Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 13 EYLÜL 2020 Khiimç kilielorianlemdaezn? Dahaçokmitokondri,dahaçokkaloriyakıldığıanlamınageliyor Derleyen: Rita Urgan Kimileri kilo almamak için her lokmaya dikkat ederken kimileri istedikleri gibi yiyip yine de kilolarını koruyor. Yaşamın haksızlıklarından biri gibi düşünebilirsiniz. Ama bilim dünyası hiç de öyle söylemiyor. YIĞINLA GELEN SİNYAL O bezliğin genetik kökenlerini araştıran Cambridge Üniversitesi uzmanlarından Dr. Ines Barroso kimi insanların doğuştan daha çok kalori yakma eğilimine sahip oldukları yönünde az sayıda kanıt olduğuna parmak basarken, Melanson da kimilerinin aldıkları kalorileri çok çaba harcamadan doğal olarak azaltmalarına olanak tanıyan birtakım fizyolojik farklılıklara sahip olabileceklerini belirtiyor. Kişinin ne zaman acıkıp ne zaman doyacağının sinir sistemi ve kan dolaşımındaki yığınla sinyal ve hormonlar tarafından belirlendiğini dile getiren Melanson, “İştah düzenleyici sistem adıyla bilinen bu düzenek kimilerinde başkalarından daha duyarlı olabilir” diyor. Bu sistemde etkili olan en önemli hormonlardan biri de leptin. R hode Island Üniversitesi beslenme ve besin bilimleri profesörlerinden Kathleen Melanson’a göre, bu sorunun tek bir basit yanıtı yok. Genetik, beslenme ve davranışlarla ilgili diğer unsurlar da etkili. Bu unsurların ne ölçüde etkili oldukları da kişiden kişiye farklılıklar gösteriyor. Melanson, görünürde istediklerini yiyip hiç kilo almayan insanların gerçekte ötekilerden daha fazla yemediklerine dikkat çekiyor. Örneğin, her gün hiç aksatmadan dondurma yiyen bir arkadaşınız günün geri kalanında daha az yiyerek ya da aralarda daha az atıştırarak aldığı o fazla kalorileri yakıyor olabilir. Belki de pizza yediğinde onu çok yavaş çiğneyerek yiyor ve bu nedenle birkaç dilimle doyuyordur. Pennington Biyomedikal Araştırma Merkezi kamu sağlığı yönetimi uzmanlarından Frank Greenway, “İnsanların kalorilerini ölçtüğünüzde onların sandığınızdan daha az yediklerine tanık olabilirsiniz. Leptin hormonuna dikkat L eptin hormonu, yalnızca bir sonraki öğünde değil, daha uzun zaman dilimlerinde de kişinin yemek isteyebileceği yiyecek miktarının düzenlenmesine yardımcı olur. Bu yüzden söz konusu sistemin daha duyarlı olduğu kişiler bir eğlencede ikinci ya da üçüncü kez tabaklarını doldurup, bunu izleyen birkaç gün boyunca kendilerini tok hissedip daha az yiyebilirler. Bu kişiler iştah sistemleri sayesinde enerji dengelerini yeniden ayarlayabilirler. Kişinin kilo alıp verme yatkınlığında genlerin de önemli bir payı var. 2019 yılında PLOS Genetics dergisinde yayımlanan bir araştırmada obeziteyle bağlantılı 250’yi aşkın farklı DNA bölgesi tanımlandı. Beden kitle indeksi düşük 1622 sağlıklı kişinin, ciddi düzeyde obez 1985 kişi ve 10.433 kişilik normal kilolu denetim grubuyla karşılaştırıldığı araştırmada düşük kilolularda obezlikle bağlantılı genlerin daha az sayıda olduğu görüldü. Ancak yalnızca obeziteye yatkınlık kazandıran ya da obeziteden koruyan bir gene tanık olunmadığını da belirten araştırmanın eş yazarlarından Barroso, kilonun yalnızca genlerle belirlenmediğinin ve tüm etmenlerin hep birlikte etkili olduğunun altını çiziyor. Kısacası kişinin kilo alma ya da kilosunu koruyabilme eğilimi önceden belirlenmemiş olan ve denetimi tümüyle kişinin elinde olmayan son derece karmaşık bir konu. Öyle ki, insanların kilo almadan istedikleri her şeyi yemelerine olanak tanıyan genetik bir sistemden söz edilemeyeceği gibi, kilo alma eğiliminin yalnızca kişinin özdenetim yoksunluğundan kaynaklandığını söylemek de pek doğru olmaz. Why Do Some People Never Gain Weight? Live Science Bu kişiler yalnızca kalorisi yoğun olan, başkalarının aşırıya kaçmama konusunda zorlanabilecekleri türde besinlerle besleniyor olabilirler” diyor. devinim şart Melanson da kimi insanların başkalarından çok daha hareketli olduklarına dikkat çekiyor: “Bu kişiler işleri gereği sürekli devinim içinde olabilirler ya da doğaları gereği yerlerinde duramazlar, gün boyu çocukların peşinden koşturmak zorundadırlar. Kimi insanların genetik açıdan devingenliğe daha yatkın oldukları yönünde birtakım kanıtlar var. Bu fazladan devinim de metabolizmayı hızlandırabilir. Kaslardaki mitokondrilerin sayısı ve etkinliği bireyin devingenliği oranında artar. Mitokondriler enerji üreten ve devinim için enerjiden yararlanan güç merkezleridir.” Kedileri anlamak Kediler değişik hayvanlar. Beden dilleri de kendileri gibi, köpeklerin tersine, onları anlamak için adeta bir rehbere ihtiyaç var. K ediler, on yıldır hayatımda, aslına bakılırsa kısa bir zaman da değil. Ancak hâlâ onları anlamakta zorlandığım anlar Pati günlükleri oluyor. Kafam köpeklerle büyü düğüm için, daha da karışıyor ola bilir. En basitinden, köpek kuy ruğunu sallarken mutludur, kedi ise tersi. Bir de altı yaşındaki kedim Bıdık, engelli. Ön sol bacağı Den iz Yavaşoğulları yok, muhtemelen bu yüzdendir ki, ağzını diğer kedilere oranla da cdenizy@gmail.com ha fazla kullanıyor. Mır mır, ge lir yanımıza, mutlu mutlu sokulur, mırmır sesleri yükselir, bir süre sonra hart diye ısırır. Şu harekete hiçbir anlam veremezdim. Mutluyken ısırıyor, sinirliyken ısırıyor. Meğerse, kediler için bu öpücük gi bi bir şeymiş (tabii bizimki baya ciddi ısırıyor). Diğer kedim bir yıldır bizde, o da mırmır halde, sokulduğunda çok nadir zamanlarda, hafifçe acıtmadan ısırıyor, onunki daha normal. Muhtemelen kedilerin beden dili için bir rehbere ihtiyaç duyan tek ben değilim, bu sebeple öğ rendiklerimi sizlerle de kısa kısa paylaşacağım. Mırmır ve gırgır u Kedilerin “gırgır” veya “mırmır” hali; kimine göre mırlama, kimine göre gırlama olan bu sesler, Georgia Üniversitesi öğretim üyelerinden Sharon CrowellDavis’e göre kedilerin mutlu olduklarında çıkardıkları bir ses olarak biliniyor. Çünkü genellikle ev kedilerinde gözlemleniyor ve yavru kediler de annelerini emerken bol bol mırıldıyor. u Kedilerin ön patileriyle masaj hareketi yapmaları; annelerini emerken yaptıkları harekettir, süt daha kolay gelsin diye yapılır. Ancak o an yaşadığı huzur ve keyfin de belirtisidir. Büyüdüklerinde de memnuniyetlerini belli etmek için yaparlar. u Kedilerin sizi yalaması: Bu, aynen köpeklerdeki gibi, şefkat duyduğu için. Bir kedinin ilk anısı, annesinin kendisini yalaması ve temizlemesidir. Bu sebeple sevgi vereceği zaman, o güven ve şefkat hissiyatını size de yaşatmak ister. u Kedilerin sırtlarının üzerinde yuvarlanması; Güven belirtisidir. Sadece güvendikleri kişilere karşı, sevgi, oyun gibi istekler için bu hareketi yaparlar. Akan musluktan su içmek istemeleri: Taze suyu tercih ettikleri için. Kimi kedi ise aynı hissiyatı almak için, patilerini kabına sokarak, suyunu karıştırırmış. u Kedilerin kendi tüylerini yalamaları: Hijyen için. Ancak bazı durumlarda mahcubiyetlerini gizlemek için de bu yönteme başvururlarmış. Utanç duydukları bir anda, durumu bozuntuya vermemek için de yapabiliyorlarmış. u Peki bazı kediler neden siz onları sevdikten sonra tüylerini yalıyorlar; çünkü kürküne geçen koku zerreciklerini tatmak istiyorlarmış. u Kuyruk dili: Havada ve ucu kıvrıksa mutlu, kuyruğu yukarı doğru titretiyorsa, yine mutlu veya heyecanlı, kuyruğunu yere indirmişse suçluluk veya korku, kuyruğu havada ve tüyler kabarmışsa, saldırmaya hazır, sert bir şekilde sağa sola sallıyorsa genellikle kızgın, ama oyun istiyor da olabilir... Kastamonu’dan gelen sağlık: Siyez Buğdayın atası dyt.mervesaatci @gmail.com S iyezununümüzde birçok kullanım alanına sahip. Genellikle Kastamonu’da yetiştirilen siyez buğdayı, 14 kolesterolü düşürücü etkiye sahiptir. u Siyez bulgurunda bulunan ve vücutta depolanmayan B1 vitamini, sinir ve sindirim sisteminde önemli rol kromozom sayısıyla genetik oynar.İçerdiği yüksek mine olarak dünyadaki ilk buğday ral ve selülozdan dolayı be çeşidi olarak biliniyor. Yak sin emilimini hızlandıran si laşık 10 bin yıllık bir geçmi MERVE SAATÇİ yez, kabızlığı önler ve ba şe sahip. Günümüz buğda Beslenme Uzmanı yının atası. İşte siyez buğ ğırsak kanseri riskini azaltır. u Lutein oranı yüksektir, dayının saymakla bitmeyen faydaları... göz sağlığına olumlu etkileri vardır. u Siyez bulguru, besin değeri ve düşük karbonhidrat, yüksek protein içeriği sayesinde en kaliteli buğday türlerinin başındadır. u Normal ekmeklik buğdayın 100 gramında 1012 gram protein bulunurken, siyez buğdayının 100 gramında 16.1 u Yüksek antioksidan içeriği ile hücre yapısını korur, yaşlanma belirtilerini geciktirici özelliğe sahiptir. u İçeriğindeki zengin folik asit sayesinde emziren anneler için faydalı olan siyez bulguru anne sütünün miktarını ve kalitesini artırır. Ekşili Pilav Malzemeler u 2 su bardağı siyez bulguru u 2 adet soğan u 5 su bardağı su u Yarım demet ebegümeci u Yarım demet nane u Yarım demet maydanoz u Yarım demet dereotu u 250 gram ısırgan otu u 2 su bardağı ekşi yoğurt u 1 adet yumurta u Yarım çay bardağı zeytinyağı u 1 çorba kaşığı salça, Tuz, karabiber 24.2 gram protein bulunur. u Başta fosfor olmak üzere, daha fazla kalsiyum, manganez, sülfür, çinko, demir ve selenyum minerali içerir. u Lif açısından daha zengin ve glisemik indeksi daha düşük olan siyez bulguru kalpdamar sağlığını korur, u Bulgura göre daha uzun raf ömrü ve daha geç pişme süresine sahiptir. Bulgur pilavı yapımında, dolma ve çorba içlerinde veya haşlayarak salatalarda kullanabilirsiniz. Kastamonu yöresine ait bir yemek ekşili pilavı deneyebilirsiniz... u Yapılışı: 2 su bardağı siyez bulguru ve 1 ince kıyılmış soğanın olduğu tencereye 1 parmak geçe cek kadar su ekleyin. Çorba kıvamına gelene kadar kaynatın. Ebegümeci, nane, maydanoz, dereotu ve ısırgan otunu kıyıp, bulgura ekleyin. Tuzunu ve karabiberini ilave edip 5 dakika daha kaynatın. Yoğurdu yumurtayla çırpıp kaynayan karışıma yavaşça ilave edin. 5 dakika daha kaynatın. Kalan soğanı ince kıyın ve zeytinyağında pembeleşene kadar kavurun. Salçayı ekleyin, biraz daha pişirdikten sonra pilavın üzerine dökün ve karıştırın. Üzerine kıyılmış maydanoz, dereotu ve pul biber serpin. Afiyet olsun. 13 EYLÜL 2020 SAYI: 1592 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA n Yayın Koordinatörü hilal köse ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen münevver oskay n Editör deniz ülkütekin n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın