29 Eylül 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 17 OCAK 2021 Yer misiniz giyer misin?iz Modadaezberlerdeğişiyor,doğadostuyepyenimateryalleröneçıkıyor Zülal Kalkandelen 21. yüzyılda gelişen hayvan hakları bilinci, çevre Ancak hayvan bedenlerinin malzeme olarak kullanımı önüne geçmek için çalışan yetenekli girişimci ve duyarlılığı ve sürdürülebilir üretim yaklaşımının birçok alanda devam ediyor. Kürk gibi deri, ipek ve yün tasarımcılar var. Her birinin öyküsü ilham verici. Hepsi sonucunda, son yıllarda moda sektöründeki büyük de hayvanlara ve doğaya zarar veriyor. daha iyi bir dünya için, insan aklını doğa ve hayvan markaların kürk kullanımına son verdiğini gördük. Yeni kuşak üreticiler arasında bu zararlı üretimlerin sevgisi ile buluşturarak yeni seçenekler yaratıyor. Neri Yaşar Mantar meşesinin kabuğundan üretilen kumaş 2 0 1 7’de mantar meşesi kabuğundan doğa dostu kumaşlarla üretim yapmaya başlayan Neri Yaşar, NY Cork adlı firmanın sahibi. “Son çalıştığım yerdeki kuruduğunu sandığımız bir mantar ağacını araştırmamla başladı her şey. Sonrasında ağacın en çok Portekiz’de yetiştiğini öğrendim ve orada yaşayan bir arkadaşım vasıtası ile mantar hakkında daha fazla bilgi edindim” diyerek anlatıyor yolculuğunun başlangıcını. “Neden mantar ağacı?” diye sorarsanız bunun birçok nedeni olduğunu anlatıyor Neri Yaşar: “Mantar ağacı doğada karbondioksidi en fazla absorbe edebilen ağaçtır. Mantar ağacının derisini elde etmek için ağaç kesilmez; hatta bu işlem ömrünün uzamasına ve daha fazla karbondioksit hapsetmesine olanak sağlar. Dolayısıyla sürdürülebilir bir materyaldir. Aynı zamanda mantar ağacından elde edilen bu ekolojik deri, antialerjik, yumuşak, çok hafif ve suya dayanıklıdır, uzun ömürlüdür. Hafif olduğundan taşıması kolaydır. Ayrıca mantar oluşumunu engeller. Mobilya ve dekorasyonda kullanıldığında, mantar toz tutmadığından astım hastaları için de uygundur.” NY Cork markasında üretimin sadece kumaş aşaması yurtdışında yapılırken, ürüne dönüştürülmesi tamamen Türkiye’de gerçekleşiyor. Ayakkabıdan çantaya, takıdan mutfak ürünleri ve telefon kılıflarına kadar çeşitli ürünlerin tasarımının çoğu ise, Floransa’da bu konuda eğitim alan Neri Yaşar’a ait. “Yaşadığımız bu salgın ile birlikte dünya bizi değişmeye zorluyor; adeta bence geç bile kaldığımız noktalar var” diyor Yaşar. Bu yüzden yeni girişimcilere kendi kazançlarını düşündükleri kadar üretecekleri ürünün doğaya ve insanlığa da katkısını düşünerek atılımda bulunmalarını öneriyor. NY Cork ürünlerinde kullanılan ana malzeme gibi, kumaşların üretimi esnasında kullanılan boyalar da doğa dostu, yapıştırıcılar ise solvent içermeyen su bazlı yapıştırıcılar. Ananas, elma, mantar, kaktüs liflerinden bitkisel ‘deri’ H ayvanların yaşamak için ihtiyacı olan deriyi onlardan alıp insan kullanımı için eşya üretme fikri, yaşadığımız çağda pek çok tasarımcı tarafından sorgulanıyor ve bunun yerine yeni seçenekler aranıyor. Piyasada suni deri bulunsa da bunlar da birçok madde ve kimyasalın bir araya gelmesiyle elde edilen malzemeler. Hava almayan ve kimyasal boya ile renklendirilen bu malzeme, doğaya zarar verdiği gibi kanserojen etkileri de söz konusu. İşte bu yapay derilerin yerine artık bitki liflerinden üretilen malzemelerle yeni bir seçenek yaratılıyor. Ananas, mantar, elma, kaktüs ve kraft kâğıdından elde edilen bitkisel bazlı derileri Türkiye’ye Lufyen adlı bir firma getiriyor. yurtdışında kooperatifçilik Havva Baysal ve Cem Gündüz adlı iki dost, geçen yıl bu firmayı kurmalarının amacını, “Lufyen sevgi anlamına gelen bir kelimeden türetildi. Doğayı ve hayvanları çok seviyoruz, hayvansal deriye karşılık yalnızca suni deri olması, bizi başka ne yapabiliriz sorusuyla buraya getirdi” diyerek açıklıyor. Kumaş üretimlerinin yurtdışında gerçekleşmesinin nedeni, ürünlerin bulundukları ülkelerin bitkilerinden yapılıyor olması. “Bu üretim yurtdışında kooperatifçilik olarak yapılıyor. Firmaların amacı ürünün yetiştiği çevre köylerdeki çiftçilerle birlikte üretip, sosyal dayanışmayla kazanç sağlamak” diyor Baysal. Bu üretim için büyük yatırımlar gerektiğini söylerken, TÜBİTAK’tan yardım umuduCem Gündüz nu da dile getiriyor: “Belki bakarsınız Türkiye’de hayvanların derisi veya kürkü için katledilmesini engellemek amacıyla ileride zeytin, kayısı veya turunçgilTasarımlarında kullanılan bütün bitkisel deriler için PETA’dan da onay almış Lufyen. lerin yaprağından deri üretebiliriz.” NY Cork gibi Lufyen de sürdürülebilir ve çevre dostu üretimi hedefliyor. Şimdilik kataloglarında bulunan çanta, cüzdan, kartlık ve çeşitli aksesuvar gibi ürünlerin çoğu el dikimi ve az sayıda üretiliyor. Hayvansal veya kimyasal içeriğe sahip hiçbir yapıştırıcı, ip veya boya kullanılmıyor. Havva Baysal: “Yaşayan bir canlının derisi ve kürkü için katledilmesi vahşi bir durum. Hayvansal deriler yılda milyonlarca litre su tüketilerek, çok çeşitli kimyasal ve mekanik işlemlerden geçerek üretiliyor, kötü kokunun yanı sıra en büyük etkisi, karbon salımını ve küresel ayak izimizi artırması. Öte yandan bitki bazlı derilerin yapımı için yılda harcanan su hayvansal deri üretimi için harcanan suyun üçten birinden az. Ürünlere doğal boyama yapılıyor. Bitkisel reçine kullanımı da Havva Baysal çok önemli. Atık malzemelerden elde edilen bu mucizevi ürünler, hayatımızda artık daha çok yer edecek orası kesin.” OTOBÜSTEKİLER 17 OCAK 2021 SAYI: 1610 [email protected] İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Koordinatörü hilal köse ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen münevver oskay n Editör deniz ülkütekin n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın Laboratuvarda mikroorgan izmalarla işbirliği yapan tasarımcı tükettikçe... Ece Gözen U fuk açıcı çalışmalarıyla adını duyduğumuz Ece Gözen, Mimar Sinan Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü mezunu bir biotasarımcı. Moda ve tekstil endüstrisinin dünyada yarattığı kirliliğe çözüm olarak, tasarım, biyoteknoloji ve sanata odaklanarak yeni bir sürdürülebilir model oluşturdu ve kadın girişimci olarak Gozen Institute’ü kurdu. Genç yaşında önemli başarılara imza atan Gözen’in “biyolojik dünyayı ve içerisinde bulunan canlıları çok daha iyi algılayarak ve anlayarak, ekosisteme zarar vermeden özellikle tekstil endüstrisinin ihtiyaç duyduğu yeni bir üretim ve tasarım dili geliştirme” çabası, son derece ilginç üretimlerle sonuçlandı. Örneğin okyanuslardan ilham alarak, yeseler bile denizin içinde hiçbir canlıya zarar vermeyecek, doğada % 100 çözünebilen bioplastiği geliştirdi. Tüm çalışmalarını Nişantaşı’ndaki ofis ve laboratuvarında yapan Gözen, üretim sürecinde hammadde olarak kullanılan petrol, hayvan ya da bitkilerin yerine doğrudan mikroorganizmalarla işbirliği yapıyor. Ürettiği biomateryaller belli bir yaşam döngüsü olan, ömrünü tamamladığında biyolojik olarak çözünen ve toprağa atıldığında doğaya kaynak olarak tekrar dönen, böylece de doğanın ritmine ve döngüselliğine uyumlu tekstiller. Ece Gözen, biyomateryallerden söz ederken, iklim krizi ve deri sektörü arasında doğrudan bir bağlantı olduğunun altını çiziyor: “Bu sektörün küresel sera gazı emisyonlarının Bütün bu faydalarına karşın doğa dostu ürünlerin fiyatı, şu anda daha üst gelir gruplarına hitap edebiliyor. Ancak Gözen, giderek uygun fiyata doğa dostu ve etik ürünler alabileceğimiz bir sisteme geçmemizin yakın olduğunu, çünkü tüketicilerin isteklerine paralel olarak dünyada bu yönde üretimin arttığını düşünüyor. “Dünyanın tasarım ve tüketime ne kadar toleransı kaldı?” diye soruyorum Ece Gözen’e… Yanıtı herkesin üzerinde düşünmesini gerektirecek kadar çarpıcı: “Doğanın bir kaynak değil yaşamın kökeni olduğu algısını artık herkesin çok daha iyi ‘anlaması’ gerek. Sorgusuz ve sualsiz tükettiğimiz her şey, tamamen içerisinde bulunduğumuz öz bilincimiz ve doğa ile kaybettiğimiz bağlantılardan doğan mutsuzluğumuzdan gelen bir psikolojik yansıma. Değişmesi ve evrimleşmesi gereken öncelikle insan bilinci. Bu bilinç aktive edilebilirse işte o zaman ormanlar yakılmaz, ağaçlar kesilmez, hayvanlar öldürülmez. Her ne kadar çevreci materyaller, tasarımlar ve üretim yöntemleri geliştirirsek geliştirelim, en büyük olgu tüketim anlayışımızı tamamen değiştirmek. İnsanın tüm canlıların tepesinde egosal, tüketen ve yok eden bir varlık değil, tüm ekosistemin merkezinde bu algıya ve bilince sahip olarak yaşamına devam etmesi gerek.” %1214,5’inden sorumlu olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca hayvancılıkta kullanılacak otlak alanlar yakılarak ormansızlaştırılıyor ve hayvan habitatlarının kaybına, karbon salımına ve depolanmasına neden oluyor. Derinin et endüstrisinin bir yan ürünü olması, onu daha sürdürebilir kılmadığı gibi, çevreye verdiği zararlar çok katmanlı. Kullanılan hammadde ve kimyasal atıklar ile bunların bulaştığı suların, toprağın ve havanın kirlenmesi, çevre kirliliğinin birinci katmanıdır. İkinci katman ise bu kirliliğe ait ürünlerin bitkilerde depolanması, hayvanlara geçmesi ve bu yolla hayvan ve insanın besin zincirine girerek ekosistemi etkilemesi, uzun süreli maruz kalma durumunda lokal ekosistemi yok etmesidir.” Kemal Urgenç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle