22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 MAYIS 2019 7 Adamlar, yeni albümleriyle sahnede. ‘Gönlün konduğu dallarda seke seke kendi hissimizle gidiyoruz’ diyorlar ‘Beğeninin kölesi olmak istemiyoruz’ Halimden Konan Anlar ismiyle yola çıkan ve o dönemden bugüne, oldukça genç ve dinamik bir dinleyici kitlesi edinen Adamlar grubu, üçüncü albümleri Dünya Günlükleri’ni kısa süre önce müzikseverlerin beğenisine sundu. 10 şarkılık albüm, daha oturaklı bir sesle grubun dinamizmini bir araya getiriyor. Grubun geçen yıl çıkardığı Hikâye adlı teklisi de dinleyiciye sunuluyor. Albümde, minimal gitarlara ve sıra dışı şarkı sözlerine elektronik altyapı ve deneysel sesler eşlik ediyor. Son albümle ilgili sorularımızı grup üyeleri ortaklaşa yanıtladı. u Dünya Günlükleri, dinlediğim kadarıyla önceki iki albümünüzden daha zengin bir ses içeriği ve çeşitliliğine sahip. Buna müzikal anlamda olgunlaşma diyebilir miyiz? Her birimiz geçmişte farklı müzik türlerine mesai harcadık, beraber üretimlerimiz de giderek bu çeşitliliğimiz etrafında şekilleniyor. Bizle beraber müziğimiz de kökleniyor, büyüyor, değişiyor. HAYAT ARTI VE EKSİ u Öte yandan dikkatimi çeken bir başka durum ise vokal tarzınızın ve sözlerinizin daha melodik hale gelmesi. Sıra dışı olmakla akılda kalıcı olmak arasında bir denge arayışında olduğunuzu söyleyebilir miyiz, yoksa içinizden geldiği için mi böyle? Her ikisi de. u “Adını Başkasının Koyduğu Çocuklar” şarkısında cümle, “Büyüyüp zalim oldular” diye devam ediyor. Bu sözü siz kendi müzikal yaşantınızla ne kadar eşleştirdiniz? Gerçekten zalim olmadan bir şeyler başarmak mümkün değil mi? Haddini aşan zıttına düşer demişler. Hayat artı ve eksileri dengelemeye çalışarak ilerliyor. Başarıları yarıştırmak, sayılara güvenmek ve hırslı planlar kurmaktansa kendini bilip tanımaya çalışma yolu hoş geliyor bize. Burdan bakınca beğeninin kölesi olmak istemediğimizi söyleyebiliriz. Klasik ruhunu şeytana satma hikâyesi gibi aslında bu muhabbet. Can pazarında yarış koşmaktan yorgun atlar ya da adı konulmuş bir raf ürünü gibi olmayalım isteriz, insanız çünkü. Dolayısıyla gönlün konduğu dallarda seke seke kendi hissimizle gidiyoruz. “Harekete kimse mani olamaz”. u Albümle birlikte çıkan Yoruldum şarkısına çekilen vidyo oldukça farklı görünüyor. Klip nasıl ortaya çıktı? Albümü tamamlama sürecinde olduğumuzdan, çoğunlukla Selçuk Demirci’nin hayal edip realize ettiği, Deniz Ülkütekin Üçüncü albümleri Dünya Günlükleri ile hayranlarının karşısına çıkan Adamlar, alışılmış sesini deneysel yeniliklerle bir araya getirdi. bizim de sadece küçük detaylara müdahale ettiğimiz bir süreç oldu. Kendisine tekrar teşekkür ediyoruz. u Halimden Konan Anlar döneminden bugüne kadar, grup ne gibi değişimler yaşadı? Daha az eğlendiğinizi ama daha profesyonel bir yaklaşım ortaya koyduğunuzu söyleyebilir misiniz ? Çok konser vermek, konser verilen mekânlar ve nitelikleri, dinleyici beklentileri, hayatın ve öğrenmenin durmaz ilerleyişi ve insanın zamanla altını doldurabildiği birçok kavram çocukken hayalini kurduğumuz noktaların eksenini zaman zaman kaydırabiliyor. Hepimizin aldığı keyif başka şekillerde devam ediyor, adı her zaman “eğlenmek” olmasa da. CANLI BİR GRUBUZ u Sahne ve stüdyo arasında sizce ne gibi farklar var? Bir şeyleri kayıt altına almak, paketlemek, sıkıştırmak ve sunmak, canlı tecrübe etmekle aynı titreşimi yaratamıyor. Kaydetmek isteyeceğiniz o “an”, kayıt sırasında gerçekleşmeyebiliyor. Sahnede devamlı bir şeyleri kurcalayan, şarkıları uzatankısaltan, serbest bölümler ekleyen, belki gücünü buralardan alan “canlı” bir grubuz. Stüdyoda ise daha macerasız ve edepliydik bu albüme kadar. Neredeyse tamamını canlı kaydettiğimiz bu albümle beraber giderek kayıt konser arasındaki ayrımı minimize edip oradan da kendimize bir oyun alanı yaratacağımızı düşünüyoruz. Ay başına doğru ölü numarası taktiği Bankalardan cep telefonuma sık sık mesaj geliyor. Geçen biri “Birikimlerimi onlarda değerlendirmek isteyip istemediğimi” sordu. Ardından bir diğeri mesaj attı. O da “Altınlarımı onlara vermemi istiyor, çok iyi değerlendireceklerini” söylüyordu. Hayır, işin tuhaf tarafı bu mesajlar geldiğinde okurken yüzümde bir gülümseme beliriyor, sanki sevgilisiyle mesajlaşırken mutlu olmuş âşık insan profili yaratıyorum. Yani sanırım görenler öyle sanıyor… Bu mesajları gördükçe anlıyorum ki bu bankaların kendi içinde hiç koordinasyonları yok. Bu nedenle de beni kafalarında fazla büyütüyorlar. Yav siz değil misiniz kredi kartı ekstresinin günü falan geçtiğinde yine beni zart zurt arayan. Eee durumu buradan anlamıyor musunuz? Bende birikim ne gezer? Üstelik kredi kartı ekstresi geçtiği için aradığınızda bir de ölü numarası yapıyorum, telefonu açmıyorum. Sanırım işe de yarıyor. Ayrıca farklı farklı numaralardan aramanızı da yemiyorum. Neredeyse hepsi ya telefonda ya zihnimde kayıtlı. O günlerde karşılıklı yaşadıklarımız sayesinde benim mal varlığım hakkında aklınıza bir şeyler oluşmuyor mu acaba? Hayır, bir de o attığınız mesajlar paraylaysa yazık paranıza. Şimdi bir de altınlarımı istiyorlarmış. Ben altının varlığını kuyumcu vitrininde gören, şu anki fiyatını dahi bilmeyen adamım. Acaba nereden çıkarıyorsunuz bende altın olduğunu? Aslında bazen düşünüyorum, koskoca banka, bir bildiği olmasa bana mesaj atmaz diyorum. Hatta gidip evde köşe bucağı karıştırıyorum, bu coğrafyada herkesin kasası olan yastık altına bakıyorum. Yok arkadaş. Yastığın altında normal çarşaf var, köşe bucaktan da kaybettiğimi sandığım birkaç küçük şey çıkıyor. Demek ki koskoca bankalar da yanılıyor. inanmıyorum ama... Bu arada ben zaten bırak altını paraya bile inanmıyorum. Paraya karşı ateistim yani. Görmediğim şeye inanmam. Ama bir güç var. Ay başlarında internette hissettiğim bir güç. Bazı numaraları tuşlayarak internet bankacılığına girdiğim de karşıma bir şeyler çıkıyor ama ben onları yine kendi ellerimle asıl sahiplerine gönderiyorum. Ev sahibi, doğalgazcılar, elektrikçiler, İSKİ, cep telefonu operatörü, internet sağlayıcı, kredi kartı ekstresi falan derken o ay başında internet üzerinde gördüğüm güç de aynı gün içinde yok oluyor. Sonrası zaten muamma. Bir şekilde geçiniliyor sanırım ama nasıl ben de bilmiyorum. Ama bu nasıl olduğunu bilmediğim geçinme süreci de gelecek ay başına kadar yine ekonomik açıdan inanç yitimi ve paraya karşı ateist tavrın geri dönüşü oluyor. 12 MAYIS 2019 SAYI: 1522 pazar.dergi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut KüçükkayA Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu n Yayın Koordinatörü hilal köse ÖZTÜRK n Görsel Yönetmen münevver oskay n Editör deniz ülkütekin n Sayfa Tasarım EMİNE BİLGET n Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/ İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 6 eposta: posta@ cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Yaygın süreli yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle