02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Kaçırmayın EMRAH KOLUKISA u Ulusoy’dan Kâğıt Hayatlar Ç ağatay Ulusoy’un Netflix filmi “Kâğıttan Hayatlar” 12 Mart’ta gösterimde. Ulusoy’un kâğıt toplayacısı olduğu film hasta, fedakâr genç Mehmet’in üvey baba zulmünden kaçan bir çocukla yolunun kesişmesini anlatıyor. Mehmet Uygun Kodeksi Bozlu Sanat Yayınları, Mehmet Uygun’un yaşamı ve sanatının detaylı bir şekilde ele alındığı “Mehmet Uygun: Yeryüzü Zevkleri Bahçesi” isimli kitap ile eşzamanlı olarak yayımladığı Mehmet Uygun Kodeksi’nde her sayfada sanatçının imzası ve “Yeryüzü Zevkleri Bahçesi” isimli resim serisinin tamamı var. @artibir Instagram hesabı üzerinden yayınlanan ve çok sevilen isimleri evlerimize konuk eden konser serisi “+1 FEST” bu hafta iki konserle devam ediyor. u Melek Mosso ve Pentagram +1 FEST ile evlerde 12 Mart gecesi sevilen şarkıcı Melek Mosso’nun konserini, 13 Mart gecesi ise heavy metal müziğin köklü gruplarından Pentagram’ın konserini izleyebilirsiniz. u ‘Ah Gözel İstanbul’ Z eynep Dadak’ın yazıp yönettiği “Ah Gözel İstanbul” adlı belgesel MUBİ’de izleyiciyle buluştu. İstanbul doğumlu Ermeni entelektüel Eremya Çelebi Kömürciyan’ın 17. yüzyılda yazdığı İstanbul seyahatnamesinden esinlenen film yılın dikkat çeken belgesellerinden biri şüphesiz. u Nick Cave ve Warren Yılın güzel sürprizlerinden biri Nick Cave ve Warren Ellis ikilisinden geldi. Pandemi sırasında Ellis ve Cave ilk kez kendi şarkıları için stüdyoya kapandılar. 8 parçanın yer aldığı Carnage, Ellis’in deyişiyle, yoğun bir yaratıcılığın hızlandırılmış ürünü. u Cahit Sıtkı Tarancı şiirleri T ürk edebiyatının önemli isimlerinden Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirleri, 8 Mart’ta İş Sanat’ın YouTube kanalında. “Düşten Güzel” başlıklı dinletide, Tilbe Saran, Metin Belgin, Bülent Emin Yarar ve Hakan Gerçek şiirleri, Şevval Sam ise şarkıları seslendirecek. 7 MART 2021 Anadolu Medeniyetleri Müzesi 100 yaşında 180 bin tarihsel parça depoda ÖZGEN ACAR W A nkara – Başkent’te, kalenin eteğindeki müzenin kapısına asılı levhada, Hitit Kralı IV. Tuthalia’nın (İÖ 12501220) mührü yer alır. Ayrıca 3A 3B “Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1921” yazılıdır. Ancak o levhanın ardında olağanüstü bir uygarlık öyküsü gizlidir! Yunan ordusu, Ege’den İç Anadolu’da, Ankara’ya doğru ilerleyişini sürdürmekte ve henüz bir yılını dolduran BMM’nin başkentine 7080 km yaklaşmıştır. 1921’de, Polatlı yakınında konuşlanan Yunan ordusunun top sesleri, Ankara’da kaygı yaratmaktadır! Her an düşmanın eline geçmesi olası başkent Ankara’yı, Kırşehir’e taşımak amacıyla vekâletlerde (bakanlıklar) sandıklanan dosyalar kağnılara, katırlara yüklenmektedir. Kurulalı henüz 15 ay olan Büyük Millet Meclisi’nin (BMM), 23 1A Temmuz 1921’deki gizli oturumunda yaptığı “Başkent Ankara’nın Kayseri’ye taşınması” önerisi sonraki oturumlarda kabul edilir. Milli Mücadele’nin başarısızlığı konusunda çeşitli söylenceler yaygınlaşmaktadır. Düşman ordusunun başkenti ele geçirmesi, artık gün sorunudur. O günleri ozan Ceyhun Atuf Kansu “Kaman yollarında kağnılar... Ankara dayanacakKemal’in, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin kuruluşuna yol açacak bu yönergesi, ulusal savaşı başaracağından ne kadar emin olduğunu gösteren, günümüzden dikkatlerden kaçan önemli bir kanıttır! Öyle bir kanıt ki “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O da bütün vatandır” derken, vatanın vatan olması için tarihsel, kültürel, dinsel mirasının korunması gerektiğini de ortaya koyan bir inanç... tı...” şiirinde şöyle anlatır: “Gecelerde bir kuştur kağnılar / Kayalara vurup yankıları / Kağnılar Kırşehir’e doğru / Taşıyorlardı Ankara’yı / Dersim bulutlarından Aksakal / Diyap Ağa dikildi kürsüde: / ‘Biz’, dedi, ‘burada kalacağız / Sonuna dek dayanacağız...’ / Ankara dayanıyordu / Ankara dayanacaktı. / Sivrilmiş dört namlu gölgesi /Düşmüştü Meclis önünde, Ankara toprağına / Güneş yanığı ovasından halkın / Çıkıp gelmiştir son askerler / Düşmüş önde bando, davul vuruyor yürüdükçe / Boz urba askerler yürüdükçe /Bakıyor halk Ankara, gözlerinde bir durgun su, / Geçiyor halk ordusu... / Düşen bir and gölFATIH DÖNEMI İlk Müdür Mübarek Galip Bey, bir “müzeyi” değil, “müzekonducuk!” yapmaya, Ankara Kalesi’nin Akkale adlı burcunda oluşturmaya, Agustus Tapınağı ile Roma Hamamı’ndan topladığı yapıtlarla başlar. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra Anadolu’nun çeşitli yörelerinden de tarihsel yapıtlar gelmeye başlayınca, ilk aşamada Eti (Hitit) Müzesi’nin kurulmasına karar verilir. Sonraki “Hars Müdürü” Hamit Zübeyr Koşay, Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı) Saffet Arıkan’a 1881’de yangın geçirmiş, yıgesidir namlulardan toprağa / Ankara dayanacaktı / Başkentidir ilk Anadolu Cumhuriyeti’nin...” 6B Yazar Nezihe Araz, o günlerin Ankara’sındaki yaşam koşullarını babasına dayanarak şöyle aktarır: “Ankara unutulmuş bir şehir. Uygarlığın hemen hemen hiçbir nimetinden yararlanamıyor. Işığı yok. Suyu yok. Toz fırtınalarıyla cebelleşiyor. (...) Bütünüyle ağaçsız. Toprak kıraç ve çorak. Tehlikeli bir sıtma bölgesi. Kısası küskün, terk edilmiş, sönük bir bozkır kasabası işte. (...) Aydınlanma, mumdan başlayarak 5814 numaralı gaz lambaları ile veya karpitle sağlanıyormuş. Isınma ise tandır, mangal ya da kürsü denilen oda sobaları aracılığı ile yapılıyor. (...) Su tesisatı olmadığı için evlerde kuyu suyu kullanılıyor. Kuyusuz evler ise mahalle çeşmesinden eve su taşıyarak musluklu küpleri, tenekeleri dolduruyorlar. (...) Banyolar yetersiz, herkes hamamlara gidiyor. (...) Toplu taşımacılık yok. Vali, defterdar, jandarma komutanı gibi üst düzey yöneticileri dışında hiç kimsenin telefonu yok...” kık dökük “Mahmut Paşa Bedesteni” ile “Kurşunlu Hanı’nın” onarılarak müzeye dönüştürülmesini önerir. (Görsel 3AB) Daha sonra Yunan Ordusu Ege Denizi’ne kadar püskürtülecek, başkentin taşınmasına gerek HARS MÜDÜRLÜĞÜ... kalmayacak, Kültür Müdürlüğü kadrosu zamanla genişleyecek, tarihsel, kültürel, Bir yandan düşman topçusu, öte yanda dinsel miras bir yerde toplanacaktır. Bu iki yoksulluk koşulları altında BMM’nin Başkaeski yapının, gerçekte Fatih Sultan Mehmet nı Mustafa Kemal, Maarif Vekâleti’ne (Milzamanında yapılmış bir “kervansaray” ile li Eğitim Bakanlığına) bir yönerge gönbir “han” olduğunu, yerli yabancı tücdererek, “Hars (kültür) Müdürlüğü kucarların burada kalıp “som (tiftik keçirulmasını” ister! Yönerge, Çankaya’da si yünü)” ticaretini o binalarda yaptıkAta’nın çevresindekiler ile bakanlıkta larını da anımsayalım! Artık başkentte şaşkınlık yaratır! Başkent boşaltırken, bunları bir çatı altında toplayan bir mü“kültür müdürlüğünün” kurularak Ankazeye gereksinim duyulmaya başlanır. 15. ra ve çevresinde “asarı atika (eski yapıtyüzyıldan kalma “Mahmut Paşa Bedestelar)” toplanıp “bir müze kurulmasının” neni” ile “Kurşunlu Han” onarılır ve “Anadolu denini hiç kimse anlayamaz! Olacak iş miy 6E Medeniyetleri Müzesi” dünyanın sayılı müzedi bu? Bir yandan kent boşaltılıyor, öte yanlerinden biri olarak uygarlık sahnesinde yerini alır, dan da her ne demekse “müze” kuruluyordu? Ama Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra emir emirdir, emir en yüksek yerdendi... Bakanlı Anadolu’nun çeşitli yörelerinden, bu arada ğın topu topu 17 memuru vardı. 4 memur ile “kül Atatürk’ün emriyle Çorum Alacahöyük’te baştür müdürlüğü” kurulur! Öteki bakanlıklarda göç layan ilk Türk arkeoloji kazısından Hatti ve Hiiçin sandıklama işi sürerken, 4 memur Ankara’da, tit yapıtları da geldi. 1939’da araya giren dünbaşkent ve yakın çevresinin tarihsel, kültür, dinsel ya savaşının ekonomik koşulları, sonraki “devlet mirasını, TürkMüslümangâvur ayırımı gözetmeden toplamaya başlar! SATHI MÜDAFAA! Ama Atatürk ileri görüşüyle her şeyin bilincindeydi... Savaşı kazanacağına kesinlikle emindi... Bir ülkeyi tam olarak sahiplenmek için yalnızca onun sınırlarını güvenliğe, ulusunu özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşturmak değil; “ülkenin kültürel, tarihsel ve dinsel mirasına da sahip çıkmak gerektiğinin” bilincindeydi! Atatürk, Cumhuriyet’i kurduktan sonra “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür, Cumhuriyet, zengin Türk milli kültürünün üzerine kurul6D muştur...” diyerek Türk kültürüne verdiği önemi bir kere daha belirtmiş, müzeleri Türk kültürü6F nün maddi varlıklarının korunduğu ve sergilendiği yerler olarak saymıştır. “Dersim bulutlarından Aksakal Diyap Ağa” yalnız değildi “Biz, burada kalacağız. Sonuna dek dayanacağız...” derken. Mustafa 4A yöneticilerinin ihmalleriyle” onarımının tamamlanması 1968’e kadar sürdü. Bu arada yalnız orta alanın 1940’ta bitirilmesi ile Alman Arkeolog H. G. Guterbock başkanlığındaki heyet buluntuları yerleştirmeye başladı. 1943’te ziyarete açıldı. “Kurşunlu Hanı” araştırma, kütüphane, konferans salonu, laboratuvar olarak; “Mahmut Paşa Bedesteni” de sergi alanı olarak kullanılıyor. 15 MILYON YIL ÖNCESI... Bu bölümün onarım tasarımını Y. Mimar Macit Kural, ihale sonrası onarımını ise Y. Mimar Zühtü Başar yapmıştır. 1948’de, Müze İdaresi, Akkale’yi depo olarak bırakıp “Kurşunlu Hanı’nın” onarımı tamamlanan dört odasına yerleşmiştir. Kubbeli alanın çevresindeki arastanın onarımı ve sergileme tasarımlarını Y. Mimar İhsan Kıygı hazırlamış ve uygulamıştır. 5 dükkân özgün durumda bırakılıp aralarındaki bölmeler kaldırılmış ve sergileme için geniş bir çevre koridoru elde edilmiştir. Müze yapısı 1968’de, son biçimini almıştır. Bugün yönetim binası olarak kullanılan “Kurşunlu Han’da” araştırmacı odaları, kütüphane, konferans salonu, laboratuvar ve işlikler yer almakta, “Mahmut Paşa Bedesteni” ise sergileme salonu olarak düzenlenmiştir. Alt kattaki Ankara bölümünde, 15 milyon yıl önce Ankara Kazan’da yaşamış fil, gergedan, dev kaplumbağa, Evren ilçesinden 10 milyon yıllık zürafa kemikleri sergileniyor. “Ankara Pithecus” adlı maymunun kafatası ile de tanışıp Char6C les Darvin’den yakıştırmayla, şu ana kadar bilinen “ilk Ankaralı hemşerimiz” diyebiliriz! AVRUPA’DA YILIN MÜZESİ Adı, Eti (Hitit)’den, “Anadolu Medeniyetleri Müzesi ” olarak değiştirildi. (Görsel 4A) Çünkü müze, tüm Anadolu uygarlıklarını kapsar olmuştu. 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde 68 müze arasında birinci seçilerek “Avrupa’da Yılın Müzesi” unvanını elde etmiştir. Ne var ki müzenin, “güvenlik bağlantılı” telefonlarının faturaları, son yıllarda ödenmediği için telefonları bile kesildi! Bu müzenin “çatısı aktığı” için görkemli yapıtların bulunduğu salonlara plastik kova ve leğenler konularak yabancı turistlerin ziyaretlerine de sunuldu! Müzenin turist otobüsleri ile ziyaretçilerin araçları için park alanı yoktur. Bereket, 1012 yıl önce, hiç olmazsa tuvaletleri elden geçirildi. Müzenin deposunda, çoğu çerçöp niteliğinde, yaklaşık 180 bin kadar tarihsel parçanın olduğu biliniyor ve bunlar da bilimsel araştırma yapacakları bekliyor. Müzede ancak 78 bini sergilenebiliyor. Bu yapıtlardan örnekler verelim: Çatalhöyük ana tanrıça, Hitit güneş kursu, Malatya Aslantepe tanrı (kireçten), Hitit içki kapları, Çankırı Hitit İnandık vazosu, Hitit kralı tanrılara kurban sunuyor (Görsel 6BCDEF)... Bugüne değin gezmediyseniz, en azından sıradan gibi görünen levhasının önünde saygı duruşunda bulunmak için gidiniz. Çoluk çocuğunuza da levhanın özel öyküsünü anlatınız...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle