02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

19 MAYIS 2019 5 Anne ve babalara uyarı: Matematik korkunuzu çocuğa geçirmeyin Tüm bilimlerin kraliçesi: Matematik  Bu yazıya katkıda bulunan matematik öğretmenlerinin çalışması, “Aslında hepimiz matematikçiyiz” başlığını taşıyor. Bu cümleyi ilk okuduğumda “ben hariç” diye geçirdim aklımdan!  Okul hayatım boyunca en çok zorlandığım ders olan matematikten ne kadar çok korktuğumu, bu ders yüzünden okuldan atılacağım kaygısından hiç kurtulamadığımı, anlayamadığım için kendime öfkemi anlatsam bu sayfa yetmez! İki noktaya değinip yazıyı daha fazla kişiselleştirmeyeyim. Birincisi matematik öğretmenlerinin de dikkat çektiği gibi bu kaygımı kızıma asla yansıtmadım. İkincisi, burada söz edilen yöntemler bana uygulansa matematik belki de en çok sevdiğim ders olurdu kimbilir!  “Bilimin kraliçesi” olarak tanımlanan matematik dersleri üzerine MEF Ortaokulu Matematik Bölüm Başkanı Serap Bilgiç Kıratlıoğlu ve matematik öğretmeni Simge Sohtorik ile görüştük. “Matematik gerçek yaşamda hep karşılaştığımız, günlük yaşamdaki problemleri çözerken en çok başvurduğumuz, mesleğimiz her ne olursa olsun bir yerinde mutlaka kullandığımız ve akıl yürütürken rasyonel sonuçlara ulaşmamızı sağlayan bir dildir. Öte yandan da literatüre kaygısı ile geçmiş olan tek derstir” diyen öğretmenler, çocuklarda matematik dersine karşı kaygı oluşturmamak ve oluşması halinde de bunu azaltmak için neler yapılabileceğini şöyle anlatıyor:  “Zihinlerimizde kalıtsal bir özellikmiş gibi tanımlanan matematikteki başarı algısını değiştirebiliriz. Çocuklarımıza matematik dersi ile ilgili sorduğumuz soruları, evde ve arabada matematik dersi üzerine yapılan sohbetleri, başarı tanımımızı ve yanlışlar karşısındaki tutumlarımızı, oynayacağımız oyunları gözden geçirip yeni pencerelerden bakabiliriz. Çünkü aslında hepimiz bir matematikçiyiz!... Çocuğunuz ‘ben bu soruyu anlamadım’ diye geldiğinde; ‘Problemin neyle ilgili olduğunu bana kendi cümlelerinle anlatır mısın?’, ‘Sınıfta bu gibi sorulara ne şekilde başlıyorsunuz?’, Matematik kafası diye bir şey yok. Matematik geni, matematik zekâsı da. Matematikçiler, beynin bir kas olduğunu ve vücudumuzun herhangi bir kası gibi gelişebildiğini söylüyor, yeter ki her kas gibi onu da çalıştıralım. ‘Bir görsel çizerek anlatabilir misin?’ 'Tahminlerin neler?’, ‘Soruda eksik veya fazla bilgi var mı?’ , ’Bu soruyu daha basit şekilde de çözebilir misin?’ gibi sorularla çözüm için düşünce geliştirmesini sağlamalıyız. Çözüm yolu gösteren kişiler olmalıyız.” DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR “Annebaba matematikçi/mühendis çocuk da akıllı tabii.” Matematik geni diye bir şey yoktur; yani anne ve babası matematikte iyi diye çocuğunun da matematiği iyi olma zorunluluğu yoktur. Bu tamamen bizlerin algısıdır. “Bu kadar işte! Beyin bu... Daha fazla olmuyor/almıyor kafası.” Oysaki beyin de bir kastır; vücudumuzun herhangi bir kası gibi gelişir ve geliştirilebilir ancak her kas gibi onun da çalıştırılması gerekiyor. “Ooo aferin kızıma/oğluma hep 100 alıyor, süper zekâ bizimkisi.”  Aslında her şeyin süper yapıldığı mesajı yeni bir şey öğrenme duygusunu köreltir. Öğrenmeye ihtiyaç duymalı. ÇOCUKLARA MESAJLAR u Herkes matematiği öğrenebilir. u Hatalar değerlidir. u Bireylerin soruları çok önemlidir. u Matematik, bağlantılar ve iletişimle gerçekleşir. u Derinlemesine öğrenmek hızlı öğrenmekten daha önemlidir. HERKES ÖĞRENEBİLİR ÇÜNKÜ  u Burada altın kural, çocuğun kendine güvenmesi. u Ne kadar zihin jimnastiği yaparlarsa o kadar gelişecekleri mesajı çok önemli. Aynı spor antrenmanları gibi.  “Ne kadar akıllısın” yerine “Bunu öğ Simge Sohtorik Serap Bilgiç Kıratlıoğlu renmiş olman harika!” diyerek öğrenmenin önemini vurgulamak gerekir.  HATALAR DEĞERLİDİR ÇÜNKÜ u Araştırmalar gösteriyor ki hata yaptığımız zamanlarda nöronlar ateşleniyor ve beynimiz gelişiyor. u Bizi zorlamayan durumlar karşısında beynimiz de zorlanmıyor.  u Yanlış ile karşılaştığımızda “beynin şu anda parlıyor”, “nöronları ateşledin :)” cümlesini söyleyerek hatadan korkmamasını ancak üzerinde düşünce geliştirerek sonuç çıkarmasını sağlayabiliriz.  BAĞLANTI VE İLETİŞİM  Matematiği günlük yaşamla ilişkilendirin, görselleştirin. Satranç oyunundaki taşların hareketi, dilimlenen portakalın belirttiği miktarlar, masaya dizilen tabak, çatal ve kaşıklardaki örüntü, gidilecek yer için alternatif yol güzergâhları gibi.  u Kaygınızı geçirmeyin. Birçok araştırma, annebabaların matematik kaygısının çocuklarını etkilediğini gösteriyor.  “Benim de en kötü dersim matematikti”, “Biraz matematikte zorlanıyor, ben de anlamıyorum, anlatacak birini bulabilir miyiz?”, “Cebir ne kadar zor, zaten hiç anlamazdım” şeklindeki söylemlerin kaygıyı artıracağını ve kendisinin de yapamayacağı hissine kapılmasına neden olacağını unutmamalıyız.  KUM, SU VE İP  MEF Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Programı öğretim üyesi Doç. Dr. Zelha TunçPekkan, okul öncesi çocuklar da matematiksel gelişimi desteklemek için şu önerilerde bulundu:  u Oyun oynamasını destekleyin. Oynadıkları şeylerin başında kum, su ve ip gelsin. u Çocuklar oyun oynarken, ölçmek için bir şeyler kullanmalarını önerin. Kaç bardağa kum doldurursak büyük bir bardak kum elde ederiz? Bu iple bu masanın etrafını dolayabilir miyiz? vb. u Yemek yaparken çocukları da katın! Tariflerde özellikle istenen ölçüleri onların bulmasını ve getirmesini isteyin: Kek tarifinde: 3 yumurta, 1 fincan sıvı yağ, 1 fincan süt, 1 fincan yoğurt, 3 fincan şeker gibi. u Çocuklara muhakemelerini geliştirecek sorular sorun? Özellikle “neden”?  ya da onlar sorarsa “şöyle şöyle olabilir ama emin değilim gel beraber araştıralım” vb. denilebilir. u “Bir odaya veya balkona, şişirilmiş kaç tane balon sığabileceğini” sorun. Size doğru ya da yanlış diye nitelendirebileceği bir cevap vermek durumunda olmamalı çocuk. Burada önemli olan çocuğu düşündürtmek, söylediklerini dinlemek ve düşüncesini desteklemek. Şunu unutmamak gerekir; matematik bir dildir ve bu dili öğrenebilmek için hem kendi kavramlarımızı oluşturmalıyız hem de etrafımızdaki insanların da konuştuğunu ve paylaştığını görmemiz gerekir. BİREYLERİN SORULARI ÖNEMLİDİR ÇÜNKÜ u Sorulan asla geçiştirmeyip ilgi ile dinlemeliyiz. u Hemen çözüme geçmeyip önce soruyu anlatmasını çözüm yollarını sunmasını beklemeliyiz. u Bulduğu sonucun yanlış olduğunu belirtmeden önce anlattığı çözüm yoluna göre geliştirdiği düşünce üzerinde konuşmalar yapmalıyız. Mutfaktaki  bardakları sıralamasına verdiği cevapları ve soruları tartışabilirsiniz. “Neye göre?”, “Neden?”, “Niçin?” gibi sorularla düşüncelerinin farklılıklarını görebilirsiniz. DERİNLEMESİNE ÖĞRENMEK u Hızlı öğrenmekten daha önemlidir. u Sorulan sorulara hızlı yanıt vermesi yerine sorulan sorulara farklı bakış açısı getirmelerini sağlamalıyız.  Örneğin, yandaki resimde  farklı olan şekil hangisidir? Resme dikkatlice baktığınızda farklı cevaplar verebilirsiniz. Her cevabınızın da mantıklı bir açıklaması olacaktır. Bu nedenle sorulara hemen cevap vermeden önce düşünce geliştirmelerine fırsat vermeliyiz.  Arada güzel şeyler de oluyor T anem Sivar ile eşi Edhem Dirvana’nın, “Django” ve “Pamuk” adlı köpekleri, 2017 yılının kasım ayında komşuları tarafından zehirlenerek öldürülmüştü. Komşu Kaan Ü, önce tutuklanmış son Ne yazık ki Muş’tan yine kötü haberler geldi. Geçenlerde iki yavru köpek, bağlı olarak lağım çukuruna atılmış halde bulunmuş, kurtarılmıştı. Bu defa da bir köpeğin yavrularından biri kafası kesilmiş halde, diğeri ise başına aldığı ra avukatlarının itirazıyla serbest darbe nedeniyle travma yaşar bırakılmıştı. O gün bugündür sü halde bulundu. Gönüllü Derya ren hukuk mücadelesinin sonucu Fırat ve Zelal Karahan’ın ça hepimizin yüreğine su serpti. Ka Pamuk balarıyla travma yaşayan yav rar, 1 yıl 7 ay 20 gün hapis ceza ru kurtarılmaya çalışılsa da sı olarak açıklandı. İyi hal indirimi yok, erteleme, para cezası Django hayata tutunamadı. Muş’ta bu yaşananlar aynı caninin işiy na çevirme yok! Tanem Sivar, bu se kötü, değilse daha da kö gelişmeyi sosyal medya hesabından “Bu kararın ne denli değerli olduğu Pati tü. Oradaki gönüllülerin nelerle mücadele ettiğini duyurmak gerekiyor. günlüklerinu biliyoruz ve teşekkür ediyoruz” diyerek paylaştı. Demek ki olabiliyormuş! Tabii Desteğe ihtiyaçları var ve ne yazık ki belediye ve valilikten bunca olay yaşanırken hiç hakimlerin karar verme ölçütünde hayva ses çıkmıyor. nın sahipli olmasının önemi büyük. Hayvan sahipli olduğu takdirde suçlular “mala TEMENNİMİZ ADİL YASA zarar vermek(!)” kriteri üzerinden cezalan Caydırıcı bir yasa olmadığı sürece, bu dırılabiliyor. Oysa ki sahipsiz hayvan söz dehşet sürecek... 5199 sayılı kanunun ek konusu olunca yapabilecek birşey yok. siklerinin tamamlanarak TCK’ye alınması Yetkililer yeni çıkacak yasadan bahse nı istiyoruz. Özetle, sahipli, sahipsiz ayrımı derken, sokak hayvanlarının, özellikle de yapmayan, hayvanı mal değil, can gören, köpeklerin sorun yarattığından sıkça söz Den iz hayvana şiddet, işkence, tecavüz ve öldür etmeye başladı. Hatırlatalım, belediyelerin Yavaşoğulları meyi suç sayan ve bunlara hapis cezası ön kısırlaştırma ve aşılama yapması gerektiğini öne süren 5199 sayılı kanun 2004 yılın [email protected] gören adil bir yasa tüm temennimiz. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, da çıkmıştı. Belediyeler 15 yıl boyunca dü Kuşadası’nda çağdışı fayton uygulamasını zenli kısırlaştırma yapsaydı, bugün sokak köpeği so kaldırdı. Harika bir haber. Darısı diğer tüm şehirlere runu(!) devam eder miydi? ve İstanbul’daki adalara… u İki buçuk aylık altı kardeş yuva arıyor. Foça 0 545 307 07 97 u 10 aylık tekir kedicik varsa sahibini yoksa yeni yuvasını arıyor. İstanbul 0 507 223 33 42 u Yavrular yuva arıyor. Afyon 0 533 402 18 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle