüm öğrenci ve öğretim üyelerinin, herkesin görmesini salık veririm. Bu sergi 4 Kasım’a kadar açık, 14 Kasım’dan sonra da Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde yer alacak. yılların modasını, günümüzün ritmiyle yansıtması yönüyle hayli başarılıydı. Bu deneme tıpkı öteki sanat dallarında olduğu gibi, geleneksel ile çağdaşın bir arada, birbirine yaslanarak var olabileceği tezimizi güçlendiren yeni bir örnek oluşturdu. Filmin adına nazire, M.C.Özer’den istiridyeye karıştırılan elektroakustik bir işitsel sos bu. 21. yüzyılın müzik yaklaşımındaki cesur denemelere giriştiği için Mehmet Can Özer’i kutluyorum. Gülder Turalı’dan 2 Bilkentlinin başarısı Bu arada Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın başarıyla düzenlediği III. Gülden Turalı Keman Yarışması’nın finalini izledim. Küçükler kategorisinde, Bilkent Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu’ndan Berfin Aksu (d.1998) birinciliği, okuldaşı Elif Ece Cansever de ikinciliği elde etti. Kemanı eline aldığı günden bu yana izlediğim 10 yaşındaki Berfin, Türk bestecisi özel ödülünün de sahibi oldu. Berfin’in bu birincilik sayesinde artık, fiziken biraz daha büyüyüp güçlendiğinde çalacağı tam boy bir el yapımı kemanı da var. Küçüklerimizi kutluyorum, nasıl sevindiklerini yandaki fotoğraf karesinde göreceksiniz. Berfin’in hocası Muhammedcan Turdiyev ile Elif’in hocası Rasim Bağırov’u da kutluyorum. Yarışmadaki tüm dereceleri ve fotoğrafları www.kahramankaptan.com adresindeki sitemde bulabilirsiniz. MCÖ sessiz filmi müziklerken İstiridye prensese elektroakustik sos Almanlar sadece kendi sanat ve kültürlerini taşımakla kalmadılar, Türk sanatçıları da sipariş başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle çalışmalara ortak ettiler. Bunlardan biri, 20. yüzyıl başlarının efsane komedi yönetmeni Ernst Lubitsch’in “İstiridye Prenses” adlı, 1919 tarihli “sessiz film”in müziğinin genç bestecimiz Mehmet Can Özer’e ısmarlanmasıydı. Gelenek, “sessiz film”lere canlı piyano eşliğidir. Mehmet Can Özer, bunu giderek uzmanlaştığı elektroakustik doğaçlama yöntemiyle gerçekleştirdi. Filmin akışı içinde kimi yerlerde elektroakustik efektler yaratarak etkiyi güçlendirdi. Özellikle dans sahnesindeki müzik, 1900’lü Büyükelçi Dr. Cuntz ve Göethe Müdiresi Bayan Hageman, Pölzig sergisi açılışında 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle