29 Eylül 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 ? Teraziye yalanı ve hakikati koyalım mı ELÇİN Poyrazlar [email protected] Kışsa yanınızdan kürklü kadınlar yürür. Genç, yaşlı, karışık. Kürk biraz statü sembolüdür. 17 OCAK 2021 Adorno 1 İ nsanın “iz” bırakma isteğine hak veririz, ölümlü ve bilinç sahibi bi4 K imse kendini bilemez, bunu umabilir, arayabilir, ama sonurinin tümden “hiç” olmak cunu görmeye yetecek kakaygısıyla, aklını kaçırmamak için, dar bilgeliğe ulaşmak mümkün devar olduğuna dair kanıt ortaya koyma ğildir. Kaldı ki; neyin bilgisini araçabası anlaşılır. Bunun tersi de ay dığını da “bilmek” olası değildir çok nı anlama gelir. Dünyadan şu ya da zaman. Evren gizinin kaçta kaçına bu biçimde geçmiş olmanın, bir za tanık olabilir insan? Sanat yapıtı bu man sonra kimse için değer taşıma arayışın sonucudur, direniştir, çareyacağını bilen kişi, buna uygun dav sizliğin estetik halidir. “Güzel” anranır. Bir başına olmak meydan oku lamına gelmez bu elbette; katlanılır maktır, hakkında herhangi bir anlam bir yaşam sürmeye dair kanıt olmalı “iz” bırakmamak bunun kanıtıdır. sı onu çekici kılar. Yaratıcı insan bir Adresiniz olması, adınız soyadı zaman sonra kaybolacaktır, peşinde nız, çeşitli belgelere kayıtlı varlığı koşanın uçuruma vardığını fark etnıza dair işaretler bir şey ifade et mesi pek de rastlanan durum değilmez. “İz” bırakmak demek, çok dir. Genellikle yuvarlanırken boşluğa daha fazlasıdır. Adorno: “Her sanat yüzünde aptalca tebessüm görünür! yapıtı işlenmemiş suçtur” diyor. Görünerek ya da saklanarak bu suçu işleyebilir kişi. “İz” bir zaman sonra söylen halini alır, sonsuz yaşama mahkumiyet anlamına gelir, kişinin kendini kayda geçirmek istememesi yerinde bir karardır. Bazen, yaşamın esrime yaratan yanılgısı karşısında heveslenerek yapıt verme telaşına kapılan biri, tüm yaratısını kendi elleriyle yerle bir etmek ister. Bu çağda bunu başarmanın mümkün olmayacağını bilmek kaygı ve acı verir. Genç Pessoa haklıdır: “Yaşam, tadını çıkarmayı bilmek gereken bir kötülüktür” derken. 5 Yine genç Pessoa ile tartışalım: “Yapılacak en büyük yolculuk, kıtanın etrafını gemiyle dolaşıp aynı yere geri dönmeyi amaçlayandır” diyor. “Yolculuk” kullanışlı sözcük, sıkça çıkar karşımıza. Yaşamın “yolculuk” olduğu söylenir; şu halde, kendi irademizle çıkmadığımız bir yolculuğu sürdürmenin anlamı nedir? Dahası, sonucunda nereye varacağımızı, ereğimizin ne olduğunu da bilmeden, niçin sürdürelim bu yolu? Yol tükenince Tanrı ile kucaklaşacağımız vaadi yersizdir. Tanrı hakkın2 Düşünmek bir başına yaENVER AYSEVER da bildiklerimiz onun söyledikleri kadardır, inanmamız için sundupılmak zorundadır. Şu halde KURŞUNKALEM ğu kanıtların pek ikna edici olmadığı da orAdorno’ya hak vermemek mümkün detadadır. Şu halde, söz Teraziyi ortaya konusu olan yolculuğa ğildir, der ki: “Bir kalemle bir silgi, bir tabur asistandan daha çıkaralım, kefelere “yalan” dair karar zamanı gelmiştir. Herakleitos yerinden kımıldamazdı, yararlıdır düşünceye.” ve “hakikat” Kant ömrünü küçük Yazmak ve gerekirse onu silmek güç kararlardır, buna kimse yardım edemez. Çoğu zaman neden o sözcüğün konduğu veya çıkarıldığı konukoyalım tartalım; hiç kimsenin, kendine kefil olamadığı bir kasabada geçirdi. 6 Yaşarken, bu tuhaf yolculuğa devam etmek için yapıt veririz. Telaşımız “iz” bıraksunda tartışmak ge“yolculuğu” mak içindir; bir zaman rekecektir. Okur silinen hakkında fikir sahibi değildir, dolayıtartışabiliriz artık! sonra, o yaratıcı uğraş alışkanlık olur, kendine özgü sevinci yisıyla hep son hali üzetirir; yapıtla yaratıcırinden yapıtla tanışır, sı arasında mesafe açılır, çoğu yaniyeti varsa tartışır. Yapıt yaşazar/sanatçı yaratısından kuşku dudığına dair kanıttır insanın, birey yar, hatta tiksinti duyar. En kötüsü olmak, dik başlı davranmak, de neden o koşullarda, o yapıtı verdimektir. Lakin bir kez “iz” bıraktı ğini anımsamamaktır; ki garip dönnız mı, artık peşinizden gelmesin güdür bu, sürekli bir başka yaraden kurtulamazsınız. tı peşinden koşmak yolculuk et3 Gençken “gelecek inşa etmek” umuduna tutunur insan; nedense hep “değişim”, “daha iyi” umudu taşır. Bu kavramları tam olarak tarif edemediği için de sürekli beklenti içinde yaşar, eğer fırsat bulursa kendini oyalayacak, uyuşturacak uğraşlarla vakit geçirir. Aksi halde günün birinde tüm bu olan biteni sorgulamak için kenmek kendinden kaçmaktır. Tarihin cilvesi tümünü kaydeder ve hangisi olduğun konusunda yoruma açık bırakır ucu. Şu halde intihar, tüm izleri silerek mümkündür. Özgür yaşamak hiçbir kayıt altında kalmamaktır. 7 Adorno; “Asıl yanlışlık, aşırı dürüstlüktür” diyerek tahrik eder zihni, ekler “Yalan söydi mahkemesini kurar. Hem sav leyen adam utanç duyar, çünkü her cı, hem yargıç olmak zorunda ka yalan, hakikat ve dürüstlüğe övgüler lınca ki yasaları koymak, uygula düzerken bir yandan da yaşamak için mak cesaret işidir; bu kez yepye insanı yalan söylemeye zorlayan bir ni bir açmazla karşılaştığını fark dünyanın alçaltıcılığını öğretir ona.” eder. Daima başkalarının ölçüle Teraziyi ortaya çıkaralım, kefelere riyle yaşamış biri için en iyi çö “yalan” ve “hakikat” koyalım tartazüm ikinci şansın olmasıdır. Ya lım; hiç kimsenin, kendine kefil olazık ki bu imkânsızdır. “Geç kal madığı “yolculuk” üstüne tartışabilimak” kötü bir histir, mümkünse riz artık! “Erdemli kalırsan bu dünyapıt vererek bundan kurtulmak, yada büyük şeyler yapamazsın” diyani sürülen ömrün pek de anlam yen genç Pessoa’yı anlıyorum; önsız olmadığını söylemek, başka ce “büyük şeyler” ortadan kalkıyor, larından öte kendi için gösterilen sonra da o bildik “erdem”! çabadır. Şu halde varlığını kanıtÇarşıya çıkıp fiyatlarla karşılalamak ve yok etmek arasında ince şınca tüm bu söylenenlerin anlamı çizgi vardır. olmadığı anlaşılacaktır! Madrid *Aşkım Madrid’de son 50 yılın en yoğun kar yağışı. Mi Amor ir kentle bağ kurmak için neye ihtiyaç duyarsınız? Kültür, tarih, sanat, mimari, coğrafya, yemeiçme, alışveriş ve insanlara mı? Yoksa iş, aile, çevre, alışkanlık ve kişisel taBrihinize mi? la açılır, genç bir kadın balkon demirlerine dayanarak bir sigara yakar. Üstünde uzun bir gömlekten başka bir şey yoktur. Az ötede geceyi bitirmek istemeyen iki âşık bankta öpüşür. Aşktan mı içkiden mi sarhoş oldukları anlaşılmaz. Fark etmez de. Bir kenti gezmekle orada yaşamak arasındaki farkta yatar aslında bağınız. Her yeni kentte o bağı kurabilme be churros ile kahvaltı cerisinin içinde ‘yabancı’ kalıp kalmama seçimi de bulu Kalabalık bir caddeye vardığınızda, telaş hissetMadrid’de nur. Ve o yabancılıkta alışkanlıkların örttüğü güzel şey mezsiniz. İnsan dalgası uyumlu bir ritimle sallanırleri görme fırsatı doğar. ken siz de o sallantıya teslim olursunuz. Espadriller, uzun öğle yemekleri ciddi bir İspanya benim yaşadığım beşinci ülke. Madrid bir nevi evim sayılır. Diğer yabancı başkentlerin de olduğu gibi. Dünyayı derin bir krize sürükleyen salgın nedeniyle çok geç kalan bir yazıyı şimdi kaleme almanın tazelişapkalar, giysiler, pastaneler, restoranlar, kafeler sıra sıra dizilir yanınızda. Ara sokağa dönünce yeşille karşılarsınız. Madrid’in yüzlerce yıllık ağaçları sizi dallarıyla seiştir; çünkü sosyalleşmenin ğini taşıyor bu satırlar. Siz sevgili okuru, beni ziyarete gelmiş bir misafir gibi o tazeliğin bahçesinde dolaştırmaya karar verdim. Bir lamlar. Ensenizi yakan sıcaktan kaçmak için altına sığınırsınız. Az ileride havuzlu bir meydan görünür. Suyun şırıltısı ve pek çok ağacın gölgesi. Meydandagereğidir. Kadehler tokuşturulur, kentin hem yabancısı hem de sakini gibi arada kalan bir pasajdan Madrid’i anlatmak istiyorum size. aylak aylak dolaşmak ki çocuk parkının hemen yanında bir kafenin masaları yayılır. Çocukları kumda zıplayan iki genç kadın bir şeyler içerek hararetle konuşurlar. Bir masaya oturur, kahve söylersiniz. Gözünüz parlak yeni mezeler sipariş edilir. Evimde uyandığınız ilk sabah, koyu bir kahve içerken sokaktan gelen bir müzik sesi duyarsanız eğer, şaşırmayın. Ufak kamyonetiyle mahallemize sıklıkla uğrayan gökyüzüne kayar. Mavisi açık, bulutu az bir gök. Yan masadaki bir adam şerbetsiz tulumba tatlısına benzeyen hamur işi churros ile kahvaltı eder. Bir porsiyon Mahalleden mahalleye geçtikçe insan bıçak bileyicinin hoparlöründen yükselen sestir. Yavaşça sokakta ilerleyip, bilediği bıçakların türünü sayarak başlar reklamına. Cızırtılı ses kulaklarınızı tırmalar ama çocukluğunuza ait bir yerden geldiğini hissettiğiniz için da kendinize söylersiniz. Sert ve tatlı çubuğun ucu sıcak çikolataya değdiği yerde eriyerek ağzınıza yayılır. Kenti arşınlamaya yeni bir enerjiyle başlarsınız. Kışsa yanınızdan kürklü kadınlar yürür. Genç, yaşlı, karıyüzleri de değişir. Güney dinlersiniz. En son ne zaman bıçak bilettiğinizi anımsamaya çalışırsınız. Aynı, soğuk akşamlarda kararsızlık yüzünden kaçırdığınız bozacılar gibi. şık. Kürk biraz statü sembolüdür. Eski sembollerin hâlâ yaşadığını hissedersiniz. Mahalleden mahalleye geçtikçe insan yüzleri de deAmerikalı emekçiler arı gibi çalışır. O gün Madrid sokaklarında aylak aylak dolaşmanın tadını çıkarmak istiyorsunuz. Kentin merkezinde kıvrılan sokaklarda ya güneşli ama soğuk ya da ezici bir sıcakta yürümeye başlarsınız. Mevsimi siz seçin. ğişir. Güney Amerikalı emekçiler arı gibi çalışır. Sakin, saygılı ve güler yüzlü... Dar, sessiz bir sokakta minik bir tapas lokantasının önünde gürültücü bir kalabalık dikilir. Sakin, saygılı ve güler Sabah, geç yatmayı seven kimi Madridliler için henüz başlamamış olabilir. Bir dükkânın vitrini dikkatinizi çeker. Parfüm, takı, giysi, iç çamaşırı, hediyelik eşya, çanbeni sev aşkım! Sokağın geri kalanı siestaya yatmıştır. Garson size bayüzlü… ta ve ayakkabılar vitrine öylesine konmuştur. rı işareti eder. Ayakta öğle yemekleri Madrid’in geleneBelki bir asırlık dükkânın yaşlı sahibinin canı ne ister ğidir. Ya da kapalı pazar yerlerinde yemek yemek. Base onu satar. Şık, tasarım, marka olma derdi yoktur. Ora lık, deniz ürünleri, jambon türleri, mantar, domatesli ekda, hafif tozlanmış vitrinde sararmış kesik manken kolu mekler, tortilla, zeytin, peynir çeşitleri... nun üstünde modası geçmiş bilezikler durur. Uzun öğle yemekleri ciddi bir iştir çünkü sosyalleşSiz yürüdükçe şehir de uyanır. Pencerelerin yeşil ve menin gereğidir. Kadehler tokuşturulur, yeni mezeler ya kiremit rensipariş edilir. gi ahşap panjurÖğleden sonra bir müzenin serinliğine sığınmak istersiları gıcırtıyniz. Prado Müzesi’nin önündeki bol ağaçlı bulvardan yürüyerek içeri dalarsınız. Picasso, El Greco ve Goya’nın dehasının önünde birkaç saat geçirmek için. Dışarı çıktığınızda gecenin en genç hali sizi karşılar. Vaatkâr, sıcak. Kent sizinle konuşuyor gibidir. ‘Amame mi amor’ (Beni sev aşkım) der. Churros Elinizde yeni kentin kalbi, adımınızda bir hafiflik, ılık gecenin içine doğru yürürsünüz. Tulumba tatlısına benzeyen hamur işi churros ile kahvaltı Madrid’de çok seviliyor. Cibeles Sarayı Dar, sessiz bir sokakta minik bir tapas lokantasının önünde kalabalıklar dikilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle