Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 2021 3 Meraklı çocuklar için bir rehber: Aşı ÇUVALDIZ Neden anlattım ben bu hikâyeyi size? ‘Virüs bizden O güzel korksun’ şı konusu, uzun süredir gündemimizin başköşesinde. Çocuklar da büyükler Agibi aşı konusunda farklı duyguAşı bizi hastalıklardan nasıl korur? Bağışıklık lar içinde. Kimisi korkuyor, kimisistemimiz atları yediler... ELÇİN POYRAZLAR elcpoy@gmail.com N e diyordum abicim? Hah! Benimkinin adı Sarı Esra’ydı. Güzel mi güzel, kısrak mı kısrak. Yani yanından geçen kafasını döndürüp bir daha bakıyor. Öyle güzel... Onu daha bebekken görmüştüm, anasının karnından çıkışını, birkaç saat sonra titrek ba“Bileğim, bileğim çok acıyor” dedi incecik sesiyle. Yaklaştım, bileğine baktım. “Şimdi” dedim ona en sakin sesimle. “Sizi kucağıma alacağım, köye indireceğim ve doktoru bulacağız” dedim. Başıyla “tamam” dedi. Tuttum kaldırdım. Hafif mi hafif, tüy gibi. Sarı’ya yaklaştık. Sarı’yı görünce merakla sordu. “Sizin atınız mı?” “Evet” dedim gururla, biraz yalan söylemekten utanarak. “Adı Sarı.” si merak ediyor, kimisi “Aşı nedir?”, “Neden yapılmalıdır?” sorularının cevaplarını çok net biçimde öğrenmek istiyor. nasıl çalışır? Hangi hastalıklar caklarının üstünde yükselişini, o kapkara gözleriyle bana bakışını...Yakışıklı hayvanlar atlar, dedem öyle derdi. Bakımını ben üstlendim. Sahipleri iyi insanVARDIK KÖY MEYDANINA Kızı önüme oturttum, dizginleri hafifçe çevirdim ve yavaş yavaş yürüdük üçümüz. “Çok güzel Aşılara olan güveni artırmanın, aşı tedirginREHBER ODASI liğini aşmanın, ancak için aşılarımız var? İlk aşı ne zaman lardı. O zaman iyi insanların sayısı fazlaydı sanki ya da iyiliklerini daha çok gösterirlerdi. Yelelerinde sarı ışıklı teller var diye hemen Sarı adını koydum ona. hayvan” dedi kız. Ağlaması dinmişti. Bal rengi saçlarından, deniz ve sabun kokusu geldi burnuma. Benimle akran olduğunu düşündüm. Güneşin ağaçların arasından ensemizi yalamaerişilebilir bilimsel bilgiyle mümbulundu? Bu soruları Oyuncu, hareketli, nazlı bir şey ki görme. Ben de delikanlıyım o zamanlar, seviyorum güzel şeyleri. Hadi şerefe abicim. sı, çalılardan gelen çıtırtılar, martı çığlıkları, bir gemi düdüğü, o kızın hemen ötemdeki incecik bedekün olabileceğinden hareketle “Meçocuklar da merak eder Sağlığına. Ama anlatacaklarım pek sağlıklı değil yani nasıl desem ruh sağlığımızı zeni... O kısacık zaman dilimine sıkışan her şey ruhumu gasp etti. Ne ruraklı Çocukve yanıtları deleyecek cinsten. Oh ne hu, bugün hâlâ hücFİGEN ATALAY lar İçin Aşı Rehberi” hazırlandı. bilmek ister... iyi geldi bu yudum. Nerede kalmıştık? Hah! Benim Sarı büyürelerimde. Neyse vardık köy meydanına. İtalya’da yor, büyüdükçe güçleBaktım bir telaş. PLEIADI niyor. Kestane gövdesi Sonra bizi gördüadlı bir kurum tarafından hazırlagüneşte kızıla çalıyor. ler. Bir dağ masanan, İtalyan Çocuk Müzeleri Biradada Sarı’nın üstünde lından fırlamış iki liği tarafından onaylanan kitabın Türkçe çevirisi, İnformel EğiÇOCUKLAR tırıs tırıs gezerken herkese parmak ısırtıyoruz. kişi ve bir at. Arkamızda güneş. Uzaktimçocukistanbul tarafından yaBİLMELİ O kadar güzel yani. ta orta yaşlı bir kadın pıldı ve çevirinin bilimsel editörendişeyle bizi gösterdi lüğünü de Prof. Dr. Uygar Tazebay üstlendi. A nnebabalar, çocuklarıATIMIN ADI SARI’YDI Bir gün yine öyle gezdiğimiz yanındakilere. Kıza benzeyen iki sarışın adam yakSORULARA YANIT VAR “Aşı bizi hastalıklardan nasıl korur? Bağışıklık sitemimiz nasıl çalışır? Hangi hastalıklar için aşılarımız var? İlk aşı ne zaman bulundu? Virüs/antikor gibi soyut kelimeler ne anlama geliyor?” gibi soruların cevapları bulunan bu kitapçık, İstanbul Kent Konseyi işbirliği ile çocuklarla buluşturuluyor. İnternetten ulaşılabilen kitapçık, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin dağıtım kanalları üzerinden basılı olarak da İstanbullu çocuklara ulaştırılıyor. Kitapçığın tanıtım toplantısına katılan çocuklar, aşıyla ilgili akıllarına takılanları biliminsanlarına sordu, kendi düşüncelerini söyledi. Yiğit Ömer Ay, daha önce aşı olmaya giderken “aşı bizden korksun” dediğini hatırlatarak “Şimdi virüs bizden korksun diyorum” dedi. GÜVEN YÜZDE 84 İnformel Eğitimçocukistanbul, 315 yaş grubu çocuğu olan ailelerle “Aileler Aşı Konusunda Ne Düşünüyor?” başlıklı bir anket çalışması yaptı. Anket sonuçları şöyle: u “Bilime güveniyor musunuz?” sorusuna ailelerin yüzde 84’ü evet yanıtını vermiş. Yüzde 13’ü emin değil, yüzde 3’ü ise güvenmiyor. u “Okullar daha donanımlı olmalı mı?” sorusuna ailelerin verdiği “evet” yanıtının oranı yüzde 89. u Ailelerin yüzde 64’ü aşı konusunda bilgi sahibi. u Aşı konusunda çocukların yüzde 48’i merak içinde, yüzde 28’i ilgisiz, yüzde 24’ü korkuyor. u Çocukların yüzde 58’i aşının ne olduğunu biliyor , yüzde 31’i “biraz” biliyor, yüzde 11’i ise bilmiyor. u Çocukların yüzde 64’ü aşı ile ilgili soru soruyor . nın aşı konusunda şunları bilmesi gerektiğini düşünüyor: u Aşının nasıl etki ettiği, vücuda ne verildiği basit, anlaşılır ve bilimsel bir dille anlatılmalı. u Aşının tedavi edici değil, koruyucu olduğu bilinmeli. u Yetişkinler için bile karmaşık olan bilgilerin çocuklara aktarılması zor ama gerekli. u Korkunun giderilmesi için aşının ne işe yaradığı anlatılmalı. u Bazı zor terimlerin ne demek olduğu açıklanmalı. u Okullar bu konuda daha bilgilendirici olmalı. günlerden biri, öğleden sonranın yorgun saatleri. Güneş adayı kucağına almış gibi sıcak bir gün. Canım sıkıldı, aldım Sarı’yı düştüm yollara. Orman yolunda çam ağaçlarının altında yavaş yavaş yürüyoruz. Arada kişniyor Sarı, ben yanağını okşuyorum. Çam kokusu, kuş cıvıltısı, topraktan gelen böcek sesi. Değme keyfime. O anda bir sesle irkildim. Sarı da dikkat kesildi. Bir ağlama sesi gibi. Dizginleri hafifçe çektim, durduk, dinliyoruz. Bir ses yok. Tam topuğumu sıkacağım yine bir ses. Evet biri ağlıyor. Bir kadın. Sesin geldiği yöne çevirdim Sarı’yı, rahvan ilerledik. Ormanın iç kısmında beyaz elbiseli birini görünce durdum. Yere çökmüş ufak tefek bir hanım. İndim hemen Sarı’dan. Bağlamama gerek yok abicim. Hiç kaçmaz benim Sarı. Öyle sadık yani. Gittim yanına. Genç bir kız bileğini tutup ağlıyor. Birkaç metreden bile anladım kırık olduğunu. Anlarım abicim, kırık çok gördüm ben. Neyse “Hanımefendi korkmayın, izin verin size yardım edeyim” dedim. Kız korkulu gözlerini bana çevirdi. Dünyalar güzeli. Bal rengi saçları beline iniyor, gözleri sarıyeşil. Orman perisi gibi. laştı ve “Seni çok merak ettik. Nerelerdesin?” diye çıkıştılar ona. Kız o anda koluma dokundu ve gözlerimin ta içine bakarak “Adım Esra, minnettarım” dedi. O kadar. Sonra adamların kucağında sağlık ocağının kapısında kayboldu. Onu bir daha hiç görmedim. Kim olduğunu da öğrenemedim. Adalı olsaydı bilirdim zaten. Bana söylediği tek cümle günlerce kafamda döndü. Sarı’ya Esra demeye o zaman karar verdim. O kızın hatırasını bana hep yaşatsın diye. AL BAK HABERLERE BAK Neden anlattım bunları sana abicim? Yaralandım da ondan. Sahipleri ölünce oğulları Sarı Esra’mı faytonculara sattı abicim. Kırbaçla sınadılar her gün onu. Kaç kavgaya girdim ama nafile. Gitmişti elimden hayvan. Yıllarca eziyet gördü o atlar. Çek babam çek, hastaysan da çek açlıktan ölecek olsan da. Sonra birileri kurtardı onları. Çocuk gibi sevindim abicim. Sarı Esra’ma kavuşmuşum gibi sevindim. Ama al bak abicim. Haberlere bak. Kurtarılan atlar ortada yok abicim. Kesilip sucuk yapıldığı söyleniyor. O güzel atları yediler abicim... Deney mağdurlarına yuva olabilirsiniz veya “Not tested on animals” ibareli ürünleri tercih ederek, bu kanlı sektöre Güzelliğiniz can suyu vermekten kaçınabilirsiniz. ZULU ŞIMDI GÜVENDE Önce tıp fakültesinde kollarını kırdılar, ardından veterinerlik fakültesineziyet etmesin de tez çalışması adı altında kulaklarını kestiler... Adı Zulu, Aydın’da üç arkadaş tarafından dört yıl önce kurtarılPATİ GÜNLÜKLERİ Human Society International isimli hayvan kurtarma örgütünün Save Ralph (Ralph’i Kurtar) isimli animasyon filmi çok ses getirdi. Farkındalık sağlamak amacıyla ortaya dı. Artık laboratuvar hayatından uzakta, huzurlu ve güvende. Sizin de bir deney hayvanına yuvanızı açıp onun yaralarını sarmanız mümkün. Deneye Hayır Derneği’nin LATTE (Laboratuvarlardaki Tüm Türler Evlere) projesi tam da bunun için. Bugüne dek, ginepig, konan bu kısa film, gündem oldu, sosyal tavşan, fare, pek çok hayvana yuva buldumedyada on binlerce kişi tarafından lar. Laboratuvar hayvanlarının aile yanına paylaşıldı. Save Ralph, kozyuvalandırılmasının 2011’den bemetik sektöründe denek ri yasal bir altyapısı da var. olarak kullanılan bir Ancak klasik bir Türkiye DEN IZ YAVAŞOĞULLARI tavşanın hikâyesini gözler önüne seriyor. Animasyon, tutumu olarak yeterince bilinmiyor ve uygulanmıyor. Şimcdenizy@gmail.com Ralph’in yaşadığı sömürü ve zulmü di bir de Covid19 bahanesiyle laboonun gözünden ratuvarlardan hayLaboratuvar aktarıyor, pırıltılı kozmetik sektörüvan çıkarmıyorlarmış. Gelişmeler için hayvanlarına nün arkasında yatan, “LATTE ve dostları” dikkat çekmeyi amaçlayan karanlık gerçeği gözler önüne seriyor. adlı Twitter hesabını takip edebilirsiniz. Aksaray Üniversitesi’nden Prof. Save Ralph adlı animasyon ZULME ORTAK OLMA Save Ralph filmi çok iyi bir iş başararak “cruelty free” (zulümsüz) kavramını Dr Mustafa Cemal Darılmaz, 2012 yılından beri veterinerlik fakültesinde deney hayvanı yerine bilgisayardan simülasyon progçok ses getirdi. da daha görünür, tartışılır kıldı. Ne yazık ramları kullandıklarını belirtti. “En önemli Film, kozmetik sektörünün ki birbirinden farklı çoğu marka, aynı büyük küresel şirketlerin himayesinde. İçlerinde yok, yok. amaç, canlıları korumaktır. Onları bir laboratuvar materyali olarak görmememiz gerekiyor” diyen Darılmaz’a kendi adıma tesahne arkasında yaşanan vahşete ışık tutuyor... En bilinen, en kolay ulaşılabilen, pahalı, ucuz çoğu kozmetik markası (diş macunları, deodorantlar, şampuanlar dahil) bu zulmün bir parçası. Listeyi yazmaya şekkür ederim. Veterinerlik fakültelerinin, tez için kulak kesen değil, hayvan yaşamını kutsal gören, etik hekimler yetiştirmeyi gaye edinmelekalksam, yer yetmez. Yine de bu zulme ri temennimiz. ortak olmamak mümkün. “Cruelty free” İyi pazarlar...